Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/601 E. 2023/384 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2017/601 Esas
KARAR NO: 2023/384
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 31/05/2017
KARAR TARİHİ: 09/05/2023

DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu 31/05/2017 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkil şirket arasında —-yılına ilişkin olarak ——-imzalandığını, müvekkil davacı şirketin sözleşme gereğince davalı şirkete Sözleşmede ayrıntısı belirtilen muhtelif tarih ve bedelli çeklerle 750.000,00 TL ön ödeme yaptığını, müvekkil şirketin davalı şirkete sözleşme gereğince yaptığı ön/peşin ödemeden sözleşme süresi boyunca davalıya ait tesiste fiilen konaklayan müşterilerin konaklama bedelleri ile eritilemeyen ve eritilemediği için de davalı şirketin uhdesinde kalan 94.551,90 TL’ nin sözleşmenin sona ermesinin üzerinden 20 gün geçmesine rağmen müvekkil şirkete iade edilmemesi üzerine, bu kez davalıya —– Tarihi itibarıyla sözleşmenin sona erdiğini, dönem sonu itibarıyla yapılan mutabakat gereğince —— tarihine kadar ödenmesi gerektiğinin bildirildiğini, müvekkil şirket tarafından yapılan tüm sözlü ve yazılı uyarılarına rağmen davalı şirketçe herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine, ——– ilamsız icra takibi başlatıldığını ve ödeme emrinin 15.04.2016 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiğini, davalı şirketin hakkında başlatılan takipten sonra 14.03.2016 tarihinde müvekkil şirketin hesabına haricen 60.030,65 TL kısmi ödeme yaptığını, hakkında başlatılan takip dosyasına sunduğu 19.04.2016 tarihli itiraz dilekçesiyle borcun tamamına, işlemiş ve işleyecek faiz ile borcun tüm ferilerine itiraz ettiğini, davalı şirketçe bir taraftan takipten sonra müvekkil şirkete haricen ödeme yaparken diğer taraftan takibe konu borcun tamamına itiraz etmesinin haksız ve kötü niyetli olduğunun ve kabul ederek ödeme yaptığı miktara ilişkin olarak dahi icra masraf ve vekâlet ücretlerinden kaçmaya çalıştığının açık göstergesi olduğunu, davalı şirketin davranışı ve İtirazı haksız ve dayanaksız olduğu gibi, davalı hakkında yapılan takipte kısmi ödemelerin öncelikle işlemiş faiz ve ferilere mahsup edileceğinin açıkça beyan ve ihtar edildiğini, davalının yapmış olduğu ödemenin öncelikle işlemiş faize, masraf ve ferilerine mahsup edildiğini, davalının kendisine göre belirleyip ödediği asıl borcunun 49.747,13 TL’sini ödemiş olacağını, dolayısıyla davalının kısmen kabul edip ödediği miktar yönünden de 10.283,52 TL asıl borcu kaldığını, davalının itirazlarını kesinlikle kabul etmemekle birlikte, 60.030,65 TL olarak kabul ettiği miktar yönünden ödeme yaparken dosyaya beyanda bulunarak 70.314,17 TL ödeme yapması gerekirken 10.283,52 TL eksik ödeme yaparak haksız ve kötü niyetli davranarak borcun tamamına itiraz ettiğini, icra takibinden sonra davalının kendisine göre belirleyip ödediği 60.030,65 TL’den işlemiş faiz, vekalet ücret ve icra takip masrafları olan 10.283,52 TL mahsup edildiğinde, 60.030, 65 TL asıl alacaktan kalan bakiye 10.283,52 TL için itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesini talep ettiklerini, davalının takipteki asıl alacaktan kendine göre belirleyip ve kabul ederek haricen ödediği 60.030,65 TL’sinin mahsubundan sonra kalan bakiye 34.521,25 TL asıl alacağı yapmış olduğu itirazın da haksız ve dayanaksız olduğundan bu yönüyle de itirazın iptalini talep ettiklerini, davalının takip