Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/721 E. 2019/249 K. 14.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/721 Esas
KARAR NO : 2019/249

DAVA :İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 07/07/2017
KARAR TARİHİ : 14/03/2019

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 07/07/2017 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı borçlu şirket arasında imzalanan 10.01.2015 tarihli sözleşme ile davalı şirkete ait —————–adresindeki —- Hastanesinde bulunan asansörlerin periyodik bakım/onarım ve servis hizmetlerinin yapılması konusunda anlaşmaya varıldığını, bu anlaşma doğrultusunda asansör bakım ve arıza formlarında da anlaşıldığı üzere müvekkil davacının yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmiş olduğu ve davalı şirketin sözleşme doğrultusunda yapılan işler nedeniyle oluşan müvekkil şirket alacaklarını sözleşmeye göre en geç 90 gün içinde ödemesi gerektiği halde yaklaşık bir yıldır ödemediğini, bunun üzerine davalı tarafa sözleşmeye aykırı eylemlerine son vermesi ve vadesi geçmiş borçlarını ödemesi için Beyoğlu ——. Noterliğinin 18.04.2017 tarih ve —— yevmiye nolu ihtarname gönderildiği ve herhangi bir sonuç alınamadığını, davalının sözleşmeye aykırı devam eden eylemleri sonrasında Beyoğlu ——-. Noterliğinin 22.05.2017 tarih ve —– yevmiye numaralı ihtarı ile sözleşmeyi fesih ederek vadesi geçmiş alacakları ödenen kadar bakım onarım hizmeti verilmeyeceğinin bildirildiğini, alacaklarının ödenmemesi nedeniyle bu kez İstanbul Anadolu ——-. İcra Müdürlüğünün 2017/13810 Esasına kayıtlı dosya ile davalı borçlu şirket aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın süresi içinde yaptığı itiraz neticesinde takibin durduğunu, her ne kadar dayalı şirket müvekkilinin ödeme emri içeriğindeki borca, faizine ve tüm ferilerine yasal süresi içinde itiraz etmekteyiz şeklinde beyanda bulunmuş ise de itirazında borcun sebebi ve takip dayanağı belgeler hakkında beyanda bulunmaktansa matbu beyanlarla ödeme emrine itiraz etmeyi tercih ettiğini, davalı şirketin itiraz dilekçelerinde iddia ettiği hususların aksine müvekkili şirketin davalı şirketten alacaklı olduğunu, ancak davalı şirketin borçlarını ödememek amacıyla kötü niyetli şekilde hareket ettiğini beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 04/10/2017 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 14/03/2019 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 08/09/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı ile müvekkili firma arasında bakım sözleşmesi imzalandığını, davacının hiçbir zararı gereği gibi ifa etmediğini, davacı tarafın 2017 yılının Mart ayında sözleşmesinin ifası sırasında çalışan asansörün çipini almak sureti ile çalışmaz hale getirildiğini, davacı tarafın bu kötü niyetli hareketleri ile müvekkilinin mağdur olmasına sebebiyet verdiğini, huzurda açılan davada ispat yükünün davacı tarafta olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekiline cevaba cevap dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ancak davalı vekili ikinci cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davalı vekili 14/03/2019 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde taraflar arasındaki asansör bakım ve onarım sözleşmesi kapsamında davalı tarafa sunulan hizmet karşılığında ücretin ödenip ödenmediği, davacı tarafın sözleşmeyi gereği gibi ifa edip etmediği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu ————– İcra Müdürlüğünün 2017/13810 Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 01/06/2017 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 12/07/2017 tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi 03/09/2018 Havale tarihli raporunda özetle; dava dosyasında mevcut davacı tarafın faturalarının davalı tarafa teslim ve tebliğinin fatura fotokopileri üzerinden tespit edilemediği faturaların üzerinde teslim alan veya teslim eden isim imzası olmadığı, dava dosyasına sunulmuş olan Aylık Asansör Arıza formlarından davacı tarafın sözleşmeden doğan yükümlülüklerini her ay yerine getirerek bakım arıza formlarını davalı çalışanına imza karşılığı tebliğ ettiği, usulüne uygun faturalandırdığı sözleşme gereği davalı tarafın edimlerini bilmesi ve basiretli ticari sıfatı ile hareket etmesi gerekeceği ancak davalı tarafın itirazının faturalara değil borca olduğu sabit olduğundan taraflar arasında imzalanan 10.01.2017 tarihli sözleşme gereği davalının borcunu sözleşmede belirtilen yoldan takip etme zorunluluğunun bulunduğunu, davalı tarafın sözleşmeyi ikrar ettiği, borcuna karşılık ödeme yaptığı dikkate alındığında fatura muhteviyatı hizmetin davalı şirkete verildiğinin karinesi olduğu, fatura muhteviyatına veya bedeline davalı tarafından yasal süresi içinde herhangi bir itiraz yapılmadığını, davalı tarafça dava dosyasına bu yönde bir belge sunulmadığını, davacı tarafın takip tarihi ve dava tarihi itibariyle davalı şirketten 7.579,94 TL tutarında alacaklı durumda olduğu bu tarihten sonra davalı tarafından davacıya yapılmış herhangi bir ödeme kaydı bulunmadığını, davacı tarafça davalı tarafa 18.04.2017 