Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/878 E. 2018/415 K. 11.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/878 Esas
KARAR NO : 2018/415

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/08/2017
KARAR TARİHİ : 11/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilin de hissedar olduğu ……. tarihinde İstanbul Ticaret Odası …. sicil numarasıyla kurulup her türlü yapı işleri ile uğraştığını,…….. ortaklık yapısı %48 (……..) davalı … %48 (……) müvekkil ……. Şti. (…. .. ) % 2 (C Grubu) müvekkil……… ve yine % 2 (……) müvekkil ………. şeklinde olduğunu, müvekkil…….. deki hisselerini 04/04/2016 tarihinde davalı …’den devraldığını, pay devrinin 13/05/2016 tarihinde Ticaret Siciline tescil edilip 01/06/2016 tarihinde de Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, davalı … müvekkile pay devretmeden önceki dönemde …… her bakımından tam anlamıyla kontrolü altında tuttuğunu hatta bir dönem… tek yöneticisi olarak görev yaptığını, kontrolü altında tuttuğu dönemde davalı…… tamamen kendi kişisel çıkar ve ilişkileri doğrultusunda yönettiğini, şirketi oldukça yüklü miktarlarda zarara uğrattığını, müvekkil………. ile diğer hissedarlar ………. 04/04/2016 tarihinde …… nin bir kısım paylarını aldıktan sonra …………… nin yönetim yapısının da değiştiğini, belirtilen süreçte davalı …’nün ……….. üzerindeki tam kontrolünün de böylelikle azaldığını, davalı … tarafından muvazaalı ve fiktif borçlanmalarla …… nin dayanağı olmayan borçlar altına sokulduğu konusunda ciddi ih.arlar ve bulgular ortaya çıkması üzerine, ………. yönetimindeki değişiklikten sonra yeni yönetim şirketin bu kadar borca girmesini haklı kılacak bir varlığının gerçekte olmadığından hareketle şirketin gerçek mali ve finansal yapısının inceleme gereği duyduklarını, bu konuda davalının da onayının mevcut olduğunu, davalı …’nün yönetimind…………….’nin başta dava dışı …….. olmak üzere hiçbir hukuki açıklaması ve ticari hiçbir geçerliliği olmadığı halde dava dışı üçüncü kişilere karşı sürekli borçlandırıldığı, senetleri düzenlediği bu borçlanmalar karşılığında ise şirket malvarlığına borcu karşılayacak herhangi bir mal hak veya alacağın girmediğinin anlaşıldığını, davalı …’nün tek yönetici olduğu dönemde ……. adına büyük bir kısmı dava dışı …… Ltd. Şti olmak üzere tamamı ………. heline senetler düzenlendiğini……. hiçbir girdisi olmadan şirketi borçlandırdığını ve zarara uğrattığını, oysa …… maddi hukuk anlamında böyle bir borcu bulunmadığını, dava dışı ………. karşı bu senetler dolayısıyla menfi tespit ve yapılmışo lan ödemelerin iadesi talebiyle İstanbul …………. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde 2017/731 Esas no ile dava açıldığını, tüm bu sebeplerle müvekkil … .. ‘ne ortak olması sürecindeki ve ………nin yönetim yapısının değişmesinden önceki dönemde, özellikle 2015 yılı ve 2016 yılının masıy ayına kadar süreçti…. …………… yönetim kurulu üyesi sıfatıyla yapmış olduğu planlı, bilinçli, sistemli ve dolayısıyla kusurlu eylem ve işlemleri sebebiyle … zarara uğratan davalı …’nün müvekkilinde hessadır bulunduğu ……. vermiş olduğu her türlü zararının tazminine, müvekkilinde hissedarı bulunduğu ………’nin uğramış olduğu gerçek zarar miktarı şimdilik 1.000.000,00 TL ‘nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte davalı tarafından ……….. ödenmesine, müvekkilinde hissedarı bulunduğu ……….’nin davalının hukuka aykırı işlem ve eylemleri sebebiyle uğramış olduğu zararlarının tazminini teminat altına almak amacıyla malvarlığının kafi miktarı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili dilekçesinde özetle; dava konusu edilen senetle ile iddia edilen zararlandırma faaliyetlerinin miktarı belirli olup işbu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün bulunmadığını, dava dilekçesine dayanak gösterilen delil listesi ve eklerinin tebliğ edilmemiş olması sebebiyle müvekkili savunma hakkı için yeterli olanak tanınmadığını, davacının …………’de hissedar olmadığı dönem ile ilgili olarak açmış olduğu sorumluluk davasında