Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/626 E. 2021/500 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/626 Esas
KARAR NO : 2021/500

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/01/2017
KARAR TARİHİ : 29/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı —ile davacı banka arasında ——– Sözleşmesi uyarınca davalıya —- kullandırıldığını, ancak davalının kullanmış olduğu— taksitlerini ödemediğini, bunun üzerine —Sayılı icra dosyası ile borçlu aleyhine ilamsız takip yapıldığını, davalının süresi içerisinde başlatılan icra takibine asıl alacağı kabul ederek faiz konusunda itirazda bulunduğunu, itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğunu, yapılan itirazın kötü niyetli ve haksız olduğunu bu nedenle itirazın iptali ile davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —- itirazlarının bulunduğunu, tüketici mahkemelerinin görevli olduğunu, — için imza itirazlarının bulunduğunu, herhangi bir tebligat bulunmadığını, hiçbir borcun bulunmadığını beyan ederek haksız davanın reddini mahkememizden talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, asıl davalıya kullandırılan ve diğer davalıların kefil olduğu ticari kredi sözleşmesinden—- ödenmeyen kısmın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu —- sayılı takip dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde ; davacı banka tarafından davalılar aleyhine kredi alacağından dolayı 14.942,43 TL alacağın tahsili için genel haciz yolu ile ilamsız takip yapıldığı, davalıların süresi içerisinde icra takibine, borca, imzaya, işlemiş faiz oranına itiraz ettiği ve takibin durduğu, davalıların takibe itiraz dilekçesinin davacıya tebliğ edilmediği, itirazın iptali davasının bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmüştür. —
Davacı banka tarafından kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın —– yoluyla taahhütlü olarak davalı borçlulara ihtarname gönderildiği, ihtarnamenin davalı borçlulara tebliğ edildiğine ilişkin tebliğ şerhinin dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin davalılar —— bir kredi sözleşmesi imzalanmadığından bahisle — bulunduğu, celp olunan —–olduğu anlaşılmakla imza incelemesi için davalı — mahkememiz huzurunda imza örnekleri alınmış ve kredi sözleşmesindeki imza tarihinden önceki döneme ait imza örnekleri toplanarak —-bilirkişiden rapor alınmış olup, bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu—-adına düzenlenmiş — tarihli cari hesap kredi sözleşmesi ekinde mevcut müşterek borçlu müteselsil kefiller—— tarihli kefaletname asılları ve yine imzalarının bulunduğu— tarihli cari hesap —-sözleşmesi ekindeki imzaları ve—— asılları üzerindeki imzaların mahkememizce alınan yazı ve— — —– celp olunan —- üzerinde yapılan inceleme sonucu inceleme konusu davacı — tarafından mahkemeye sunulmuş belgelerde —imzalar ile davalı—— arasında imza incelemesinde kullanılan — unsurları bakımından önemli uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların davalı —-eli ürünü olduğu yönünden rapor tanzim edilmiştir.
Mahkememizce tarafların tüm delilleri celp olunarak bankacı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu raporunda özetle; davacı vekili tarafından dosyaya sadece genel kredi sözleşmesinin ilk sayfasının sunulduğu, — sözleşmesindeki kefaletnamelerde ise davalı müşteri —- müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, her ne kadar ——– kredi sözleşmesine — — bu sözleşmeler çerçeve sözleşmeler olarak değerlendirilmekte olup, bu sözleşmeye dayanılarak borçlu ile tekrar sözleşme yapmaya gerek olmaksızın banka tarafından birden çok kredi verilebilmektedir. Zira bu tür sözleşmelere——– bir borçlu cari hesap açılarak kredilerin bu hesaplardan kullandırıldığı, —dönemde kullandığı—-genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılmakta olup, bu krediler— olarak kabul edilmemektedir. Kefil ise belli bir —– — olmaktadır. Ancak bu kefaletin borçlu —-şeklinde işleyen hesap için geçerli olduğu, huzurdaki davada ise — kredi için takip yapıldığı, kefilin söz konusu taksitli ticari kredi için kefaletinin bulunduğunun genel kredi sözleşmesine ayrıca belirlenmesi veya —-üzerine — suretiyle — ettiklerini göstermeleri gerektiği, taksitli ticari kredi için dosyaya sunulan ödeme —- herhangi bir — bulunmadığı, dosyada mevcut genel kredi sözleşmesi üzerinde taksitli kredi için de kefil olunduğuna——-mevcut olup olmadığına bakılmış olup genel kredi sözleşmesinin tamamı dosyaya sunulmadığından bu hususta bir tespit yapılamadığı, bu —- ile kefillerin söz konusu taksitli ticari kredi için sorumluluğunun bulunmadığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine —— ihtarname keşide ettiğine dair ihtarname ekleri sunulmuş ise de ihtarnamenin — ve kefillere tebliğ edildiğine ilişkin bir belgenin dosyada bulunmadığı, dolayısıyla işlerin bir taksitli ticari kredi olması nedeniyle vadesi gelen fakat ödenmeyen taksit ana para tutarları haricinde takip tarihine kadar bir temerrütün oluşmadığı, sonuç olarak vadesi gelen taksit ana para toplamının —- oluştuğu, ihtarnamenin tebliğ edilmemiş olması nedeniyle davacı bankanın takip tarihine kadar muaccel olan asıl alacak tutarının 8.528,84 TL olduğu, genel kredi sözleşmesinin tamamı dosyaya sunulmadığından ve bankaca ödenmeyen taksit ana para tutarları için temerrüt faizinin nasıl belirlendiği bilinmediğinden temerrüt faizinin akdi faiz oranı gibi yıllık % 13,80 olarak esas alındığı ve bankanın muaccel olan tutarlar haricinde 5.644,28 TL daha alacağı bulunduğu, sonuç olarak davacı bankanın davalı — 8.528,84 TL asıl alacak, 159,57 TL kat öncesi işlemiş faiz ve 7,98 TL işlemiş faiz ve % 5 gider vergisi olmak üzere toplan 8.696,39 TL alacaklı olduğu yönünde rapor tanzim edilmiştir.