tarihli ve —– yevmiye nolu ihtarname ile geçmiş dönem borç toplamının 5.062,41 TL olduğu ve 7. gün içinde ödenmesi gerektiğini ihtaren bildirdiği, davacı tarafın davalı tarafa 22.05.2017 tarih ve ——— yevmiye nolu ihtarnamesi ile 10.01.2015 tarihli sözleşmenin 22.05.2017 tarihi itabari ile feshini ihtar ettiği, bu nedenle sözleşmenin varlığını kabulü ve ikrarı ile cari hesap borcuna ve/veya faturalara itirazının bulunmadığının anlaşıldığını, son temerrüdün ihtarname tebliğ tarihi olan 24.05.2017 tarihi itibariyle oluştuğu takip talebinde alacaklının asıl alacağa işleyecek ticari avans faizi oran talebinin yıllık %9,75 ve değişen oranlarda uygulanabileceğinin yerinde ve uygun olduğunu, alacağın itiraza uğramayan faturaya dayalı likit alacak olduğunu, icra takibine rağmen hem takip dosyası hemde dava dosyasına geçerli bir itiraz nedeni ileri sürülmediği, tazminat talebinin mahkemenin takdirinde olduğu, davalı tarafın itirazının haklı ve yerinde bulunmadığı şeklinde Rapor etmiştir.
Bilirkişi raporunun taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Ticari Defterlerin Delil Kabiliyeti
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır. (TTK m. 83)
Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir. (HMK m. 199)
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir. (HMK m. 219)
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. (HMK m. 220/1)
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. (HMK m. 222/2-3-5)
Temerrüt
İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur(TBK m. 90).
Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir(TBK m. 97).
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer(TBK m. 117/1).
Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; ( …. ) borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır(TBK m. 117/2).
Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar(TTK m. 10).
Faiz
Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur(3095 s.y. M. 2/1).
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur(3095 s.y. M. 2/2).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, sözleşme, servis raporları, faturalar, takip dosyası, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında 10.01.2015 tarihli sözleşmeden kaynaklı alacak iddiasına dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, ancak her iki tarafında inceleme gününde ticari defterlerini ibraz etmedikleri, buna karşın bilirkişi tarafından dosya üzerinde yapılan incelemede faturaların servis raporlarına uygun olarak kesildiğinin tespit edildiği, davalı taraf her ne kadar davacının sözleşmeyi gereği gibi ifa etmediğini ve 2017 yılı Mart ayı itibariyle çalışan asansörün çipini söktüğünü beyan ve iddia etmiş ise de bu iddiaları yasal delillerle ispatlanamadığı, dosyada suretleri bulunan asansör bakım ve arıza formlarında bina yöneticisi ve görevlisi kısmında imzalar bulunduğu, davalı tarafça bu imzaların inkar edilmediği, bu haliyle davacı tarafın edimi ifa ettiği, bu nedenle davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu, davacı tarafından davalıya çekilen ihtarnamenin 24.05.2017 de muhatabına tebliğ edildiği, ihtarnamede borcun ödenmesi 3 gün süre verildiği nazara alındığında temerrüdün 28.05.2017 tarihi itibari ile oluştuğu, bu nedenle temerrüdün tarihinden itibaren davacının faiz talep edebileceği, davacının tacir olması ve taraflar arasında ticari ilişki bulunması(TTK m. 19/2) nedeniyle alacağa temerrüt tarihinden itibaren ticari faiz(3095 sy. m. 2/2) uygulanması gerektiği, buna göre temerrüt tarihi olan 28.05.2017 tarihi ile takip tarihi olan 02.06.2017 tarihleri arasındaki 5 gün için 9,75 TL faiz oranı göre işlemiş faizin 10,26 TL olduğu alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, İstanbul Anadolu ——– İcra Müdürlüğü’nün 2017/13810 Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 7.559,94 TL asıl alacak ve 10,26 TL işlemiş faiz yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si olan 1.518,04 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 129,80 TL harcın ve icra takibi peşin harcı 38,00 TL’nin, alınması gerekli olan 516,42 TL harçtan mahsubu ile bakiye 348,62 TL karar ve ilam harcının davalı ‘dan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 163,00 TL, bilirkişi ücreti 700,00 TL, olmak üzere toplam 863,00 TL yargılama masrafının, davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 858,00 TL yargılama masrafına, peşin harç 129,80 TL, eklenerek sonuç olarak 987,80 TL’nin davalı ‘dan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 5,00 TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ——– uyarınca 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davalı ‘dan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —– uyarınca 40,25 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı ‘ya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya; artan delil avansının davalı ‘ya iadesine,
9-Karar kesinleştiğinde İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün 2017/13810 Esas sayılı doşyasının merciine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.