Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1179 E. 2022/98 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1179
KARAR NO: 2022/98
DAVA: Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 19/10/2018
KARAR TARİHİ: 16/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili — tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilİ — –tarihinde— karşıya geçerken — tarafından kullanılan— plakalı araç çarparak yaklaşık — sürüklediğini, kazadan sonra yaralanan müvekkilinin ——– sevk edildiğini, —-yaralanmalı trafik kazası tutanağı” tutulduğunu, sürücü —- ihlal ettiği ve müvekkilin yaralanmasına sebebiyet verdiğinin tutanak altına alındığını, kaza sonucunda müvekkilinin yaralanarak malul hale gelmesine sebep olan sürücü —- nezdinde suç duyurusunda bulunulduğunu, — tarafından —–suçunun işlenmesi sebebiyle kamu davası açıldığını, müvekkiline verilen zararın ortada olduğunu, ceza yargılamasında alınan bilirkişi raporunda sürücü —kaza anında —- kurallara aykırı seyrettiğinden kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkiline ilk aşamada —— çıkığı, —-saptandığını,—- alındığını, genel cerrahi ve beyin cerrahisi tarafından değerlendirilmiş ve aşağıdaki ameliyatlara alındığını, müvekkilinin ameliyatlar sonrasında —–çıkarılması için ameliyat olmak zorunda kaldığını, bunların tek nedeni ise bu dava konusu trafik kazası olduğunu, müvekkilinin mağduriyetinin giderilmesi gerektiğini, tazminat talepli iş bu davada görevli mahkemenin—- olduğunu, kaza sonucunda, müvekkil yaralanmasına sebep olan — plakalı aracın kaza tarihindeki —- kaza sonrası ortaya çıkan——engellilik sebebiyle maluliyet tazminatı ödenmesi hususunda başvuruda bulunulduğunu, sigorta şirketi tarafından yapılan inceleme sonucunda müvekkilimiz için hesaplanan tazminat hatalı ve eksik hesaplanarak müvekkile eksik ödeme yapıldığını, tazminat miktarını kabul etmediklerini, eldeki davanın süresinde açıldığını, trafik kazasından sonra müvekkilinin hastaneye kaldırıldığını, müvekkilinin yaralanmasının yaşamını tehlikeye sokan bir duruma, eğitimini aksatmasına, uzuvlarında işlev kaybına neden olduğunu, vücudunda kaza sonucu ağır derecede kırıklar meydana geldiğini, olay nedeni ile ilk önce — kez sonra tekrar bir — daha —– ameliyat geçirdiğini, platin takıldığını, — hastanede kaldığını, sonrasında ise — evde sadece — kaldığını, — girecek —–yaşında hala büyümesi devam eden ergenlik çağında bir erkek çocuğu olduğu için her iki bacağında, kolunda ve kalçasında büyüme eşitliği sağlayabilmek için her yıl birkaç kez ameliyat olması gerektiğinin kendisine bildirildiğini, hastane sürecinde yaşadığı acı ve ızdırabın sonucunda bir de engelli hale gelen —— da bu süreçte oldukça kötü etkilendiğini, yaşadığı korku ve şok etkisinin onu manevi olarak yıprattığını, müvekkilinin bu kadar olaydan sonra—-kazandığını, kazayı yaşamamış ve — ayını acı içerisinde geçirmemiş olsaydı çok daha iyi bir bölümü kazanacağının açık olduğunu belirterek müvekkilinin maluliyet oranının belirlenmesi — rapor alınmasına, trafik kazası neticesinde yaya konumunda olan müvekkilin bedensel zararları— sebebiyle fazlaya dair haklarımız saklı kalmak şartıyla şimdilik belirsiz alacak davası olarak açılan bu davada —maddi tazminatın delillere göre zararın kapsamı tam olarak belli olduktan sonra o miktarın davalı —- kaza tarihinden itibaren işleyecek bankaların uyguladığı en yüksek mevduat faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, —- tarihinde yapılan ödemenin belirlenecek olan maddi tazminat tutarından mahsup edilmesini, davalı —-kaza tarihinden itibaren bankaların uyguladığı en yüksek mevduat faiziyle birlikte — manevi tazminatın tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı — havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının, uğramış olduğu zarar miktarı belirlenebilir nitelikte olmasına rağmen davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının hukuka uygun olmadığını, somut olayda, kazanın meydana gelmesinden sonra davacı taraf uğradığı maddi zararların tazmini amacıyla diğer davalı sigorta şirketine başvurduğunu, sigorta şirketince bir tazminat bedeli hesaplanarak davacıya ödeme yapıldığını, davacının ödenen tazminat miktarının eksik olduğu iddiasıyla belirsiz alacak davası olarak davayı açtığını, sigorta şirketi tarafından davacının uğradığı zarar miktarının belirlendiğini, yapılan ödemenin eksik olduğunu belirttiğini, davaya konu edilen zararın gerçekte belirli bir alacak olması ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyecek olması sebebiyle davanın usulden reddinin gerektiğini, —-uyarınca, kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmayan müvekkil şirket, kaza sonucu doğan zararlardan sorumlu tutulamayacağını, — tarihinde, müvekkil şirkete ait işçileri taşıyan —- plakalı servis aracın — ilçesinde seyir halindeyken, davacının hızlı ve kontrolsüz bir şekilde aniden yola çıkması neticesinde kazanın meydana geldiğini, davacı tarafın kaza sonucunda oluşan maddi zararlarının bir kısmının diğer davalı sigorta şirketinden tahsil edildiğini, eksik hesaplanan miktardan ise diğer davalı ile birlikte müvekkil şirketin sorumlu olduğunu öne sürdüğünü, kazaya karışan —-plakalı aracın müvekkili şirket adına kayıtlı olan ve şirket çalışanlarının taşındığı bir servis aracı olduğunu, —-maddesi uyarınca müvekkil, somut olayda “işleten” konumunda olduğunu, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına sebep olursa motorlu aracın işleteni doğan zararlardan sorumlu olacağını, Bununla birlikte aynı kanunun —-işletenin bu sorumluluğunun ortadan kalkacağı hallerin belirtildiği, kurtuluş beyinnesi öngörüldüğünü, kaza —— alınan bilirkişi raporu incelendiğinde de müvekkili şirketin — servis aracını kullanan personelin seçiminde de gereken tüm dikkat ve özeni gösterdiğinin görüleceğini, kazaya karışan araç sürücüsünün, ehliyetli ve araç kullanma konusunda gereken tüm şartları taşımakta olduğunu, kaza anında da alkol ya da herhangi bir uyarıcı madde etkisi altında olmadığını, kazanın meydana geldiği sırada müvekkilin, araç sürücüsüne hızlı yolculuk edilmesi yönünde bir talimatının bulunmadığını, nitekim dosyada mevcut kaza tespit tutanağı saati itibariyle, mesainin kaçırılması söz konusu olmadığını, bu durumda müvekkilinin, kanuni hız sınırlarına uyulmaması yönünde bir talimat vermiş olması da hayatın olağan akışına uymayacağını, müvekkil şirketin, kazanın meydana gelmesinde hiçbir kusurlu eyleminin bulunmadığını, davacının kazanın meydana gelmesinde kendi ağır kusurlu eylemleri ile sebebiyet verdiğini, müvekkilinin hiçbir kusurunun bulunmaması ve zararın davacının ağır kusuru sebebiyle doğmuş olması nedeniyle davacının maddi tazminat taleplerinin müvekkil şirket yönünden reddinin gerektiğini, mahkemece, maddi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi halinde tazminat miktarlarının, davacının zararın meydana gelmesindeki kusurlu eylemleri göz önüne alınarak hesaplanması gerektiğini,—- plakalı araca ait sigorta poliçelerine istinaden, —– içerisinde kalan zararlar için husumetin diğer davalı sigorta şirketine yöneltilmesi gerektiğini, meydana gelen kazada dava dışı—– sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede, ölüm ve sakatlanma halleri ve sağlık giderleri taleplerinde ayrı ayrı olmak üzere kişi başı ——teminat öngörüldüğünü, davacının maddi tazminat taleplerinin kabulü halinde, zararların diğer davalı sigorta şirketince tazminine karar verilmesini, müvekkilin yalnızca poliçe tutarını aşan bedellerden sorumlu olmasını talep ettiklerini, ——– aranan şartlar somut olayda gerçekleşmediğini, davacının manevi tazminat taleplerinin müvekkil şirket yönünden reddinin gerektiğini, kişinin manevi zararlardan sorumlu tutulabilmesi için hukuka aykırı bir fiilin varlığı, kusur, zararın meydana gelmesi ve hukuka aykırı fiil ile zarar