Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1122 E. 2019/874 K. 19.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1122
KARAR NO : 2019/874

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2018
KARAR TARİHİ : 19/09/2019

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 08/10/2018 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin yurt içi ve yurt dışında turistik gaye ile turlar düzenleyen turizm sektöründe ——- unvanı ile tanınmış bir ——acentesi olduğunu, bu bağlamda yürütmüş olduğu turizm faaliyeti ile ilgili olarak müvekkili şirketten otel ve konaklama hizmeti satın aldığını, müvekkili ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkiye istinaden 2018 yılında müvekkili şirketi tarafından toplamda 24.200,07 TL bedelli 15 adet fatura düzenlendiğini, borçlu şirketin söz konusu faturalardan kaynaklanan bakiye 19.227,09 TL borcunun bulunduğunu, borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğünün 2018/25200 Esas sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli olarak, zaman kazanmak, borcun tahsil sürecini uzatmak kastıyla borca, gerekçe sunmaksızın genel ifadelerle itiraz ettiğini, davalı tarafın takip meblağı kadar taraflarına borcunun olduğunun ticari defterler ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme yapıldığında tespit edileceğini beyanla haksız itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 19/09/2019 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; celse arasında sunmuş oldukları beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 16/11/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacının icra takibinde belirttiği tutarın fahiş olduğunu, taraflar arasında davacının belirttiği borç miktarı üzerinden mutabakat yapılmadığını, dolayısıyla müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkili şirketin tüm faturaları kabul etmediğini, almadığı hizmet için düzenlenen faturaları usulü dairesinde iade ettiğini, bu nedenle müvekkili şirketin davacıya borcunun bulunmadığını, tutulan cari hesaplar üzerinden mutabakat sağlanamadığını bildirdiklerini, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile bu durumun ortaya çıkacağını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 19/09/2019 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; celse arasında sunmuş oldukları beyanlarını tekrarla ek rapor alınmasını ve davanın davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında hesap mutabakatı yapılıp yapılmadığı, takibe konu faturalardaki hizmetlerin sunulup sunulmadığı, davacının takibe konu faturalar nedeniyle alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu ——–. İcra Müdürlüğü’nün 2018/25200 Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 18/09/2018 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna Tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilince dosyaya sunulan 13/09/2016 tarihli ——— seri nolu —– bedelli, 05/09/2018 tarihli—– seri nolu 759,51 TL bedelli, — tarihli — seri nolu ——– bedelli—- tarihli —–seri nolu —bedelli, — tarihli— seri nolu —- bedelli, — tarihli— seri nolu —-bedelli, 14/08/2018 tarihli —seri nolu 1.164,00 TL bedelli, —- tarihli —- seri nolu — bedelli, —- tarihli— seri nolu — bedelli, 01/07/2018 tarihli — seri nolu 1.296,40 TL bedelli, 29/06/2010 tarihli ————-seri nolu —–bedelli, — tarihli — seri nolu — bedelli, 20/05/2018 tarihli —seri nolu — bedelli, 13/05/2018 tarihli— seri nolu — bedelli, 14/05/2018 tarihli —- seri nolu —— bedelli faturalar incelendiğinde davalıya yönelik olarak düzenlendiği ve açık fatura niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi 08/04/2019 Havale tarihli raporunda özetle; davacı ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, konusu cari hesap alacağını oluşturan faturaların kendi defterlerinde kayıtlı olduğunu, fatura içeriği hizmetin davalıya ifasına ilişkin faturalarda isim ve imza bulunmasa da, davalının ——-dönemine ilişkin— formlarında sadece 2018/8 döneminde 6 adet fatura bildiriminde bulunulduğu, davacının bu faturalar yönünden hizmetin davalıya ifasını ispatlamış olduğu, davacının bu faturalar yönünden 10.943,54 TL alacağının bulunduğu, 6 adet fatura 8.446,25 TL bedelli fatura içeriği hizmetin ifasının ispata yönelik somut belge sunulmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde ticari defterlere ve sair delillere de dayandığını, müstenidat niteliğindeki vergi beyannamelerinde de dayanıldığının kabulünün gerektiği, davalı tarafın ticari defter ibraz etmediği gözetilerek bağlı bulunduğu vergi dairesinden aylık KDV hariç 5.000,00 TL beyan sınırı altında kalan ispat yükünün davacıda olan fatura içeriği hizmet ifası için, 6 adet faturanın ——- ‘inci ayları KDV beyannamesinde indirim konusu yapıp yapmadığının sorulabileceğini, takip sonrasında asıl alacağa reeskont faizi işletilmesi talebinin yerinde olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi 30/07/2019 Havale tarihli ek raporunda özetle; incelenen her iki tarafın 2018 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, takip konusu cari hesap alacağını oluşturan faturaların her iki şirketin defterlerinde de kayıtlı olduğunu, fatura içeriği hizmet ifasının ispatlanmış olduğu, takip tarihi itibariyle davacı şirketin kendi defterlerine göre 19.277,08 TL alacaklı göründüğünü, davalı şirketin kendi defterlerine göre aynı miktar kadar borçlu göründüğü hususları birlikte değerlendirildiğinde takip tarihi itibariyle davacının 19.277,08 TL alacağının bulunduğu, asıl alacağa takip sonrasından reeskont faiz talebinin yerinde olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi rapor ve ek raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Ticari Defterlerin Delil Kabiliyeti
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır. (TTK m. 83)
Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir. (HMK m. 199)
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir. (HMK m. 219)
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. (HMK m. 220/1)
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. (HMK m. 222/2-3-5)
Temerrüt
İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur(TBK m. 90).
Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir(TBK m. 97).
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer(TBK m. 117/1).
Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; ( …. ) borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır(TBK m. 117/2).
Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar(TTK m. 10).
Faiz
Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur(3095 s.y. M. 2/1).
——— Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur(3095 s.y. M. 2/2).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, faturalar, BA bildirimleri, takip dosyası, bilirkişi rapor ve ek raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davalının ticari defterlerine göre davacıya 19.277,08 TL bakiye borcunun bulunduğu, davacının kendi ticari defterlerine göre ise davalıdan 19.277,08 TL alacaklı olduğu, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği (Yargıtay ———. HD’nin 10/02/2016 tarih ve 2015/4576 Esas – 2016/621 Karar sayılı ilam), davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği(Yargıtay ——-. HD’nin 09/11/2016 tarih ve 2016/3391 Esas – 2016/14472 Karar sayılı ilam) davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat bulunmadığı, bu nedenle davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu, davacının tacir olması ve taraflar arasında ticari ilişki bulunması(TTK m. 19/2) nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz(3095 sy. m. 2/2) uygulanması gerektiği, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğü’nün 2018/25200 Esas sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si olan 3.855,41 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 232,22 TL harcın ve icra takibi peşin harcı 96,14 TL’nin, alınması gerekli olan 1.313,4 TL harçtan mahsubu ile bakiye 985,04 TL karar ve ilam harcının davalı ‘dan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 232,22TL, posta ve tebligat gideri 85,35 TL, bilirkişi ücreti 500,00 TL olmak üzere toplam 817,57TL yargılama masrafının davalı ‘dan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama masraflarının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ——–uyarınca 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davalı ‘dan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
8-Karar kesinleştiğinde, İstanbul Anadolu ———- Müdürlüğünün 2018/2500 Esas sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.