Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/911 E. 2020/344 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/911 Esas
KARAR NO : 2020/344

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/08/2017
KARAR TARİHİ : 10/09/2020

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 25/08/2017 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; —— maliki ve işleteni sürücüsü de diğer davalılardan olan —- plakalı aracın diğer davacı —-çarparak ölümüne sebep olduğunu, kazaya sebebiyet veren — —-poliçe numarası ile zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalanmış bulunduğundan üçüncü şahıslara verebilecek zararlara karşı tazminle mükellef olduğunu, olayın ehliyetsiz sürücü ——-kural ihlali ve yönetim kusuru sebebiyle meydana geldiğini,—– halen Kocaeli —- Cezaevinde tutuklu bulunduğunu, davacı baba — bu olay sonucunda vuku bulan bu ölüm ile maddi desteğini de yitirdiğini, olayın meydana geliş şekli, müteveffanın davacı ile yanıklık derecesi, davacı babanın büyük oranında elem ve ıstıraba maruz kalmasına sebebiyet verdiğini, bu sebeple davacı babanın manende zarar gördüğünü beyanla davacı baba ———–için —- maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 100.000,00 TL manevi tazminatın ise davalı işleten—— tahsiline, maddi tazminat yönünden fazlaya dair talep ve dava haklarının saklı tutulmasına, davalı sigorta şirketine başvuru tarihi olan —- tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili davalı ——Vekilinin cevap dilekçesine karşı Mahkememize sunduğu 07/11/2017 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 10/03/2020 tarihli ıslah dilekçesinde; dava dilekçesindeki maddi tazminat taleplerini 42.401,71 TL artırarak 47.401,71 TL olarak ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
Davacı vekili 10/09/2020 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı —– vekili Mahkememize sunduğu 11/10/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davayı kabul manasında olmamak üzere kusur oranının tespiti bakımından dosyanın ——- gönderilmesi gerektiğini, davayı kabul manasına gelmemekle müteveffanın gelirinin resmi belgelerle kanıtlanması aksi takdirde asgari ücret olarak alınması gerektiğini, nitekim müvekkili şirket tarafından yapılan ödemede ———- —— tablosu esas alınarak müteveffanın geliri üzerinden hesaplandığını, trafik sigortası genel şartları ek:2 madde 10 gereğince hesaplamaya ilişkin standartlar ———tarafından belirlendiğini, davacı tarafından sigortalılarının kusuru ve kusur ile zarar arasında illiyet bağı bulunduğunu usulen tespit etmesi gerektiğini, davacıların kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, müvekkili şirketin söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, işbu dava tarihine kadar herhangi bir ihbar bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —–vekili Mahkememize sunduğu 23/10/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: Davaya konu trafik kazasında kazaya katılan yayanın iki şeritli yolda karşı kaldırıma geçmek için yolun tam ortasına geldiği, karşı şeritten büyük otobüsün gelmesi nedeniyle gerekli dikkat ve özeni göstermeden ve onun arkasından gelen araçları kontrol etmeden öncelikle ilk şeritten geçerek yolun ortasına geldiği ancak yoğunlaşan trafikte bocalayarak bulunduğu yerde büyük otobüsün geldiğini gördüğünde ne yapacağını bilemeyerek kararsız bir şekilde ileri geri hareket ettiğini, yayanın her iki yolu da kontrol etmeden kendini geriye attığı esnada yoldaki otobüse göre karşı yönden gelen müvekkili sevk ve idaresindeki —– plakalı araçla kavşağa yaklaştığından yavaşlamış olmasına rağmen yaya —karşısında otobüsü görüp bocalaması neticesinde kazanın meydana geldiğini, davacı tarafından dava dilekçesinde ileri sürülen —– olaya ve yasaya uygun olmadığını, dava dilekçesinin maddi vakalar bölümünde müvekkilin halen tutuklu olduğuna ilişkin beyanı doğru olmadığı ve müvekkilin tutuksuz yargılandığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte Zorunlu Mali Sorumluluk Genel Şartları nı kapsamında tazminat taleplerinin karşılanacağını, bununla beraber tazminat hesabı yapılırken müteveffanın bireysel özelliklerinin dikkate alınması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı—- vekili 10/09/2020 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- Mahkememize sunduğu 05/01/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: kayıtlar gereği aracın maliki olarak görünse de galericilik işi ile uğraştığından bahisle kazadan önce söz konusu aracı —- sattığını, dolayısı ile aracın işleteni ve maliki olmadığından kazadan herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, yine meydana gelen kazada kayıtlar gereği maliki bulunduğu araç ile ilgili izafe edilecek herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile kaza nedeniyle talep edilen tazminatın miktarının fahiş olduğunu, yine davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacılardan fahiş manevi ve maddi tazminat taleplerine karşı zamanaşımı def’inde bulundukları ve faize , faizin başlangıç tarihine itiraz ettiklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —–vekili hüküm duruşmasına katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde dava konusu trafik kazası nedeniyle kusur durumu, davacılarının destiğini yitirip yitirmediği ve davalı tarafın zararı tazmin yükümlüsü olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, destekten yoksun kalma tazminatı(maddi tazminat) ve manevi tazminat davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER
——ekonomik durumunun araştırılması için — Müdürlüklerine müzekkere yazıldığı ve gönderilen müzekkereler uyarınca cevap verildiği anlaşılmıştır.