arasında illiyet bağı olması gerektiğini, somut olayda, müvekkil şirketin, davacının manevi yönden zarara uğramasına sebep olacak kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil gerçekleştirmediğini, davacının tazminini talep ettiği manevi zararlar ile müvekkil şirket tarafından gerçekleştirilen herhangi bir eylem ya da verilmiş bir talimat arasında bir nedensellik bağı da söz konusu olmadığını, Zararı doğuran trafik kazasında müvekkil şirketin hiçbir kusurunun bulunmadığını, bu durumda müvekkilinin, davacının manevi zararlarından sorumlu olması için kanunda aranan genel sorumluluk şartları olayda mevcut olmadığını, davacının manevi tazminat talepleri yönünden müvekkile husumet yöneltilmesinin hukuka uygun olmadığını, manevi tazminatın bir ceza olmadığı gibi, zenginleşme aracı olarak da kullanılamayacağını, manevi tazminat talebinin çok yüksek olduğunu belirterek 6100 sayılı HMK’nın 107. Maddesine aykırılık teşkil eden davanın öncelikle usulden reddine, taleplerinin kabul görmemesi halinde, meydana gelen trafik kazasında müvekkillerinin kusuru bulunmayıp, davacı ağır kusurlu hareketleriyle zararın doğmasına neden olduğundan, maddi tazminat taleplerinin müvekkil yönünden reddine, müvekkilinin, manevi zararlar yönünden sorumlu tutulabilmesi için kanunda aranan şartlar oluşmadığından manevi tazminat taleplerinin müvekkil şirket yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen —- sunduklarını, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususları kabul etmediklerini, davacı — maluliyeti sebebiyle —— müvekkil şirket nezdinde herhangi bir hak ve alacağı kalmadığından açılmış olan bu davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafından —- raporuna göre davacının maluliyet oranı %12 olarak tespit edildiğini, bedeni sakatlık tazminat talepleri için;—- raporu alınması gerektiğini, bu nedenle maluliyet oranının tespiti için dosyanın —- sevk edilmesi gerektiğini, kaza tespit tutanağının kendilerine tebliğ edilmediğini, davanın araç sigorta ettirenine, araç sürücüsüne ve —– ihbarının gerektiğini, davacı tarafın herhangi bir ödeme almışsa, aynı ödemeyi mükerrer şekilde tarafımızdan tazmin ettiği takdirde sebepsiz zenginleşmiş olacağını, zorunlu dava şartı olan sigorta şirketine usulüne uygun başvurunun davacı tarafça yerine getirilip getirilmediğinin ispat edilmesi gerektiğini, —— talep ve dava hakların — yılda müruru zamana uğrayacağını, iş bu nedenle — yıllık dava açma süresi geçmiş ise davanın zamanaşımı sebebiyle reddinin gerektiğini, kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, kusur oranlarının tespiti için dosyanın—–sevk edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin ancak sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, maluliyet oranının tespiti için — rapor alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik” tazminatı talepleri de hem —– uyarınca tedavi teminatı içerisinde değerlendirildiğinden teminat dışında kaldığını, aktüeryal hesaplamayı gerektiren tazminat ödemelerinde hesaplamanın —–nezdinde tutulan —- kayıtlı aktüerler ile —- tutulan listeye kayıtlı yardımcı aktüerler tarafından yapılmasının esas olduğunu, hesaplama yapılırken müteveffanın bireysel özellikleri dikkate alınması gerektiğini, davacının yaşı, destek süresi, mesleği, somut olayda destekten yoksun kalanların destek süreleri, eşin tekrar evlenme olasılığı —– gibi hususlara dikkat edilerek ve genel şartlara uygun olarak, aktüer siciline kayıtlı bir aktüer tarafından destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması gerektiğini, kazanın iş kazası olması halinde—— tarafından bağlanan peşin sermaye değerinin sorulup tenzil edilmesi gerektiğini, tazminat hesabının asgari ücret üzerinden yapılması gerektiğini, hesaplanacak tazminattan hatır taşıması ve müterafik kusurun tenzilinin gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini, manevi tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu belirterek haksız ve mesnetsiz davanın usulden ve esastan reddine, davanın ihbarına, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davaya konu trafik kazası nedeniyle kusur ve maluliyet oranları ile davalı tarafın zararı tazmin yükümlüsü olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, daimi iş göremezlik tazminatı (maddi tazminat) ve manevi tazminat davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER:
