Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/593 E. 2018/1068 K. 24.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/593
KARAR NO : 2018/1068
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/05/2017
KARAR TARİHİ : 24/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde ; müvekkili şirketin S….. Piyasası kurulu mevzuatına tabi olarak kurulan, hisseleri 2007 yılından bu yana . işlem gören 2.2 milyar TL ye ulaşan aktif büyüklüğü, ürettiği anbinlerce markalı konut ve istihdam ettiği binlerce kişiyle … ün büyük gayrımenkul yatırım ortaklıklarından olduğunu, müvekkili şirketin 29/04/2017 tarihinde … markası ile yeni projesinin satış ve pazarlama faaliyetlerine başladığını, ancak davalının gökorman projesinin satış ofisinin hemen karşısındaki
….. üzerine “…..davalıyız dikkat sormadan almayın, Müracat….” yazan bir pankart astığını, bunun üzerine pankartın kaldırılması için ihtiyati tedbir talepli dava açıldığını ve İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin…. değişik iş sayılı dosyasından verilen karar ile pankartın teminatsız olarak kaldırılmasına karar verildiğini, bu kararın icra yolu ile uygulandığını, hemen akabinde de İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyası ile haksız rekabete ilişkin manevi tazminat davası açıldığını, bu sürecin devamında davalı tarafça yeniden davacıyı kötüleyen pankartlar asıldığını ve müvekkili şirketin satış ofisinin arkasında yer alan bahçe kısmına ses sistemi yerleştirilerek bu ses sisteminden satış ofisine gelen müşterilerin yatırım yapmamaları için haksız ve gerçeğe aykırı bilgi ses yayını yapıldığını, gökorman projesine gelen müşterilerin davalı tarafça asılan bu pankartlardan ve ses sisteminden yapılan ses yayınından olumsuz etkilendiklerini, davalıların haksız rekabete konu eylemlerini yürütürken düzenli olarak ….. markası üzerinden hareket ettiklerini ve grup şirketlerden olması nedeniyle müvekkili şirketin de marka değerinin zedelendiğini, haksız rekabetin sistematik bir hale gelmesi ve devamlılık kazanması üzerine bu defa İstanbul 10.ASliye Ticaret Mahkemesinin …. değişik iş sayılı dosyasından yapılan tedbir başvuruları üzerine haksız rekabet teşkil eden pankartın , balonun indirilmesine ve ses yayınının durdurulmasına karar verildiğini, bu kararında Istanbul 14. İcra müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasından talimat yazılmak suretiyle İstanbul Anadolu 24. İcra müdürlüğünün … talimat sayılı dosyasından infaz edildiğini belirterek davalının müvekkili şirketler aleyhine yapmış olduğu haksız rekabetin tespiti ile men’ini ve hakları zarar gören müvekkili şirketlerin bu suretle uğradığı zararın tazmini için 5…. TL manevi zararın davalıdan tahsilini ve müvekkili şirketlere tediyesine karar verilmesini ayrıca davalını haksız rekabet teşkil eden fiillerinin tespitine, haksız rekabet teşkil eden eylemlerin men’ine ve davalıların müvekkili şirketler aleyhine yazılı, basılı hertürlü afiş , dergi, broşür, balon vb gibi materyal ve sesli görsel yayının yapılmaması için HMK ilgili maddeleri gereğince tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı …… adına davalıların vekili tarafından dosyaya ibraz edilen cevap dilekçesinde özetle ; davacı tarafından 30/03/2017 tarihinden itibaren müvekkili site tarafından yıllardır kullanılan ve üzerinde birçok tesis, çocuk parkı, piknik alanı, yeşil alanlar bulunan iki parsele .. projesi yapılacağından bahisle dozerlerle girildiğini ve müvekkili siteye ait yeşil alanların, piknik alanlarının , su kuyularının vb alanların talan edildiğini, bu kapsamda müvekkili site ile davacı arasında ihtilafların yaşandığının yazılı ve görsel basında yer aldığını