aktif husumet ehliyeti bulunmamakta olup işbu davanın öncelikle aktif husumet itirazının nazara alınarak reddi gerektiğini, davacı şirketin her türlü talepleri zamanaşımına uğramış olup davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın esası hakkında iddia edilen zararlandırıcı eylemlerin hangi dönemde hangi kaynaklara ilişkin bir eylem olduğu dava dilekçesinde açık bir şekilde ortaya konulmadığı gibi…………. fabrika binası değerinin tespitinin de hangi yöntemle yapıldığının anlaşılmadığını, dava konusu iddialarda bahsi geçen senetler dava dışı ……….. fabrika binasının bulunduğu arsanın bakiye bedeli ile fabrika binasının yapım işinin ……… tarafından üstlenilmesi sebebiyle verildiğini, davacının zararlandırıcı faaliyet olduğu iddia ettiği borçlanmaların tamamı davacı şirketin bilgisi ve kabulünde olduğunu, davacı şirket ve dava dışı ………… tarafından ……….Kayıtları 04/04/2016 tarihli ortakla anlaşmasından evvel detaylı şekilde incelemiş olup, dava dışı şirketin mali durumu bilinerek 04/04/2016 tarihli sözleşme imzalanmış ve sözlelşme ekinde de dava konusu edilen senetler açıkça gösterildiğini, davacı şirketin 04/04/2016 tarihli ………. ile dava konusu ettiği borç tutarlarını açıkça kabul ettiği uzman görüşü ile de bir kez daha vurgulandığını, davacı şirketin müvekkilin ………… tek başına hissedar olduğu dönem ile ilgili talepte bulunulması mümkün olmayıp dava konusu iddiaların hukuki dayanağı olmadığının, sorumluluk davası açılabilmesi için dava konusu edilen şirketin zarara uğraması gerekmekte olup ………dava konusu iddialar yönünden herhangi bir zarara uğramadığı gibi şirketi bizzat halihazırdaki yönetim kurulu üyelerinin zararlandırmakta olduğunu, tüm bu sebeplerle husumet yönünden zaman aşımı yönünden haksız ve hukuki aykırı davanın reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, tarafların ortağı oldukları dava dışı ………… yönetim kurulu üyesi ve temsilcisi olan davalının yapmış olduğu kusurlu ve kötü niyetli eylem ve işlemler sonucunda …………… uğradığı zararın davalıdan tahsili ile ………’ye ödenmesi istemine ilişkin olup, TTK 553 ve devamı maddelerine dayanmaktadır.
TTK 553. Maddesine göre kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerine kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. TTK 555. Maddesi uyarınca şirketin uğradığı zararın tazminin şirket ve her bir pay sahibi isteyebilirler. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler. İşte somut uyuşmazlıkta da davacı taraf açıklanan ilgili yasa hükümlerine göre iddiaları doğrultusunda davalının zarara uğrattığını iddia ettikleri, ortağı oldukları, dava dışı …………. belirlenecek zararın tazminini talep etmektedirler.
TTK 561. Maddesinde sorumlular aleyhinde şirketin merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açılacağı hükme bağlandığından ve şirket merkezinin ……………….. olduğu ticaret sicilinden anlaşıldığından işbu davaya mahkememizin bakmaya yetkili olmadığı anlaşılmakla HMK 114/1/-ç, 114/2 ve TTK 561. Maddeleri uyarınca yetkisizlik kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntılı gerekçesi yukarıda yazılı olmak üzere;
1.HMK 114/1-ç, 114/2 ve TTK 561. Maddeleri uyarınca mahkememizin YETKİSİZLİĞİ nedeni ile davanın HMK 115 / 2 Maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE
2.HMK 20. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süresi içerisinde talep halinde dava dosyasının yetkili İstanbul (….) Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine
3-HMK 331/2 Maddesi uyarınca yargılama gideri vekalet ücretinin görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
4.HMK’nun 20. Maddesi uyarınca işbu kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 haftalık kesin süre içinde kararı veren mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep edilmediği takdirde mahkememizce DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA, karar verileceğinin ihtarına ( tebliğ ile beraber )
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. .