Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1068 E. 2019/1157 K. 27.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/274
KARAR NO: 2019/1119
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/03/2016
KARAR TARİHİ: 20/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde , —– ünvanlı şirketin TTK 136 vd madde hükümlerine göre —- tarafından devir alınma yoluyla birleştiğini, —- tarihi itibariyle tescil ve ilan edildiğini, müvekkili ile davalı arasında davalının akaryakıt istasyonunda davalının gerçekleştireceği akaryakıt istasyonu bayilik faaliyeti nedeniyle —- tarihli — yıl süreli bayilik sözleşmesi akdedildiğini, —- bayilik faaliyetini kapsayan—— tarihinde yürürlüğe giren – yıl süreli bayilik sözleşmesi akdedildiğini, diğer davalıların ise davalı kollektif şirketin ortakları olduklarını ve davalı şirketin sözleşme ve taahhütlerinden doğan yükümlülüklerini yerine getireceklerini garanti ve taahhüt ettiklerini, sözleşmelerle davalının ürün alım taahhüdünde bulunduğunu, bu taahhüdün yerine getirilmemesi halinde eksik alınan her ton için cezai şart ödeneceğini ve ödenen gayri maddi hak bedelini faizi ile birlikte iade edeceğini taahhüt ettiğini, davalı şirketin gönderdiği ihtarname ile müvekkili ile akdettiği bayilik sözleşmelerinin süresi sonunda yenilenmeyeceğini bildirdiğini, müvekkili tarafından davalıya gönderilen cevabi ihtarname ile ise sözleşme süresi sonunda eksik ürün alım sebebiyle tahakkuk eden cezai şart borcunu ve gayri maddi hak bedelini faizi ile birlikte ödemesi gerektiğinin bildirildiğini, ancak davalının bugüne kadar müvekkiline ödeme yapılmadığını, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete taahhütlerini eksiksiz yerine getirmesi karşılığında —TL gayri maddi hak bedeli ödemesi yapıldığını, ürün alım taahhüdünü yerine getirmeyen davalının ödenen gayri maddi hak bedelini verdiği taahhüdü uyarınca kıstel ve yevm dahil hiçbir indirim yapılmadan ödemenin yapıldığı tarihten itibaren avans faizinin — puan fazlası üzerinden işleyecek temerrüt faizi ile birlikte müvekkiline ödemesi gerektiğini , gayri maddi hak bedeli tutarının davalı bayiinin satın alınan taahhüt ettiği akaryakıt miktarı esas alınarak hesaplandığını, müvekkilinin , davalının eksik akaryakıt alanlarından kaynaklanan şimdilik — cezai şart alacağının fiilen ödeneceği günkü —efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığının ve taahhüdünü yerine getirmediği için ödenen —- gayri maddi hak bedelinin kıstelyevm dahil hiçbir indirim yapılmadan ödemenin yapıldığı tarihten itibaren avans faizinin 20 puan fazlası üzerinden işleyecek temerrüt faizi ile birlikte ödenmesini, müvekkili ile birleşen — ye verdiği taahhüt uyarınca eksik — alanlarından kaynaklanan şimdilik — cezai şart alacağının fiilen ödeneceği günkü — efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle , davanın maddi gerçeklere aykırı ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava dilekçesinin HMK 119 maddesinin b ve c bendine aykırı olduğunu, davalıların isimleri altında yazılı adreslerin davalılara ait adresler olmadığını, hiçbir davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, imzalanan bayiilik sözleşmesinin süresinin , sözleşmenin 5 ve 11.maddeleri gereğince 5 yıl olduğunu, sözleşme tanzim tarihinden fesih tarihine kadar taraflar arasında nizasız ve ihtilafsız sözleşmenin uygulandığını, davacının müvekkili şirketten hiçbir cezai şart talep etmediğini, müvekkili şirketin davacıya sözleşme süresinin dolduğundan bahisle gönderdiği ihtanameden sonra davacının taraflar arasında hiçbir zaman uygulanmayan ve yürürlüğe girmemiş olan yıllık tonaj taahhütlerini gündeme getirdiğini ve dava konusu yaptığını , müvekkilinin kendisinde uyandırılan haklı güven duygusu ile davacıdan mal almaya devam ettiğini, ancak sürenin dolmasından dolayı bayiilik sözleşmesinin kendisi tarafından feshinden sonra davacının huzurdaki davayı açtığını, taahhüdün uygulanmayacağı yönünde ortaya çıkan olgunun kaynağının haklı güven olduğunu, davacının tonaj ile ilgili bir düzenleme olmadığını, davacının müvekkilinden