ve ….. tarafından yazılı ve görsel basında bir kısım yazılı ve sözlü demeçler verildiğini, davacının bu tutum ve davranışları nedeniyle karşılıklı açılmış birçok dava mevcut olduğunu, RKHK kapsamında kusurlu olarak başkasına zarar veren teşebbüs yahut teşebbüs birliklerinin zarara tazmin borcu altında olduklarını, söz konusu unsurlardan bir veya birkaçının eksik olması halinde sorumluluktan bahsedilemeyeceğini, müvekkili site ve temsilcileri teşebbüs olarak kabul edilemeyeceğinden ortada bir haksız rekabetten söz edilemeyeceğini, bu nedenle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri değil Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu belirterek bu nedenle görev (işbölümü) itirazları olduğunu ve mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi gerektiğini belirtmişler, hukuk düzeni içerisinde yalnızca gerçek ve tüzel kişilerin taraf ehliyetine sahip olduklarından bahsetmenin mümkün olduğunu, tüzel kişiliği bulunmayan kişi topluluklarının taraf ehliyetine sahip olmadıklarını, davanın tüm maliklere yöneltilmesi gerektiği kanaatinde olduklarını bu nedenle husumet itirazlarının değerlendirilmesini ve tüm kat maliklerinin davaya dahil edilmeleri gerektiğini, haksız rekabetin tek ve temel koşulunun aldatıcı, dürüstlük kuralına aykırı hareket edilmesi ve gerçek olmayan haberlerin yayılması olduğunu, bu temel unsur olmadıkça haksız rekabet teşkil edecek bir eylemden bahsetmenin mümkün olamayacağını, davaya konu edilen afişte ……. ifadesi mevcut olup zaten ifşa olmuş bir durumun, gerçeğin duyurulmasından ibaret olduğunu, söz konusu diğer afişin ise müvekkili sitenin halen içinde bulunduğu koşullar nedeniyle komple satılığa çıkartıldığının duyurulmasından ibaret olduğunu, karşı tarafa herhangi bir saldırının sözkonusu olmadığı gibi herhangi bir şirket isminin dahi zikredilmemiş olduğunu belirterek , öncelikle mahkemenin görevsizliğine, aksi kanaat halinde kabul anlamına gelmemek üzere husumet itirazlarının kabulü ile tüm site maliklerinin davaya davalı olarak dahil edilmelerine, haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, haksız rekabete ilişkin olup, TTK 54 vd.maddelerine dayanmaktadır.
Davacı taraf davalı tarafın ………. ….. yaklaşık 20 metre boyunda altı metre eninde afiş asıldığını,……. üzerine, Mağdurlardan komple satılık …… yazan yaklaşık 20 metre boyunda 8 metre eninde afiş asıldığını, ……….arasında bahçe kısmına monte edilen ve üzerinde …. ile davalıyız yazan 3 metre çapında balon asıldığını, ayrıca davacı şirketin satış afisinin arkasında yer alan bahçe kısmına ses sistemi yerleştirildiğini, buradan satış ofisine gelen müşterilerin yatırım yapmamaları için haksız ve gerçeğe aykırı ses yayını yapıldığını, yeni müşterilerin bunlardan etkilendiğini, davalı tarafın kat maliklerini bilgilendirmek amaçlı bu afişlerin asıldığını beyan ettiğini, ancak böyle bir bilgilendirmenin mail – SMS , elden bilgi notu dağıtımı ile yapılabileceğini, afiş asılmasının amacının ise müşterilere ….’tan ev almayın mesajı vermek olduğunu , bu hususun da TTK 55/1-a maddesinde düzenlenen haksız rekabet haline yol açtığının aşikar olduğunu, müşterilerin bu afişlerden etkilendiğini belirterek , iddia olunan bu eylemler nedeniyle haksız rekabet fiilinin işlendiğinin tespiti ile eylemlerin men’ine ve bu eylemler nedeniyle davacı şirketlerin kişilik haklarının zedelendiğinden bahisle manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların tüm delillere celbolunduktan sonra dava dosyası üzerinde uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak rapor alınmıştır. Alınan raporun dosyadaki delillere uygun, bilimsel ve denetime açık bulunduğu anlaşılmakla, hükme esas alınmıştır.
