Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1170 E. 2021/386 K. 24.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1170
KARAR NO : 2021/386

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/10/2018
KARAR TARİHİ : 24/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili 18/10/2018 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin .—– malzemeleri satışı alanında faaliyetlerini sürdürdüğünü, davalı—- tarihinde —-sözleşmesi imzalandığını, iki şirket arasında —– gerçekleştiğini ve müvekkili şirketin davalıya verdiği mallar karşılığındı- alacağının oluştuğunu, bu alacak kapsamında davalıya ——— düzenlediği, fatura tutarının davalı tarafından ödenmediğini, düzenlenen faturaların toplam — bedelli — tarihli fatura, toplam — bedelli — tarihli fatura bakiye miktarlarında olduğunu, faturaların müvekkili şirket ile davalı şirket arasında kurulan——– müvekkilinin edimlerini eksiksiz ifa etmesine karşın davalının üzerine düşen edimini yerine getirmediğini, temerrüde düştüğünü ve müvekkili şirketin hakkı olan fatura bedellerinin ödemesini eksiksiz bir şekilde yapmadığını, davalı aleyhine —–Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, ödeme emrinin borçluya—- tarihinde borca itiraz ettiğini belirterek haksız ve dayanaksız itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, alacaklarını teminata bağlı bulunmadığından ve karşı tarafın mal kaçırma durumu olması nedeniyle — üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının teminat karşılığında ihtiyaten haczine ticari temerrüt faizi, yargılama masrafları ile avukat ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili —-tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı firma arasında—- sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmenin incelenmesi halinde, dava—sözleşme keşif bedeli ve tutarının belirlendiği ve müvekkili firma tarafından sözleşmenin imzalanmasına ——- tutarında beş adet çekin verildiğini, çeklerin davacı şirket çalışanı—- edildiğini, davacı, dilekçesinde müvekkili firmaya yolladığını, faturalara itiraz etmediklerini ve faturaların içeriğini kabul edildiğinin iddia etliğini, davacı firma ile müvekkili firma arasında imzalanmış olan sözleşmenin —- dönemler halinde fatura edilecektir.” hükmünün bulunuğunu, tarafların bu hüküm ile fatura — hususunda mutabık kalmışlarsa da sözleşmenin imzalanmasından — kadar— müvekkili şirket muhasebesine teslim edilen herhangi bir faturanın bulunmadığını, satıcı tarafından düzenlenen faturaların alıcıya tebliği zorunlu ve gerekli olduğunu, davacı tarafın faturayı tebliğ etmeyerek TTK hükümlerince fatura içeriğine itiraz hakkının taraflarınca kullanabilmesinin de imkansızlaştığını, müvekkili firmaya teslim edilmeyen bu faturalar ile ilgili 2017 yılı içerisinde müvekkili tarafınca kullanılamadığını, bu sebeple—- bildirim yapamadığını, davacı —- borç kaydı altında olduğunu ve—- borç kaydıyla girildiğini, davacı, mal alım satım sürecinin devam etmesi sebebiyle müvekkili şirketten — tutarlı bir adet daha çekin yine davacı şirket çalışanı —- elden teslim edildiğini, müvekkil firmanın sözleşme ile taahhüt edilen bütün edimleri eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, karşı tarafın ise teslim edilen son çeki —- tarihinde ve—– itibariyle—-ihtiyati haciz marifetiyle işyeri haczine gelerek 64.633,66TL olarak haksız bir şekilde tahsil ettiğini, müvekkili —– hiçbir borcu olmadığı ve sözleşmeden doğan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, ödemeleri peşinen yapmış olmasına karşılık davacı tarafın tamamıyla müvekkili şirketi zarar uğratmak kastıyla hareket ettiği ve haksız kazanç —- incelenmesini talep ederek mahkemeyi yanıltmaya çalıştığının ortada olduğunu, bu sebeple sözleşme tarihi olan 15.06.2017 itibariyle — formlarını ilgili —– istenilmesini talep ettiklerini belirterek itirazın kabulüne, borçlu olmadıklarının tespiti ile icra takibinin iptaline, davacı tarafından açılan haksız ve kötü niyetli davanın ve tüm taleplerin reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, cari hesap bakiye alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, İİK 67 ve devamı maddelerine dayanmaktadır.