gayri hak bedeli talep edemeyeceğini, bu bedel için ödemiş olduğu — de talep edemeyeceğini, bayiilik sözleşmesinin ve taahhütnamelerin davacı ile—-arasında tanzim ve imza edildiğini, diğer müvekkillerinin bu belgeleri garanti ve taahhüt eden olarak imzaladıklarını, müvekkillerinden —- ise bu belgelerde imzalarının bulunmadığını, dava konusu taahhütnamelerdeki garantörlüklerin yasal şartları taşımadığını, geçerli bir kefilliklerinin olmadığını belirterek davalılar —–yönünden davanın husumetten reddi gerektiğini, hukuki dayanaktan yoksun ve maddi gerçeklere aykırı olduğu sabit olacak olan davanın bütün davalılar yönünden reddi gerektiğini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, davacı ile davalı —- yapılan — tarihli Bayiilik sözleşmesi uyarınca taahhüt edilen miktarda ürün alınmadığından bahisle , cezai şart alacağı ile davacı tarafından davalı şirkete taahhütlerini eksiksiz yerine getirmesi karşılığında yapılan — gayrımaddi hak bedelinin iadesi istemine ilişkindir.
Davaya dayanak yapılan bayiilik sözleşmesinin tarafı olan —— TTK 136 vd madde hükümlerine göre —- tarafından devir alınma yolu ile birleştiği , bu hususun — tarihinde sicile tescil edilerek ilan edildiği, dolayısıyla — tüm hak ve yükümlülüklerinin tarafının — olduğu anlaşılmakla, davacının iş bu davada aktif husumet ehliyeti bulunduğu tespit edilmiştir.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak taraf şirketlere ait tüm ticari defter ve dayanak belgeler üzerinde uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak kök ve ek raporlar alınmıştır.
Taraflar arasında —- tarihli, konusu ; — parselde kayıtlı olan ——- sahibi — bayiisi olarak davalı şirketin faaliyet göstermesinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin — maddeden oluştuğu, sözleşmenin her sayfasında davalı şirketin kaşesinin ve yetkili imzasının bulunduğu , sözleşmenin son sayfasında davacının kaşesi ve üzerine imzaların atıldığı, sözleşmenin her sayfasına ve son sayfasına asıl şirket dışında davalılardan —– imzalarının bulunduğu, ancak diğer davalılardan—- imzalarının olmadığı görülmüştür.Sözleşmede imzası bulunmayan davalılar —– tarafından pasif husumet ehliye yokluğu yönünden itirazda da bulunulmuştur. Alacağın dayanağı sözleşmede iş bu davalıların imzalarının bulunmaması nedeniyle dava, mahkememizce bu davalılar yönünden pasif husumet yönünden usulden reddedilmiştir.
Davaya dayanak — tarihli bayiilik sözleşmesi ve aynı tarihte yapılan iki farklı taahhütnameler ayrı ayrı incelendiğinde ;
Bayilik sözleşmesi ile davalının davacı —- şirketinin bayiisi olarak faaliyet göstermesine ilişkin koşulların belirlendiği, sözleşmenin 9.maddesinde fiyat ve ödeme , 10.maddesinde teminat ve muacceliyet hususlarının hükme bağlandığı, 11.maddesinde —– olarak lisans alındığı tarihten itibaren sözleşmenin 5 yıl süre ile geçerli olduğu, bayinin halen mevcut olan bayiilik sözleşmesinin en çok bir yıl içerisinde sona ermemesi halinde iş bu sözleşmenin hükümsüz kalacağı, 13.maddesinde davacı — ticari defter ve kayıtlarının münhasır ve kesin delil olarak kabul edilmek suretiyle delil sözleşmesi yapıldığı, 14.maddesinde sözleşmenin süresinin sona ermesi halinde taraflarca bağlayıcı olmaktan çıkacağı ve yürürlükten kalkacağı — sözleşme konusu faaliyetine son vermesi ve bu sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerini dağıtıcı lisansına sahip olan grup şirketlerden birisine veya iştirakine devretmemiş olması halinde sözleşmenin sona ereceği, bu iki durumda tazminat ve cezai şart sorumluluğunun doğmayacağı, bayiinin ürünlerin tamamını —- satın alma ve satın alınan ürün bedellerinin ödenmemesi veya bu sözleşme ile belirli diğer yükümlülük ve sorumluluklarını yerine getirmemesi sebebiyle —– tarafından süre verilmeksizin sözleşmenin feshedilebileceği , bu durumda istasyonun bulunduğu taşınmaz üzerinde öncelikle tasarruf etmesine imkan veren üstün hakkının bulunması halinde — belirlediği sürede tahliye ve teslim edilmesine ilave olarak, doğan zararlar ve mahrum kalınan kar , bayii tarafından—- ödeneceğinin tespit edildiği görülmüştür.
— tarihli taahhütnamede; davalı şirket tarafından “tesis edilecek intifa hakkı ve bayilik sözleşmesi dolayısıyla doğacak diğer gayrımaddi haklar için —-TL + KDV gayrimaddi haklar bedeli (intifa hakkı olarak) bayiilik sözleşmesi imzalanması ve davacı —- adına intifa hakkı tesis edildikten sonra ; tesis edilecek intifa hakkı ve bayiilik sözleşmesi nedeniyle doğacak diğer gayrimaddi haklar için —- TL + KDV gayrımaddi haklar bedeli (intifa hakkı, —ürünlerinin satışı , marka ve logolarının istasyonda kullanılması bedeli) olarak ödeneceği , ödenecek miktarın — kısmının —- ile bayiilik sözleşmesi imzalanıp — lehine intifa hakkı tesis edilmesinden sonra ödeneceği , geri kalan — TL + KDV lik kısmın ise istasyondaki tadilat işlerinin tamamlanmasından sonra ödeneceği , —- lisansının alınmasının tamamen bayiinin sorumluluğunda olduğu, taşınmazda —- lehine tesis edilen intifa hakkının hangi sebeple olursa olsun — Lisans alım tarihinden itibaren 5 yıllık süreden evvel sona ermesi veya – yıllık süre içerisinde herhangi bir zamanda gerekli ruhsatların alınamaması veya iptal edilmesi veya bayiilik sözleşmesinin feshedilmesi veya hangi nedenle olursa olsun — lisans alım tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin tamamlanmaması halinde, – usulü dahil hiçbir indirim yapılmadan — iade edileceği, —yapılacak ödeme karşılığında fatura düzenleneceği, paranın iadesi gerektiğinde — tarafından ödenen paranın iadesi gerektiği halde avans sahibinin % 20 puan fazlası üzerinden temerrüt faizi ödeneceği”hususlarının kabul edildiği görülmüştür.
— tarihli taahhütnamede ; davalı —-adresinde bulunan akaryakıt satış ve servis istasyonunda, bu istasyonda halen geçerli olan ve —- sona ermesini takiben başlamak üzere davacı —- bayiliği nedeniyle doğacak ticari ilişkileri çerçevesinde ; “Bayiilik ve işleticilik sözleşmesinin— lisans alarak uygulanmaya başlayacağı —- itibaren ayda –ton akaryakıttan az olmamak kaydıyla toplam — ton beyaz ürün ve 15.ton madeni yağ satın almanın taahhüt edildiği, bu taahhüdün yerine getirilmemesi halinde ve
beher sözleşme yılının sonunda eksik alınan beyaz ürünün her tonu için —ve manevi yağın her tonu için – aynen ve fiilen ödeneceği günkü — satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının —- cezai şart olarak ödeneceği ” hususunda anlaşma yapıldığı, sözleşmenin devamında bayii olarak faaliyet gösterecek davalı şirketin bu taahhütnamede açıklanan taahhütlerini eksiksiz ve zamanında yerine getirileceğini şirket dışındaki diğer davalıların garanti ve taahhüt ettikleri görülmüştür.