Somut uyuşmazlık yönünden davaya 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun Hükümlerinin mi yoksa Türk Ticaret Kanunundaki Haksız Rekabete ilişkin Hükümlerin mi uygulanacağının tespiti gerekir. Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun amacı , mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici , bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları , piyasaya hakim olan teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek, bunun için gerekli düzenleme ve denetlemeleri yaparak rekabetin korunmasını sağlamaktır. Kanunun kapsamına hangi durumların girdiği ilgili yasanın 2.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre , ” TC Sınırları içinde mal ve hizmet piyasalarında faaliyet gösteren yada bu piyasaları etkileyen her türlü teşebbüsün aralarında yaptığı rekabeti engelleyici , bozucu ve kısıtlayıcı anlaşma , uygulama ve kararlar ile piyasaya hakim olan teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmaları ve rekabeti önemli ölçüde azaltacak birleşme ve devralma niteliğindeki her türlü hukuki işlem ve davranışlar , rekabetin korunmasına yönelik tedbir , tespit , düzenleme ve denetlemeye ilişkin işlemler bu kanun kapsamına girer. ” şeklindedir. Rekabetin Korunması Hakkında Kanun kapsamında ; teşebbüsler arasındaki anlaşmalar , teşebbüs birliği kararları ve uyumlu eylemler yoluyla serbest piyasadaki rekabetin ihlal edilmesi , hakim durumun kötüye kullanılması yoluyla rekabetin ihlal edilmesi ya da birleşme veya devralma yoluyla rekabetin ihlal edilmesi durumunda , Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun ilgili hükümleri (4,6 ve 7.maddeler) uygulanacaktır. Bu kanunun amacı piyasadaki serbest rekabetin korunması olduğundan teşebbüsler arasındaki birbirlerine karşı olan haksız rekabet kapsamında değerlendirilen uygulamalarda ise Rekabetin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinin değil TTK ‘ndaki haksız rekabete ilişkin hükümlerin uygulanması gerekecektir. Bu nedenle somut uyuşmazlığa Türk Ticaret Kanunundaki haksız rekabete ilişkin hükümler uygulanacağından ilgili yasa çerçevesinde değerlendirilmiştir.
Davacı taraf yukarıda da belirtildiği üzere; davalının haksız rekabet teşkil eden fiillerinin tespitini ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerin men’ini ve maddi tazminat hakkı saklı kalmak kaydıyla manevi tazminat ödenmesini talep etmiştir. TTK nun 56/1-e maddesine göre ; haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, mesleki itibarı , ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlike ile karşılaşabilecek olan kimse…. TBK nun 58. Maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebilir. TTK 54.maddesine göre ; haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı bütün katılanların menfaatine , dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerde aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. Görüldüğü üzere yasada haksız rekabet genel olarak düzenlenmiştir. Haksız rekabetin kabulü için dürüstlük kuralına aykırı davranış veya uygulamanın rakipler arasındaki veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkilemiş olması gerekir. TTK nun 55.maddesinde başlıca haksız rekabet halleri sayılmıştır. Davacı taraf somut uyuşmazlıkta davalı tarafın kötüleme yolu ile kendisine karşı haksız rekabet teşkil eden eylemlerde bulunduğunu iddia etmektedir. Bu durum TTK nun 55/1-a/1.maddesinde ;”başkalarını veya onların mallarını , iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamaları ile kötülemek” şeklinde haksız rekabetin özel bir hali olarak düzenlenmiştir. Burada hem genel hem de özel olarak düzenlenen haksız rekabet hallerinde önemli olan husus dürüst davranma kuralına uyulup uyulmadığıdır. Dürüstlük kuralına aykırılık ya davranışlarla ya da ticari uygulamalarla olur. Davranışlar ve ticari uygulamalar iş etiğine , doğruluğa, dürüstlüğe aykırı, aldatıcı, yanıltıcı , kandırıcı şeklinde olabilir. Dürüst davranmaya yönelik haklı beklentinin ihlali haksız rekabetin gerçekleşmesinin kabulü için yeterlidir. İddialar araksında yer alan kötüleme, genel bir ifade ile bir kişi hakkında olumsuz intiba yaratılmasıdır. Kötüleme şeklindeki haksız rekabet halinin şartları ; hedef