Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/90 E. 2018/349 K. 29.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİKARAR

ESAS NO : 2017/90
KARAR NO : 2018/349

DAVA : Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 29/03/2018

DAVA :
Davacı vekili Mahkemeye sunduğu 09/07/2015 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğuna dair bir ihtilaf bulunmadığını, borçlu aleyhine İstanbul Anadolu ….. İcra Müdürlüğünün 2015/9428 Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, davalı borçlu tarafından 26/05/2015 tarihinde itirazda bulunulduğunu, takibin dayanağı olarak müvekkilinin gönderdiği cari hesap ekstresinin delil niteliğinde olduğunu, borçlu tarafından bu kayıtlardaki borcun olmadığı ispat edebilecek herhangi bir vesika konulmadığını, bu nedenle davalı borçlunun yaptığı itirazın haksız ve yersiz olduğunu beyanla icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına alacağın % 20 ‘sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkemeye sunduğu 21/08/2015 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: faturaya itirazın ispatının davalı tarafta olduğunu beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 29/03/2018 tarihli karar celsesindeki esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkemeye sunduğu 26/08/2015 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: müvekkili aleyhine başlatılan icra takibine takip dayanağı fatura içeriği hizmetin satın alınmadığı gerekçesiyle süresi içerisinde itirazda bulunulduğunu, davaya konu faturanın TTK 21 md kapsamında kanıt niteliğinde olabilmesi için fatura içeriğindeki hizmete ilişkin geçerli bir sözleşmesinin varlığı, sözleşme gereği edimin alacaklı tarafından yerine getirilmiş olması, faturanın davalıya usulüne uygun gönderilmiş olması ve borçlu tarafından 8 gün içerisinde itiraz edilmemiş olması gerektiğini, taraflar arasında faturada belirtilen Yurtdışı ………. Hizmeti veya başkaca herhangi bir hizmetin davacı tarafından verilmesi ve karşılığında davalı tarafından ödeme yapılmasına ilişkin bir görüşme, mutabakat ve sözleşme bulunmadığını, davacı tarafından davalı için yurtdışı gümrükleme hizmeti veya başkaca bir hizmet verilmediğini, satın alınmayan hizmet için kesilen faturaya karşı davalı tarafından e-posta yazışması ile süresi içinde itirazda bulunulduğunu ve faturanın muhatabı olmayan müvekkili adına düzenlenen faturanın iade edildiğini beyanla davanın reddine, alacağın % 20 ‘si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili …….. tarihli karar celsesindeki esas hakkındaki beyanında; ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul ……… Asliye Ticaret Mahkemesi 29/11/2016 tarih ve 2016/443 Esas – 2016/856 Karar sayılı ilamı ile verdiği yetkisizlik kararı üzerine dava dosyası mahkememiz esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde takibe konu fatura nedeniyle davacının alacaklı olup olmadığı, faturaya konu hizmetin sunulup sunulmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu ………. İcra Müdürlüğü’nün 2015/9428 Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 30/04/2015 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 20/05/2015 tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan 08/04/2015 tarih ve ……… nolu fatura incelendiğinde, yurtdışı gümrükleme ücreti açıklamasıyla …’ne yönelik olarak 2.848,17 TL Euro bedelli faturanın davacı tarafından kesildiği anlaşılmıştır.
………….Uzmanı bilirkişisi ile Mali Müşavir bilirkişisinin heyet halinde sunduğu 08/06/2017 havale tarihli raporunda özetle; davacının davalıdan, icra takibine konu ettiği ……………. Ücreti açıklamalı, 2.848,17 Euro bedelli faturadan kaynaklanan alacağının bulunmadığı beyan ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi heyeti raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
TİCARİ DEFTERLERİN DELİL KABİLİYETİ
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır. (TTK m. 83)
Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir. (HMK m. 199)
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir. (HMK m. 219)
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. (HMK m. 220/1)
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. (HMK m. 222/2-3-5)
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, ticaret sicil kayıtları, fatura, gümrük beyannamesi, CMR, dolaşım belgesi, takip dosyası, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe, borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu hizmetin sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının kendi ticari defterlerine göre davalı taraftan 2.848,17 Euro alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerinde ise takibe konu faturanın kayıtlı olmadığı ve davalı şirket defter kayıtlarına yansıyan herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı, dosyaya sunulan ……… belgesine göre ………. göndericisi olduğu,…….’nin alıcı olduğu 7 kap havalandırma paneli soket ucunun………… aracılığı ile taşındığı, ………Beyannamesine ise, ………. marka:…….havalandırma paneli (Filter Terminal) emtiasının …………….. ülkesine sevki ile ilgili ……… adına davalı … tarafından gümrük işlemlerinin yapıldığı, sunulan belgelere göre taraflar arasında herhangi bir ilişki tespit edilemediği, dava ve cevaba dilekçelerinde takibin dayanağı ilişkinin açıklanmadığı, 08/02/2016 tarihli celsede verilen 1 nolu ara karara istinaden davacı vekilince sunulan 09/02/2016 tarihli beyan dilekçesinde ise “…….vardıktan sonra işlemler yapılmaması sebebiyle geri Türkiye ‘ye dönmüştür, ancak geri Türkiye ‘ye döndüğünde de …… gümrükleme yapmadığı ve ilgilenmediği için cezalar oluşmuştur. ” şeklinde açıklamada bulunulduğu, ancak takibe konu faturanın maruz kalınan herhangi bir cezanın rücusuna ilişkin olmayıp, aksine yurtdışı gümrükleme ücreti açıklamasının ihtiva ettiği, davacı tarafın iddialarını ispatlayamadığı, bu nedenle takibin haksız ve yersiz olduğu, buna karşın takibe konu alacağın faturaya dayanması ve davacının ticari defterlerinde kayıtlı olması nedeniyle davacının takibinde kötü niyetli olduğunun kabulünün mümkün olmadığı, sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
..
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Davalı tarafın şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3- Başlangıçta peşin olarak alınan 92,83 TL karar ve ilam harcının işin hitamında ödenmesi gereken 35,90 TL harçtan fazla olduğu anlaşıldığından 492 sayılı harçlar kanunun 31. maddesi gereğince fazla alınan 56,93 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya ödenmesine,
4- Davacı tarafça yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan …….. uyarınca 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Karar kesinleştiğinde, İstanbul Anadolu……… İcra Müdürlüğünün 2015/9428 Esas sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. .