Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1065 E. 2022/898 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1065 Esas
KARAR NO : 2022/898

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/09/2018
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Dava dışı —–poliçe nolu 12.10.2017/2018 tarihli —–Poliçesi ile müvekkil şirket nezdinde sigortalı olup anılan adreste 14/05/2018 tarihinde sigortalı işyerinin bulunduğu iş merkezinin—– katında bulunan işyerinin —– no.lu dairelerde faaliyet gösteren davalı firmaya ait mutfak tesisatından akan suların, davalı şirketin işyerine dolarak ve buradan da sigortalı işyerine akması neticesinde sigortalı işyeri genelinde tavan, duvar boyaları, tavan aydınlatmaları ve emtialarda hasar meydana geldiğini, müvekkil şirketçe alınan 25/05/2018 tarihli “Dahili ——- söz konusu olaya ilişkin incelemeler yapıldığını, 01/06/2018 tarihli —— raporunda, mevcut hasarın mutfak bölümündeki tezgah altındaki açıkta bulunan—- ve/veya arıtma cihazından kaynaklandığı ve sorumluğun işyerinde kiracı olarak faaliyet gösteren —— firmasında bulunduğu kanaatine varılmış olduğunu, sigortalı işyeri genelinde tavan, duvar boyaları, tavan aydınlatmaları ve emtialarda meydana gelen 116.111,18-TL hasar bedelinin müvekkil şirket tarafından dava dışı sigortalısına ödendiğini, yapılan bu ödeme ile müvekkil şirketin Sigorta Poliçesi Umumi Şartları ve TTK md.1481 amir hükümlerine göre sigortalısının haklarına halef olduğunu, her türlü fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 116.111,18-TL tazminatın ödeme tarihi olan 01/06/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini, dava masrafları ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetleSu basma olayını müteakip davacı şirketin elemanları olduğunu iddia ederek gelen ekibin tespit yapabilmeleri için müsaade edildiğini, herhangi bir anlaşmazlığa muhatap olmamak için kendi sigorta şirketi yetkili ve ——- ile davacı tarafın ofisine gidilmişse de ofislerinde olan zararın tespitini yapmalarının engellenmiş olduğunu, daha sonraki başvurularında ise, tamir ettirdiklerini iddia ettikleri bir alan uzaktan gösterilerek ancak tespit yapılabilmesi için incelemeye izin verilmediğini, bu tür münakaşalı olabilecek bir davranışta yapmaları gerekenin hukuki yollara başvurduğunu, bina yönetimi tarafından olay yerinde ve zarar gören alanlarda yapılan incelemeler ve tespitler sonrası, yönetim gerekli tamiratları yaptırarak sorumluluğu kabul etmiş olduklarını, olayın daha önce de bir defa daha vuku bulan boru patlaması olayından hiçbir farkı olmadığını, davacının ——tespit ettikleri gibi vuku bulmadığı, bu şekilde anlaşıldığını, bina yönetiminin davacının mahkemeye verdiği dava dilekçesinin aynısı olan bir örneğinin, mülk sahiplerine de gönderildiğini belirterek olayın binanın sabıkalı olan su tesisatından meydana geldiği nedenle bina yönetimi tarafından tamir ve tazmin edildiğini bildirdiğini, önceki su basması olayındaki talep edilen zarar bedeli ve bu defa talep edilen zarar bedeline bakıldığında, tutarın —— tarafından ortaklaşa tespit edilen ve —— yayımlanan tebliğde sunulan, maliyet fiyatlarına uymadığını, fahiş olduğunu talep etmiştir.
İhbar olunan——vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkil —— davaya konu taşınmazda bulunan ve davalı sigortalı şirketin kiracı konumunda bulunduğu işyerini, ——No.lu 03.05.2018- 03.05.2019 vade tarihli ——- teminatı altına aldığını, uyuşmazlık konusu alacağın zamanaşımına uğramış olduğunu, kısmi dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığından başvurunun usulden reddinin gerektiğini, meydana gelen zarar bina ana tesisatındaki sorun nedeniyle oluşmuş, bu husus işbu dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuyla ve dosya kapsamında bulunan delillerle sabit olduğunu, TBK m.69 gereğince, bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlü olduğunu dolayısıyla binanın 6. Katında bulunan işyerinde kiracı konumunda olan sigortalının, TTK ve TBK gereğince meydana gelen zararı tazmin yükümlülüğü bulunmadığını sigortalının sorumluluğunda olmayan bir hasarın tazmininin müvekkil şirketten talep edilemeyeceğini, bu nedenle meydana gelen hasar ve zararların poliçe teminatı kapsamı dışında olduğunu, yanı sıra somut olayda, binadaki diğer dairelerde bulunan 3. Şahıslara ait emtialar ve duvarların hasara uğramış olduğunu ancak müvekkil ile sigortalı arasında akdedilen sigorta poliçesinde, söz konusu hasar ve zararlar teminat altına alınmadığını, bu nedenle meydana gelen hasar ve zararlar teminat dışı olup, TTK, poliçe özel ve genel şartları gereğince müvekkilin hasar ve zararı tazmin yükümlülüğü bulunmadığını, taleplerin müvekkili sigorta şirketi poliçesi teminatı kapsamında olduğunu kabul manasında olmamak üzere, davacı tarafından talep edilen ve raporda tespit edilen zarar miktarları fahiş olduğunu, kabul manasında olmamak üzere müvekkil şirketin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olup davacı tarafından yalnızca dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz talep edilebileceğini, müvekkilin fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak üzere, işbu haksız ve dayanaksız davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