alınan kişiler açısından rekabeti etkileyecek kötüleme şeklinde yazılı , sözlü, resimli şekilde bir açıklamada (beyanda) bulunmaktır. Olaylar hakkındaki her türlü kötüleyici nitelikteki yanlış açıklamalar haksız rekabet olarak değerlendirilecektir. Bu sebeple olayların gerçek olup olmadığının incelenmesi gereklidir. Yanıltıcı açıklamalar ise açıklamanın muhatabının hataya düşmesine sebep olacak yanlış izlenim bırakacak beyanlardır. Yine yanıltıcı açıklamaların aynı zamanda kötüleyici nitelikte olması gereklidir. Gereksiz yere incitici beyanlar ise amacını aşan değer yargıları olarak kabul edilir. Burada dikkat edilecek husus , gerçek olmasına rağmen eleştiri amacını aşan bir durum ortaya çıkıp çıkmadığıdır. Yani gerçek bile olsa , eleştiri sınırlarını aşıyor ise bu beyan incitici kabul edilmelidir. Eleştirinin objektif olarak haklı ve makul bir gerekçeye dayanması gerekir. Gereksiz yere incitici açıklamalar markalı ürünlerin sahip olduğu imajı etkileyebilecek nitelikte ise haksız rekabet hali olarak kabul edilmelidir. Zira tüketiciler bir ürünü tercih ederken o markanın sahip olduğu imaja da bakarlar. Bu imaj sayesinde bu marka, rakip ürüne göre tercih edilir. Bu nedenle imajı etkileyebilecek açıklamalar eleştiri sınırlarını da aşıyor ise haksız rekabet gerçekleşmiştir. TTK 55.maddesi hükmünün uygulanabilmesi için tarafların daha doğrusu kötüleyen ile kötülenen arasında rekabet ilişkisi bulunmasına gerek yoktur. Kötüleme sureti ile haksız rekabet rakip tarafından yapılabileceği gibi üçüncü bir kişi tarafından da yapılabilir. Önemli olan eylemin rekabetin işleyişini bozabilecek nitelikte olmasıdır. Yani açıklamayı yapan ile açıklamanın yöneldiği hedef kitle arasında rekabet ilişkisi olmamasına rağmen , üçüncü kişilerin yaptıkları açıklamaların müşterilerin davranışını etkileyebilecek nitelikte olduğu durumlarda rekabetin işleyişini bozan eylem olarak değerlendirilmelidir. Bu açıklamalara göre somut uyuşmazlığımıza döndüğümüzde; davacı taraf ile davalı taraf arasında rekabet ilişkisi bulunmadığını görmekteyiz. Davacı tarafın iddiaları arasında yer alan ;……..Mağdurlardan komple satılık …….” yazan afişlerin fotoğrafları dosyada bulunduğu gibi dosyaya davacı tarafça delil mahiyetinde sunulan flashdiskteki ses kaydı bilirkişi tarafından dinlenerek raporda ; …… Sevgili …… sakinleri Gelişen durumlarla ilgili sizleri bilgilendirmek istiyoruz. Bizlere 69 dönüm olarak vaad edilen sitemiz şuanda 30 dönüme düşmüştür. Bu durumla ilgili …. ile davalarımız devam etmektedir. Dava numaralarımız 11.ASliye Hukuk …., 27 Asliye Hukuk …’tür. Sitemizin hemen yanında Kule inşaatına komşu olarak yapılan okul ve cami inşaatı hızla devam etmektedir. Kısa bir süre öncesine kadar sitemizin yeşil alanı olarak kullanılan ancak şuanda Kule inşaatı devam eden bölgelerde ….. tarafından yıkılan ve parasını sizlerin ödediği çocuk parkı , piknik alanı, yeşil alanlar ve ağaçlarla ilgili adli ve idari çalışmalarımız devam etmektedir . Şile otobanından sitemize direk giriş sağlayacak bir yol çalışması bulunmamaktadır. Sevgili …….i Sakinleri gelişen durumlarla ilgili sizleri bilgilendirmek istiyoruz. Bizlere 69 dönüm olarak vaad edilen sitemiz şuanda 30 dönüme düşmüştür. Bu durumla ilgili olarak .” şeklinde beyanların yer aldığı belirtilmiştir. Dosyaya sunulan yazılı afişler, balon ve ses kaydının site sakinlerinden başka kişiler tarafından da okunması, duyulması mümkündür. Taraflar arasında . ve . sayılı parsellerin davalı site sakinlerinin kullanımına tahsis edilmişken daha sonra davacı tarafından el konulması üzerine taraflar arasında somut uyuşmazlığın oluştuğu anlaşılmaktadır. Yine taraflarca sunulan deliller arasında yer alan reel değerleme antetli …….. ilçesinde yer alan ….. bünyesindeki .parselde.adet bağımsız bölüm ,.parselde. adet bağımsız bölüm, . ve . parseller gayrımenkul değerleme raporu incelendiğinde, değerlemesi yapılan taşınmazların …..sitesinin bulunduğu.parselden oluştuğu,. Bloklarının. ve . nolu parseller üzerinde projelendirildiği ve gerçekleştirildiği, değerleme konusu …. nolu parselin Kemerdere mutlak korumu alanı içinde bulunduğu ve ….. Projesinin peyzaj alanını oluşturduğu, . sayılı parselin ise site sınırları