Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1112 E. 2020/200 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1112
KARAR NO : 2020/200

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2018
KARAR TARİHİ : 12/03/2020

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 05/10/2018 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 27/05/2017 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, davalı şirketin söz konusu sözleşme kapsamında muhtelif tarihlerde müvekkili şirket tarafından sağlanan kredileri kullandığını, davalı şirketin kredi sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, muaccel olan borçlarını ödemekten kaçındığını, bu durum üzerine 02/08/2018 tarihinde müvekkili şirket tarafından cari hesabın kat edildiğini, borçlu şirkete ve müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmeyi imzalayan icra dosyasının borçluları———- tarihinde Beşiktaş —- Noterliği’nin —– yevmiye nolu ihtarnamesinin düzenlendiğini,—— nolu Kurumsal Kredi ve —— nolu ———- ödenmesinin talep edildiğini, davalı tarafın kendisine verilen süre içerisinde ödemeyi yapmadığı gibi ihtarnameye de cevap vermediğini, müvekkili şirketin banka olması sebebiyle hiçbir sebep belirtmeksizin cari hesabı kat yetkisinin bulunduğunu, hesap kat ihtarı tarihi itibariyle tüm kredi alacağının muaccel olduğunu, borçluların hesap kat ihtarına ve hesap özetine itiraz etmediğini, bu nedenle icra dosyasına yapılan itirazların yerinde olmadığını, icra takibinde uygulanan faiz oranlarının taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin 33.1 ve 33.2 maddelerine uygun olduğunu, kredi sözleşmesinden doğan alacağın bilinebilir olması sebebiyle icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek icra takibine haksız ve kötü niyetle yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 ‘den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 12/03/2020 tarihli duruşmadaki/esas hakkındaki beyanında; Uyap üzerinden gönderdikleri ödeme emrine göre davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 19/11/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesine kredi sözleşmesinin tamamının eklenmediğini, müvekkili şirkete kullandırılan kredilerin hiçbir gerekçe gösterilmeksizin kat edildiğini, icra takibinin haksız olduğunu, davacının ödemelerin yerine getirilmesi yönündeki itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, davacı tarafından müvekkili şirkete gönderilen ihtarnameye müvekkili tarafından —- tarihinde Üsküdar —-. Noterliği’nin — yevmiye numarası ile müvekkillerinin muaccel hale gelen likit bir borcu olmadığından ihtarnameye ve ihtarnamenin içeriğinde talep edilen asıl alacak miktarına ve diğer tüm ferileri ile diğer tüm iddialara cevap verilmek suretiyle itiraz edildiğini, tamamı sunulmayan sözleşmenin son sayfasında müvekkili —- imzasının bulunmadığını, bu nedenle geçerli bir kefaletin bulunmadığını, davanın müvekkili bakımından reddinin gerektiğini, davaya konu takipte yer alan borcu kabul etmemekle birlikte kefaletin şekil şartlarını taşımamasına rağmen sözleşmede kefil olarak gösterilen kişiler aleyhine icra takibinin başlatılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kredi sözleşmesinde kefilin imzasının bulunmaması sebebiyle varlığını iddia ettiği alacağın tahsili için kefile başvurmasının mümkün olmadığını, davacı yan beyanları ile sözleşmenin genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu ifade etmekte olduğunu ifade ettiğini, geçersiz olan genel kredi sözleşmesinin ve genel kredi sözleşmesinin genel işlem koşulu niteliğindeki aleyhe hükümlerini kabul etmediklerini, taraflar arasında akdedildiği iddia edilen ve tarafların imzasını dahi taşımayan genel kredi sözleşmesinin davacı banka lehine tek yanlı hükümler içerdiğini, sözleşmenin imzalı veya geçerli olduğu kabul edilse dahi tek yanlı hükümler içeren düzenlemelerin iptali ve hüküm kurulurken dikkate alınmaması gerektiğini, davacı tarafça sunulan ön bilgilendirme formunda yalnızca genel kredi sözleşme maddelerine atıf yapıldığını, herhangi bir bilgilendirme yapılmadığını, ön bilgilendirme formunun ve asıl sözleşmenin geçerli olabilmesi için asıl sözleşmeden daha önceki tarihli olması gerektiğini, borcun varlığını kabul etmemekle birlikte icra dosyasındaki miktarın hatalı olduğunu, fahiş miktarda faiz talep edildiğini belirterek Genel İşlem Koşulları Niteliğindeki Hükümlerin yazılmamış sayılmasına, davanın usulden ve esastan reddine, % 20 ‘den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 12/03/2020 tarihli duruşmadaki/esas hakkındaki beyanında; cevap dilekçesini tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacı banka tarafından davalı şirkete kullandırılan kredi nedeniyle kredi borcunun bulunup bulunmadığı, davalı kefilin kredi borcundan sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, kefalette davalı —– imzasının bulunup bulunmadığı, davacı bankanın kredileri hukuka aykırı olarak kat edip edmediği, muaccel hale gelen borç bulunup bulunmadığı, bankaya hesap kat yetkisi veren sözleşme hükmünün genel işlem şartlarına aykırılık oluşturup oluşturmadığı, ön bilgilendirme formunun usulüne uygun verilip verilmediği, talebe konu alacak miktarının fahiş olup olmadığı, noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1,2. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğü’nün ——- Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 31/08/2018 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusu —- tarihinde, diğer takip borçlusu ————- tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlularının süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosyaya mübrez ——- tarihli Genel Kredi Sözleşmesi incelenidğinde,————.arasında akdedildiği, kredi sözleşmesinin 1.000,000,00 TL tutarlı ve kredi müteselsil kefillerinin ———————olduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya mübrez Beşiktaş ——–. Noterliği’nin —————yevmiye nolu hesap kat ihtarı incelendiğinde, keşide edenin —– muhataplarının ———————-olduğu ve ihtarname konusunun toplamda —–borcun ödenmesine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez “—————- incelendiğinde, İstanbul Anadolu ——-. İcra Müdürlüğü’nün ——- Esas sayılı dosyasına konu alacağında bulunduğu bir kısım davacı ———————temlik edildiği anlaşılmıştır.
Bankacı bilirkişi ——- havale tarihli raporunda özetle; asıl borçlu ve kefillerin tarihlerinin aynı olması nedeniyle davacı bankanın davalı borçlu ve kefilden tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile takip tarihi itibariyle asıl alacak ——– Temerrüt faizi ——- masraf 575,61 TL olmak üzere toplam 70.337,02 TL alacaklı olduğu, takip tarihinden borç ödeninceye kadar 65.697,98 TL + 575,61 TL asıl alacaklar üzerinden % 36,40 TL oranında temerrüt faizi ve faizin % 5 gider vergisi talep edebileceği beyan ve rapor edilmiştir.
Bankacı bilirkişi 22/07/2019 havale tarihli ek raporunda özetle; asıl borçlu ve kefillerin tarihlerinin aynı olması nedeniyle davacı bankanın davalı borçlu ve kefilden tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile takip tarihi itibariyle asıl alacak 65.253,08 TL, kat öncesi işlemiş faiz 2.767,34 TL, BSMV 112,83 TL, Temerrüt faizi 1.137,56 TL, BSMV 56,88 TL, masraf 575,61TL olmak üzere toplam 70.903,30 TL alacaklı olduğu, takip tarihinden borç ödeninceye kadar 65.253,08 TL asıl alacak üzerinden % 36,36 TL oranında temerrüt faizi ve faizin % 5 gider vergisi talep edebileceği beyan ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi rapor ve ek raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ————-alacağın temlik sözleşmesi, bilirkişi kök ve ek raporu, icra dosyası, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davalı ——- Kredi Sözleşmesi kapsamında yıllık %15 akdi faiz oranıyla 202.280,00 TL tutarında kullanmış olduğu taksitli ticari kredilere davalı —— müteselsil kefil olduğu, davacı banka tarafından kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredilerin ödenmediğinden bahisle kredi borçlusu ve kefil hakkında hesap kat edilerek ihtarnamenin tebliğ edildiği, ihtarnamenin tebliğ tarihi dosyada bulunmamakla birlikte davalılar cevap dilekçesinde hesap kat ihtarına 10/08/2018 tarihinde cevap verdiklerini beyan ettiğinden bu tarihin tebliğ tarihi olarak kabulünün gerektiği, ihtarnamede borcun ödenmesi için 1(bir) iş günü süre verildiği nazara alındığında temerrüdün kredi borçlusu ve kefil yönünden 13/08/2018 tarihinde oluştuğu, tebliğ edilen hesap kat ihtarında verilen süre içerisinde kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı takip alacaklısı banka tarafından kefil ve kredi borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, davalı takip borçlularının süresinde itirazı üzerine icra takibinin durduğu ve eldeki davanın süresi içerisinde açıldığı, davalı kefil ——————-genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandığı kredilere 1.000.000,00 TL limit ile müteselsil kefil olduğu, kefalet tarihi itibari ile davalı kefilin şirket ortağı olduğu, bu hali ile kefaletin usulüne uygun ve geçerli olduğu, her ne kadar davalı vekili kefalet sözleşmesinde ———- imzasının bulunmadığı iddia edilmiş ise de sözleşmede kefil imzasının bulunduğu, davalı tarafça sunulan bilirkişi ek raporuna karşı itiraz dilekçesinde “… müvekkile imzalatılan sözleşme genel işlem koşulu ihtiva etmektedir.” şeklindeki beyan da nazara alındığında sözleşmede davalı kefilin imzasının bulunmadığı savunmasına itibar edilemeyeceği, banka alacağının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesi üzerine somut olaya uygun denetime elverişli ve gerekçeli olması nedeni ile hükme esas alınan bankacı bilirkişi ek raporuna göre —————-kat öncesi işlemiş faiz ve 112,83 BSMV’si, 1.137,56 TL temerrüt faizi ve 56,88 TL BSMV’si, 575,61 TL masraf alacağı bulunduğu ve ——– asıl alacağa takip tarihinden itibaren %36,36 oranında temerrüd faizi ve bu faize %5 oranında BSMV uygulanması gerektiği, mucceliyetin hesabın katedilmesiyle temerrüdün ise hesap kat ihtarının kredi borçlusu şirkete tebliği ve verilen sürenin dolduğu tarih itibariyle oluştuğu, kefil(ler)in kefalet limitini aşmamak kaydıyla kredi borçlusunun temerrüdünün sonuçlarından(TBK m. 589/2) da sorumlu olduğu, davalı kredi borçlusu——– ile davalı kefil —–takibe konu krediden dolayı sorumluluğunun devam ettiği ve takibe itirazlarının yukarıda yazılı miktarlar itibari ile haksız ve yersiz olduğu, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatı şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı olarak yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davalı/takip borçlularının, İstanbul Anadolu ——-. İcra Müdürlüğü’nün—— Esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının —— asıl alacak, 2.767,34 TL kat öncesi işlemiş faiz ve —–temerrüt faizi ve —-masraf alacağı yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen 66.253,08 TL asıl alacağa takip tarihinden %36,36 oranında temerrüt faizi ve bu faize % 5 oranında BSMV uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si olan 14.180,66 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 898,98 TL harcın ve icra takibi peşin harcı 372,17 TL’nin, alınması gerekli olan 4.843,4 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.572,25 TL karar ve ilam harcının davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
5- Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 181,90 TL, bilirkişi ücreti 700,00 TL olmak üzere toplam 881,90 TL yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 840,00 TL yargılama masrafına, peşin harç 898,98 TL eklenerek sonuç olarak 1.738,98 TL’nin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 42,00 TL yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —— avukatlık ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan—- avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalılara verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.