Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1049 E. 2022/734 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1049
KARAR NO: 2022/734
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/09/2018
KARAR TARİHİ : 08/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle,—- müvekkili şirket ile devralma yoluyla birleştiğini, Müvekkil ——-olarak devrolan şirketin taraf olduğu sözleşmelerin tarafı haline geldiğini, devrolan şirket olan—— devralan şirket olan davacı——desteği sağlayan, ——– sağlayan,——- firmalarına elleçleme hizmeti veren ve ———–işletilmesi konusunda hizmet veren firmalar olduğunu, bu iki firmanın da önceden beri dava dışı—–firmasına sözleşme ile hizmet vermekte olduklarını, — ise, devrolan ——- verdiği hizmetlerde görevlendirilmiş olan ———- görevli bir saha destek görevlisi —— olduğunu, uzun süre boyunca, devrolan ———- firmasının, ——-projesinde çalıştığını,——- işin devamı açısından önemli olduğunu, personel imza çizelgelerine imza alan ve işçi imzalarını şirket adına vekaleten onaylayan kişi olduğunu, günlük çalışan personele ödenecek paraların bu davalının hesabına gönderildiğini, kendisi tarafından şirket adına işçilere ödenmekte olduğunu, birleşmeden hemen sonra şirketten ayrıldığını, ayrılmadan hemen önce —– yeni bir firma kurduğunu, ——tarihinde tek başına —– tarafından kurulduğunu, bu firmanın faaliyet alanının da müvekkil şirket ile aynı olduğunu, yeni kurulan bu firmanın ticaret ünvanının da devrolan —— benzerlik gösterdiğini, ——– tek başına yeni kurduğu bu şirket ile müvekkil şirketin müşterisi olan —— yöneldiğini , müvekkilin iş modelini kopyalayarak ve müvekkil şirket aleyhine ——-yaparak bu müşteriyi kendisi ile sözleşmeler yapmaya ikna etmiş olduğunu, müvekkilinin işçilerini ayarttığını belirterek fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik öncelikle TTK 61. madde kapsamında koruma sağlanabilmesi için davalı tarafın müvekkil bordrosundaki personel ile temasının tedbiren yasaklanmasına, davalıların eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, haksız rekabetin men’ine, şimdilik —— maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı taraftan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçelerinde özetle, davacı firmanın çok daha öncesinde de dava dışı —- çalışmaya başladığını ama beceremediğini, ——– şirketinin de zaten bu yüzden devralındığını,—— yaptığı sözleşme —— olduğunu ve bu sözleşmenin herhangi bir taşeronla farklı kurallarla değiştirilmesinin söz konusu olmadığını, davacının işçilerinin ayartılmadığını, ——yıllardır yaptığı işi yapmasında bir hukuka aykırılık olmadığını, davacının kötülenmediğini, davacı tarafın iddiaları asılsız olduğunu, müvekkili tarafından bu şekilde bir tavır ve tutum içine girilmediği için ispatı mümkün olan şeyler de olmadığını, davacı tarafın herhangi bir kazanç kaybının söz konusu olmadığını,—- devam ettiğini ve işlerine de devam ettiğini, ortada gizlice elde edilebilecek türden bir meslek sırrının mevcut olmadığını, —insan iş gücü temini konusunda birden çok taşeron firmayla çalışması nedeni ile sadece davacı firma ile çalışmadığı için herhangi bir rekabetin de söz konusu olmadığını beyan ederek öncelikle yetkisiz mahkemede açılmış olan davanın yetki yönünden reddine , dosyanın yetkili——-Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine , haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine , yargı giderlerinin ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin —- tarihli duruşmasında dinlenen tanık —–müdürü olarak çalışıyordum, davalı —— davalıyı bu nedenle tanırım, davalı——- devralmıştır, davalı ——- çalışmıştır, daha sonra kendi adına —— kurduğunu biliyorum, bünyemizde çalışan bir kısım personelde davalının —– firmasına geçmiştir, —– müdürü olduğum dönemde şirket bünyesinnde çalışan personelin görev tanımlarını öğretmiştim, davalı bizden ayrıldıktan sonra edindiği bilgiler