Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1055 E. 2019/224 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1055 Esas
KARAR NO : 2019/224

DAVA : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/09/2018
KARAR TARİHİ : 07/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı taraflar 08/04/2018 tarihinde aralarında yapmış oldukları eser sözleşmesi ile——————— adresinde yapılacak tadilat işleri için anlaşmış ve sözleşme gereği karşılıklı borç altına girdiklerini, davacı müvekkil taraf sözleşme nedeni ile yerine getirilmesi gereken bütün yükümlülükleri yerine getirdiğini, ancak davalı işveren taraf söz konusu sözleşmenin 8. Maddesinde bulunan yüklenici avans tutarı kadar senedi işveren’e vermekle yükümlüğü olduğunu, ikinci hakediş ödemesinde verilen senet iptal edileceğini ve geçersiz sayılacağına ilişkin maddesine bağlı kalınmadan davalı tarafından müvekkile İstanbul Anadolu————- İcra Müdürlüğü’nün ————-Esas numaralı dosyası ile icra takibini başlattığını, sözleşmenin bu maddesinde yer alan ikinci hak ediş ödemesinin davalı tarafça yapılmış olması davacı müvekkil tarafın sorumluluklarını yerine getirdiğini göstermekte söz konusu teminat senedinin geçersiz olduğunu somut olarak ispat ettiğini, müvekkil işlemlerini zamanında yapmış olmasına rağmen davalı alacaklı elinde bulunan teminat senedini sözleşme hükümleri gereğince iptal ettirmemiş davacı tarafa da iade etmemiş ve akabinde icra takibi başlattığını, takibe söz konusu senet avans teminatı olarak verildiği ve senet incelendiğinde teminat olarak verildiği açıkça belli olduğu, tüm bu nedenlerde takibe konu bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesine davanın kabulüne karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; uyuşmazlığa konu olay tüketim amaçlı ev dekorasyonu işi olduğunu, taraflar arasında 08/04/2018 tarihli ev tadilatı konulu eser sözleşmesi imza altına alındığını, müvekkil her ne kadar ticaretle iştigal etse de yapılan işte müvekkil … ticari amaçla değil tüketim amacı ile hareket ettiğini, şahsi evinin onarım işini dava tarafa yaptırdığını, davacı …’in de ayrıca dosya kapsamında tacir olduğuna dair bir emarenin olmadığı, davacı da mühendis olması sebebiyle mesleği gereği hizmet veren olarak eser sözleşmesini imzalarak hizmet borcu altına girdiğini, Tüketici Kanunu’nun 3. Maddesinin I maddesi gereği “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi tüketici işlemidir” demekle tüketim amacı ile evini onarımını yaptıran müvekkil ile mesleki amaçla hizmet veren davacı arasındaki ihtilafa tüketici mahkemelerinin bakmakla görevli olduğunun net bir şekilde ifade edildiğini, bu nedenle öncelikle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, işbu sözleşme gereği davalı müvekkil … 82.000,00 TL + KDV ödemeyi buna karşılık davacı taraf yine sözleşmenini iş programı başlıklı 3. Maddesi gereği 4 hafta içinde işi tam ve eksiksiz bir şeklide bitirip evi teslim etmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, müvekkil ödemelerinin 35.000,00 Tl lik kısmını sözleşme gereği birer ay vade aralığı ile iki adet çek vererek ödeme borcu altına girdiğini, müvekkil ile davalı arasında imzalanan sözleşmenini birim fiyatlar toplam tutar ve ödemeler başlıklı 8. Maddesi gereği taksitli ödeme planı çerçevesinde müvekkil 09/04/2018 tarihinde 10.000,00 TL , 10/04/2018 tarihinde 10.000,00 TL , 11/04/2018 tarihinde 7.000,00 TL , 25/04/2018 tarihinde 10.000,00 TL 15/05/2018 tarihinde 7.000,00 TL——- keşideci olduğu hamiline yazılı 25/08/2018 tarihli 15.000,00 TL bedelli çek ile toplamda 59.000,00 TL ödeme yaparak yükümlülüklerine uyduğunu, evin onarımında birçok eksiğin bulunduğunu, mağduriyetin giderilmemesi üzerine Kartal —————. Noterliği’nin 31/08/2018 tarihli —— yevmiye numarasından ihtarname keşide edildiğini, ayıplı ve geç hizmet sebebiyle 08/04/2018 tarihli sözleşmeden dönüldüğünü, ayıplı hizmetten doğan diğer dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile ayıplı hizmet sebebiyle de bugüne kadar ödenen ücretlerin ve günü henüz gelmeyen bir adet çekin en geç 3 gün içerisinde iade edilmesinin talep edildiğini, sözleşme gereği günü gelmeyen 25/09/2018 tarihli ikinci çek ile alakalı da İstanbul Anadolu——. Tüketici Mahkemesi’nin 2018/806 esas sayılı dosyasından tedbiren çekin ödenmesi yasaklandığını ve menfi tespite ilişkin yargılaması devam ettiğini, bu sebeple davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini mahkemece kabul görmemesi halinde davanın reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında yapılan eser sözleşmesi ile davalının elinin tadilat işlerinin yapılmasına ilişkin olduğu ve sözleşme kapsamında davacı tarafından verilen teminat senedi nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.
