Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/836 E. 2019/652 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/836 Esas
KARAR NO : 2019/652

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/08/2017
KARAR TARİHİ : 27/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında bir ticari işlem görüldüğünü, müvekkilinin bu ticari işlem nedeniyle lehine alacak tahakkuk ettiğini, müvekkilinin bu alacağı 06/01/2015 tarih, —nolu fatura ile belgelendirerek muhasebeye işlediğini ve faturayı davalıya tebliğ ettiğnii, ancak davalının faturayı ödemediğini ve sürüncemede bıraktığını, konuya ilişkin olarak Küçükçekmece—. İcra Müdürlüğü’nün 2016/6134 sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, ancak borçlunun borcunu ödemek yerine sürüncemede bırakmak kastı ile itiraz ettiğini,davalının kötü niyetli olduğunu belirtmiş olup, açıklanan nedenlerle 06/01/2015 tarih ve –nolu faturalardan kaynaklı alacağın tanzim tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanacak en yüksek banka faizi ile birlikte tahsiline, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı 3. Şahıs ————— için anlaşılarak taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, müvekkili ile davacı ——– yapılması” işi için ilk ödeme olan 03/07/2014 tarihli sözleşme imzaladıklarını, davacı görünene 05/09/2014 tarihinde yapılan davacının hesabına davalı tarafından 7.000,00 TL ödeme ile sözleşmenin geçerlik kazandığını, daha sonra müvekkilinin davacıya 08/09/2014 tarihli tahsilat makbuzu ile — şubesinin—— çek nosu ile 23.500,00 TL ödediğini, müvekkili şirketin bu ödemelerine karşı davacının 45.447,20 TL lik 10/09/2014 tarihli —— nolu fatura kestiğnii, davacının hesabına davalının 16/09/2017 tarihinde 10.000,00 TL EFT ödeme yapıldığını, davacının hesabına 14.000,00 TL EFT yapıldığını, davalı müvekkilinin bu ödemelerine karşı davacı taraf 23.936,94 TL lik 10/09/2014 tarih—— nolu fatura kestiğnii, davacının müvekkiline ——- tarihli tahsilat makbuzu ile ——— şubesinin — çek nosu ile 18.680 TL ve türkiye —- şubesinin — çek nosu ile 12.000,00 TL ile toplam 30.680 TL ödendiğini, davalı müvekkilinin bu ödemelerine karşı davacının 35.336,30 TL lik 06/01/2015 tarihli —- nolu fatura kestiğini, davacı ile müvekkili arasında akdedilen sözleşme 4. Maddesinde ” alt yüklenicinin işi geciktirmesi halinde günlük 100 TL gecikme cezası uygulanacaktır.” şeklinde anlaştıklarını, dava dışı 3. Şahıs —- 12/01/2015 tarihinde davalı müvekkilinin —– 7.075 TL tutarında ceza kestiğini, bu ceza tutanağı ile davacı 03/07/2014 tarihinde akdedilen sözleşmenin 60 günden fazla sürdüğünü ve de işin 12/01/2015 tarihinde bile betmediğinin açık olduğnu, tarafından iş sahibine ödenen ceza bedeli 7.075,00 TL + KDV = 8.348,50 TL olduğundan toplam 23.750,50 TL ve davacıya yapılan ödemeler toplamı 108.750,50 TL olduğunu, davacı tarafın müvekkiline kestiği faturaların toplamı ise 104.720,44 TL olduğunu, müvekkilinin davacıya bir borcu olmadığı gibi aksine davacı şirketten 4.030,06 TL alacaklı olduğunu belirtmiş olup, açıklanan nedenlerle aleyhlerine açılan davanın reddine karar verilmesini ve dava masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı olarak açılan alacak davasıdır.