tarihinden sonra yaptığı kısmi ödemenin 10.283,52 TL’si ödenen 60.030,65 TL’ den mahsup edildiğinde kalan 49.747,13 TL’ nin 94.511,90 TL asıl alacak tutarından mahsup edildiğinde davalının 44.764,77 TL borcu kalacağını, davalının işlemiş faiz ve faiz oranına itirazlarının da haksız ve kötü niyetli olduğunu, sözleşme süresi 31.10.2015 tarihinde sona erdiği halde, o tarih itibarıyla davalı uhdesinde bulunan parayı iade etmemesine rağmen işlemiş faizin 31.10.2015 tarihinden itibaren talep edilmed tarihinden itibaren talep edildiğini, dolayısıyla işlemiş faize yapılan itirazın hiçbir dayanağı bulunmadığını ve uygulanması talep edilen faiz oranının ticari avans faizi olduğunu, keza takip konusu yapılan alacağın likit bir alacak olduğunu iddia ederek, davalı şirketin vaki itirazının iptaline, 47.329,49 TL üzerinden takibin devamına, takip miktarı 97.116,62 TL alacağın %20′ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı mahkumiyetine hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı şirket üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili Mahkememize sunduğu 06/07/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: Müvekkil Şirket ile tur şirketi olan davacı şirket arasında —- imzalandığını, ancak —–sözleşme bitim tarihi itibarıyla cari hesaplarının tutmadığının görüldüğünü, davacı şirketin müvekkil şirketin borcu olduğunu iddia ettiğini, ancak tüm yazışma ve görüşmelere rağmen borca ilişkin belgeyi müvekkil şirkete göndermeyerek icra takibi başlattığını, müvekkil şirketin ödeme emri kendilerine tebliğ edilmeden önce karşı tarafa olan 62.330,65 TL borcu ödeyerek tüm borcunu kapattığını, müvekkil şirketin davacı şirkete ödenen bedel kadar bile borcu bulunmadığını, müvekkil ile davacı arasında imzalanan Tek Yetkililik Sözleşmesi kapsamında davacı şirketin müvekkil şirkete ait otelde kendisine ayrılan—— odayı sattığını ve sözleşmede anlaşılan fiyat üzerinden müvekkil şirkete ödeme yaptığını, müvekkil şirketin de müşteriler otele gelip konakladıktan sonra her müşteri için fatura keserek davacı şirkete gönderdiğini, taraflar arasında birkaç milyon liralık iş yapıldığını, cari hesaplar arasında çıkan farkın davacının sözleşmeye uymamasından kaynaklanan fiyat farklarından doğduğunu, davacı şirketin pek çok müşterinse sözleşmeye aykırı olarak satması gerekenden daha düşük fiyata oda sattığını, yine pek çok müşteriye yüksek fiyattan oda satıldığı halde sözleşmeye aykırı olarak müvekkil şirkete düşük fiyattan ödeme yapıldığını, sözleşmede otelde bulunan odaların hangi fiyattan satılacaklarının açıkça belli olduğunu, müvekkil şirketin ancak gerekli gördüğü durumlarda ekstra indirime(aksiyon) gitmekte olduğunu ve yapılan aksiyon indirimlerinin mail yoluyla davacıya bildirildiğini ve davacının da odaları bu fiyattan sattığını ve bu fiyattan ödemelerini yaptığını, oysa davacı şirketin odaları satarken sözleşme şartlarına aykırı davrandığını, davacı şirketin müşteriye odayı yüksek fiyattan sattığı halde rezervasyonu otele bildirmeyerek beklemeye aldığını, otelin ekstra indirime(aksiyon) girdiği zamanda rezervasyon yeni yapılmış gibi indirimli fiyat üzerinden müvekkil şirkete gönderildiğini, pahalı sattığı odayı ucuz satmış gibi göstererek indirimli fiyat üzerinden ödeme yaptığını, müvekkil şirketin ise doğal olarak indirimli fiyat üzerinden değil, davacının aldığı gerçek fiyat üzerinden fatura keserek davacı şirkete gönderdiğini, davacı şirketin aradaki farkı ödememek için iade