ile ——- ayrılarak—– geçen çalışanlar ile haksız rekabet ederek firmanın işini azaltmıştır, davalı —— olduğum kurum personeline işten ayrılıp kendi firmasını kurduktan sonra kötülemede bulunarak çalışanların kendi ——–firmasına geçmesi telkinde bulunmuştur. hatırladığım kadarı ile —– firmamızdan ayrılarak davalı firmaya sigortalı olarak geçmişlerdir , iş yerinden ayrılan —— diğerleri iş yerinden ayrılmadan önce kendilerine ait özlük dosyalarını almışlar, dijital ortamdaki müşteri portföyünü yanlarında götürmüşlerdir ” şeklinde , tanık —– olarak çalışmaktayım, davalı —–çalışmış olduğum ——- ayrılmadan önce —– başında şef olarak bulunuyordu, davalı ——tarafından şirketin devrolması ile birlikte,——– firmasında çalışmaya devam etmiştir, hatırladığım kadarı ile şirket birleşmesinden sonra davalı —– altında çalışmıştır, —- davalı —– çalışan —- şirketteki çalışma usul ve yöntemlerini kullanarak —– yeni bir firma kurmuşlardır, —- yılından beri çalıştığımız —- imzalayarak işlerimizin azalmasına sebep olmuşlardır, davalı—–dosyalarını da alarak iş yerinden ayrılmışlardır,—— projelerinin bulunduğu yerlerde sözleşme imzalayarak taşıma yapmışlardır, firmamız bünyesinde çalışan işçilere de firmamızı da kötüleyerek firmamızdan ayrılırken kendileri adına çalışmasını teşvik etmiştir, firmamızda çalışan işçilere daha fazla ücret verileceği yönünde beyanda bulunarak işten ayrılmalarını talep etmişlerdir, hatırladığım kadarı ile davalı—- çalıştığı, ——– taşıma yaparak işlerimizin azalmasına sebebiyet vermişlerdir, duyduğum kadarı ile çalışmış olduğumuz —–bizi kötüleyerek proje yaptığımız bölgelerde işin bizden alınarak kendilerine verilmesini sağlamışlardır” şeklinde ; Mahkememizin —- Ben davacı——– çalışanıyım, şirkette genel müdür olarak görev yapmaktayım, davalı şirket yetkilisi —–ayrılmadan önce —- çalışanı idi, —– şirketi daha sonra —- şirketi ile birleşti dolayısıyla —– bizim çalışanımız olmuştur, davalı —- geçtikten sonra aynı göreve devam etmiş olup yaklaşık—- sorumluluğunu üstlenen saha sorumlusuydu, sonrasında bizden ayrılarak—– şirket kurdu, —— çalışırken altında çalışan —- kişiyle de irtibatta olduuğu için bu kişileri de etkileyerek ve şirketimizi kötüleyerek işten ayrılmalarına neden oldu, bizim hizmet vermiş olduğumuz —– sözleşme imzalayarak işlerimizin azalmasına ve dolayısıyla maddi zarara uğramamıza sebep olmuştur, —— yaptığım şirketin——çok yerinde çalışan işçilerimizden ayrılanlar olduğunu biliyorum fakat sayılarını ve isimlerini bilmiyorum, bizden ayrılan işçilerin —- incelendiğinde geçmişte nerde çalışıp nereye transfer oldukları tespit edilebilir ‘ şeklinde ; tanık——– olarak çalışıyordum, sonra işten kendi isteğimle ayrıldım, şuanda —– şirketinde çalışıyorum—– firmasına istesem de giremezdim çünkü şirket tüm firmalarla eşit mesafede çalıştığından diğer firmalarla sorun yaşamamak için en az——– boşta kalmadan ya da başka yerde çalışmadan kurye olarak kendi bünyesinde çalışan olarak almıyor, ben—- çalışırken saha sorumlumuz —– beraber içerde bizimle çalışıyordu, şef olarak görev yapıyordu, Ben işten ayrılırken sonra çalışmış olduğum —–bana herhangi bir tefhimde bulunmadı, çalışmış olduğumuz kurumdaki maaş bellidir, bu sebeple çıkmış olduğum işyerindeki ücretle aynı şartlarda çalışıyorum,—- işten ayrıldıktan—- sonra çalışma garantisi de tarafıma verilmedi, Davalı tanığından yemini tahtında soruldu: Hatırladığım ——– ben geçtim, benimle beraber çalışan arkadaşlarımın çoğu —— çalışmaya devam ettiler, onlardan —— geçen bildiğim kadarıyla olmadı ” şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Mahkememizin —–tarihli duruşmasında davacı vekilinin — tarihli ihbar dilekçesine istinaden ölü davalı—— mirasçılarına bildirilen adreslerine davanın ihbarına karar verildiği, müteveffa davalı — mirasçısı —-dahili dava dilekçesi ile duruşma gün ve saatinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür .
Mahkememizce —-müzekkere yazılarak davacı şirket ile sözleşmelerinin devam edip etmediği, sona ermiş ise sebebi, aynı bölgede birden fazla şirket ile sözleşme imzalayıp imzalamadıkları, davacı şirket ile münhasır taşeron personel hizmet temini sözleşmelerinin olup olmadığının sorulmasına, davacı vekili tarafından — yazılacak müzekkereye istinaden davacı şirkette çalışırken işten ayrılarak davalı şirkete geçen işçilerin müşehas olarak isimlerinin ve varsa —- bildirilmesi halinde ilgili — müzekkere yazılmasına karar verilmiş olup, müzekkere cevapları dosya içerisine alınmıştır.
Mahkememizce dosyanın haksız rekabet uzmanı bilirkişiye tevdine karar verilmiş , alınan —— tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafın davalıları, kendilerini kötülemekle itham ettiği , davalıların TTK m. 55/1-a1 kapsamında ele alınabilecek herhangi bir somut açıklama, mesaj, ——- veya başka bir beyanına rastlanamadığı , bu hüküm bağlamında bir kötülemeden söz edebilmek için bu içerikteki bir beyanın herhangi bir tereddüte yer bırakmayacak açıklıkta tespit edilmesi gerektiği, dava konusu ihtilafta bu yönde bir beyana rastlanamadığından, kötüleme suretiyle haksız rekabet eyleminin tespit edilemediği, TTK m. 55/1/a-8’de saldırgan satış tekniklerinin haksız rekabet hali olarak düzenlendiği, bununla kastedilenin ani bir baskı oluşturacak bir saldırganlıkta, karşı tarafa düşünme fırsatı vermeden, oldu bittiye getiren bir satış tekniği olduğu, dava dışı —— tarafından dosyaya sunulan sözleşme örneğinde de görüldüğü üzere dava dışı şirketin genel işlem koşulu kullanarak sözleşme akdettiği, bizzat kendi hazırladığı genel işlem koşulunu kullanan kimsenin saldırgan satış tekniğine maruz kaldığını iddia etmenin olanaklı olmadığı, bu sebeple dava konusu ihtilafta TTK m. 55/1/a-8 bağlamında bir haksız rekabet eyleminden söz etmenin olanaklı olmadığı, davacı tarafın ayrıca TTK m. 55/1-b hükmüne de dayandığı, bu hükme göre bir kimsenin, bir başkasının müşterilerini dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde kendine çekmesi, onları başkası ile olan ilişkisine aykırı davranmaya yönelterek aynı ilişkiyi bizzat kendisi ile kurmasını sağlamasının, bu sonucu doğurabilecek davranışlarda bulunmasının bir haksız rekabet eylemi olarak görüldüğü, davalının, davacı şirket ile—- arasındaki sözleşme ilişkisini —- yönlendirerek sonlandırdığı iddia edilmiş ise de davalı tarafla — arasında bir sözleşmenin akdedilmiş olması dışında bu iddiayı destekleyen herhangi bir belge veya beyana dosyada rastlanamadığı, bu sebeple davalı tarafın —— ile sözleşme akdetmesinin TTK m. 55/1-b bağlamında hukuka aykırı olduğu sonucuna varmanın olanaklı olmadığı, davacı tarafın, davalıların işçilerini ayarttıklarını ileri sürdüğü, bu hükümde düzenlenen haksız rekabet eyleminde failin üçüncü kişinin işçilerine bir menfaat sağlayarak, kendisi veya başkası için bir yarar sağlamayı amaçladığı, bu hükümdeki eylemin söz konusu olabilmesi için failin işçileri ——-yani onları etkilemesi, ayartması gerektiği, bir kimsenin işçilerine daha iyi koşullarda iş vaad edilmesinin, “menfaat sağlama” unsurunu sağlamaya yettiği ancak işçilere menfaat sağlayan failin bundan çıkar sağlamayı amaçlaması da gerektiği , bunun ise hükümde de düzenlendiği üzere üretim veya ticari sırları ele geçirme amacına matuf olabileceği, üretim veya ticari sırrının ne anlama geldiğinin TTK’da açıklanmadığı, bununla birlikte, haksız rekabet hukuku açısından bakıldığında bu kavramların “bir kimsenin kendi bilgi ve birikimi ile elde ettiği, korunmasında ve gizli kalmasında menfaati olan ve hayatın olağan akışı içinde herkesçe bilinmesi olanaklı olamayan bilgiler” olarak tanımlandığı —– iş sırrı kavramının ise “ticari sırrı da kapsayan ve işletmenin iş yapmasına yönelik olarak süreçleri de içeren bilgiler” olarak nitelendirildiği —–davalı —–davacı şirketteki görevi ve devamla sonradan kurduğu davalı şirketin iş ve iştigal alanı dikkate alındığında bu alanda çalışan işçilerin zaten herhangi bir üretim veya ticaret sırrına vakıf olamayacağı , dolayısıyla davalı tarafın davacının işçilerini istihdam ettiği iddiası tamamen gerçek olsa dahi somut olay bağlamında bunu TTK m. 55/1-b çerçevesinde ele almanın olanaklı olmadığı, davacı tarafın, davalıları, kendi iş modellerini kullanmakla itham ettiği ve TTK m. 55/1-c hükmüne dayandığı , bahsi geçen iş modelinin, ——şirketlerinin aktarma noktalarında kargoların tasnifi, aktarılması ve yüklenmesi işinden ibaret olduğu , hali hazırda onlarca kişi veya şirket tarafından yapılan, herkes tarafından yapılabilen, herhangi bir———- gerektirmeyen, basit bir iş gücüne dayalı bu işi haksız rekabet hükümleri bağlamında bir “iş modeli” olarak tanımlamanın olanaklı olmadığı, ayrıca davacı tarafın, başka girişimcileri bu işi yapmaktan men edecek bir hak sahipliğinin de olmadığı, işin özgün bir iş olmadığı gibi davacının işletmesel çabası neticesinde geliştirilmiş bir model de olmadığı , bu sebeple, davalıların Anayasa m. 48’den kaynaklanan sözleşme ve hür teşebbüs hürriyetlerini kullanmalarının bir haksız rekabet hali olarak görülemeyeceği, dava konusu ihtilafta davalı tarafın, başta TTK m. 55/1-a1, m. 55/1-a8, m. 55/1-b ve m. 55/1-c olmak üzere herhangi bir haksız rekabet eylemine rastlanmadığı, davalı tarafın eylemlerinin Anayasal sözleşme ve rekabet hürriyeti kapsamında olduğu bildirilmiştir.
Dava, haksız rekabete dayalı haksız rekabetin önlenmesi ve maddi tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamına göre haksız rekabetin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 54 vd maddelerinde düzenlendiği, TTK m. 54/1 hükmü haksız rekabet hukukunun amacını “Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.” şeklinde belirttiği , aynı maddenin 2. fıkrasında Kanun Koyucunun haksız rekabeti, “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” şeklinde tanımladığı, TTK 55.maddesinin haksız rekabet hallerini sınırlayıcı olmayacak şekilde saydığı, dava dışı —-tarafından dosyaya sunulan sözleşmede dava dışı şirketin genel işlem koşulu kullanarak sözleşme akdettiği, davalı tarafla—– arasında bir sözleşmenin akdedilmiş olması dışında davacı şirket ile—– arasındaki sözleşme ilişkisini —- yönlendirerek sonlandırıldığına dair bu iddiayı destekleyen herhangi bir belge veya beyan bulunmadığı, alınan bilirkişi raporuna göre davalı —— davacı şirketteki görevi ve devamla sonradan kurduğu davalı şirketin iş ve iştigal alanı dikkate alındığında bu alanda çalışan işçilerin herhangi bir üretim veya ticaret sırrına vakıf olamayacağı , davaya konu iş modelinin, ———-şirketlerinin aktarma noktalarında kargoların tasnifi, aktarılması ve yüklenmesi işinden ibaret olduğu , davacı tarafın, başka girişimcileri bu işi yapmaktan men edecek bir hak sahipliğinin olmadığı, işin özgün bir iş olmadığı , davacının işletmesel çabası neticesinde geliştirilmiş bir model de olmadığı, davalıların TTK m. 55/1-a /1 kapsamında ele alınabilecek herhangi bir somut açıklama, mesaj, e-posta veya başka bir beyanına rastlanamadığı, davalı tarafın —- üzere herhangi bir haksız rekabet eyleminde bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harcın, davanın başında peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 90,08 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca davacıya iadesine,
5-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Hükümleri uyarınca 9.200 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan iki adet posta gideri 28,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine
Dair, davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile———— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
25/11/2022