Taraflarca delil olarak dava dosyasına sunulan ;
– Noterliğinin ——- yevmiye nolu ihtarnamenin davalı şirket tarafından davacı şirkete gönderildiği ve ihtarnamede davacı şirketle yapılan bayiilik sözleşmesinin süresi sonunda yenilenmeyeceğinin bildirildiği,
– Noterliğinin ——- sayılı ihtarnamenin davacı şirket tarafından davalı şirkete cevap niteliğinde gönderildiği ve ihtarnamede davalıya sözleşme süresi sonunda eksik ürün alımı sebebiyle tahakkuk eden cezai şart borcunun ve gayrımaddi hak bedelinin faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğinin ihtar edildiği ,görülmüştür.
Taraflar arasında düzenlenen – tarihli sözleşme ve eki niteliğindeki aynı tarihli taahhütnameler incelendiğinde , 1.madde ile ” Bayiilik ve işleticilik sözleşmesinin -n lisans alarak uygulanmaya başlayacağı – dan itibaren ayda – akaryakıttan az olmamak kaydıyla toplam – beyaz ürün ve – madeni yağ ve– yıl süre ile ayda – den az olmamak kaydıyla toplam – -satın almayı taahhüt ederiz. Bu taahhüdün yerine getirilmemesi halinde ve beher sözleşme yılının sonunda eksik alınan beyaz ürünün her tonu için – madeni yağın her tonu için – her tonu için – aynen veya fiilen ödeneceği günkü – efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığını -cezai şart olarak ödeyeceğiz” hükmünün taraflarca kabul edildiği belirlenmiştir. Davalı yanca sözleşmenin yürürlükte olduğu – yıl süre içerisinde davacının hiçbir itirazı kayıt öne sürmeksizin ürün teminine devam ettiği , cezai şart isteyemeyeceği ileri sürülmüş , davalı taraf ise cevaba cevap dilekçesinde taahhüdün yıl bazında değil beş yıllık toplam olarak yapıldığını, – yıl dolmadan cezai şart istenemeyeceğini bildirmiştir. Taahhütname hükmüne göre taraflar arasındaki ilişkinin başlangıcı— ayı olup,— ayı itibariyle sonlanacaktır. Davalı taraf 5 yıllık süre dolmasından önce davacıya gönderdiği ihtarnamede yapılan bayiilik sözleşmesinin süre sonunda yenilenmeyeceğini bildirdiği , davacının ise cevabi ihtarnamesinde eksik ürün alımı nedeniyle tahakkuk eden cezai şart borcunu ve gayrımaddi hak bedelinin faizi ile birlikte ödenmesini talep ettiği görülmüştür. Dayanak taahhüt hükümleri değerlendirildiğinde sözleşmenin uygulanmaya başlayacağı – ayından itibaren aylık bazda – akaryakıttan az olmamak üzere toplam – beyaz ürün ve – madeni yağ alınacağının taahhüt edildiği, bu taahhüdün yerine getirilmemesi halinde de ve her sözleşme yılının sonunda eksik alınan ürün için cezai şart ödenmesinin taahhüt edilmesi karşısında, taahhüdün yıllık olarak anlaşılması gerektiği mahkememizce kabul edilmiş , taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümleri ve taahhütler uyarınca davalının asgari ürün taahhüdünü ihlal edip etmediği bu nedenle davacının cezai şart talep edip edemeyeceği, mümkünse dava tarihi itibariyle isteyebileceği tutarın tespiti, taahhüt hükümlerinin yıllık olarak kabulü halinde davacının sözleşmenin başlangıcı olan — yılı ekim ayından itibaren her bir dönem yönünden takip eden yılda henüz bayiiye mal vermeden cezai şart konusunda herhangi bir çekince bildirip bildirmediği, taahhüde aykırı davranılan yılı takip eden yeni yıldaki ilk faturada yada irsaliyede bir açıklama olup olmadığı, bu şekilde koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği yönünde davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmıştır. -Bilirkişi heyetince davacı ve davalı şirket arasında imzalanan — tarihli sözleşme ve aynı tarihli ürün alım taahhütleri değerlendirilerek hazırlanan raporda, davacının dava tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği bir cezai şart alacağının bulunmadığı açıklanmıştır. Akaryakıt bayiilik sözleşmelerinde (veya sözleşme eki taahhütnamelerde) yer alan “Yıllık asgari alım taahhüdü” ne uymama halinde öngörülen cezai şart hükümleri TBK nun 179/2 (eski Borçlar Kanununun 158/2)maddesindeki ifaya ekli ceza koşulu (cezai şart) niteliğinde olduğundan, burada bu tür ceza koşulu üzerinde durulması gerekmektedir. TBK nun 179/2 maddesine göre ; “ceza borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı , hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça , asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.” Anılan yasa hükmünden açıkça anlaşılacağı gibi, ifaya eklenen ceza koşulunda, şart gerçekleştiği taktirde alacaklı , hem ifayı hemde cezayı talep edebilecektir. Buna öğretide “taleplerin birleşmesi” veya “toplanması” denmektedir. TBK borcun belirlenen zamanda veya yerde ifa edilmemesi hali için kararlaştırılmış ceza koşulunun ifaya eklenen ceza koşulu niteliğinde olacağına dair bir karine koymuştur. Bu iki olasılık dışında kalacak eksik ifa hallerinde TBK nun 179/2 maddesi değil 179/1 madde hükmü uygulanacaktır. Çünkü ; kanun , 179.maddenin 2. Fıkrasında bütün eksik ifa hallerini değil, bunlardan sadece zaman veya yer itibariyle aykırılık teşkil edenlerin ifaya eklenen ceza koşulu olduğunu kabul etmiştir. TBK nun 179/2.madde hükmü emredici yapıda olmayıp düzenleyici nitelikte olduğundan, taraflar yukarıda belirtilen iki hal dışında kalan eksik ifalarla , bütün ifa etmeme hallerinde de ifa ile birlikte cezai şartın istenebileceğini kararlaştırabilirler.
TBK nun 179/2.maddesine göre , iki halde alacaklı ceza koşulunu isteyemez. Eğer alacaklı , ceza koşulunu isteme hakkından açıkça vazgeçmişse artık bu yönde bir talepte bulunamaz. Diğer yandan alacaklı , çekince koymadan ifayı kabul etmiş veya sözleşmeden doğan edimlerini ifa etmeye devam etmişse bu taktirde de ceza koşulunu isteyemez. Örneğin; 5 yıl süreli bir akaryakıt bayiilik sözleşmesinde veya eki taahhütnamede bayiinin yıllık asgari ürün alımı taahhüdü bulunmasına rağmen yıllar itibariyle bu taahhüde uyulmamış ise tedarikçi firmanın TBK nun 179/2 maddesi uyarınca hem ifayı hemde ceza koşulunu talep edebilmesi için takip eden yılda henüz bayiiye mal vermeden önce ceza koşulu ile ilgili “çekince” (ihtirazı kayıt) bildirmesi yada bu konuda bayiiye noterden bir ihtarname göndermesi gerekir.Çekince için bir şekil şartı getirilmemiştir. Tedarikçi, taahhüde aykırı davranılmış olan yılı takip eden yeni yıldaki ilk fatura ve irsaliyeye koyacağı bir açıklama (şerh) ile bu koşulu yerine getirebilir. Bu şekilde bir çekince (ihtirazı kayıt) konulduktan veya ihtar çekildikten sonra tedarikçi (sağlayıcı) firma , mal vermeye (ifaya) devam etse bile önceki yıla dair ceza koşulu alacağını sözleşme zamanaşımı süresi içinde her zaman talep edebilir. Sonraki yıllarda da aynı kural geçerlidir. Yani yıl sonunda bir önceki yıla dair ceza koşulunun istenebilmesi takip eden yılda henüz ifaya başlanmadan önce çekince (ihtirazi kayıt) bildirilmesi veya ihtar çekilmesine bağlıdır. Bunlar yapılmadan müteakip yılın ifası gerçekleşmişse artık bir önceki yıla ait ceza koşulu istenemez. Çekince konmuş veya ihtar çekilmiş olan yıllarla ilgili ceza koşulunun istenebileceği ise koşulsuzdur. (Yargıtay — HD nin– tarih , – esas – karar sayılı kararı ve benzer mahiyette Yargıtay HGK nun — esas, — karar sayılı kararı ile benzer nitelikte içtihatlar)
