Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1080 E. 2018/951 K. 27.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1080
KARAR NO : 2018/951

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/07/2016
KARAR TARİHİ : 27/09/2018

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 11/07/2016 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müteveffa … ‘nin … Şubesinden kullandığı kredi kartı nedeniyle, … Tarafından 25/02/2015 tarihinde… kapsamında sigorta poliçesi düzenlendiği, … ‘nin 19/03/2015 tarihinde vefat ettiğini, davacı …. ‘nin müteveffanın olduğu ve poliçede sigortalanan kişi olduğunu, sigorta poliçesine göre sağlanacak taahhüt edilen teminatların miktarların 388,55 TL destek aylığı, 11.656,64 TL süre sonu toplu ödeme olduğunu, müteveffanın vefatı üzerine ilgili poliçe teminatı kapsamında zararlarının tazmini için sigorta şirketine yapılan başvurularının 21/07/2017 tarihinde reddedildiğini, red yazısına göre müteveffanın poliçe başlangıç tarihi öncesinde rahatsızlığı olduğunun tespit edildiğini, poliçeden yararlanılabilmesi için sağlıklı olması veya şirket tarafından değerlendirilmek üzere varsa mevcut rahatsızlığın önceden beyan edilmesi gerektiği, mevcut sağlık durumuna göre eksik beyan edildiğinden tazminat talebinin yerine getirilmeyeceğinin, resmi belge gönderilmesi halinde yeniden değerlendirme yapılacağının belirtildiğini, bunun üzerine müteveffanın daha önce yapılan efor testi sonuçları ile talep üzerine 05/03/2013 tarihinde hastane kayıtları sigorta şirketine gönderildiğini, taleplerinin reddedildiğini, müteveffanın mevcut durumunun eksik beyan edildiği hususunun gerçeği yansıtmadığını, davalı sigorta şirketinin tek dayanağının müteveffanın vefat tarihinden iki yıl önce göğsündeki sıkışma nedeniyle kardiyoloji polikliniğine yaptığı başvuru olduğunu, müteveffaya bu başvuru sonucu tedavi veya ilaç dahi önerilmediğini, müteveffanın sağlık beyanı sorusuna hayır cevabının 2013 yılında kardiyoloji polikliniğinde muayene olmasının bildirilmemesinin eksik bildirim olarak nitelenemeyeceğini, davalı sigorta şirketinin kötü niyetli olduğunu, beyanla fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 25/02/2015 tarihli ………. teminatları kapsamında poliçede yer alan destek aylığı teminatının tespit edilerek baba … ‘nin vefat tarihi olan 19/03/2015 tarihini takip eden aydan itibaren … ‘ye şimdilik 100,00 TL destek aylığı bağlanmasına, poliçede yer alan toplu ödeme teminatının tespit edilerek şimdilik 100,00 TL toplu ödeme teminatının kendilerine ödenmesine, sigorta şirketine ilk hasar ihbarının yapıldığı tarihin 8 işgünü sonrasından itibaren başlayacak avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 29/08/2017 havale tarihli ıslah/talep artırım dilekçesinde özetle; 25.02.2015 tarihli ….. Poliçesi teminatları kapsamında; …’nin vefat tarihi olan 19.03.2015 tarihinden itibaren …’ye 388,35-TL destek aylığı bağlanmasına ve her yıl verimlilik oranında artan şekilde ödenmesine, destek aylığının davalı sigorta şirketine ilk hasar ihbarının yapıldığı tarihin 8 işgünü sonrasından itibaren işlemeye başlayacak avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 27/02/2018 tarihli karar celsesindeki esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 08/09/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: müvekkili şirkete ulaştırılan müteveffa … ‘nin teşhis ve tedavi aşamasına ilişkin tüm tıbbi kayıtlarına göre davacının murisinin poliçe başlangıç tarihi öncesinde kronik iskemik kalp rahatsızlığı tanısının bulunduğunu, müteveffanın poliçe düzenlenirken kendisine yöneltilen sağlık beyanı formu öncesinde meydana gelmiş rahatsızlığı, tedavi gerektiren hastalığın varlığına ilişkin soruları hayır olarak cevapladığını, mevcut sağlık durumunun tam ve eksiksiz olarak beyan edilmesi gerektiğini, bu nedenle davacının tazminat taleplerinin reddedildiğini, kanunda yer alan sözleşmeden cayma hakkı kullanarak davacılara tazminat ödemesi yapmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile tazminata hükmedilecekse müvekkili şirketin sorumluğunun poliçe teminatı ile sınırlı olacağını, tazminata hükmedilmesi halinde faizin dava tarihinden itibaren ve yasal faiz olması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 27/02/2018 tarihli karar celsesindeki esas hakkındaki beyanında; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde sigorta ettirenin davacı oğlunu lehtar göstererek yaptığı büyüyen çocuk hayat sigortası nedeniyle gelir bağlanma ve toplu ödeme şartlarının oluşup oluşmadığı ayrıca murisin sigorta sırasında hastalığını beyan edip etmediği bildirim yükümlülüğüne aykırı davranıp davranmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, büyüyen çocuk hayat sigortası kapsamında riskin gerçekleşmesi nedeniyle poliçe teminatının ödenmesi davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 1487/1. Maddesindeki “Hayat sigortası ile sigortacı, belli bir prim karşılığında, sigorta ettirene veya onun belirlediği kişiye, sigortalının ölümü veya hayatta kalması hâlinde, sigorta bedelini ödemeyi üstlenir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER
Dosyada mübrez 25/02/2015-25/02/2025 tarihleri arasında geçerli Büyüyen Çocuk Sigorta Poliçesi incelendiğinde; sigortalı çocuğun 17/03/2007 Doğumlu….. olduğu, sigorta ettirenin ise 30/08/1982 Doğumlu … olduğu anlaşılmıştır.
Sigorta poliçesi ekinde bulunan sağlık beyanına ilişkin tüm soruların H (Hayır) olarak işaretlendiği anlaşılmıştır.
Hayat Sigortaları uzmanı bilirkişi ile kardiyoloji uzmanı bilirkişinin heyet halinde sunduğu 03/08/2017 havale tarihli raporunda özetle; sigorta ettiren … ‘nin 19/03/2015 tarihinde vefat ettiği, ancak sigorta ettirene daha önce konulmuş kronik iskemik kalp hastalığı teşhisinin bulunmadığı, poliçe yapılırken sağlık beyanına konu hastalıklar ile ölüm nedeni arasında illiyet bağı bulunmadığını, teminatlar bölümünde 388,55 TL destek aylığının sigorta ettiren … ‘nin 19/03/2015 tarihinden itibaren sigorta bitiş tarihi olan 25/02/2025 tarihine kadar … ‘ye ödenmesi gerektiğini beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi kurulu raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Mahkememizin ………. Esas sayılı dosyasından verilen 27/02/2018 tarih ve……. Karar sayılı
“…1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-25/02/2015 – 25/02/2025 tarihleri arasında geçerli 10 yıl süreli ….. nolu büyüyen çocuk hayat sigortası poliçesine istinaden sigorta ettiren … ‘nin vefat ettiği 19/03/2015 tarihini takip eden aydan itibaren sigortalı …… yararına davalı sigorta şirketince aylık 388,55 TL tutarında maaş bağlanmasına, bu maaşın her yıl verimlilik oranında artan bir şekilde sigorta bitiş tarihi olan 25/02/2025 tarihine kadar ödenmesine,
3-Sigorta ettirenin vefat tarihi olan 19/03/2015 tarihinden dava tarihine kadar oluşan süre için oluşan maaş alacağı yönünden temerrüt tarihi olan 21/07/2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere her dönem sonundan itibaren aylık maaş alacağına ticari faiz uygulanmasına,….” şeklindeki hükmün davalı sigorta şirketi vekilinin 25/04/2018 tarihli istinaf başvurusu sonucu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ……. Hukuk Dairesi ‘nin 27/06/2018 tarihli 2018/1446 Esas – 2018/1142 Karar sayılı ilamı ile “…mahkemece görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu gerekçesiyle….” kaldırılmasına karar verilmiş olup, buna göre dava tarihinde yürürlüğe girmiş olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3, 73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu, 6502 sayılı TKHK uyarınca uyuşmazlığın Mahkememizin görevine girmediği, görevin tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlıklara ilişkin olması nedeniyle tüketici mahkemesine (TKHK m.73) ait olduğu sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak yargılama harç ve giderleri görevli mahkemede değerlendirilmek üzere Mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
……
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL ANADOLU NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle dosya üzerinden karar verildi. .
.