Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/950 E. 2018/1256 K. 19.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/708 Esas
KARAR NO : 2018/1114
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/10/2015
KARAR TARİHİ : 13/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17.10.2013 tarihinde Ödemiş ilçesi istikametinden —— ilçesi istikametine seyir eden sürücülüğünü —– yaptığı, —– plakalı —– marka kamyonet ile belirtilen mevkiiye geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu gidiş istikametine göre yolun sağ tarafında bulunan ———— ait tarlaya devrilmesi sonucu meydana gelen kazada aynı araç içerisinde yolcu olarak bulunan müvekkili——yaralanmasına sebebiyet verildiğini, davacının söz konusu kaza dolayısıyla yaralandığını ve —– Ödemiş Devlet Hastanesine sevk edildiğini, doktor raporunda;—— şeklinde olduğunu, kaza nedeniyle Ödemiş Cumhuriyet Başsavcılığının ——–Soruşturma Numarası ile taksirle birden fazla kişinin yaralamaya neden olma suçundan soruşturma başlatıldığını ancak davacının şikayetçi olmaması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, kazaya sebebiyet veren —— plaka sayılı araç, davalı —— Sigorta A.Ş.’ne —- numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk (trafik) sigorta poliçesi ile kaza tarihinde sigortalı bulunduğunu, davacının 1.000,00-TLdestekten yoksun kalma tazminatının davalı şirkete başvuru yapılan 27.03.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 6100 sayılı yeni usul yasasının 121. Maddesi uyarınca davacıların dilekçesinde belirttiği delillerin bir suretinin taraflarına tebliğ edilmediğini, dava öncesi vekil eden şirkete herhangi bir başvuru olmadığından vekil eden uhdesinde açılmış hasar dosyasının olmadığının, yasanın aynı hükmüne göre davacınınelinde hazır bulunandelillerin özellikle kazaya ve zarara ilişkin ifade ve tutanakların dava açılırken dosyaya sunulması ve birer nüshasının beher davalıya tebliğ ettirilmesinin zorunlu olduğunu, ayrıca husumet ve zamanaşımı ve derdetslik itirazında bulunduklarını, davacının herhangi bir müterafik kusurunun olup olmadığının araştırılmasını talep ettiklerini, davadan önce yeterli bilgi ve belge ile ihbarda bulunulmadığını, davacının gelir durumunun kesin delillerle ispatlanması gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddi ile sakatlık oranının davacının bizzat muayeneye gönderilmek suretiyle tespitini, hatır taşıması nedeniyle indirim yapılmasını, muhakeme masrafları ile ücreti vekaletin davacıya tahkimilen karar verilmesini mahkememizden talep etmiştir.
Ayrıca davalı şirketin ———. Noterliği —— tarih ve ———- sayı ile onaylı Genel Kurul Kararı ile Yönetim Kurulu Kararı, 6102 sayılı TTK’nın hükümlerine uygun olarak 09/03/2017 tarihinde İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından tescil edildiğini, şirketin ünvan değişikliği ve şirket ünvanının ——— olarak tescili —–Ticaret Sicil Gazetesinin —- tarih ve —— sayısında yayınlanmış olduğunu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde meydana gelen kaza nedeniyle kusur ve maluliyet oranları ile davalının zararı tazmin yükümlüsü olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, geçici ve daimi iş göremezlik tazminatı (maddi tazminat) davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Celp ve tetkik olunan kaza tespit tutanağında 17/10/2013 günü ———– İstasyonu mevkiinde meydana gelen tek araçlı yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası sonucu —— ilçesi istikametinden —– ilçesi istikametine seyir eden ——— sevk ve idaresindeki ——-plakalı kamyonetin direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu gidiş istikametine göre yolun sağ tarafında bulunan ——-ait tarlaya devrilmesi sonucu kazanın meydana geldiği, kazanın oluşumunda ———- plakalı araç sürücüsü ——–2918 sayılı Karayolları trafik Kanununun 52/1-b ( araçların hızlarını aracın yük ve teknik özelliği görüş, yol hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak ) kuralını ihlal ettiği tespit edilmiştir.
