Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/951 E. 2020/707 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/951 Esas
KARAR NO : 2020/707

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/09/2017
KARAR TARİHİ : 17/12/2020

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 13/09/2017 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davacının—- kurulunu—– olduğu ve bu üyeliği gereğince—– tahsis edildiği, davacının zaman içerisinde tüm yükümlülüklerini yerine getirerek dairesini ——– kiralanmış olduğu, kiracının davacı tarafa gelerek dairenin satıldığını ve yeni sahibinin kendisine geldiğini söylemesi üzerine tapuya gidildiği ve dairesinin—- satılmış olduğunun tapu kayıtlarından öğrendiği, davacı tarafın kooperatife herhangi bir borcunun bulunmadığını, nitekim buna dair davalı kooperatiften 20/03/2016′ da borcu bulunmadığına dair belge aldığı, davacının kendisine tahsis edilen dairenin adına tapuda tescilini beklerken kiracısının ikazı üzerine dairesinin—– satıldığını öğrendiğini, söz konusu dairenin ortaklık sözleşmesine göre kanunen davacı taraf üzerine tescil ettirmesi gerekirken davalı kooperatifin yetkiyi kullanarak daireyi diğer dairelerle birlikte hakkı olmayan şahıslar adına tescil ettirmiş olduğu, davacı taraf üzerine tescil edilmesi gereken — adına tescil edilmiş olmasının usule aykırı olduğu, davaya konu dairenin bu davalı tarafından üçüncü kişilere satılma halinde davacının hak aramasının zorlayacağı bu sebeple dava sona erene kadar—– dairenin üçüncü şahıslara devrinin önlenmesi için İhtiyati Tedbir kararının verilmesini, davalı —– tarafından usulsüz olarak diğer davalı adına tescil ettirilmiş olan taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili ——- tarihli ıslah dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ortaklık sözleşmesi ile davacı adına tahsis edilen dairenin usulsüz satışının iptali ile tapu kaydının davacı adına tesciline talep ettiklerini, ancak fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla netice’i talebi ıslah gereğince de davalı kooperatif tarafından tahsis edilen fakat icra yoluyla satışı gerçekleşen ——– eğer bunun mümkün olmaması halinde diğer ————— edilen dairenin dava tarihindeki rayiç değerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kooperatiften tazminini talep ederek talebini ıslah ettiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili 17/12/2020 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalılardan ——– havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davaya konu bağımsız bölümün davacı———- vekilinin iddiası aksine, taşınmazın Anadolu ——-. İcra Dairesinin ——- dosyasından verilen satış kararı ———– bedel ile ——–. İcra dairesinden satın alınmış olduğu, ihale bedelinin tamamının ——-. İcra dairesi hesaplarına yatırılmış olduğu, İstanbul Anadolu ——. İcra Hukuk Mahkemesine açılmış olan —————- Esas nolu davaların lehine sonuçlanmış olduğu, bunun üzerine ——- tarihinde Anadolu —— İcranın tescil ———– adına tescil edilmiş olduğu, davacı ve davacı vekilinin iddialarının asılsız olduğu, bu nedenle davanın reddi ve konulması muhtemel tedbir kararının reddi veya iptalini talep etmiştir.
Davalı ——- vekili tarafından bekletme talepli mazeret dilekçesi sunulduğu ancak duruşmaya katılmadığı anlaşılmıştır.
Davalı ———– dilekçesi vermemiş ancak hüküm duruşmasına katılmıştır.
Davalı ——— tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davacı tarafın müvekkili kooperatife halen borcu bulunduğunu, —– yerine getirmediğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacıya tahsis edilen dairenin diğer davalıya kooperatif tarafından usulsüz olarak satılıp satılmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı) davasıdır.
DELİLLER :
Dosyada mübrez ——sözleşmesi incelendiğinde; davacı —— ile üye kabul edildiği ve bu üyeliği gereğince davacıya —— tahsis edildiği anlaşılmıştır.