Celp ve tetkik olunan — tarihli ölümlü/yaralamalı trafik kazası tespit tutanağına göre; —– maddi hazarlı trafik kazası meydana geldiği, kaza mahallinde yapılan incelemede—-istikametine seyir halinde bulunan —- plakalı servis aracıyla seyir ettiği esnada — hızla çıkan ve karşıdan karşıya geçmek isteyen yaya —- durması neticesi kaza meydana geldiğini, kaza sonucu yaralı —- hastaneye kaldırıldığı, kazanın oluşumunda sürücü —– kuralını ihlal ettiği kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
—-üzerinden celp olunarak yapılan incelenmesinde; dosyamız davacılarının murisi —- uyuşmazlığa konu trafik kazası nedeni ile yaralanmasından kaynaklı taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan bahisle dava dışı sürücü —aleyhine kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonunda mahkemece; —tarihinde sanığın sevk ve idaresindeki —– karşıdan karşıya geçmekte olan mağdur—- çarptığı şeklinde gerçekleşen olayda—-.yaralamanın yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu, kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı, vücudundaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını ağır derecede etkileyecek nitelikte olduğu—– şikayetçi olduğu ve mahkemece yapılan keşif neticesinde düzenlenen—– raporunda sanığın istiklal caddesi üzerinden seyir ettiği esnada sağından gelip kaplamaya giren mağdur yaya —- gördüğü halde olanca hızıyla gelerek kazaya sebebiyet verdiğinden tali kusurlu olduğu, mağdurun ise kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğu—— gerekçesi ile dava dışı sürücünün cezalandırılmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeden —- tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Dosyada mübrez —-tarihinde —- incelendiğinde; poliçenin — tarihleri arasında geçerli olduğu, sigortalısının —- plakalı araç olduğu, poliçe limitinin ise —- sınırlı olduğu anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik olunan tescil bilgileri incelendiğinde; kaza tarihi itibariyle —- plakalı aracın —- adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
—-sayılı KUSUR raporuna göre; olayda; dava dışı sürücü — %25 (yüzde yirmi beş) oranında, davacı yaya—- %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu rapor edilmiştir.
—–sayılı MALULİYET raporuna göre; davacı —- tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, ——— süresinin kaza tarihinden itibaren——aya kadar uzayabileceği rapor edilmiştir.
Davacının kaza ve dava tarihi ile yargılama aşamasında —- müzekkere yazılarak davacının eğitim durumunun devam edip etmediği, ediyor ise müzekkerenin dekanlığa ulaştığı tarih itibari ile almış olduğu dersler nazara alınarak davacının mezuniyet tarihi sorulmuş, verilen — tarihli cevapta; davacının—– tarihinde kesin kayıt yaptırdığı, muhtemelen — öğretim yılında mezun olabileceği bildirilmiştir.
—-mahkememize sunduğu— tarihli raporunda özetle: —- kullanılmak sureti ile davacının ——–tarihinde mezun olabileceği durumu dikkate alınarak kusur ve maluliyet oranlarına göre, davacının —- bakiye sürekli iş göremezlik tazminatı tutarını talep edebileceği, davalı sigorta şirketinin sigorta poliçesi teminatı olan — davalı sigorta şirketinin — tarihinde yaptığı ödeme güncellenmek sureti ile mahsubu sonucu davalı sigorta şirketinin bakiye teminat limiti kapsamında — kısmından sorumlu olduğu, bakiye teminat limitini aşan — kısmından da sigorta şirketi dışındaki diğer davalı şirketin sorumlu olduğu bildirilmiştir.