Davaya konu—- takip dosyasının celp olunarak yapılan incelenmesinde; davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine faturalara dayalı cari hesap alacağı açıklaması ile —– takibi yapıldığı, davalının 7 günlük yasal süre içerisinde borca itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Tarafların tüm delilleri celp olunarak dava dosyası ve taraf şirketlere ait ticari defter kayıt ve dayanakları belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporlar alınmıştır.
Tarafların—- yıllarına ilişkin — bildirimlerinin birbiri ile uyumlu olduğu görülmüştür.
Mali bilirkişi aracılığı ile yapılan incelemede davacı şirkete ait ticari defter, kayıt ve dayanaklarına göre; davacı — tutarında fatura tanzim edilerek davalı borcu olarak kaydedildiği, karşılığında davalının 12/07/2017 tarihinde vermiş olduğu 256.154,94 TL tutarındaki çek girişinin davalı alacağı olarak kaydedilmesi— yılına devrettiği, 2018 yılında davacının tanzim ettiği toplam —– faturaların borç kaydedildiği, karşılığında 50.000,00 TL’lik çek ödemesinin davalı alacağı olarak kayıtlanması sonucunda takip tarihi —- davalıdan alacaklı olduğu, davalının ait ticari defter, kayıt ve dayanaklarına göre; davalı tarafından davacıya toplam—borcun kaydedildiği, hesapta başkaca kaydın mevcut olmadığı, —yılında davacının tanzim ettiği toplam 91.796,68 TL tutarındaki faturaların davacı alacağı olarak kayıtlandığı, 50.000,00 TL’lik çek veriliş kaydı sonucunda takip tarihinde davacının davalıya 214.358,29 TL borçlu olduğu, takip tarihinden sonra çek iade kaydı — ödemesi kayıtları neticesinde davalının davacıdan 165.958,29 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Davacının ticari defterlerine göre takip tarihinde 44.573,63 TL davalıdan alacaklı iken, davalının ticari defterlerine göre takip tarihinde davalının 214.358,29 TL davacıdan alacaklı olduğu görülmektedir. Taraflar kayıtlarındaki farklılığın sebebi davacının 2017 yılında tanzim ettiği 258.931,95 TL tutarındaki faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Davalı taraf faturaların davacı tarafça kendisine tebliğ edilmediğini savunmuştur. Yine mali bilirkişi aracılığı ile yapılan incelemede; davalıda olmayan davacıya ait faturaların davalı——- bildirilmediği, davacı tarafından dosyaya sunulan 2017 yılına ait faturaların davalı — adresine gönderildiği, davalının, davacının yanlış —-adresine gönderdiğini bildirdiği, davalının ticari defterlerinde kayıtlı olan — faturalarının incelenmesinde, — hem davacının gönderdiği adresin hemde davalının doğru olduğunu bildirdiği — faturalarında ise yine davacının faturaları gönderdiği—-adresinini kayıtlı olduğunun görüldüğü, yine davacı tarafından 2017 yılı faturalarına konu emtiaların teslimine ilişkin dava dışı—– ettiği sevk irsaliyelerinin sunulduğu, fatura kapsamı —– tarafından davacıdan alım yapıldığı, davalı ödemesini yapmış olduğu sözleşme konusu —– faturalarını kendisine ulaşmadığından kayıtlarına işlemediğini bildirmiş ise de, —-faturasının davacı tarafça tanzim edilerek davalının — adresine gönderildiği, —düzenlenebilen belgeler kapsamında yasal düzenleyemeye uygun olduğu bildirilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamındaki tüm delillere ve alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının davalıya teslim ettiği mallar karşılığında düzenlenen faturalarının bir kısmının davalıya— edilmemekle birlikte — ortamda gönderildiği, davalının davacıya verdiği çeklerin ödenmesi sonucunda davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 44.573,62 TL tutarında alacaklı olduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.DAVANIN KABULÜ İLE; tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile; davalı tarafın——- Esas sayılı takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ ile takibin tarihinden itibaren işleyecek değişir oranlı avans faizi ile birlikte DEVAMINA,
2-Alacak miktarı bilinir ve belirlenebilir olduğundan asıl alacağın % 20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Başlangıçta peşin olarak alınan 538,34 TL harcın ve icra takibi peşin harcı 222,87TL’nin, alınması gerekli olan 3.044,82 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.283,61 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 35,90 TL, peşin harç 538,34 TL, posta ve tebligat gideri 282,75 TL, bilirkişi ücretleri toplamı 1.800,00 TL olmak üzere toplam 2.656,99 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte— avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
7-Talep edilmesi halinde bir sureti dosyaya konulmak kaydıyla—– sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.