— hak sahiplerine ödemem yapılıp yapılmadığına ilişkin —– müzekkere yazıldığı, yazılan müzekkereye cevaben hak sahiplerine herhangi bir ödeme yapılmadığı beyan edilmiştir.
Dosyada mübrez başvuru belgesi incelendiğinde; davacı vekilinin —- —- trafik kazası neticesinde vefat eden müteveffa—– kapsamında maddi tazminat ödemesi talep ettiği anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik olunan 21/12/2016 tarihli ölümlü trafik kazası tespit tutanağına göre; —sevk ve idaresindeki — plakalı araç ile yaya ———— çarpması sonucu kaza yaptıkları anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez 17/10/2017 tarihinde —.—- tarafından tanzim edilen——sigortalanan aracın—— ile sınırlı olduğu anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez tescil bilgileri incelendiğinde; kaza tarihi itibariyle —– adına adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan İstanbul –. Asliye Ceza Mahkemesinden alınan —- bilirkişi raporunda özetle; ölen yaya —- hatalı davranışının birinci derecede etkili bulunduğu, sanık sürücü —- hatalı sevk ve idaresinin de birinci derecede etkili olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Makine Mühendislerinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan 30/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı —- plakalı kamyonetin sürücüsü belgesiz diğer davalı sürücü —‘ nın % 50 oranında kusurlu olduğunu, müteveffa yaya— — nin olayda % 50 oranında kusurlu olduğunu, somut olayda bahsi geçenlerin dışında herhangi bir kimseye atfı kabil kusur imkanının bulunmadığını beyan ve rapor etmiştir.
Aktüerya Uzmanı Bilirkişi 30/06/2019 havale tarihli raporunda özetle;
Davacı —- nihai ve gerçek maddi zararının — yöntemine göre maddi zararının —— tablosu ve—- yöntemine göre 47.401,71 TL olduğu, davalı sigorta şirketinin— tablosu %1,8 teknik faiz yöntemine göre hesaplanan maddi zarar tutarı olan 40.867,65 TL’ dan sorumlu olduğu, diğer davalılar olan sürücü ve işletenin ise; davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu 40.868,65 TL tutardan sorumlu olmakla birlikte; aynı zamanda; —– tablosuna göre hesaplanan tutardan sorumlu olduğu için iki farklı hesap yöntemi ile hesaplanan tutarlar arasındaki fark olan 6.534,06 TL tutardan da sorumlu olduğu, temerrüt başlangıç tarihinin davalı sigorta şirketi yönünden 27.07.2017 tarihi, davalı sürücü ve işleten yönünden ise 21.12.2016 kaza tarihi ve işleyecek faizin yasal olduğu beyan ve rapor etmiştir.
Kusur ve aktüer raporları taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler(TBK m. 51).
Maddi Tazminat
Haksız fiil sonucunda ölüm gerçekleşmişse; cenaze giderleri, ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar uğranılan zararlar olarak kabul edilir.(TBK Madde: 53)
Destekten yoksun kalma zararları, Borçlar Kanunu hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.(TBK Madde: 55/1)
Manevi Tazminat
Ölüm hâlinde, ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.(TBK Madde: 56/2)
UYGULANACAK MEVZUAT
Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır(KTK m. 90).
14/05/2015 tarih ve —– sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na,— sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yayım tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar’ın 4. Maddesi ile eklenen ve 01/06/2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenen “genel şartların uygulanacağı sözleşmeler” başlıklı C.11. Maddesi “Bu Genel Şartlar yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanır.” şeklindedir.
Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır(Yargıtay —-. Hukuk Dairesi’nin — Karar Sayılı İlamı).
Kaza tarihinin ve sigorta poliçe tarihinin genel şartlarının yürürlüğe girdiği 01/06/2015 tarihinden sonra olması dikkate alındığında, açılan davalar 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerekir(İstanbul BAM —. Hukuk Dairesi’nin —— Karar Sayılı İlamı).
SORUMLULUK VE SİGORTA TEMİNATI
Müteselsil Sorumluluk
TBK’nın 61. Maddesine göre; birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.
Aynı şekilde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu(KTK)’nıun 88. Maddesine göre de bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
Araç Malikinin Sorumluluğu
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu(KTK)’nıun 85. Maddesi; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklindedir. Ancak, işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir.(KTK Madde 86)
İşleten; araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.(KTK Madde 3)
Sigortanın Sorumluluğu
Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.(KTK Madde 97)
Sigorta şirketinin sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitlerle sınırlıdır.(KTK Madde:93)
Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez(KTK Madde:95/1).
MÜTERAFİK KUSUR İNDİRİMİ
6098 sayılı TBK’nın 52. Maddesine göre; Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.
