Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/881 E. 2018/929 K. 20.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/881 Esas
KARAR NO : 2018/929

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/08/2017
KARAR TARİHİ : 20/09/2018

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 18/08/2017 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki gereğince, müvekkil şirketin davalı şirket için kapı üretimi ve montajı işi için …. Yüklenici Sözleşmesi” imzaladığı, bu sözleşme uyarınca yapılan işlerin karşılığında kesilen fatura bedellerinden 96.745,24 TL’ lik kısmın ödemesinin yapılmadığı, davalı aleyhinde ödenmeyen bedel için İstanbul Anadolu ………. İcra Müdürlüğünün 2017/17560 Esas sayılı ile ilamsız takip yapıldığı, davalı-borçlu tarafın kendilerinden herhangi bir alacağının olmadığını ifade etmiş ise de bu beyanın tamamen gerçekdışı olduğu, taraf ticari defterelerini incelendiğinde karşı tarafın iddiasının haksız ve mesnetsiz olduğunun ortaya çıkacağı, davalı tarafın icra takibinde uygulanan faize de itirazının yerinde olmadığını beyanla İstanbul Anadolu…… İcra Müdürlüğünün 2017/17560 Esas sayılı dosyaya yapılan itirazın iptaline, asıl alacağa temerrüt tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine, davalı borçlunun %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretini davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 16/10/2017 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili20/09/2018 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 26/09/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: müvekkil şirketin davacı tarafa davaya konu miktar bakımından herhangi bir borcunun bulunmadığını, dava koınusu takibin usul ve yasaya aykırı olduğu, icra inkar tazminatının ancak takip konusu meblağın likit ve bilinebilir olduğu durumlarda ve takibin yasal koşullarda yapılmasıdurumunda talep edilebileceği, takibin haksız olduğu, bu itibarla icra inkar tazminatı talep edilmeyeceği belirterek müvekkili şirket bakımından davanın husumet yönünden reddine ve vekalet ücreti ile yargılama masraflarının davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ikinci cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davalı vekili 20/09/2018 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacının davalı taraftan bakiye fatura alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu …… İcra Müdürlüğü’nün 2017/17560 Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 14.07.2017 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 20.07.2017 tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi 19/06/2018 Havale tarihli raporunda özetle; tarafların dava konusu döneme ait 2016-2017 hesap yılı defterlerinin e-defter beratlarınının alındığı, Envanter defterlerinin açılış ve kapanış Noter onaylarının tastikinin yapıldığı, tarafların 2016-2017 hesap yılı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, takip ve dava konusu faturaların davacı ve davalı şirketlerinin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafın defter ve belgelerine göre icra takip-/tebliğ tarihi(20/07/2017) itibarı ile davaclı taraftan 96.745,24 TL alacaklı bulunduğu, davalı tarafın defter ve belgelerine göre ise icra takip/tebliğ tarihi itibarı ile davacı tarafa 96.745,24 TL borçlu bulunduğu, incelenen taraf defter ve belgelerinin birbirini doğruladığı, birebir örtüştüğü, taraflar arasında ödeme tarihleri ve temerrüt ile ilgili herhangi bir sözleşme veya davacı tarafından davalı yana gönderilmiş herhangi bir borç ihtarnamesi olmadığı, davacının işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, dava dosyasından da anlaşılacağı üzere, Temerrüdün icra takip tebliğ tarihi(20/07/2017) itibarı oluştuğu, takip talebinde alacaklının asıl alacağa işleyecek %9,75 ticari avans faizi talebinin yerinde ve değişen oranlarda uygulanabileceği, bu nedenle davalının faize, faiz oranına tüm borca itirazının haklı bulunmadığını, alacağın itiraza uğramayan faturaya dayalı likit alacak olması icra takibine rağmen hem takip dosyası hem de dava dosyaına geçerli bir itiraz nedeni ileri sürülmemesi nedeniyle davacının % 20 icra inkar tazminatı talebinin mahkemenin takdirinde olduğunu rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Ticari Defterlerin Delil Kabiliyeti
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır. (TTK m. 83)
Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir. (HMK m. 199)
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir. (HMK m. 219)
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. (HMK m. 220/1)
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. (HMK m. 222/2-3-5)
Temerrüt
İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur(TBK m. 90).
Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir(TBK m. 97).
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer(TBK m. 117/1).
Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; ( …. ) borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır(TBK m. 117/2).
Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar(TTK m. 10).
Faiz
Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur(3095 s.y. M. 2/1).
………….Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur(3095 s.y. M. 2/2).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, faturalar, takip dosyası, geçici kabul tutanağı, sözleşme, teknik çizimler, ek protokol, şantiye teslim tutanakları, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba/faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 96.745,24 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya 96.745,24 TL bakiye borcunun bulunduğu, borçlunun faturaları kendi ticari defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği (Yargıtay….HD’nin 10/02/2016 tarih ve 2015/4576 Esas – 2016/621 Karar sayılı ilam) davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olması nedeni ile davacı lehine delil teşkil edeceği, bu nedenle davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu, ön inceleme duruşmasında davacı vekiline verilen kesin süre içerisinde işlemiş faiz yönünden davanın harçlandırılmadığı, bu nedenle işlemiş faize ilişkin herhangi bir karar verilmediği, davacının tacir olması ve taraflar arasında ticari ilişki bulunması(TTK m. 19/2) nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz(3095 sy. m. 2/2) uygulanması gerektiği, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, İstanbul Anadolu ……… İcra müdürlüğünün 2017/17560 Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 96.745,24 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen asıl alacağın %20 ‘si olan 19.349,04 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 1.144,67 TL harcın ve icra takibi peşin harcı 507,5 TL’nin, alınması gerekli olan 6.608,66 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.956,49 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 1.144,67 TL, posta ve tebligat gideri 133,5 TL, bilirkişi ücreti 700,00 TL, olmak üzere toplam 1.978,17 TL yargılama masrafının davalı taraftan davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan …… uyarınca 10.489,61 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
8-Karar kesinleştiğinde İstanbul Anadolu…. İcra müdürlüğünün 2017/17560 Esas sayılı doşyasının merciine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.