faturası kestiğini, davacı şirket ile müvekkil şirket defterleri arasındaki farkın sadece bu ve bunun benzeri sözleşmeye aykırı davranışlardan dolayı kesilen İade faturalarından kaynaklandığını, davacı şirketin sözleşmeye aykırı olarak yaptığı bir diğer davranışın ise ekonomik odalarla ilgili olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmede davacıya sadece 3 ekonomik oda taahhüt edilmiş olup, davacının aynı anda 3 odadan fazla müşteriye ——- satamayacağının belli olduğunu, ekonomik odaların sabit odalardan fiyatları farklı olup daha ucuz olduklarının açık olduğunu, buna rağmen davacının kötü niyetli olarak 3 odanın dışında çok daha fazla sayıda ekonomik oda sattığını ve müvekkil şirketten bu şekilde faturalandırma talep ettiğini, davacı vekilinin dava dilekçesinde müvekkil şirketin kötü niyetli itiraz ettiğini, icra masraflarından ve vekalet ücretlerinden kaçmaya çalıştığını iddia ettiğini, bu iddia tamamen asılsız olup, müvekkil şirketin ödeme emrini tebliğ almadan ödemeyi yapmış olup icra takibinden haberi olmadığını, bu nedenle müvekkilin kötü niyetli olduğundan bahsedilemeyeceğini, müvekkil şirketin davacı şirket ile sorunu çözmek istediğini ve basiretli bir tacir gibi davranarak bu ödemeyi yaptığını, davacı ile müvekkil arasındaki borca alacak ilişkisinin yargılamayı gerektirdiğini, yargılama sonunda yapılan ödemenin icra dosyasındaki masraf ve ferileri karşılayacağı ve müvekkilin hiçbir borcunun kalmadığının görüleceğini, şayet Yargılama sonunda müvekkilin borcu olduğu tespit edilse dahi davacının yaptığı hesaplamanın hatalı ve fazla olduğunu, doğru yöntemle hesaplama yapıldığı takdirde davacının hesabının fahiş olduğunun görüleceğini, müvekkil şirketin kötü niyetli olmadığını, zira alacağın likit olmadığını ve yargılamayı gerektirdiğini, bu nedenle icra tazminatı talebinin yerinde olmadığını, aksine kötü niyetli olarak müvekkil şirket aleyhine takip başlatan davacı şirketin icra tazminatı mahkumiyetini talep etme gereğinin doğduğunu, davacının davasında haklı olduğu kabul edilse bile takip sebebi fatura olup, müvekkil şirketin takip öncesi temerrüte düşürülmediğini, BK.101 Md. gereğince takip öncesi temerrüt oluşmadığından takip tarihine kadar faiz talep edilmesinin yasaya aykırı olduğunu, ayrıca uygulanacak faiz oranının yasal faiz oranı olacağını savunarak, davanın reddine, davacı aleyhine en az %20 icra tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu:Taraflar arasındaki ihtilaf, taraflar arasında tek yetkili otel sözleşmesine istinaden verilen 750.00,00 TL’lik çeklerle ön ödeme yapılıp yapılmadığı, davalıya ait tesislerde konaklayan müşteriler ile konaklama bedellerinin eritilip eritilemediği, davacının bakiye alacağının bulunup bulunmadığı, davacı tarafın davalının tesislerindeki odaları daha yüksek fiyattan satıp satmadığı, yüksek fiyattan satması halinde düşük fiyattan faturalandırılıp faturalandırılmadığı, ayrıca davalının tesislerindeki ekonomik oda konjentanlarının üstünde ekonomik oda satılıp satılmadığı, fazladan satılan odaların standart oda olarak fiyatlandırılıp fiyatlandırılmadığı, taraflar arasındaki cari hesap farkının davacı tarafın iade faturalarından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, davalı kesilen iade faturalarını ve sözleşmenin 5 maddesine göre % 5 + KDV reklam katkı payı faturasını defterine kaydedip kaydetmediği, icra dairesinin ve mahkememizin yetkisi noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.