Celp ve tetkik olunan KZMM sigorta poliçesinin incelenmesinde;——- plakalı aracın ——— tarihleri arasını kapsayacak şekilde davalı sigorta şirketine sigortalandığı, şahıs başına bedeni zarar tutarının ——— TL olduğu tespit edildi.
Celp ve tetkik olunan Ödemiş CBS’nin ——— Soruşturma no, —— Karar nolu Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın incelenmesinde; TCK madde 89 da düzenlenen taksir ile yaralama suçunun takibe şikayete bağlı ve uzlaşma kapsamında olduğu, mağdurun alınan beyanlarında şüpheli hakkında davacı ve şikayetçi olmadıklarını beyan etmeleri karşısında kovuşturma koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiği tespit edildi.
Adli tıp Trafik ihtisas dairesinden alınan 03/08/2016 tarihli kusur raporunda sürücü ——–idaresindeki kamyonet ile seyir halinde iken yola gereken dikkati vermediği, seyrini yağmurlu hava-ıslak zemin şartlarını da dikkate alarak kaplama içinde alacak şekilde sürdürmeye yeterli özen göstermediği, olay mahalline gelidği esnada ise sevk ve idare hatası nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybedip sağ taraftan yol dışı kaldığı olayda asli derecede kusurlu olduğu, sonuç olarak kazanın meydana gelmesinde sürücü—– % 100 oranında kusurlu olduğunun rapor edildiği anlaşıldı.
—– İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne davacı ——-sosyo ekonomik durumunun tespiti yönünde yapılan inceleme sonucunda davacı ——çalışmadığı , babasına ait evde oturduğu, bakmakla sorumlu olduğu kişilerin olmadığı, üzerine kayıtlı gayrimenkul ve aracın olmadığı yönünde inceleme yapıldığı anlaşıldı.
İstanbul ATK 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunun —— tarih ve —- karar nolu maluliyet raporuna göre; davacı ——–tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı açılı kaynamış tibia kırığı arızası nedeniyle 11/10/2008 tarih ve —-sayılı resmi gazetede yayımlanan çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle grup bir kabul olunarak —–) A %14 , e cetveline göre % 13,0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir.
Aktüer bilirkişiden alınan 07/06/2018 tarihli raporda özetle; kaza tarihi de dikkate alınarak ve Yargıtay’ın Yerleşik İçtihatlarına göre PMF tablosuna göre değerlendirme yapılması gerektiği, mahkemece alınan davacının sosyo ekonomik durum araştırmasında davacının çalışmadığı, gelirinin bulunmadığı, bu nedenle asgari ücret üzerinden hesaplama yapılacağı, davacının belirlenen 9 aylık mesleki işten kalma süresine asgari ücrete göre ———– arası 9 aylık geçici tam iş göremezlik zararının 7.535,13 TL, sürekli kısmi iş göremezlik dönemi zararının % 13 maluliyet derecesine göre 81.490,13 TL olduğu, hesaplanan zararın poliçe limitlerini aşmadığı, davalı sigorta şirketine davacının başvurusuna ilişkin dosya içerisinde bir belge olmadığı, davalı sigorta şirketinin faizden sorumluluğu açısından dava tarihinden önce temerrüde düşürülmediğinden dava tarihi olan 02/10/2015 tarihinden itibaren faizden sorumlu olduğu beyan ve rapor edilmiştir.
Davacı vekili 23/07/2018 tarihli sunmuş olduğu ıslah dilekçesi ile davacı —— 1.000,00 TL olan daimi sakatlık talebini 80.490,13 TL arttırarak ve 7.535,13 TL geçici iş göremezlik tazminatı talebi ile birlikte toplam 89.025,26 TL tazminat miktarını davalıdan alınarak davacıya temerrüt tarihi olan 02/10/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Islah dilekçesi davalıya tebliğ edilmiştir.
Maluliyet raporu ile kusur ve aktüer hesabına ilişkin bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler(TBK m. 51).