Mahkememizce uyuşmazlık ön inceleme duruşmasında “Davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan Küçükçekmece—— İcra Müdürlüğünün 2016/6134 esas sayılı icra dosyasında takibe konu alacağın dayanağı taraflar arasında ihtilafsız olan sözleşmeden kaynaklanmakta olup, davacının bu sözleşme uyarınca edimini tam ve ayıpsız olarak yerine getirip getirmediği davalının davacının işi eksik ve ayıplı yapması nedeniyle cezai şart faturası düzenleme koşulunun oluşup oluşmadığı ve davacının davalıdan takibe konu miktar kadar alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır” şeklinde tespit edilmiş ve hazır olan davacı tarafından ıslak imzalanmıştır.
Celp ve tetkik olunan İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğü’nün 2016/22365 Esas sayılı dosyanın incelenmesinde davacı tarafından davalıya fatura alacağı açıklamasıyla 19.540,00 TL fatura alacağı ve 1.623,69 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 21.163,69 TL üzerinden genel haciz yoluyla takip yapıldığı, davalının süresi içerisinde takibe itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların tüm delilleri toplanmış ve ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık konusu hakkında bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup, 3 kişilik bilirkişi heyeti 17/10/2018 tarihli raporlarında özetle; mali yönden yapılan incelemede davacının ——–yıllarına ilişkin ticari defterlerinin açılışlarının TTK hükümlerine göre zamanında yapıldığı, ancak kapanış tasdiklerinin bulunmadığı, davacı şirketin incelenen defterlerinde davalı şirkete toplam 104.720,44 TL borç kaydettiği, karşılığında 85.179,98 TL alacak kaydetmek suretiyle takip tarihi itibariyle davacının kendi defterlerinde 19.540,46 TL alacaklı olarak göründüğünü, davalının ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede davacı şirkete 54.500,00 TL borç kaydettiği, karşılığında 104.720,17 TL alacak kaydettiği ve takip tarihi itibariyle davalı tarafın kendi defterlerine göre 50.220,17 TL borçlu göründüğünü, davalı tarafından taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacının —- hesabına yapılan– lere ait dekontların sunulduğu, 3 adet dekontun 31.000,00 TL olduğu, davacı tarafından düzenlenen faturaların davalıya verilen hizmetin ifasına ilişkin oldukları, teslim alan bölümlerinde isim ve imza bulunmasa da her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olduğu, tahsilat makbuzlarının incelenmesinde davalı tarafından davacıya çekle yapılan ödemelere ilişkin davacı tarafından düzenlenen tahsilat makbuzlarının toplamının 54.180,00 TL olduğu, dava dışı —– 12/01/2015 tarihinde davalıya havuz su kaçaklarının giderilmesi hususunda yapılan işçilik ve masraflar ile ilgili olarak 7.075,00 TL nin kesileceğine dair tutanağın davalı tarafından dosyaya sunulduğu, davacı ile davalı arasında akdedilen taşeronluk sözleşmesine istinaden davacı tarafından sözleşme konusu işlerin yapıldığı ve tamamlandığı, bu hususta taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı, davalının sözleşme konusu işlerin yapılmadığı yönünde bir iddiasının bulunmadığı, davalı davacının sözleşme konusu işleri gecikmeli olarak yapmış olması nedeniyle 15.222,00 TL cezai şart alacağına hak kazandığını iddia etmiş ise de taraflar arasındaki sözleşmenin 4. Maddesinde davacı/taşeronun işi geciktirmesi halinde 1.700,00 TL gecikme cezası ödemekle mümkün olacağı kararlaştırıldığı, ancak sözleşmede sözleşme konusu işin tamamlanması gereken tarihin TBK 117/F.2 anlamında belirli vadeye bağlanmadığının, şayet davacı sözleşme konusu işin bu tür işlerin tamamlanması gereken zamanda tamamlamadığı takdirde davalı işveren tarafından davacı taşerona temerrüt ihtarnamesi çekilmek suretiyle temerrüte düşürülmesi gerektiğini, davalı tarafından böyle bir temerrüt ihtarnamesinin davacıya gönderilmediği, bu nedenle davalının davacıdan