Davacı banka rapora itiraz dilekçesi ile birlikte bilirkişi raporunda belirtilen genel kredi sözleşmesinin tamamını dosyaya ibraz etmiş olup, sunulan belgeler doğrultusunda ve tarafların itirazlarının karşılanması amacıyla ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu 12/08/2020 tarihli ek raporunda özetle; davacı tarafından dosyaya sunulan genel kredi sözleşmesinin 10.2 maddesine istinaden temerrüt faizi — — mevzuatına göre tespit edilmiş en yüksek kredi faiz oranına, bu oranın % 50 sinin ilavesi sonucuyla bulunacak faiz oranı üzerinden temerrüt faizi oranı belirlendiği, ancak her ne kadar banka tarafından faiz oranı bu şekilde belirlenmiş ise de —– bildirdikleri fakat, uygulamadıkları akdi faizlerin temerrüt faizinin tespitine esas alınamayacağı açıkça ifade edilmiş olup, sözleşmedeki hüküm uyarınca faiz oranını takip talebinde % 17,94 olması nedeniyle taleple bağlılık ilkesi gereği % 17,94 üzerinden hesaplama yapılması gerektiği, bu oran üzerinden yapılan hesaplama sonucu davacı bankanın davalı borçludan 8.528,84 TL asıl alacak, 207,44 TL kat öncesi işlemiş faiz ve 10,37 TL işlemiş faizin % 5 gider — olmak üzere toplam 8.746,65 TL talep edebileceği, yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda alınan bilirkişi raporu, kat ihtarnameleri, genel kredi sözleşmesi iddia ve savunmalar hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı banka ile davacı —- tarihinde genel kredi sözleşmesi imzalandığı ve bu krediye—-müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı, işbu sözleşmenin — olduğu, bu sözleşmeye istinaden borçlu ile tekrar sözleşme yapmaya gerek olmaksızın banka tarafından birden fazla kredinin verildiği, kefilin ise belli bir meblağa kadar genel kredi sözleşmesine kefil olabildiği, ancak bu kefaletin borçlu cari hesap—-şeklinde işleyen hesap için geçerli olduğu, davacı tarafından ise taksitli ticari kredi için takip yapıldığı, taksitli ticari kredilerde kefaletin genel kredi sözleşmesinin ayrıca belirlenmesi ve ödeme planında ise kefillerinin imzasının bulunması gerektiği, takibe konu kredi sözleşmesinde ise davalı borçluların genel kredi sözleşmesinde kefilin imzasını taşıyan bir ibarenin mevcut olmadığı, bu nedenle kefillerin söz konusu taksitli ticari kredi için sorumluluğunun bulunmadığı, ayrıca davacı—- takip öncesi borçlulardan işlemiş faiz talep edebilmesi için hesap kat ihtarı keşide etmesi ve ihtarnameyi davalılara tebliğ etmesi gerekmekte olup, davacı tarafından dosyaya sunulan ihtarnamelerin davalılara tebliğ edildiğine ilişkin bir belge sunulmadığı gibi——— yazılan müzekkereye cevaben ihtarnamelerin——- bekleme süresinin —– —-işlemine tabi tutulduğu, davacı tarafından da ihtarnamelerin tebliğ edildiğine ilişkin bir belge sunulmadığı, davacı banka tarafından düzenlenen kredi sözleşmesindeki adreslere yapılan ihtarnamelerin muhataplarına tebliğ edilememiş olması halinde dahi yasal — olduğundan davacının kat öncesi işlemiş faiz talebinde bulunacağı sabit olmakla birlikte ihtarnamelerin davalılara gönderildiği dahi ispatlanamadığı, bu nedenle kat öncesi işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, ve alınan bilirkişi raporunda davacı bankanın talep edebileceği alacak tutarının 8.528,84 TL asıl alacak, 159,57 TL kat öncesi işlemiş faiz ve 7,98 TL kat öncesi işlemiş gecikme faizinin % 5 gecikme faizi olmak üzere toplam 8.696,38 TL olduğu, davalı kefillerin işbu borçtan dolayı kefalet nedeniyle sorumlu olmadıkları sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın—–yönünden ise kısmen kabulü kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1.Davanın —–. Yönünden reddine,
2-Davanın ——yönünden kısmen kabulü kısmen reddi ile,
3-Davacının——— Esas sayılı dosyasına vaki itirazın 8.528,84 TL asıl alacak, 207,44 TL kat öncesi işlemiş faiz ve 10,37 TL kat öncesi işlemiş faizin % 5— yönünden iptaline,
4- Hükmolunan asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 597,48-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 180,47-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 417,01-TL harcın davalı —alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden— (madde——-) göre hesaplanan—- vekalet ücretinin davalı ———–
7-Davalı —–kendisini vekil ile temsil ettirdiginden— vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan; 31,40-TL Başvuru Harcı, 180,47-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 211,87TL harcın davalı ——- alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan; 1.850,00-TL Bilirkişi ücreti, 387,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.237,00-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 981,14-TL lik kısmanın davalı ——- alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı ——- hesaplanan —- vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10- Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı