Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1069 E. 2019/1220 K. 11.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1069
KARAR NO : 2019/1220

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 25/09/2018
KARAR TARİHİ : 11/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dilekçesinde özetle , davacı müvekkilinin üretici ve meslek mensubu davalı şirketin ise komisyoncu olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkili ile davalının uzun yıllar cari hesap üzerinden çalıştıklarını ve müvekkili ile davalının toplam ticaretinin —–olduğunu , davalının bazen nakit bazende çek karşılığında ödemelerini yaptığını, ayrıca davalının hali hazırda müvekkilinin alacağına karşılık keşide ettiği çekler bulunduğunu, iş bu çeklerin vade tarihinde bir kısmının ödendiğini bir kısmının ise henüz vadelerinin gelmediğini, bu çekler dışında müvekkilinin cari hesap ekstresine göre —– alacağının bulunduğunu, davalı komisyoncunun, müvekkili üreticinin kendisine gönderdiği ürünleri sattıktan sonra bu ürünlere ait satış bilgileri ve kesintileri gösterecek şekilde müvekkili üretici adına müstahsil makbuzu düzenlemek zorunda olduğu halde düzenlemediği gibi ürün bedellerini de ödemediğini, haricen yapılan araştırmada davalının müvekkilinin borcunu ödemeyip—- bulunan komisyoncu dükkanını devretmek üzere —- Müdürlüğüne başvuruda bulunduğunun öğrenildiğini, davalının kötüniyetli olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla —-mal bedelinin işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının gerçeğe aykırı iddialarda dava açtığını, cevap dilekçesi ekinde sunulan müstahsil cari defteri, banka hesap özeti, faturalar ve celbedilecek—-formları incelendiğinde müvekkilinin komisyoncu sıfatıyla üzerine düşen yükümlülüğü fazlasıyla yerine getirdiğinin ve davacının müvekkilinden hiçbir hak ve alacağı kalmadığının anlaşılacağını belirterek , davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, çiftçi olan davacının 3.kişilere satış yapan davalı şirkete sattığı ürünlerin bedelinin tahsiline ilişkindir.
Mahkeme dava şartlarının bulunup bulunmadığını davanın her aşamasında resen araştırır.
Görev mahkemeye ilişkin olumlu Dava şartıdır. (HMK 114/1-c maddesi ).
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.(HMK 1 maddesi)
Ticari davalar TTK. 4. maddesinde mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kamumda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaıet mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise nispi ticari dava sözkoııusu olup mahkememizin görev alanı içinde kalacaktır.
TTK nun 5. maddesine göre; Asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere asliye ticaret mahkemesinde bakmakla görevlidirilecek diğer dava ve işlere asliye ticaret mahkemesinde bakmakla görevlidir.
26.06.2012 tarihli 6335 sayılı Yasanın 2.maddesiyle değiştirilen TTK.5.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı … tacir olmadığı gibi , vergi mükellefi de olmadığı dosya kapsamındaki —- — düzenlediği belgeye göre çiftçi olduğu , davanın konusu yapılan satış nedeniyle bedelin tahsili olup, —- kararının iptali istemi dava konusu edilmediğinden, iş bu davanın 5957 sayılı yasanın 5. Maddesi kapsamında da kalmadığından açılan davanın TTK da sayılan Mutlak ve Nisbi Ticari dava niteliği bulunmadığından mahkememiz görevli olmayıp genel yetkili mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğından davanın HMK.nun 114/1-c, 115/2 ve HMK.nun 20. maddeleri uyarınca görev dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yazılı gerekçe ile ,
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle davanın 6100 sayılı HMK’nun 115/2 maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten itibaren; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkemmeize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine ,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.