dışında kaldığı, sitenin etrafının duvar ile çevrili olduğu, sitede dairelerin teslim edilerek yaşamın başladığı, blokların etrafında çevre düzenlemesinin yapıldığı, sosyal tesislerin, yüzme havuzu., güvenlik, çocuk oyun alanları , açık ve kapalı otopark alanlarının mevcut olduğunun belirtildiği, yine raporda değerleme konusu gayrımenkullerden . nolu parsel üzerinde .bağımsız bölümden oluşan . blok ,. sayılı parsel üzerinde . bağımsız bölümden oluşan. bloğun mevcut olduğu,…..olmak üzere üç farklı mimaride kule blok ve sıra bloklardan oluşan . konutun bulunduğu, satış sürecinde.sayılı parselde yer alan . adet bloğun . tarafından “..olarak isimlendirildiği, değerleme raporunda . sayılı parselin Kemerdere mutlak koruma bandı içerisinde yer almasının olumsuz faktör olarak değerlendirildiği, . nolu parselin Kemerdere mutlak koruma alanı içinde yer aldığı ve ….. Konut projesinin peyzaj alanını oluşturduğunun açıkça yazılı olduğu görülmüştür. Bu hususların dosya kapsamında yer alan diğer delillerle de tespit edildiği anlaşılmaktadır. (25.11.2009 tarihli .ri dışında kalan alanlar ve ortak alanlar hakkında bilgilendirme başlıklı yazı , .tarihli tutanaklar , tarafları alıcı .tarihli . ektir başlıklı yazı örneği)
Yapılan yargılama sonunda dosya kapsamında bulunan tüm deliller , alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde ; davalıların siteye tahsis edildiği dosya kapsamındaki belge ve bilgilerde yer alan ifadelerden anlaşıldığı ve yeşil alan olduğuna inanarak almış oldukları taşınmazın yeşil alan olarak gösterilen kısmının daha sonra el konularak başka bir amaç için kullanılmak istenmesi üzerine açmış oldukları davaları ve davacı ile aralarındaki husumeti belirten durumu afiş, balon, ses sistemi aracılığıyla ortaya koymalarının haksız rekabet olarak değerlendirilemeyeceği, burada gerçekte mevcut olan bir durumun yani davacı taraf ile davalılar arasındaki ihtilafın ilanı , duyurulmasının sözkonusu olduğu , bu hali ile TTK 55/1,a-1 maddesinde yazıldığı üzere davacının faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış , yanıtıcı açıklamalarla kötülemek şeklinde bir haksız rekabet eyleminin oluşmadığı , davalıların tepki kapsamında konu edilen afiş, balon, ses sistemindeki beyanlarının gereksiz yere incitici olmadığı, bu açıklamaların gerçek olduğu, eleştiri sınırları kapsamında kaldığı, objektif olarak haklı ve makul bir gerekçeye dayandığı, ölçülü olduğu ve üslup olarak bakıldığında incitici olmayıp mevcut durumla ilgili bilgilendirme amaçlı olduğu, dolayısıyla haksız rekabet oluşturmadığı, davacıların müşterilerinin yeni yapılacak olan . sitesinden ev almalarından vazgeçmelerinin nedeninin davalıların uyuşmazlık konusu yaptıkları açıklamaları davacının zararı olarak değerlendirilemeyeceği, ev almak isteyen kişilerin alacakları yerle ilgili bir uyuşmazlık bulunup bulunmadığını bilmelerinin en doğal hakları olduğu, davacıların bu uyuşmazlığı açıkça müşterilerine belirtmeleri gerektiği , aksine bilgilendirmeksizin satışın yapılacak olmasının alıcıların ihtilaflı olmadığını zannederek bir yeri almalarına neden olacağından yanıltıcı olabileceği , dolayısıyla davalılar tarafından davaya konu edilen asılan afişler, balondaki yazılar ve ses kaydında belirtilen ifadelerin haksız rekabeti oluşturmadığı, davacının zararına olan bir durumun oluşmadığı vicdani kanaate varılarak takdiren aşağıdaki şekilde davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yazılı gerekçe ile ,
1-Davanın REDDİNE ,
2-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 35.90 TL karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılan 8.538,75 TL harçtan mahsubuna, fazla alınan 8.502.85 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan harç ve giderlerin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı ….i tarafından yapılan 3.80 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Hüküm tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davalılar yararına tayin ve takdir edilen 33.950.00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
6-Taraflarca yapılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve istemi halinde yatıranlarına iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/10/2018