DELİLLER:
Celp ve tetkik edilen —- sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
—–Nöbetçi AHM’ye talimat yazılarak alınan —— bilirkişi 10/09/2018 tarihli raporunda özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkinin davalı defter kayıtlarında —– cari hesap ekstresinde yer aldığını, buna göre davalı şirketin 31.12.2015 tarihi itibariyle 62.330,65 TL davacı şirkete cari hesap avans borcu bulunduğunu, davalı şirketin —- ödeme yaptığını ve davalı şirketin —— bulunan cari hesap olan 2.300,00 TL’yi borcundan düştüğünü, böylece davalı şirketin davacı şirkete cari hesap bakiye borcu kalmadığının hesap edildiğini, icra takip dilekçesi ekinde bulunan cari hesap ekstresi ile davalı şirket cari hesap ekstresi karşılaştırıldığında davalı şirketin, davacı şirketin kesmiş olduğu iade faturalarını kayıtlarına almadığını, aralarındaki cari hesap farkının iade faturalarından kaynaklanığını, iade faturalarını kayıtlara almama sebebinin fiyat farkı ve ekonomik oda fiyatlarından kaynaklandığını beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi heyeti 25/06/2019 tarihli raporunda özetle; 70.686,34 TL asıl alacak üzerinden yapılan hesaplamada takip öncesine ilişkin faiz hesaplamasının işlemiş faiz oranının 1.979,22 TL, takip sonrası 14.03.2016 kısmi ödeme tarihine kadar faiz hesaplaması; işlemiş faizin 350,49 TL olduğunu, 70.496,54 TL asıl alacak üzerinden yapılan hesaplama; takip öncesine ilişkin işlemiş faizin 1.973,90 TL olduğunu, takip sonrası 14.03.2016 kısmi ödeme tarihine kadar faiz hesaplaması; işlemiş faizin 349,55 TL olduğunu, davalı şirketçe takip tarihi sonrası 14.03.2016 tarihinde yapılan 60.030,65 TL kısmi ödemenin; işlemiş faize göre yapılan hesaplamada, takip öncesi işlemiş faiz, icra masraf ve ferileri, vekalet ücreti, takip sonrası işlemiş faiz toplamı olan 13.991,81 TL’nin yapılan kısmi ödeme olan 60.030,65 TL’ den Mahsup edildikten sonra, kalan (60.030,65 TL – 13.991,81 TL=) 46.038,84 TL’ nin davacının 70.496,54 TL asıl alacağından mahsup edilebileceği ve 14.03.2016 kısmi ödeme tarihi itibarıyla kalan bakiye asıl alacağın; (70.496,54 TL – 46.038,84 TL=) 24.457,70 TL asıl alacak olabileceği ve bu alacağa 14.03.2016 tarihinden infaz tarihine kadar miktarı infaz aşamasında hesaplanacak ticari avans faizi işletilebileceğini, işlemiş faizsiz yapılan hesaplamada, icra masraf ve ferileri, vekalet ücreti, takip sonrası işlemiş faiz toplamı olan 11.710,96 TL’ nin yapılan kısmi ödeme olan 60.030,65 TL’ den mahsup edildikten sonra, kalan (60.030,65 TL – 11.710,96 TL=) 48.319,69 TL’ nin davacının 70.496,54 TL asıl alacağından mahsup edilebileceği ve 14.03.2016 kısmi ödeme tarihi itibarıyla kalan bakiye asıl alacağın; (70.496,54 TL – 48.319,69 TL=) 22.176,85 TL asıl alacak olabileceği ve bu alacağa 14.03.2016 tarihinden infaz tarihine kadar miktarı İnfaz aşamasında hesaplanacak ticari avans faizi işletilebileceğini beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi heyeti 09/03/2020 tarihli kök raporunda özetle; davacı tarafça davalı aleyhine ———tarihli dosyanın incelenmesinde davacı fatura alacağına dayalı asıl alacak 94,551,90TL, İşlemiş Faiz 2.564,72TL tutarın da olmak üzere toplam 97.116,62 TL tutarında ilamsız takip yapmışsa da davalı tarafın icra takibinden sonra 14.03.2016 tarihinde 60.030,35TL ödendiğini, işlemiş faize göre yapılan hesaplamada, takip öncesi işlemiş faiz, icra masraf ve ferileri, vekalet ücreti, takip sonrası işlemiş faiz toplamı olan 11.698,69 TL’nin yapılan kısmi ödeme olan 60.030,65 TL’ den mahsup edildikten sonra, kalan (60.030,65 TL – 11.698,69 TL=) 48.331,96 TL’ nin davacının 94.511,90 TL asıl alacağından mahsup edilebileceği ve 14.03.2016 kısmi ödeme tarihi itibarıyla kalan bakiye asıl alacağın; (94.511,90 TL – 48.331,96 TL=) 46.179,94 TL asıl alacak olabileceğini beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi heyeti 12/04/2021 tarihli ek raporunda özetle; davacı defter kayıtları ve cari hesap ekstresine göre ise; muavin deftere en son kayıt tarihi 26.10.2017 tarihi dikkate alınarak davacı ticari defterlerine göre davacı ile davalı arasında 26.10.2017 tarihinden sonra başka hizmet vb. alışverişi olmadığı gibi davalı tarafından da yapılmış bir ödeme görülmediğini, davacının sunulan cari hesap ekstresi incelendiğinde asıl alacak tutarın 778,79 TL faiz ve vergilerin 1.006,42TL KDV vs masrafların 450,00 TL olduğunu, takip tutarı 1.510,34 TL olmak üzere toplamda 3.744,79 TL talep edilebileceğini beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi heyeti 20/04/2022 tarihli ek raporunda özetle; kök raporda herhangi bir değişiklik olmadığını beyan ve rapor etmiştir.
Davacı şirket yetkilisi —— tarihli duruşmadaki yemin beyanında” —– katkı payı fatura bedeli olan 10.465,94 TL’nin davalı tarafça şirketimize ödenmediğine, davalı taraf ile davacı taraf arasında mutabakatsızlığa konu olan miktarı şu an tam olarak hatırlayamamakla birlikte mutabakatsızlığa konu miktarın 2.300,00 TL olmadığına, namusum şerefim ve kutsal saydığım tüm değerler üzerine yemin ederim.” şeklinde yemin ve beyanda bulunmuştur.
Davalı şirket yetkilisi ——– istinabe edilerek ——sayılı dosyasında 20/12/2021 tarihli duruşmadaki yemin beyanında —— arasında —— yılında kesilen 12.187,85-TL tutarındaki iade faturaları ve ——yılında kesilen 12.661,99-TL tutarındaki toplam 24.849,84-TL tutarındaki iade faturalarının tarafımızca kesilen fazla bedelleri faturalar istinaden düzenlenmediğine, tarafımızca düzenlenen faturaların sözleşme kapsamına göre fazla bedel içermediğine bu nedenle iade faturalarının temsilcisi olduğum şirketin kayıtlarına alınmadığına namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inançlar ve değerler üzerine yemin ediyorum.” şeklinde yemin ve beyanda bulunmuştur.
Bilirkişi heyeti 27/10/2022 tarihli ek raporunda özetle; Sözleşme Dönemi sonunda davalı otel adına düzenlenmiş bulunan ——- faturasının düzenlenmesinde ve davalı şirket adına borç kaydedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığını, davalı kayıtlarında yer alan 60.030,65 TL Borç Bakiyesine, Sözleşmede karşılığının bulunması gerekçesiyle uygun düzenlendiği kanaatine varılmış olan ——- faturasının ilave edilmesi sonucunda, davacı şirketin takip tarihi itibarıyla davalı şirketten faturalara dayalı açık cari hesap bakiyesinden kaynaklı 95.536,28 TL kaydi asıl alacağı bulunduğu tespit edildiğini, davacı fatura alacağına dayalı asıl alacak 94.551,90TL, işlemiş faiz 2.564,72TL tutarın da olmak üzere toplam 97.116,62TL tutarında ilamsız takipte başlatıldığını, davacı şirket kayıtlarında 2.110,00 TL, davalı şirket kayıtlarında ise 2.300,00 TL olarak yer alan (2.300- 2.110=) 190,00 TL’ lık mahsup farkının ise kimin kayıtlarından kaynaklandığı, hangi tarafın mahsup tutarına itibar edilebileceği hususu tespit edilemediğinden, 190,00 TL mutabakatsızlığa ilişkin takdirin mahkemeye ait olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi 16/02/2023 tarihli raporunda özetle; davacı şirket defterlerinde davacı alacağı olarak görülen 95.536,28 TL yönünden hesaplamada 14/03/2016 tarihi itibariyle davacı şirket bakiye alacağının 35.972,84 TL olarak hesaplandığını, davalı şirket defterlerinde davacı alacağı olarak görülen 62.330,65 TL yönünden hesaplamada 14/03/2016 tarihi itibarile davacı şirket bakiye alacağının 2.604,82 TL olarak hesaplandığını, davalı şirket defterlerinde davacı alacağı olarak görülen 72.986,,59 TL yönünden hesaplamada 14/03/2016 tarihi itibariyle davacı şirket bakiye alacağının 13.312,93 TL olarak hesaplandığı beyan ve rapor etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT:Davacı tarafça, davalı ile aralarında tek yetkili hotel sözleşmesi olduğu, davalıya sözleşme uyarınca çeklerle 750.000,00 TL ön ödeme yapıldığını, davalıya ait tesiste fiilen konaklayan müşterilerin konaklama bedelleri ile eritilemeyen bakiye 94.551,90 TL alacaklarının kaldığını, davalının takipten sonra 14/03/2016 tarihinde 60.030,65 TL ödeme yaptığı, davalıdan alacaklarının tahsili amacıyla icra takibi başlattıkları, davalının takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğu iddialarıyla eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafça, tüm müşteriler gelip konakladıktan sonra her müşteri için fatura kesip davacıya gönderdikleri, davacının esasen odayı daha yüksek fiyattan satmasına rağmen düşük fiyattan satmış gibi gösterdiği, davacının kendisine ayrılan ekonomik oda kontenjanının üstünde ekonomik oda sattığını, fazladan satılan odaların standart oda olarak fiyatlandırmadığını, taraflar arasındaki cari hesap farkının davacının iade faturalarından kaynaklandığını beyanla davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.Dava, tek yetkili hotel satıcılığından kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı tarafın icra dairesinin ve mahkememizin yetkisine itirazı yönünden yapılan incelemede; taraflar arasında akdedilen sözleşmenin ——-yetkili olacağının düzenlenmesi HMK’nın 17. Maddesi uyarınca usulüne uygun yetki sözleşmesi bulunması nedeniyle mahkememizin ve icra dairesinin yetkisine itirazın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın tespit ve halli için tarafların ticari defter incelemelerine karar verilmiş, davacı tarafın incelenen ticari defterlerine göre davacının davalıdan 95.536,28 TL alacağı bulunduğu, davalı tarafın ticari defterlerine göre davacının davalıdan 62.330,65 TL alacağının bulunduğu, taraflar arasındaki mutabakatsızlığın; —– yılında kesilen 12.187,85 TL, 2015 yılında kesilen 12.661,99 TL iade faturalarından, 10.465,94 TL reklam katkı payı faturasından ve davacı şirket kayıtlarında 2.300,00 TL davalı şirket kayıtlarında 2.110,00 TL olarak yer alan mahsup farkından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafça tanık dinletme talebinde bulunulmuş ise de, taraflar arasındaki ilişkinin sözleşmeden ve cari hesap ilişkisinden kaynaklanması nedeniyle tanıkla ispatı mümkün olmadığından tanık dinletme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafça, taraflar arasında mutabakatsızlığa konu iade faturalarının davalının yüksek bedelli olarak düzenlediği faturalara istinaden kesildiğini beyan etmiş ise de, bu iddiasını ispata yarar bir delil sunamadığı, davalı tarafından kesilen faturaların davacı tarafça ticari defterlerine kaydedilip benimsenmesi nedeniyle faturaların yüksek bedelle kesildiğini ispat yükünün davacıda olduğu, davacı tarafın ispata yarar belge sunamadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafın yemin deliline dayanması nedeniyle yemin delili hatırlatılmış, davacı tarafça yemin deliline dayanılması ve davalı şirket yetkilisinin yemin etmesi nedeniyle davacının iade faturalarının haklı olduğunu ispat edemediği kanaatine ulaşılmıştır.
Taraflar arasında mutabakatsızlığa konu olan reklam katkı payı faturası yönünden yapılan incelemede; taraflar arasındaki sözleşmenin 5. Maddesi uyarınca reklam katkı payı faturasının düzenlenmesinin yerinde olduğu, davalı tarafça reklam katkı payı faturalarının düzenli olarak ödendiğinin beyan edildiği, bilirkişi raporunda da sözleşme dönemi sonunda reklam katkı payı faturası dışında başkaca reklam katkı payının hesaplardan indirilmediğinin tespit edildiği, bu halde reklam katkı payı faturasından davalının sorumlu olduğu, davalı tarafından ödeme iddiasında bulunulmuş ise de bunu ispata yarar belge sunulamadığı anlaşılmıştır. Davalı tarafın yemin deliline dayanması nedeniyle yemin delili hatırlatılmış, davalı tarafça yemin deliline dayanılması ve davacı şirket yetkilisinin yemin etmesi nedeniyle davalının reklam katkı payı faturasının ödendiğini ispat edemediği kanaatine ulaşılmıştır.
