Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/615 E. 2018/1135 K. 20.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/615 Esas
KARAR NO : 2018/1135

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/06/2017
KARAR TARİHİ : 20/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —- markalarının yetkili servisi ve bayisi olarak faaliyet gösterdiğini, davalı … firmasının bilgisayar sistemi üzerinden siparişleri doğrultusunda belirtilen servislere orijinal yedek parça temini ve sevkiyatı hizmetini üstlendiğini, müvekkilinin davalı firmayla anlaşmasından sonra süre gelen ticaretinde üzerine düşen tüm edimleri yerine getirdiğini ve sistem üzerinden tedarik edip teslim edilmesi istenen tüm yedek parçaları ilgili araç sevislerine teslim ettiğini, tedarik ve teslim etmiş olduğu ve yedek parçalara ilişkin e-faturaları davalı firmaya gönderdiğini ve takibe konu cari hesapta görüleceği üzere karşılığında bir kısım ödeme aldığını, fakat davalı firmanın, 8.279,20 TL’lik bakiye alacağını ödemediğini, bunun üzerine davalı aleyhine İstanbul Anadolu ——–. İcra Müdürlüğü’nün 2016/21849 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirtmiş olup, davanın kabulüne, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının alacağın % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça dava dilekçesi ekinde ibraz edilen ve cari hesap ilişkisi içerisinde ödenmediği iddia edilen fatura bedellerinin müvekkili tarafından ödendiğini belirtmiş olup, davanın reddine ve icra takibinin iptaline, % 20 den az olmamak kaydıyla davacının kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacı tarafından davalıya takip konusu faturalar nedeniyle yedek parça temininden kaynaklı bir ticari ilişki bulunup bulunmadığı ve davacının cari hesap ve fatura bedeli olarak davalıdan dava değer kadarı kadar alacaklı olup olmadığına yönelik açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşıldı.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu ——-. İcra Müdürlüğü’nün 2016/21849 Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 19/10/2018 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliğ üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik olunan davacı tarafından sunulan cari hesap ekstresinde toplam alacağın 8.279,07 TL olduğu görüldü.
Mahkememizce 22/02/2018 tarihli ön inceleme duruşmasında tarafların 2011 – 2018 yılları arasındaki tüm ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, bilirkişi inceleme duruşma zaptının 21/03/2018 tarihinde davalı vekiline tebliğ edilmiş olmasına rağmen inceleme gününde davalı tarafından ticari defterlerin sunulmadığı, davacı tarafından ticari defterlerin sunulduğu anlaşıldı.
Mahkememizce bir mali müşavir aracılığıyla bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, bilirkişi 05/06/2018 havale tarihli raporunda özetle; davacı şirketin dava konusu 2015-2016 yılı aralık ayı defteri kebir ile yevmiye defterlerine—- onaylı beratlarını süresinde almış olduğu, davacının e-defter kullanan mükellef olduğu, yasal ve ticari defterlerinin usulüne uygun olduğunu, davacının kendi ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle 8.279,70 TL alacaklı göründüğünü, davacı şirket tarafından davalıya tanzim edilen 21 adet e-fatura içeriğinin davalı şirkete sağlanan orjinal yedek parça temini ve sevkiyatı hizmetine ilişkin olduğu, bu faturalar için herhangi bir iade faturasının bulunmadığı, davalı tarafından dosyaya sunulan ödeme dekontlarının incelenmesinde dekontların hasar dosyalarına yapılan ödemeleri ilişkin olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişki konusunda ihtilaf olmadığı, davacı şirketin tanzim ettiği tüm faturalar davalı … şirketinde bir hasar dosya numarasına karşılık geldiği, davalı faturaları hasar numarası ile ilişkilendirilerek ödendiği, ödeme dekontlarında da aynı numaranın yazıldığı, incelenen davacı kayıtlarında 2015 yılında tahsil edilemediği için 2016 yılına devreden faturalar bulunduğu, davacı şirketin 2015 yılında ödenmediğini iddia ettiği faturaların e-fatura kapsamında olduğu, e-faturalar konusu mal ve hizmet davalı … şirketinin teslim almadığı konusunda bir beyanı ve sunduğu iade faturasının olmadığı, sonuç olarak yapılan incelemede davacının takip konusu alacağının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafından sunulan dekontların ödemesi yapılmadığı iddia edilen faturalar olmadığı, davacı tarafından tanzim edilen araç yedek parça faturalarının e fatura kapsamında tanzim edilmesine rağmen karşılığında iade faturası, ihtar olmayıp davalı uhdesinde gözüken içeriği kabul edilen faturalar kapsamında olması yanında her bir faturanın karşılığının davalı nezdinde takip edilen bir hasar numarasına karşılık geldiği, ticari defterlerde hasar numarası temin edilememiş olsa da e-faturaların içeriğini kabul eden davalının 2015 yılından 2016 yılına devreden ödenmemiş faturaların içeriğinin teslim alınmadığına, bir hasar numarasına dayanmadığına ilişkin dosya kapsamında bir delil sunulmadığı, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 8.279,71 TL alacaklı olarak gözüktüğü yönünde rapor tanzim etmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, icra dosyası, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba ve faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, davacının ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde, takip konusu tutarın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, dolayısıyla taraflar arasında bir ticari ilişkinin olduğu, davalı tarafından dosyaya sunulan ödeme dekontlarının takibe konu faturalara ilişkin ödeme dekontları olmadığının bilirkişi raporuyla belirlendiği, davalının e-fatura olarak düzenlenen fatura içeriğine itiraz etmediği ve iade faturası da kesmediği, bu nedenle ifa yönünden ispat yükünün davalıda olduğu, davalının davacı tarafından düzenlenen fatura içeriği malları teslim almadığına ve borçlu olmadığına dair dosyaya bir delil sunmadığı, davacının usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinde takip tutarı kadar davalıdan alacaklı göründüğü, davalının bilirkişi incelemesine esas olmak üzere ticari defterlerini sunmadığı, davacının icra takibi yapmakta ve huzurdaki itirazın iptali davasını açmakta haklı olduğu, davalının itirazının yerinde olmadığı, davacının takip tarihinden itibaren talep etmiş olduğu faiz türünün yerinde olduğu, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla, davanın kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın KABULÜ İLE, Davalının İstanbul Anadolu —–.İcra Müdürlüğü’nün 2016/21849 Esas sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE,
2.Alacağın %20’si olan 1.655,84 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
3.Başlangıçta peşin olarak alınan 99,99 TL harcın ve icra takibi peşin harcı 41,4 TL’nin, alınması gerekli olan 565,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 424,16 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
4.Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 99,99 TL, posta ve tebligat gideri 141,50 TL, bilirkişi ücreti 750,00 TL, olmak üzere toplam 991,49 TL yargılama masrafının davalı taraftan davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5.Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —— uyarınca 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6.Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.