Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/874 E. 2019/811 K. 10.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1144 Esas
KARAR NO : 2019/860

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2018
KARAR TARİHİ : 17/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ———– olduğunu, davalı şirket ile yapılmış olan ticarete istinaden dosyaya sunulmuş olan muhtelif tarih ve numaralı faturaların davalı şirkete gönderildiğini, faturalar karşılığında davalı şirket tarafından 2,179,00 TL ödeme yapıldığını, faturaların tahsili amacıyla İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün —-sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin takibe itiraz ettiğini ileri sürerek davalının itirazının iptaline , takibin devamına davalının asıl alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesine karar verilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, salt fatura düzenlenmesinin akti ilişkinin varlığını kanıtlamaya yeterli olmadığını ileri sürerek hukuka aykırı davanın reddine, haksız takip nedeniyle talep edilen asıl alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini mahkememizden talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacı tarafından davalıya takip konusu faturalar nedeniyle cari hesap şeklinde işleyen bir ticari ilişki bulunup bulunmadığı ve davacının cari hesap ve fatura bedeli olarak davalıdan dava değer kadarı kadar alacaklı olup olmadığına yönelik açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşıldı.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğü’nün 2018/19447 Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 01/08/2018 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliğ üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların tüm delilleri toplanmış, davacı ve davalının takibe konu faturalar yönünden–formları ilgili vergi dairelerinden celp edilmiş, davalının faturalar nedeniyle yapmış olduğu kısmi ödemelere ilişkin dekontlar davacı tarafından dosyaya sunulmuş olup, tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılması amacıyla bir mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu 22/07/2019 tarihli raporunda davacı tarafından kendi vergi dairesine 2018 yılında 4 adet belge ile davalı şirkete KDV hariç 6.369 TL tutarlı mal ve hizmet sattığını beyan ettiği, aynı şekilde davalı şirketin de kendi vergi dairesine 2018 yılında 4 adet belge ile davacıdan KDV hariç 6.369 TL tutarlı mal ve hizmet satın aldığını beyan ettiği, davacının ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede, davacı tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturaların toplam tutarlarının kasadan tahsil edilmiş olarak kayıt altına alınmış olduğu bu durumda davacının icra takip tarihi olan 01/08/2018 tarihi itibariyle davalı şirketten herhangi bir alacağı bulunmadığı ancak dosyaya sunulan irsaliye faturalar incelendiğinde irsaliyeli faturaların açık fatura olarak düzenlenmiş olduğu, davacı ticari defterlerine sehven kasadan tahsil kapalı irsaliyeli fatura olarak işlenmiş olduğu, davalının ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede davalının defter kayıtlarına göre, davacı tarafından davalıya düzenlenmiş toplam tutarı 28.152,51 TL olan irsaliyeli faturaların davacıya alacak kaydedildiği, davalı şirket tarafından davacı şirkete giden havale tutarı olan 2.179,00 TL nin davacı şirkete borç kaydedildiği, bu işlemler neticesinde davalının kendi ticari defter ve kayıtlarına göre davacıya takip tarihi itibariyle 25.973,51 TL borçlu durumda olduğu, yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun şekilde taraflara tebliğ edilmiştir.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, icra dosyası, vergi dairesinden temin edilen BA/ BS formları, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba ve faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, davacı ve davalının ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde, takip konusu tutarın davacının ve davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, dolayısıyla taraflar arasında bir ticari ilişkinin olduğu, davacının ve davalının BA ve BS formlarının incelenmesinde faturalara ilişkin vergi dairesine bildirimde bulunduğu ve birbirini teyit ettiği, bilirkişi raporu sonucunda davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 25.973,51 TL alacaklı olduğunun hesap edildiği, davalı tarafından takip konusu faturalar nedeniyle 2.179,00 TL kısmi ödeme yapıldığı, yapılan ödemenin de taraf defterlerine kayıtlı olduğu, davalı tarafından ticari defterlerine kayıtlı olan borç yönünden ödeme yaptığına ilişkin bir belge dosyaya ibraz etmediği, tarafların tacir olduğu ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi uyarınca ticari faiz uygulanması gerektiği, davacının icra takibinden önce davalı borçluyu temerrüte düşürdüğüne ilişkin bir ihtarının olmadığı, davacının icra takibi yapmakta ve huzurdaki itirazın iptali davasını açmakta haklı olduğu, davalının itirazının yerinde olmadığı alacağın faturaya dayalı olduğu, likit ve belirlenebilir olduğu ve icra inkar tazminatı hüküm ve koşullarının oluştuğu sonuç ve kanaatine varılmakla, davanın kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın KABULÜ İLE,
2-Davalının İstanbul Anadolu —- İcra müdürlüğünün —esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptaline, takibin devamına,
3-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
4-Alacağın % 20 si oranında hesap edilen 5.194,70 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Başlangıçta peşin olarak alınan 443,57 TL harcın alınması gerekli olan 1.774,250 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.330,68 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 443,57 TL, posta ve tebligat gideri 98 TL, bilirkişi ücreti 750 TL, olmak üzere toplam 1.291,57 TL yargılama masrafının davalı taraftan davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —uyarınca 3.116,821 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.