Yapılan açıklamalar ışığında mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ile alınan bilirkişi raporu ile taraflar arasında imzalanan bayiilik sözleşmesi ve taahhüt hükümleri doğrultusunda davacının davalı tarafça ürün alım taahhüdüne uyulmaması durumunda cezai şart talep etmesi mümkün olmakla birlikte taraflar arasındaki taahhütname hükümlerinin yıllık asgari ürün alımı olarak düzenlenmesi karşısında davacının taahhütnamede kararlaştırılan cezai şartı 5 yıl yönünden talep edebilmesi için cezai şartın oluştuğu yıldan sonraki yıllarda ürün verirken ihtirazı kayıt koyarak bu hakkını saklı tutması gerekmesine rağmen bunun yapmadığı birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü dönem içinde davalıya mal verdikten sonra davalının bayiilik sözleşmesini ve taahhütnameleri süre sonunda yenilenmeyeceğine ilişkin ihtarnamesine cevaben gönderilen —- tarihli ihtarın 1, 2, 3 ve 4. döneme etkisi olmayacağı, sözleşme feshedildiğinden biten 5.dönem için cezai şart isteyebileceği gözetilerek bilirkişi tarafından davalı şirketin davacıdan toplam – yıllık sözleşme süresinde — ton beyaz ürün aldığı, davalının- ton taahhüdüne göre beyaz ürün eksiğinin toplamda — olduğu, bunun – yıla bölünmesinde (davacı sadece son beşinci yıl için cezai şart isteyebileceğinden) her bir yıl için — ton eksik ürün aldığı, yine davalı şirketin davacı ile olan ticari ilişkisinin devam ettiği süreçte— – satın alma taahhüdünde bulunduğu ancak sözleşme sonuna kadar—satın alındığı, buna göre davalının — ton eksik— satın aldığı, son yıla ilişkin olarak — eksik — yönünden cezai şart isteyebileceği, yine davalı şirketin davacı ile olan ticari ilişkinin devam ettiği — yıllık süreçte – ton madeni yağ satın almayı taahhüt ettiği halde sözleşme sonuna kadar – madeni yağ satın aldığı, buna göre davalının toplamda —- madeni eksik aldığı , son yıla ilişkin olarak — madeni yağ yönünden cezai şart isteyebileceği kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf dayanak bayiilik sözleşmesi ve eki taahhütnameler uyarınca davalı şirkete yaptığı gayrımaddi hak bedeli ödemesinin tamamını davalıdan talep etmektedir. — tarihli bayiilik sözleşmesinin eki niteliğindeki taahhütnamenin ; 1.maddesinde ; ” tesis edilecek intifa hakkı ve bayiilik sözleşmesi nedeniyle doğacak diğer gayrımaddi haklar için —-Gayrımaddi Haklar bedeli (intifa hakkı, — ürünlerinin satışı , marka ve logolarının istasyonlarda kullanılması bedeli) olarak ödenecektir. Ödenecek miktarın — kısmı – ile bayiilik sözleşmesi imzalanıp — lehine intifa hakkı tesis edilmesinden sonra ödenecektir. Geri kalan — TL + KDV lik kısmı ise istasyondaki tadilat işlerinin (saha betonu yapımı, kanopi tadilatı, yıkama tonozu ve market düzenlemeleri) tamamlanmasından sonra ödenecektir.— lisansının alınması tamamen bayii şirketimizin sorumluluğundadır” , 2.maddesinde ; ” — ile yapılan bayiilik ve İşletmecilik Sözleşmesinin veya ariyet olarak alınan mallara ilişkin taahhütnamenin veya iş bu taahhütnamenin herhangi bir hükmüne aykırı davranmamız veya yukarıda adres ve tapu kayıtları belirtilen taşınmazda —-z lehine tesis edilen intifa hakkının hangi nedenle olursa olsun — lisans alım tarihinden itibaren – yıllık süreden evvel sona ermesi veya – yıllık süre içerisinde herhangi bir zamanda gerekli ruhsatların alınamaması veya iptal edilmesi veya bayiilik sözleşmesinin feshedilmesi veya hangi nedenle olursa olsun—- lisans alım tarihinden itibaren – yıllık sürenin tamamlanamaması halinde kıstelyevm dahil hiçbir indirim yapılmadan şirketimize ödenen bedel — iade edilecektir. — yapacağı ödemeler karşılığında fatura düzenlenecek , paranın iadesinin gerekmesi halinde —bu ödemenin yapılmasını talep edebilecektir. Ödediği paranın — iadesinin gerekli olması halinde avans faizinin — puan fazlası üzerinden işleyecek temerrüt faizini ödeyeceğiz..” hükümlerinin bulunduğu , iş bu hükümler uyarınca davacı şirketin davalıya taahhütnamede bildirilen gayrımaddi hak bedelinin – tarihli – numaralı davalının düzenlediği fatura karşılığında KDV dahil — TL lik ödemeyi davalı şirkete yaparak edimini yerine getirdiği anlaşılmıştır. Davacı