Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/688 E. 2018/1049 K. 17.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/688
KARAR NO : 2018/1049
DAVA : Kayıt Kabul
DAVA TARİHİ : 23/06/2017
KARAR TARİHİ : 17/10/2018
Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince E-İMZA ile imzalanmıştır.
Mahkememizde görülmekte olan Kayıt Kabul davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dilekçesinde özetle ; davalı borçlunun iflasına karar verildiğini ve tasfiye işlemlerinin İstanbul Anadolu 3. İcra İflas Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğünü, iflas müdürlüğüne alacaklarının kaydı için başvurulduğunu ancak taleplerinin iflas idaresince reddedildiğini, müvekkili banka tarafından kredili müşterileri olan davalı ile imzalanan genel kredi sözleşmelerine istinaden krediler kullandırıldığını , müvekkili bankanın müflis şirketten fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 09.11.2016 iflas tarihi itibariyle işlemiş faiz ve masraflar hariç olmak üzere 45.478.080.77 TL alacaklı olduğunu, söz konusu alacakları hakkında borçlu firma hakkında Gaziantep 13. İcra müdürlüğünün ……..esas sayılı dosyası ile kefiller hakkında da Gaziantep 13. İcra müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, iflas idaresince alacak kayıt taleplerinin müflis şirketin iflas erteleme aşamasında yapıldığı, İİK 309. Maddesi gereği müflis hakkında bu aşamada takip yasağı bulunduğu ve kesinleşmiş takipten bahsedilemeyeceği ve ibraz edilen belgelerin alacağın varlığını tevsik edici nitelikte bulunmadığı ve yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle reddedildiğini, red kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davanın kabulü ile birlikte iflas idaresince reddedilen müvekkili bankanın alacağının işlemiş faizi ile birlikte müflis şirketin iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı iflas idaresi vekili cevap dilekçesinde; müflis şirket hakkında İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. esas sayılı dosyası ile iflas kararı verildiğini, iflas kararının henüz kesinleşmediğini, iflas tasfiye işlemlerinin devam ettiğini, ikinci alacaklılar toplantısının henüz yapılmadığını, davacının iflas masasına alacak kaydı için başvurduğunu ancak alacak kayıt talebinin iflas idaresinin kararı ile reddedildiğini, iflas idaresinin bu kararının yerinde olduğunu, sunulan belgeler ile alacağın kesin ve tam olarak belirlenmesinin mümkün olmadığını, İİK 309/ö maddesi ile iflas erteleme süresince takip yasağının düzenlendiğini, buna göre davacı bankanın başlattığı takibin usule ve yasaya aykırı olduğunu, kesinleşen bir alacaktan bahsedilemeyeceğini, taraf defterlerinin incelenmesi ile yapılacak yargılama neticesinde karara göre alacağın varlığının belirlenebileceğini belirterek haksız davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, davacı bankanın kullandırılan krediden kaynaklı davalı müflis şirketten olan alacağının iflas masasına kayıt ve kabulü istemine ilişkin olup, İİK nun 235 vd maddelerine dayanmaktadır.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak dava dosyası ve davacı bankaya ait ticari defter ve dayanak belgeler üzerinde uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak rapor alınmıştır.Alınan rapor denetime açık ve dosya kapsamına uygun bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Davacı tarafın müflis şirketin iflas masasına dava konu edilen alacağın kayıt ve kabulü için başvuruda bulunularak 45.478.080,77 TL alacağın kaydını talep ettiği , iflas idaresince düzenlenen sıra cetvelinde davacı alacağının yargılamayı gerektirmesi sebebiyle tamamının reddine karar verildiği, red kararının davacı vekiline 14.06.2017 tarihinde tebliğ edildiği, ayrıca sıra cetvelinin …. gazetesinde 01.06.2017 tarihinde , ticaret sicil gazetesinde de 08.06.2017 tarihinde ilan edildiği, iş bu davanın 23.06.2017 tarihinde açıldığı, buna göre davanın 15 günlük yasal sürede açıldığı tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Davacı bankanın …….şubesi ile müflis şirket ….. arasında önce 12.06.2013 tarihinde ……TL limitli kredi sözleşmesi imzalandığı, kefil olarak.. …. ve … tarafından imzalandığı, sonra ….. tarihinde de…….TL limitli kredi sözleşmesi imzalandığı, kefil olarak yine aynı üçüncü kişilerle birlikte yine dava dışı……. tarafından imzalandığı tespit edilmiştir.
Yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda , müflis şirket ile davacı banka arasında akdedilmiş bulunan kredi sözleşmelerinin 6.1 maddesindeki delil sözleşmesi niteliğindeki hüküm uyarınca esas alınan davacı banka kayıtlarından; davacı bankanın müflis şirket ile imzalanan kredi sözleşmeleri uyarınca müflis şirkete krediler kullandırıldığı, bu krediler uyarınca müflis şirketin iflas tarihi olan …. tarihi itibariyle ;…….referans nolu 2.500.000,00 USD tutarlı akreditif kredisinin 30.12.2014 tarihinde yurtdışına transferinin gerçekleştirildiği, 30.12.2014 tarihli ……… Bankası döviz satış kuru 1 USD karşılığı 2.3230 TL üzerinden 5.807.500.00 TL banka riskinin doğduğu,…….referans nolu 3.002.000,00 USD tutarlı akreditif kredisinin 16.01.2015 tarihinde yurtdışına transferinin 3.032.687,11 USD olarak gerçekleştirildiği, 16.01.2015 tarihli .. Bankası döviz satış kuru 1 USD karşılığı 2.3125.-TL üzerinden 7.013.088,94 TL banka riskinin doğmuş bulunduğu, bu miktarlara yıllık % 70 oranında temerrüt faizi (davacı banka ile borçlu ve kefilleri arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin temerrüt faizi ile ilgili 2.7 maddesinde “temerrüdün doğduğu tarihten itibaren borcun tamamen tasfiye edildiği tarihe kadar , bankanın müşteriye tarafımıza kullandırdığı nakit kredi türlerine temerrüt tarihi itibariyle uyguladığı en yüksek kredi faiz oranının 2 katı tutarında , temerrüt tarihi itibariyle temerrüt faizi hesaplamasına esas alınacak nakdi kredi riskimiz bulunmaması halinde ise bankamızın ticari kredilere uyguladığı en yüksek cari kredi faiz oranının 2 katı tutarında temerrüt faizi uygulanmasına yetkilidir” hükmü uyarınca akdi faizin 2 katı tutarında % 50 x 2 = yıllık % 100 temerrüt faizi uygulanması gerektiği , davacı bankanın takip talebindeki temerrüt faiz oranı talebinin ise nakit krediler için % 70 olması nedeniyle taleple bağlılık ilkesi uyarınca bu oranın esas alınması gerektiğinden ) uygulanarak müflis şirketin 09.11.2016 iflas tarihi itabariyle davacı bankanın müflis şirketten alacağının toplam 43.086.487,10 TL nakit alacağı bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacı taraf Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca kullandırılan ve geri ödenmeyen kredi alacağından başka müflis şirket hakkında yapılan Gaziantep 13 İcra Müdürlüğünün …….. esas sayılı takip dosyası uyarınca yapılan harç, vekalet ücreti ve masraf toplamından oluşan 3.680.077,70 TL miktarındaki icra takibine ilişkin giderlerin de davalı müflis şirketin iflas masasına kayıt ve kabulünü talep etmiş ise de, isteme dayanak yapılan Gaziantep 13 icra müdürlüğünün ……. esas sayılı takip dosyasının Gaziantep 2.İcra Hukuk Mahkemesinin ……esas, ….. karar sayılı ….. tarihli kararı ile ; “İİK nun 179/b.maddesinde erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takiplerde dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur” hükmünün yer aldığı, somut olayda şikayetçi şirket (dava dosyamızdaki müflis şirket) hakkında İstanbul Anadolu 4. ASliye Ticaret Mahkemesinin ….5 tarih ve …. esas … karar sayılı kararından sonra iflas erteleme müddeti içerisinde kanuna aykırı şekilde ilamsız takip yapıldığı anlaşıldığından şikayetin kabulüne karar vermek gerekmiştir” gerekçesi ile iptaline karar verilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda; dosya kapsamındaki tüm delillere , alınan bilirkişi raporuna göre davacı bankanın müflis şirketten iflas tarihi itibariyle 43.086.487,10 TL alacağının bulunduğu anlaşılmakla, bu miktar yönünden davanın kısmen kabulü, davacı tarafın Gaziantep 2. İcra Hukuk Mahkemesince iptal edilen icra takip dosyası nedeniyle icra takip masrafları talebinin usule uygun olmadığı gibi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2014/23-1294 esas 2016/1064 karar sayılı 16.11.2016 tarihli ve Yargıtay 19 HD nin 2001/7124 esas 2002/483 karar sayılı 24.01.2002 tarihli kararı uyarınca icra takip masraflarına ilişkin 3.680.077,70 TL lik kısmın reddi gerektiğinden takdiren aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yazılı gerekçe ile ;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davacı bankanın 43.086.487,10 TL alacağının “Müflis …….. ” ‘nin İstanbul Anadolu 3. İcra İflas Müdürlüğünde işlem gören ….. İflas sayılı dosyası üzerinden iflas masasına KAYIT VE KABULÜNE ,
2-Fazla istemlerin reddine ,
3-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 35.90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31.40 TL harcın mahsubu ile bakiyesi 4.50 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 31.40 TL peşin harç giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin harç gideri dışında yapılan 31.40 TL başvuru harcı, 4.60 TL vekaletname tasdik harcı, 2.000.00 TL bilirkişi ücreti, 116.00 TL tebligat ve yazışma gideri toplamı olan 2.152.00 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmına isabet eden 2.038.83 TL sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Hüküm tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davacı yararına tayin ve takdir edilen 2.180.00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Reddedilen dava değeri üzerinden aynı tarife uyarınca davalı yararına tayin ve takdir edilen 2.180.00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/10/2018