Maddi Tazminat
Haksız fiil sonucunda ölüm gerçekleşmemişse 6098 sayılı TBK’nın 54. Maddesine göre; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar bedensel zararlar olarak kabul edilir.
Aynı Kanunun tazminatın belirlenmesine ilişkin 55/1. Maddesine göre ise; bedensel zararlar, Borçlar Kanunu hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.
Davalı taraf davacı yolcunun araç yaralamasının oluşumunda ve yaralanmanın artmasında davacının emniyet kemeri kullanmamış olmasının asıl etken kusur olduğunu, yaralanma ve emniyet kemeri kullanmamı arasında illiyet bağı bulunduğundan tazminattan indirim yapılması gerektiğini beyan etmiş ise de; kaza ile ilgili düzenlenen tutanak ve alınan ifadelerde davacının emniyet kemeri takmadığını gösteren bir tespit bulunmamaktadır. Bu nedenle bu savunma kabul edilmemiştir.
Davalı taraf davacının araçta hatır için taşındığını belirterek hatır taşaması nedeniyle tazminattan indirim yapılmasını talep etmiş ise de; araç sürücüsü ile davacının kardeş olduğu, yakın hısımlar arasında ücretsiz taşımanın normal, ücret alarak taşıma anormal bir haldir. Davacı ile sürücünün baba-oğul olmaları nedeniyle dava konusu taşımanın hatır taşıması olmadığının anlaşılmasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.( Yargıtay 17. H.D 2016/534 E. , 2018/10857 K.)
Davalı vekili zaman aşımı itirazında bulunmuş ise de kazanın 17/10/2013 tarihinde gerçekleştiği, davanın 02/10/2015 tarihinde açıldığı, haksız fiilde zamanaşımını düzenleyen TBK’nun 72. Maddesinde ” tazminat istemi zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yılın ve her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak 10 yılın geçmesiyle zaman aşımına uğrar.” hükmü uyarınca davanın 2 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmakla davalının zaman aşımı itirazının yerinde olmadığı anlaşıldı.
Somut olayda davalının sigortacısı olduğu ———-plakalı aracın yaptığı kaza sonucunda davacı % 13,0 oranında çalışma gücü kaybına uğramıştır. Olay nedeniyle davacı tarafın uğradığı zarar tutarı kalıcı maluliyet nedeniyle 81.490,13 TL , geçici iş göremezlik nedeniyle uğradığı zarar 7.535,13 TL dir. Bu tutarın tamamı poliçe limiti içerisinde kalmaktadır.
Davacı vekili tarafından dava açılmadan önce sigorta şirketine başvurduğuna ilişkin belge sunulmamış olduğu anlaşılmakla davalı sigortanın temerrüdünün davanın açıldığı tarih olan 02/10/2015 tarihi olduğu anlaşılmakla tüm dosya kapsamı alınan kusur, maluliyet, aktüer raporları, sigorta poliçesi, ceza dosyası hep birlikte değerlendirildiğinde davacının meydana gelen kazada yolcu konumunda olduğu, kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı, araç sürücüsünün davacının kardeşi olduğu, hatır taşıması indiriminin şartlarının gerçekleşmediği, açılan davanın zaman aşımına uğramadığı, bu nedenle davanın kabulü gerekitği kanaatine varılmıştır.
Dava haksız eylem sorumluluğuna dayandığından zararın tamamı için ( dava açılırken zararın bir kısmı istenip diğer kısmı daha sonra ıslah yoluyla istense dahi ) temerrüt tarihinden itibaren faiz istenebileceğinden davaya konu alacağın tamamı için sigorta şirketinin temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek yasal faize hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın KABULÜ İLE, 7.535,13TL iş göremezlik zararı ile 81.490,13TL kısmi iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 89.025,26TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 27,70 TL harcın ıslah harcı 300,65 TL ile birlikte, alınması gerekli olan 6.081,31 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.752,96 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 27,70 TL, ıslah harcı 300,65 TL ile birlikte, posta ve tebligat gideri 672,9 TL, bilirkişi ücreti 750 TL, olmak üzere toplam 1751,25 TL yargılama masrafının davalı taraftan davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 9.872,02 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 13/11/2018