Davacı vekili — havale tarihli bedel arttırım dilekçesinde özetle; maddi tazminat taleplerini artırmak sureti ile —- manevi tazminat tutarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Kusur, maluliyet ve aktüer raporları ile ıslah ve talep artırım dilekçesi taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler(TBK m. 51).
Maddi Tazminat
Haksız fiil sonucunda ölüm gerçekleşmemişse 6098 sayılı TBK’nın 54. Maddesine göre; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar bedensel zararlar olarak kabul edilir.
Aynı Kanunun tazminatın belirlenmesine ilişkin 55/1. Maddesine göre ise; bedensel zararlar, Borçlar Kanunu hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.
Manevi Tazminat
Anılan Kanunun 56/1-2. Maddesine göre, Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
UYGULANACAK MEVZUAT
—–kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır—–
14/05/2015 tarih ve 29355 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na, 2/02/2016 Tarih ve 29612 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yayım tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar’ın 4. Maddesi ile eklenen ve 01/06/2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenen “genel şartların uygulanacağı sözleşmeler” başlıklı C.11. Maddesi “Bu Genel Şartlar yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanır.” şeklindedir.
Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan —- tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır——
Kaza tarihinin ve sigorta poliçe tarihinin genel şartlarının yürürlüğe girdiği — tarihinden sonra olması dikkate alındığında, açılan davalar — tarihinde yürürlüğe giren —- değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerekir—-
SORUMLULUK VE SİGORTA TEMİNATI
Müteselsil Sorumluluk
TBK’nın 61. Maddesine göre; birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.
Aynı şekilde ——- katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
Araç Malikinin Sorumluluğu
2918 Karayolları Trafik Kanunu(KTK)’nıun 85. Maddesi; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.é şeklindedir. Ancak, işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir—-
İşleten; araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır—-
Sigortanın Sorumluluğu
Zarar görenin, — öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç—gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.—-
Sigorta şirketinin sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitlerle sınırlıdır.—–
Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez—-
MALULİYET/İŞ GÖREMEZLİK ORANININ TESPİTİ
Maluliyet/iş göremezlik/çalışma gücü kaybı oranının, kazalının şikayetleri dikkate alınarak trafik kazası-haksız fiilin gerçekleştiği tarihe göre—- tarihleri arasında ise —- olarak düzenlenmesi gerekir—–
——– Tazminat Ödemelerinde—- düzenlemeye göre bedeni zararlardan sürekli sakatlık tazminatına esas sağlık kurulu raporunun ——- uygulanması gereklidir.
TEMERRÜT VE FAİZ
Sürücü ve araç maliki, haksız fiilin işlendiği tarihte temerrüde düşmüş olur.——
Sigortacılar hak sahibinin —– belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde ———-sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.—
——- göre; Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için aynı—- temerrüt faizi ödemeye mecburdur.
Yargı yetkisini,—-adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda—- toplanan/sunulan deliller, —- incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde;
— tarihinde davalı — ait olup dava dışı sürücünün sevk ve idaresindeki — plakalı aracın davacıya yaya halinde iken çarpması şeklinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, kazada davacının yaralandığı, kazanın meydana gelmesinde dava dışı sürücünün %25, davacı —- %75 oranında kusurlu oldukları, trafik kazası-haksız fiilin gerçekleştiği tarih itibariyle geçerli mevzuat hükümlerine göre kaza nedeniyle davacı — %15 oranında sürekli malul kaldığı, davada —-düzenleyen sigorta şirketinin de taraf olması nedeni ile poliçe tarihi itibariyle — tarihinde yürürlüğe giren — gerektiği, bu doğrultuda hazırlanan gerekçeli, denetime elverişli ve somut olaya uygun olması nedeniyle hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporuna göre davacının —– sürekli maluliyet zararına uğradığı, kask takılmaması, alkollü sürücünün aracına binme, istiap haddinin aşılması, hatır taşıması gibi kazanın meydana gelmesinde değil ve fakat zarara etkili olan müterafik kusur indirimi nedeni bulunmadığı, davalı sigorta şirketinin daha önce yapmış olduğu kısmi ödemenin güncellenmek sureti ile aktüerya bilirkişisi tarafından talep edilebilecek miktardan mahsup edildiği, sigorta poliçesindeki limite göre davalı