TEMERRÜT VE FAİZ
Sürücü ve araç maliki, haksız fiilin işlendiği tarihte temerrüde düşmüş olur.(TBK Madde: 117/2)
Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.(KTK Madde 99)
3095 sayılı yasanın 2. Maddesine göre; Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için aynı Kanunun 1. maddesinde belirlenen orana göre(yasal faiz) temerrüt faizi ödemeye mecburdur.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller,—– Araştırması, Hesap/Aktüer Raporu, Islah/Talep Arttırım, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; 21/12/2016 tarihinde davalı —- kullandığ——- plakalı aracın müteveffa ———– çarpması neticesinde kazanın meydana geldiği, kazanın meydana gelmesine müteveffa ——– taşıt trafiğini yeterince kontrol etmeden ve davalı ——- kullandığı kamyonetin hız ve mesafe durumunu dikkate almadan yaklaşan kamyonete rağmen kamyonetin seyir istikametine girmesinin ve davalı ——————– hızını azaltmadan orta refüjden kaplamaya giren yayayı zamanında fark edemeyerek çarpması ve olaya mani olmak bakımından zamanında fren ve direksiyon tedbirine başvurmaması ve aracının hızının ve yolun buzla kaplı olmasının etkisiyle yeterli mesafede duramamasının etkili olduğu, bu nedenle davalı sürücü —– babası olması nedeniyle ———- destekten yoksun kaldığı, destekten yoksun kalma nedeniyle talep edebileceği tazminat miktarının poliçe tarihi itibarı ile yeni Genel Şartların yürürlüğe girmiş olması nedeniyle —- tablosuna göre hesaplanması gerektiği, bu kapsamda müteveffanın kusur durumu da göz önüne alınarak davacının davalılardan talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı miktarının 40.867,65 TL olduğu, kazaya % 50 ile kusuru ile sebebiyet veren —– bu tazminattan sorumlu olduğu; diğer davalı— sattığını, bu nedenle aracın işleteni olmadığını ve zarardan sorumluluğunun bulunmadığını iddia etmiş ise de Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d maddesinde düzenlenen resmi şekil şartına uyulmaksızın yapılan bu satış işlemi geçerli bulunmamaktadır. Bu itibarla geçersiz bir satım akdine dayalı olarak işleten sıfatının ortadan kalkması mümkün olmadığından kazaya karışan aracın kayıt malikinin işleten sıfatının devam ettiği ve zararın tamamından sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Diğer davalı sigorta şirketinin ise kaza tarihi itibarı ile geçerli ZMMS poliçesi nedeniyle diğer davalılar ile birlikte davacının destekten yoksun kalma zararı bakımından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketine başvurunun 14/07/2017 tarihinde yapıldığı, bu tarihten 8 iş günü sonrası olan 27/07/2017 tarihinde davalı sigorta şirketinin temerrüde düştüğü, dolayısıyla davalı sigorta şirketi yönünden bu tarihten, diğer davalılar yönünde ise kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği, davacı tarafın manevi tazminat talebi yönünden ise müteveffanın müterafik kusuru, meydana gelen zararının ağırlığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumu göz önüne alınarak kısmen kabulü ile manevi tazminat miktarının 25.000,00 TL olarak belirlenmesine, davacı tarafça dava dilekçesinde yasal faiz talep edildiğinden ve avans faizi uygulanmasını gerektirir bir durum bulunmadığından tazminata yasal faizin uygulanması gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın maddi tazminat ve manevi tazminat yönünden kısmen kabul/kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
1-Davacı tarafın maddi tazminat talebi yönünden;——- yönünden —— tarihinden, diğer davalılar yönünden 13/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve davalı sigorta şirketinin sorumluğu kaza tarihinden geçerli poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla davalılar —— müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine
3-Davacı tarafın manevi tazminat talebi yönünden; 25.000,00 TL manevi tazminatın 13/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar— — —-müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 4.499,42 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 358,63 TL ve ıslah harcı olarak alınan 145,00 TL’ nin mahsubu ile bakiye 3.995,79 TL karar ve ilam harcının davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 2.791,67 TL’ yi geçmemek üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
6-Maddi tazminat talebi bakımından davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinden yürürlükte bulunan ——– göre hesaplanan 6.112,79 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
7-Maddi tazminat talebi bakımından davalılardan —–kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar —– verilmesine,
8-Manevi tazminat talebi bakımından davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinden yürürlükte bulunan —-göre hesaplanan——— müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Manevi tazminat talebi bakımından davalı — kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinden yürürlükte bulunan —-göre hesaplanan 3.750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı—–verilmesine,
10-Davacı tarafça 31,40 TL başvuru harcı, 358,63 TL peşin harç, 145,00 TL ıslah harcı, 2.500,00 TL bilirkişi ücreti, 635,00 TL tebligat posta masrafı ve diğer giderler olmak üzere yapılan toplam 3.135,00 TL yargılama giderinden haklılık oranına göre hesaplanan 1.400,90 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
11-Davalı ——tarafından yapılan 28,80 TL tebligat giderinden haklılık durumuna göre hesaplanan 15,93 TL’ nin davacıdan alınarak davalı —- ödenmesine,
12-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı———- vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.