———- celp ve tetkik edilen tapu kaydına göre ;—- gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyeti ——– tarihli kök raporunda özetle; davacının ———kararı ile davalı ——-üyesi olduğu ve bu üyeliği gereği —–tahsis edildiği, davacının üyelik hak ve sıfatına sıkı sıkıya bağlı—mümkün olmaması halinde daire bedelinin tazminini davalı —- isteyebileceği, davalı —-6012 sayılı TTK m. 64 ve Vuk m. 182 gereğince tutulması —-defterlerini süresinde açılış ve kapanış tasdiklerini usulüne uygun olarak yaptığı, ticari defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, bu haliyle ticari defter kayıtlarının sahibi lehine delil niteliği taşıdığının kabul edilmesi gerekeceği, davalı —– arasında 147.364,00 TL’ yi genel kurul kararıyla uyumlu olarak aidat tahakkuk ettirdiğini, davacının davalı kooperatiften tarafından adına tahakkuk ettirilen 148.862,00 TL aidat tutarının tamamının ödediğinin —- tespit edildiği, davacının ——karşı —- tamamını yerine getirmiş olduğu nazara alınmak suretiyle 1163 sayılı kanunun 23. Maddesi tanımlanan ——– gereğince davacı adına tahsis edilen dairenin tescil edilmesi gerekeceği, davalı —– icra—- dairesinden satış yoluyla dava konusu daireyi satın almış olduğunun ibraz edilen belgeler çerçevesinde tevsik edildiğini, ihale yolu ile—– satın aldığı İstanbul Anadolu —. İcra Dairesince bilirkişiye tespit ettirilen davaya konu taşınmazın muhammen bedeli 180.000,00 TL olmasına karşın 101.100,00 TL ye devredildiğinin sunulan icra hukuk mahkemesi kararlarından da tevsik edildiği,
Bilirkişi heyeti 29/06/2020 tarihli ek raporunda özetle; ilk kök rapordaki bilirkişi görüş ve kanaatlerini yinelediklerini beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi heyetinin kök ve ek raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141), toplanan/sunulan deliller,—- tapu kaydı, bilirkişi kök ve ek raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalı —— üyesi olduğu, kendisine davalı kooperatif tarafından tahsis edilen— bağımsız bölümün diğer davalı — devredildiği, davacı tarafça —tarafından kendisine tahsis edilen ancak daha sonra diğer davalıya devredilen bağımsız bölümün kendi adına tescilini sağlamak amacıyla eldeki davanın açıldığı, yargılama devam ederken verilen ıslah dilekçesi ile kendisine tahsis edilen — kaydının iptali ile kendi adına tescilini bu talebinin kabulünün mümkün olmaması halinde daire bedelinin davalı — tahsil edilerek kendisine verilmesini talep ettiği, davalı—- yönünden açılan davanın; davacı tarafından davalı—- borcu bulunmadığını, — konu daireyi icra takibi neticesinde ihale ile yapılan satıştan edindiği ayrıca davaya konu— edilmesinin davacıya üçüncü kişilere karşı– edebileceği ayni bir hak sağlamayacağı hususları birlikte değerlendirildiğinde reddine karar verilmesi gerektiği, davalı—-açılan tapu iptal ve tescil davası yönünden; —- iktisap edildiği, yapılan araştırmalara rağmen davalı— nitelikte taşınmaz tespit edilemediğinden reddine karar verilmesi gerektiği, davalı ———- ticari defterlerinden davacının dava tarihi itibariyle —- yükümlülüklerini yerine getirdiği, dava tarihinden sonra alınan genel kurul kararıyla davacının davalı — davacının tazminat talebinin koşullarının dava tarihi itibariyle değerlendirilmesi gerektiğinden dava tarihinden sonra alınan genel kurul kararı ile oluşan borç nedeniyle davacının — yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahsedilemeyeceği, dosya kapsamına uygun olması nedeniyle hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davacıya verilmesi gereken taşınmazın emsal değerinin dava tarihi itibariyle 168.000,00 TL olduğu, davalı tarafça davacıya tahsis — — kiralamak suretiyle faydalandığı bu nedenle kiradan elde ettiği gelirin tenzili talep edilmiş ise de davacıya tahsis edilen —– davacıya devredilmiş olsaydı yine kira geliri elde edebilecek olması nedeniyle tenzilin mümkün olmadığı hususları birlikte değerlendirilerek 168.000,00 TL — bedelinden — sorumlu olduğu ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, temerrüt dava tarihi itibariyle oluştuğundan kabulüne karar verilen alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın —-tazminat davası kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davalı —- yönünden açılan davanın REDDİNE,
2-Davalı —- —yönünden açılan emsal taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili talebinin REDDİNE,
3-Terditli dava yönünden davanın kabulü ile; 168.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ——– alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 11.476,08 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.726,54 TL ile 35,90 TL ıslah harcı ve 1.106,58 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 8.607,06 TL karar ve ilam harcının davalı — tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan— hesaplanan 19.910,00 TL vekalet ücretinin —-alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı—–kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — hesaplanan 19.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —-verilmesine,
7-Davacı tarafça yargılama gideri olarak yapılan 2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 266,00 TL posta ve tebligat gideri, 31,40 TL başvuru harcından oluşan yargılama gideri ile 1.726,54 TL peşin harç, 35,90 TL ıslah harcı ve 1.106,58 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 5.266,42 TL’nin davalı — alınarak davacıya verilmesine,
8-Yatırılan gider avansından kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı — yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.