sigorta şirketinin sonuçta tespit edilen tazminatın — kısmından sorumluğu olduğu, ayrıca davalı sigorta şirketinin temerrüdünün davacıya yaptığı kısmi ödeme tarihi olan — tarihinde oluştuğu, diğer davalı yönünden temerrüdün kaza tarihi itibari ile vuku bulduğu, kaza nedeniyle davacının yaralanması ve bu yaralanma nedeni ile vuku bulan maluliyet oranı, eğitim durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, yaralanma nedeniyle duyulan acı, elem ve ızdırap ile olayın oluş şekli, zararın ağırlık derecesi, kusur durumu nazara ihlal edilen şahsi hakkın niteliği, kusur durumu nazara alınarak hakkaniyet ilkesi gereğince davacı lehine uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, —– sigortalayan davalı sigorta şirketinin davacı tarafın maddi zararından kaza tarihindeki poliçe limitleri içinde kalmak kaydıyla —- davalı işleten/malik’in ise davacı tarafın maddi ve manevi zararından, sürücü kusuru ve araçtaki bir bozukluğun birlikte kazaya neden olmuş olmaları ve kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini iddia ve ispat edilmediğinden—–maddelerine göre işleten olarak kusursuz sorumluluk esaslarına göre müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, zararın haksız fiilden doğmuş olması ve bir ticari işletmeyi ilgilendirmemesi nedeni tazminat alacağına yasal faiz uygulanması gerektiği, davalı sürücü ve işleten/araç maliki yönünden temerrütün haksız fiil tarihi itibari ile gerçekleştiği, davalı sigorta şirketi yönünden ise davacıya —– tarihinde kısmi ödeme yapıldığı tarih itibari ile davalı sigorta şirketi yönünden temerrütün oluştuğu tarih olarak kabul edilmesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine—– varılarak davanın iş ve güçten kalma tazminatı ve iş gücü kaybı tazminatı yönünden kabulüne, tedavi masrafları ve manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ve ayrıntısı açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile ;
1—- kalıcı maluliyet tazminatının — kaza tarihinden itibaren işleyecek yıllık — birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine; Ancak, davalı —– sınırlı olmasına
2— manevi tazminatın davalı —- tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine
3-Manevi tazminat davasında fazla istemlerin reddine
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 35,90 TL harcın ıslah/tamamlama harcı 1.725,00 TL ile birlikte, alınması gerekli olan 87.487,94 TL harçtan mahsubu ile bakiye 85.727,04 TL karar ve ilam harcının -davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 19.805,29 TL ile sınırlı olmak kaydı ile- davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 35,90 TL, posta ve tebligat gideri 585,60 TL, bilirkişi ücretleri toplamı 900,00 TL, —– fatura bedeli 687,00 TL olmak üzere toplam 2.208,50 TL yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 2.063,50 TL yargılama masrafına, peşin harç 35,90 TL, ıslah/tamamlama harcı 1.725,00 TL ile birlikte, eklenerek sonuç olarak 3.824,40 TL’nin -davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 865,75 TL ile sınırlı olmak kaydı ile- davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 145,00 TL yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı —–tarafından tebligat ve posta masrafı olarak yapılan 150,00 TL yargılama masrafının davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 9,84 TL’sinin davacıdan alınarak davalı —– verilmesine, bakiye 140,16 TL’sinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Adli yardım kararı gereği suç üstü ödeneğinden karşılanan 500,00 TL bilirkişi ücreti giderinin davanın kabul edilen kısma oranı sonucu bulunan 467,17 TL’sinin -davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 105,75 TL ile sınırlı olmak kaydı ile- davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına, bakiye 32,83 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Maddi tazminat davası yönünden davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 77.276,20 TL avukatlık ücretinin -davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 28.745,28 TL ile sınırlı olmak kaydı ile- davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
9-Manevi tazminat davası yönünden davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davalı —- alınarak davacıya verilmesine,
10-Manevi tazminat davası yönünden davalı ——- sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’nin 10/2 maddesi uyarınca 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak bu davalı ‘ya verilmesine,
11-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa, artan delil avansının yatıran davalıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —-Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2022