bu ödemenin iadesini talep etmektedir. Davaya dayanak bayiilik sözleşmesi ve eki taahhütnameler yukarıda açıklandığı üzere davalı şirket tarafından süresi bittikten sonra yenilenmeyeceği yönünde davacıya gönderilen ihtarname ile sonlandırılmıştır. Yani dayanak yapılan bayiilik sözleşmesi ve eki taahhütnameler belirlenen 5 yıllık sürenin içerisinde değil, 5 yıl bittikten sonra yenilenmemesi ile bitirilmiştir. Davacının dayandığı taahhütnamede ise, —- ile yapılan bayiilik ve İşletmecilik Sözleşmesinin veya ariyet olarak alınan mallara ilişkin taahhütnamenin veya iş bu taahhütnamenin herhangi bir hükmüne aykırı davranmamız veya yukarıda adres ve tapu kayıtları belirtilen taşınmazda — lehine tesis edilen intifa hakkının hangi nedenle olursa olsun —lisans alım tarihinden itibaren – yıllık süreden evvel sona ermesi veya- yıllık süre içerisinde herhangi bir zamanda gerekli ruhsatların alınamaması veya iptal edilmesi veya bayiilik sözleşmesinin feshedilmesi veya hangi nedenle olursa olsun— lisans alım tarihinden itibaren – yıllık sürenin tamamlanamaması halinde….” denilmek suretiyle davacıya hiçbir şekilde kıstelyevm usulü indirim yapılmaksızın iade edileceği belirlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta sözleşmenin sona eriş şekli bu taahhütname hükmüne uymadığından davacının dayanak bayiilik sözleşmesi ve taahhütnamenin belirlendiği gibi 5 yılın sonunda sonlandırılmış olması nedeniyle , 5 yıllık bayiilik sözleşmesi uyarınca davalı şirkete ödediği gayrımaddi haklar bedelinin iadesini talep edemeyeceği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde takdiren karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yazılı gerekçe ile ,
1-Davanın davalılar —– yönünden PASİF HUSUMET YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Diğer davalılar yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile; — USD cezai şart alacağının —- tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Fazla istemin reddine ,
4-Harçlar Yasası uyarınca kabul edilen dava miktarı üzerinden alınması gereken 3.975,65 TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 8.818.83 TL harçtan mahsubuna, fazla alınan 4.843,18 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan — TL peşin harç giderinin davalılar —-dan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacının peşin harç gideri dışında yapmış olduğu 29.20 TL başvuru, 4.30 TL vekalet tasdik harcı, 3.000 TL bilirkişi ücreti; 750.00 TL ek bilirkişi ücreti, 400.00 TL Talimat mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi için takdir edilen bilirkişi ücreti, 435.00 TL tebligat, müzekkere ve yazılan talimatla ilgili masraflar olmak üzere toplam sarfedilen 4.618,50 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmına isabet eden 520,52 TL sinin davalılar —– tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Hüküm tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca kabul edilen dava miktarı üzerinden davacı yararına tayin ve takdir edilen 6.752.00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar ——– tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Davalılar — hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmiş olmakla, vekille temsil edilen bu davalılar yararına aynı tarifenin 7/2.madde hükmü uyarınca tayin ve takdir edilen 2.725.00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalılara verilmesine,
9-Davalılar —– ile ilgili olarak davanın reddedilen 458.200.- TL si üzerinden aynı tarife uyarınca tayin ve taktir edilen 32.278.00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak vekille temsil edilen bu davalılara verilmesine,
10-Davacılar tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/11/2019