Taraflar arasında mutabakatsızlığa konu olan davacı şirket kayıtlarında 2.110,00 TL, davalı şirket kayıtlarında 2.300,00 TL olan mahsup kaydı yönünden yapılan incelemede; her ne kadar davalı borçtan 2.300,00 TL mahsup etmiş ise de, bu kaydın davacının defterlerinde 2.110,00 TL olarak kayıtlı olduğu, davalının aradaki 190,00 TL’lik farka ilişkin herhangi bir ispatının bulunmadığı bu nedenle davacı defterlerindeki kayda itibar edilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Davalı tarafın yemin deliline dayanması nedeniyle yemin delili hatırlatılmış, davalı tarafça yemin deliline dayanılması ve davacı şirket yetkilisinin yemin etmesi nedeniyle davalının mahsup edilmesi gereken miktarın 2.300,00 TL olduğunu ispat edemediği kanaatine ulaşılmıştır.
Bu nedenlerle davacının takip tarihi itibariyle alacağının 72.986,59 TL olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Davalı tarafından 14/03/2016 tarihinde yapılan 60.030,65 TL ödemenin takipten sonra fakat ödeme emrinin tebliğinden önce yapıldığı anlaşılmıştır.
TBK’nın kısmi ödemeyi düzenleyen 100/1. Maddesinde; “Borçlu, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Aksine anlaşma yapılamaz. ” şeklinde ifadelere yer verilerek faiz ve giderleri ödemede gecikmeye düşülmemesi halinde yapılan ödemenin ana borçtan düşürülmesi gerektiği düzenlenmiştir.
Eldeki uyuşmazlıkta, kısmi ödeme takipten sonra fakat ödeme emrinin tebliğinden önce yapılmıştır. Bu kapsamda yapılan ödemenin ana borçtan düşürülmesi gerekmiştir. Bu kapsamda hazırlanan ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davacının 13.312,93 TL alacağının kaldığı anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamından; davacı tarafça davalı ile aralarında akdedilen tek yetkili hotel sözleşmesi ve cari hesap ilişkisi nedeniyle takip tarihi itibariyle 72.986,59 TL alacaklı olduğu, davalı tarafından takipten sonra fakat ödeme emrinin tebliğinden önce 14/03/2016 tarihinde 60.030,65 TL ödeme yapıldığı, TBK’nın 100. Maddesi uyarınca bu ödemenin ana borçtan düşülmesi gerektiği, bu doğrultuda hazırlanan ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, davacının 13.312,93 TL alacağının kaldığı, davalının icra takibine bu miktar yönünden yaptığı itirazın haksız olduğu, itirazın bu miktar üzerinden iptalinin gerektiği, davacı tarafça işlemiş faiz takibe konu edilmiş ise de dosya içine sunulan mail yazışmasının mail içeriğinde borcun ödenmediği takdirde yasal yollara başvurulacağı ihtar edilmediğinden temerrüt ihtarının şartlarının oluşmadığı, davacının davalıyı takipten önce temerrüde düşürdüğüne dair bir ispat bulunmadığından işlemiş faiz yönünden taleplerin yerinde olmadığı, tarafların tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işletmeleri ile ilgili olması nedeniyle alacağa ödeme tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesi gerektiği, alacağın likit ve bilinebilir olması nedeniyle icra inkar tazminatının koşullarının oluştuğu, takibin tümüne itiraz edilmesi nedeniyle tespit edilen alacağın tamamının % 20’si oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği, reddedilen kısım yönünden davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden kötü niyet tazminatının yasal koşullarının oluşmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabul kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davalının ——- Esas sayılı takip dosyasına 14/03/2016 tarihinde yapmış olduğu 60.030,65 TL ödemenin ana para ve ödeme tarihine kadar işlemiş faizden mahsup edilmesi suretiyle takibe itirazın 13.312,93 TL alacak yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen alacağa ödeme tarihi olan 14/03/2016 tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine,
Alacağın %20’si olan 14.597,33 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafın şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
1-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 909,41 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 322,69 TL harcın mahsubu ile bakiye 586,72 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan 31,40 TL başvuru harcı, 3.600,00 TL bilirkişi ücreti, 481,70 TL posta ve tebligat giderinden oluşan toplam 4.113,10 TL yargılama giderinden haklılık durumuna göre hesaplanan 1.156,94 TL yargılama giderine 322,69 TL peşin harç ilave edilerek bulunan 1.479,63 TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yargılama gideri olarak yapılan 100,00 TL posta ve tebligat giderinden oluşan yargılama giderinden haklılık durumuna göre hesaplanan 71,87 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——– Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/05/2023