—— yazılan müzekekreye cevap verilmiş olup müzekekre cevabı dosya arasına alınmıştır——-yazılan müzekekreye cevap verilmiş olup müzekekre cevabı dosya arasına alınmıştır.——yazılan müzekekreye cevap verilmiş olup müzekekre cevabı dosya arasına alınmıştır.Dosya rapor hazırlamak üzere bilirkişiye tevdi edildiği 01/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda;. ——01.06.2018 tarihli raporunda sadece çıplak gözle söz konusu boruya bakmış ve Patlak olduğuna karar verdiğini, bu şekilde çıplak gözle borunun çatlak, patlak olup olmadığını anlamak imkansız olduğunu, borunun patiak olup, olmamasını anlamak için söz konusu boruya su verilerek test ettiğini, —– mevcut ve hazır bir su tesisatının olduğunu, burada yapılacak işlem söz konusu borunun bağlı olduğu su tesisatını açmak ve tesisata su vermektir. Tesisata su verildikten sonra boru patlak ise sular patlak yerden fışkırarak dışarı çıkar yerlere döküldüğünü, boru patlak değilse su dışarı çıkmaz böylece borunun patlak olup olmaması kesin olduğunu.—–dosyada mevcut olan 01.06.2018 tarihli raporunda arızanın 6. Katta faaliyet gösteren—— firmasının Mutfağında evye lavabosu ile duvardaki düşey boru arasında bağlantı kuran —— borudan kaynaklandığı iddia edildiğini,—— söz konusu borunun patlak olması ile ilgili iddiasının, ölçüsüz hesapsız mesnetsiz rasyonel olmayıp, tamamen soyut, tahmini bir takım varsayımlara dayandığını, davacı dosyada mevcut 01.06.2018 tarihli ——raporuna dayanarak dava dışı sigortalısının işyerinde meydana gelen hasar bedeli olan 116.111,18 TL kendisi tarafından sigortalısına ödendiğini, bu nedenle sigortalısına ödenen bu meblağın davalı —– firmasına rücu edilmesinin gerektiği iddiasında bulunduğunu, buna bağlı olarak da davacının dava dışı sigortalısına ödemiş olduğu meblağın davalı——- tirmasından istenip istenmeyeceğini beyan etmiştir. Dosya rapor hazırlamak üzere bilirkişiye tevdi edildiği 14/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “Bir bağımsız bölümde oluşan bir arıza nedeni ile, o bağımsız bölümü kullanan kiracının bir kullanım hatası mevcut değil ise, bağımsız bölümün maliki, Kusursuz Sorumluluk kuralları gereği, başka bir bağımsız bölümde oluşan hasar bedelini tazminle yükümlü olduğunu, Olayda—— işyerindeki arıza, bu dairenin mutfak eviye musluk temiz su bağlantısı spiral borusunun patlayarak alt kattaki —– işyerinde hasar oluşturduğunu, —— işyerini kullanan olay tarihindeki kiracı ——şirketinin bir kullanım kusuru olduğu förneğin sular kesik iken musluğun açık bırakılması vb. gibi) dosya içeriğine göre kanıtlanmadığını, olay, bu işyerinin mutfak tezgahı altındaki mutfak dolabı içindeki temiz su —– bağlantı borusunun zamanla eskimesi ve patlamasından kaynaklanmış olduğunu, tümüyle malzeme hatası nedeni ile meydana geldiğini, bu nedenle —— dairenin maliki kusursuz sorumlu olarak 4100 oranında hasar bedelinden sorumlu olduğunu, arızalanan tesisat, ortak tesisat kapsamında olmayıp, kat merdiven sahanlığında işyerlerine ait su sayacı ile ayrılmış bağımsız bölüm tesisatı üzerinde olup tümüyle ——- işyeri iç tesisatı niteliğinde olduğunu, kusurun oluşmasında veya artmasında gerek —–dairenin kiracısı ve gerekse —— işyeri kiracısı sigortalıya atfedilecek müterafik bir kusur da mevcut olduğunu, zira olay, işyeri olarak kiraya verildiğini, bulunan bağımsız bölümlerin kapalı oldukları mesai (hafta sonu) saatleri dışında meydana geldiğini, keşif sırasında gezilen işyerinin boyutları ve kullanım şekli (çok çalışanlı açık ofis) ve —— raporunda belirtilen niteliklere göre işyerindeki hasarın giderilmesi bedeli olarak raporda belirtilen 116.111,18TL haddi layikınde bulunduğunu, davacının poliçe kapsamında sigortalısına ödediği bedeli davalıdan rücuen talep edip edemeyeceğini hususunun mahkemenin takdirinde olduğu” belirtilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, “—–Sigorta Poliçesi “ kapsamında ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır.Taraflar arasında, sigorta poliçesinin varlığı, sigortalı işyerinde oluşan hasar konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur.01/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda,—–çıplak