Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/761 E. 2020/19 K. 14.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/761 Esas
KARAR NO : 2020/19

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/07/2017
KARAR TARİHİ : 14/01/2020

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu —— havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirketin müvekkili şirketin faaliyet alanı içerisinde olan birçok ürünün satımı konusunda anlaştıklarını, müvekkili şirketçe anlaşmaya uygun olarak tüm ürünlerin davalıya eksiksiz ve kusursuz olarak teslim edildiğini, bu teslimatlara ilişkin müvekkili şirketin davalı borçludan toplam —— cari hesap alacağı bulunduğunu, müvekkilinin müteaddit defalar söz konusu faturalardan doğan cari hesap alacağını talep ettiği halde davalı borçlunun herhangi bir ödeme yapmadığını, davalı aleyhine bugüne kadar ödenmeyen asıl alacak ve işlemiş faizin tahsili amacıyla İstanbul Anadolu —– İcra Müdürlüğünün —–Esas sayılı dosyası ile ilamsız takiplerde haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı ve borçluya usulüne uygun bir şekilde ödeme emrinin tebliğ edildiğini ancak davalı tarafından yapılan itiraz sonucu takibin durduğunu beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili —- tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu —-havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacının dava dilekçesinde zikrettiği faturaların esas itibarıyla kendi ticari defter ve kayıtlarında işlemiş faturalar olduğunu ancak davacının müvekkilinin yapmış olduğu ödemelerin düşülmeden takip yapıldığı ve bu nedenle takibe itiraz ettiklerini, davaya konu fatuların toplamının —- olduğu ve müvekkilinin davalı ile yaptığı ticari alışverişin yekününü teşkil etttiğini, bu ticari münasebete karşılık müvekkilinin —– tarihli tahsilat makbuzu ile davacı şirkete—- tarihli makbuzla toplam ——banka havalesi ile —– tarihli banka havalesi ile — olmak üzere toplam —- ödeme yaptığını, keza icra takibinden sonra — elden ödeme yaptığı ancak davacının tahsilat makbuzunu düzenleyip göndereceğini beyan etmesine rağmen buna ilişkin taraflarına makbuz vermediğini, tüm bu ödemelerin dışında müvekkilinin davacıya ——– adına keşideli, ——- ve yine aynı kişinin aynı şubesinden düzenlenme arkasında müvekkilinin cirosu olan —— miktarında iki adet çek verdiği ve bu çeklerinde ödendiğini, müvekkili ile davacı arasında devam eden ticaret nedeni ile müvekkilinin davacının talimatı ile —– gönderilmek üzere —- masa yaptığı ve davacının bu işlerin bedelinin —- olduğunu kendisi belirlediği buna ilişkin makbuzunda taraflarına verilmediğini, yine müvekkiline ait ——-aldığı bu kerestenin bedelinin — olduğunu, keza yine davacının bu miktarı da hesaptan düşmediğini, neticeten davalının taraflarına vermediği ancak kendisine ödenen çeklerin toplamının —- olduğu, — adet masa bedelinin — olduğu ve kerestenin de — olduğu, toplam — nin belgenin ellerinde olduğu, ödemeler toplamının cem an; —-‘ ye tekabül ettiğini, müvekkili ile alakası olmayan toplam — çekin hesaptan düşüldüğünde —- nin mahsubu ile — borçlarının kaldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili — tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacının cari hesaba dayalı olarak davalı taraftan alacaklı olup olmadığı, davalı tarafın cari hesap ilişkisi nedeni ile yaptığı ödeme bulunup bulunmadığı, ödeme var ise bunlardan sonra kalan bakiye alacağının—– tekabül edip etmediği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu ——–. İcra Müdürlüğü’nün ——- Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından —- tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna —— Tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik edilen ——- nezdinde tanımlı hesapta —– tarihinde keşide edilen ——- nolu çek incelendiğinde; çekin —–tarafından hamiline keşide edildiği, daha sonra … ve ——– cirolarının yer aldığı anlaşılmıştır.
——— tarafından gönderilen ——- tarihli müzekkere cevabı incelendiğinde; ——– nolu çekin ——-tarihinde ——- tarafından tahsil edildiğinin bildirildiği anlaşıldı.
——–tarafından gönderilen ——— tarihli müzekkere cevabı incelendiğinde; —————— bedelli çeke detay bilgilerinin gönderilmesi halinde araştırma yapılabileceğinin bildirildiği anlaşıldı.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi ————-havale tarihli raporunda özetle; her ne kadar davacı tarafın dava konusu faturası ve içeriğinin faturalar üzerinden davacı tarafa teslim ve tebliğinin tespit edilememiş olması karşısında dava konusu faturaların taraf defter ve belgeleride kayıtlı bulunduğunu, tarafların bu konuda uyuşmazlıklarının bulunmadığını, davalı tarafın da kabulünde olup ikrar ettiğini, davacı tarafın —- formlarının incelemeye ibraz edilmediğini, takip ve dava konusu faturaların davacı ve davalı taraf ticari defterlerine kayıtlı olduğunu, fatura ve muteviyatına veya bedeline davalı tarafından herhnagi bir itiraz yapılmadığını, TTK 23/3 maddesine göre 8 gün içinde itiraz edilmeyen faturaların kabul edilmiş sayıldığını, davalı tarafça dava dosyasına bu yönde bir belge sunulmadığını, davacının incelenen ticari defterlerine göre icra takip tarihi itibarıyla —– tarihi itibarıyla ve dava tarihi itibarı ile davacı tarafın davalı taraftan —– alacak bakiyesi olduğunun tespit edildiğini, davalı tarafın işletme defteri tutması karşısında defterlerin yapısı itibarı ile borç alacak bakiyesi vermediğini, —– defter ve belgelerinde herhangi bir kayıtlamanın bulunmadığını, bu tarihten sonra davalı tarafından davacıya yapılmış herhangi bir ödeme kaydı bulunmadığını, faturalarıyla kayıtları uyumlu olan davacı tarafın ——-hesap yılı defter ve kayıtlarına itibar edilmesi gerekeceğini, taraflar arasında ödeme tarihleri ve temerrüt ile ilgili herhangi bir sözleşme veya davacı tarafından davalı tarafa gönderilmiş herhangi bir borç ihbarnamesi olmadığını, davacının takip talembindeki işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığını, temerrüdün takip tarihi itibarıyla oluştuğunu, takip talebinde alacaklının asıl alacağa işleyecek %9 ticari avans faizi talebinin yerinde ve değişen oranlarda uygulanabileceğini, alacağın itiraza uğramayan faturaya dayalı likit alacak olması icra takibine rağmne hen takip dosyası hem de dava dosyasına geçerli bir itiraz nedeni ileri sürülmemesi nedeniyle % 20 icra inkar tazminatı talebinin mahkemenin takdirinde olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Ticari Defterlerin Delil Kabiliyeti
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır. (TTK m. 83)
Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı——–ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir. (HMK m. 199)
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir. (HMK m. 219)
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. (HMK m. 220/1)
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. (HMK m. 222/2-3-5)
Temerrüt
İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur(TBK m. 90).
Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir(TBK m. 97).
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; ( …. ) borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır(TBK m. 117/1,2).
Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar(TTK m. 10).
Faiz
Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur(3095 s.y. M. 2/1).
——- Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, —– günü önceki yılın — günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur(3095 s.y. M. 2/2).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, faturalar, takip dosyası, bilirkişi raporu, dekont ve tahsilat makbuzları, çek sureti, banka yazı cevapları, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip konusu alacağın ödenip ödenmediği hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan —— alacaklı olduğu, davalının ticari defterleri işletme defteri olması nedeniyle alacak ve borç bakiyesi vermeye elverişli olmamakla birlikte takip konusu yapılan faturaların davalının ticari defterinde kayıtlı olduğu, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği (Yargıtay—-. HD’nin —- tarih ve ————– Karar sayılı ilam), davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği(Yargıtay —–. HD’nin —–Karar sayılı ilam) davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, davalının ödeme iddiasına konu ettiği delil listesi ekinde sunulan tahsilat makbuzları ve dekontların toplam —- ödeme olarak davacının ticari defterine kayıtlı olduğu, davalının ticari defterinde “elden verilen —–açıklamalı ödemenin davacının defterinde kayıtlı olmadığı, —— tarih ve —- bedelli çek ile yine —– ait olduğu bildirilen—- bedelli çekin her iki ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, ayrıca —–yılına ait ——— bedelli faturanın davalı defterinde kayıtlı olduğu ancak bu faturanın davacı defterine —— olarak işlendiği, bunların yanı sıra davalının——— bedeli ile ödeme iddiasına ilişkin olarak her iki tarafın ticari defterlerinde kayıt bulunmadığı, bu haliyle davalı tarafın davacının ticari defterinde kayıtlı olan toplam ——-dışında herhangi bir ödeme iddiasını ispatlayamadığı, her ne kadar —— bedelli çekin davacıya olan borca karşı olmak üzere davacı çalışanı olduğu iddia edilen dava dışı ——– cirolandığı ve bu çekin —–tarafından tahsil edildiği iddia edilmiş ise de ————- davacı adına tahsilat yapma yetkisi bulunduğu hususu ispatlanamadığından ———- davacı şirket çalışanı olup olmadığının araştırılması talebinin yerinde olmadığı gibi bu kişinin davanın tarafı olmaması nedeniyle HMK 169/1 maddesi karşısında isticvabının da mümkün olmadığı, bunun gibi davalı tarafından—— hakkında açıldığı beyan olunan alacak davasının bekletici mesele yapılması talep edilmiş ise de açılıdığı beyan olunan bu davanın eldeki dava dosyasının tarafları arasında olmaması ve ——– hakkında açılan dava sonucunda verilecek kararın davacıya karşı ileri sürelemeyecek olması nedeniyle bu talebin de yerinde olmadığı, davalının davacı tarafa yemin teklif etmesi üzerine davacı şirket yetkilisinin usulüne uygun olarak yemini eda ettiği, davalı tarafın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olan ödemeler dışında kalan ödeme iddiasını ispatlayamaması nedeniyle davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu,aksine bir sözleşme olduğu veya taraflarca vade belirlendiği iddia ve ispat edilmediği gibi icra takibinden önce davalı/takip borçlusu temerrüde düşürülmediğinden takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, davacının takip talebinde yasal faiz talep etmiş olması nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz(3095 sy. m. 2/1) uygulanması gerektiği, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, İstanbul Anadolu—– İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı dosyasına vaki itirazının —— asıl alacak yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın—–icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan—– harcın ve icra takibi peşin harcı ————–, alınması gerekli olan —— harçtan mahsubu ile bakiye ———karar ve ilam harcının davalı ‘dan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri ——-, bilirkişi ücreti ——-, olmak üzere toplam —- yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan —— yargılama masrafına, peşin harç —— eklenerek sonuç olarak——- davalı ‘dan alınarak davacı tarafa verilmesine, dava konusunun toplam değerinin —– sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan ——- yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ——uyarınca — avukatlık ücretinin davalı ‘dan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —— uyarınca —– avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalı ‘a verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa; davalı tarafından yatırılan ve artan delil avansının kendisine iadesine,
9-Talep edilmesi halinde bir sureti dosyaya konulmak kaydıyla İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün—- Esas sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, davacı şirket yetkilisi ile taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.