Görev mahkemeye ilişkin olumlu dava şartıdır. (HMK 114/I-c maddesi)
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.( HMK 1 maddesi)
Mahkeme tarafından dava şartlarının bulunup bulunmadığını davanın her aşamasında resen araştırılır. (HMK 115 maddesi)
Ticari davalar TTK. 4. maddesinde mutlak ve nispi ticari davalar düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kamumda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise nispi ticari dava sözkoııusu olup mahkememizin görev alanı içinde kalacaktır.
TTK nun 5. maddesine göre; Asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere Asliye Ticaret Mahkemesinde bakmakla görevlidir.
28.05.2014 tarihinde yüıürlüğe giren. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 3/1-k Maddesinde. Tüketici ” Ticari veya mesleki olmayan amaçlı hareket eden gerçek veya tüzel kişi” olarak . 3/1- ı-bendinde ise Tüketici işlemi ” Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır.
Tüketici Mahkemelerinin görevini düzenleyen 73/1 Maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.”
6502 sayılı Tüketicinin Konulması Hakkındaki Kanununun 83/2 Maddesinde ” Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut uyuşmazlık; davacı ile davalı arasında————————- adresinde yapılacak tadilat işleri için eser sözleşmesi yapıldığı, davacı tarafından davalıya sözleşme kapsamında verilen teminat senedi nedeniyle borçlu olunmadığına dair açılan menfi tespit davası olduğu,——-Müdürlüğü’nden alınan ticaret sicil kaydında davalının adına ticari işletme kaydı olduğu, dolayısıyla tacir olduğu anlaşılmış ise de; taraflar arasında yapılan eser sözleşmesinin davalının ticari işletmesi ile ilgili olmadığı, yapılan sözleşmenin davalının evinin tadilatına ilişkin olduğu, bu nedenle davalının sözleşme kapsamında yapılan tadilat işinin tüketici işlemi olduğu anlaşılmakla uyuşmazlığın tüketici işleminin olduğu kanaatine varılmıştır.
Açılan davanın TTK’da sayılan mutlak ve nispi ticari dava niteliği bulunmamaktadır.
Benzer bir davada Yargıtay ——-. Hukuk Dairesi 2017/3944 Esas ve 2018/9373 Karar sayılı ilamında ” Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı; davalılardan ———————a ait pansiyonda kalmak için davalı ile sözleşme imzaladığını ve davacıya teminat amacıyla bono verdiğini ancak pansiyonun soğuk olması nedeniyle pansiyondan ayrıldığını, ancak davalının sözleşmenin teminatı olarak verilen senedi iade etmeyerek diğer davalı ————-ciro ettiğini ve bu davalının Sivas—–. İcra Dairesinin 2013/55 sayılı sayılı takip dosyası ile davacı aleyhine icra takibi yaptığını belirterek işbu senet yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuş,
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-6502 sayılı Kanunun 2. maddesinde; “Bu Kanun her türlü tüketici işleri ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” denilmekte, aynı Kanunun 3. maddesinde “Tüketici işlemi; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve işlemi ifade eder.” şeklinde yeniden tanımlanmıştır.
6502 sayılı Kanunun, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamaların tüketici mahkemelerinde çözümünü öngören 73. maddesi hükmü ile, “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme olması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğini” düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 4/1-a maddesinde, Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun’una göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler, hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; dava, hizmet (konaklama) sözleşmesine dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup taraflar arasında herhangi bir kira ilişkisi yoktur. 6502 sayılı Kanunun 83/2. maddesinin açık hükmü nedeniyle somut uyuşmazlığa bakma görevi tüketici mahkemelerinin görev alanına girmektedir. Açıklanan bu nedenle, görevli mahkeme tüketici mahkemesidir. Bu nedenle mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerekmiştir.
2- Bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün 1. bentte açıklanan nedenle HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi. ” şeklinde karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle 07/11/2013 tarihli 6502 sayılı yasanın 73/1 maddeleri uyarınca Tüketici istekleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğan uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemesi görevli olup mahkememiz görevli olmadığından davanın görev dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-1.TTK 5/3 ve HMK 114/1-c maddeleri uyarınca mahkemizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davanın Görev Dava Şartı Yokluğu Nedeniyle USULDEN REDDİNE,
3-HMK 20. Maddesi uyarınca işbu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde başvuru halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL ANADOLU NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
5-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
6-6100 sayılı HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemece devam edilmemiş ise; talep halinde mahkememizce verilecek ek kararla dosya üzerinden bu durumun tespitine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, konusunda karar verilerek usulen anlatıldı