gözle boruya baktığını ve borunun çatlak olduğuna karar verdiğini ancak bu şekilde gözle borunun patlak ya da çatlak olup olmadığını anlamanın imkansız olduğunu, borunun patlak olup olmadığını anlamak için su verilerek test edilmesi gerektiği, ancak bu yönde herhangi bir tespit yapılmadığı,—– dosyada mevcut olan 01/06/2018 tarihli raporunda arızanın——firmasının mutfağında—-lavobası ile duvardaki düşey boru arasında bağlantı kuran —— kaynaklandığı iddia edildiği, ancak —– borunun patlak olduğu iddiasının ölçüsüz, hesapsız ve tamamen soyut tahminlerden kaynaklandığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya başka bilirkişi heyetine tevdii edilmiş olup bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 14/09/2022 tarihli raporda, olayda —–nolu işyerindeki arıza, bu dairenin mutfak eyve musluk temiz su bağlantısı spiral borusunun patlayarak alt kattaki—–nolu işyerinde hasar oluşturmasıdır. —– nolu işyerini kullanan olay tarihindeki kiracı —– şirketinin bir kullanım kusuru olduğunun dosya içeriğine göre kanıtlanamadığı, olayın mutfak tezgahı altındaki mutfak dolabı içindeki temiz su——- bağlantı borusunun zamanla eskimesi ve patlamasından kaynaklandığı ve tümüyle malzeme hatasından meydana geldiği, arızalanan tesisatın iç tesisat niteliğinde olduğu ve kusurun oluşmasında veya artmasında gerek —– nolu dairenin kiracısı gerekse—— nolu işyeri kiracısı sigortalıya atfedilebilecek müterafik bir kusurun bulunmadığı, olayın işyeri olarak kiraya verilmiş bulunan bağımsız bölümlerin kapalı oldukları mesai saatleri dışında (haftasonu) meydana geldiği belirtilmiştir.6102 sayılı TTK‘nun 1472. maddesinde halefiyet düzenlenmiştir. Maddede, sigortacının sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği ifade edilmiştir. Sigortalının tazminat alacağının hukuki temelinin haksız eylemden, kanundan veya sözleşmeden kaynaklanmış olması arasında hiçbir fark yoktur. TTK 1472. ‘nci maddeden kaynaklanan halefiyet hakkı sigortacıya, zarar sorumlusundan, sigortalısına ödediği sigorta bedeli kadar talep hakkı ve bunun doğal sonucu olarak da zarar sorumlusuna karşı dava hakkını sağlamaktadır. Bu dava türüne doktrin ve uygulamada sigortacının rücu davası adı verilmektedir. Halefiyete dayalı olan rücu davasında, esas itibariyle sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. Her tazminat davasında olduğu gibi, sigortacının açtığı rücu davasında da davalının kusurunu ve zararı ispat etmek davacı sigortacıya düşer. Halefiyete dayalı sigorta rücu davasında sigortacı halefiyet hukuki ilişkisi sebebiyle ancak selefinin sahip olduğu haklara sahip olur. Sigortacı halefiyete dayanarak rücu davasını zarar sorumlusu aleyhine yönelttiğine göre, sigortalının zarar sorumlusuna karşı açacağı tazminat davasında sigortalı neyi ispat etmesi gerekiyorsa, sigortacıda bu davada onu ispat etmekle yükümlüdür.Somut davada, davacı sigorta şirketi, davalının dairesinden gelen su akıntısının sigortalı işyerinde hasar oluştuğunu iddia etmiş ancak davalı kiracının herhangi bir kusurunun bulunmadığı, hasarın iç tesisattan kaynaklandığı, kullanım nedeniyle ortaya çıkan bir hasar olmadığı, bu nedenle davalı kiracının sorumluluğunun bulunmadığı tespit edilmiştir.Dava konumuz ile aynı olan fakat davacısı farklı bulunan ve dosya arasına alınan—— Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi heyet raporunda da söz konusu hasarın kullanım kaynaklı olamayacağı, bina tesisatından kaynaklı olduğu, davacının bina tesisatındaki ayıptan kaynaklı olan zarar bedelinin davalıya rücu etmesi imkanının olmadığı tespit edilmiştir.Türk Borçlar Kanunu 69. maddesi “Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındakibozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür.” düzenlenmiş olup bina veya yapının bakım eksiklikleri veya yapımdaki bozukluklardan yapı malikinin sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Davalı kiracı şirketin meydana gelen hasarda kusurunun olmadığı bilirkişi raporları ile tespit edilmiştir. Tüm bu sebeplerle davacının davaya konu hasar nedeniyle ödediği bedeli davalı kiracıdan talep edemeyeceği anlaşılmakla açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.982,89-TL olarak yatırılan harçtan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcı çıkarıldıktan sonra bakiye‭ 1.902,19‬-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Yatırılan gider avansından kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
5-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan——-avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı vekilinin ve ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile—– Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.