gecikme cezası isteyemeyeceği, ayrıca davacının işleri eksik ve ayıplı yapmış olması nedeniyle dava dışı asıl işveren ——–İnşaata 8.348,50 TL ceza bedeli ödemek zorunda kaldığını ve bu tutarın davacıya olan borcundan düşme hakkına sahip olduğunu iddia etse de davalı tarafından davacının yaptığı işlerin eksik veya ayıplı olduğunu gösteren herhangi bir delil tespiti raporu sunulmadığı gibi başkaca bir delil de sunulmadığının, bu nedenle davalının davacıdan asıl işverene ödediğini iddia ettiğini cezadan kaynaklanan bir alacağının olamayacağını, sonuç olarak davacının davalının takip tarihi itibariyle 19.540,44 TL alacağı bulunduğu yönünde rapor tanzim edilmiş rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Alınan bilirkişi raporuna karşı davalı tarafından itirazda bulunulmuş ayrıca kök bilirkişi raporunda bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilmiş olmasına rağmen bilirkişilerin yerinde inceleme yapmadan dosya üzerinde rapor hazırladıkları anlaşıldığından ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler dosyaya sunmuş oldukları 25/09/2018 tarihli ek raporlarında yerinde inceleme sonucu yapılan tespitler sonucu davacı tarafça yapılan tesislerin sorunsuz olarak çalıştığını, davacının yapmış olduğu imalatların ayıpsız olarak yerinde tesis edildiği ve tüm tesisatın eksiksiz olarak çalışır durumda olduğu, sözleşmeye uygun olarak yapıldığı yönünde rapor tanzim edilmiştir.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, icra dosyası, bilirkişi kök ve ek raporu, taraflar arasındaki sözleşme, alacağa konu faturalar, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba ve faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki davanın alacak davası olduğu, taraflar arasında —————————— sözleşmenin işe başlama ve bitiş tarihlerini düzenleyen 4. Maddesinde sözleşme konusu işin süresi içerisinde tamamlanacağı, alt yüklenici/davacının işi geciktirmesi halinde günlük 100 TL gecikme cezası uygulanacağının kararlaştırıldığı, işin bedelinin 30.500,00Euro + KDV olarak kararlaştırıldığı, alınan bilirkişi kök ve ek raporlarının hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık olduğu, bilirkişilerden alınan raporda mali yönden yapılan incelemede davacı ve davalının uyuşmazlık konusu faturaları ticari defterlerine kaydettiği, davalı tarafından sözleşme kapsamında davacıya kısmi ödemeler yapıldığı, defter incelemesi sonucu davacının davalıdan 19.540,00 TL bakiye alacağının olduğu, teknik yönden yapılan incelemede davacının alt yüklenici olarak üstlenmiş olduğu işi eksiksiz ve tam olarak yerine getirdiği, davalı tarafından sözleşme kapsamındaki işlerin süresinde yapılmadığı iddiasının ispatlanamadığı, sözleşmede işin süresinin kararlaştırılmadığı, davalı tarafından bu konuda davacıya TBK 117/F.2 maddesi uyarınca herhangi bir ihtarda bulunulmadığı, yine davalı tarafından eksik ve ayıplı olduğu belirtilen işler nedeniyle davacıya herhangi bir ayıp ihbarında bulunulmadığı gibi ayıplı olduğu iddia edilen işler ile ilgili bir tespitte yaptırmadığı, yerinde inceleme sonucu alınan bilirkişi raporuna göre davacının üstlenmiş olduğu işi eksiksiz ve ayıpsız olarak davalıya teslim ettiği ve sözleşme kapsamında davalıdan dava değeri 19.540,00 TL alacaklı olduğu sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın KABULÜ İLE,
1-19.540,00 TL nin dava tarihi itibariyle işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 333,70 TL harcın alınması gerekli olan 1.334,77 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1001,07 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 333,70 TL, posta ve tebligat gideri 163,50 TL, bilirkişi ücreti 2.250,00 TL, olmak üzere toplam 2.747,2 TL yargılama masrafının davalı taraftan davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ——- uyarınca 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.