Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/583 E. 2018/1024 K. 11.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/583 Esas
KARAR NO : 2018/1024
DAVA :İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/05/2017
KARAR TARİHİ : 11/10/2018
DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu ….. havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili şirket arasında yapılan nakliyat işinin karşılığında toplamda …. TL bedelli faturalar düzenlendiğini, ancak davalı tarafça borcun ödenmemesinden dolayı bu fatura borçlarına ilişkin olarak cari hesap ekstresi üzerinden Konya 5. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyası kapsamında icra takibi başlatıldığını ancak davalı bu takibe itiraz ettiğini, bunun üzerine takibin İstanbul Anadolu 18. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile yeniden başlatıldığı ve yine davalının itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, yapılan icra takibi sonrasında davalının borcun bir kısmını müvekkili şirket hesabına haricen ödediğini, kalan bakiyeyi ödemekten kaçınmak için itiraz ederek icra takibi durdurduğun beyan ederek İstanbul Anadolu 18. İcra Müdürlüğünün Esas sayılı dosyasına haksız olarak yapılan itirazın iptali ile davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davacı vekili 11/10/2018 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 22/08/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: dava konusu icra takibine konu faturaların davalının yaptığı alt taşıma işlerinden kaynaklanmakta olduğu ve müvekkili şirketin müşterisinin ürünlerini taşıdığını, davacı ile süre gelen uygulamada ve her halde alt-üst taşıma yapanlar arasındaki ticari teammüller gereği davacının yaptığı taşımaların eksiksiz ve kusursuz gerçekleştiğini ispat eden taşıma belgelerini taşıtan müvekkiline teslim etmesini takiben ücrete hak kazandığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 11/10/2018 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davanın zaman aşımı süresi içerisinde açılıp açılmadığı, ayrıca davacının taşımaya ilişkin sevk irsaliyelerini sunduktan sonra ödeme yapmasının taraflar arasındaki teamül gereği olup olmadığı, davacının yaptığı teslimatları kanıtlar belgeleri davalıya sunduğu 28/01/2016 tarihinde ücreti hak kazanıp kazanmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 14.07.2017 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 20.07.2017 tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi 19/06/2018 Havale tarihli raporunda özetle; tarafların dava konusu döneme ait 2016-2017 hesap yılı defterlerinin e-defter beratlarınının alındığı, Envanter defterlerinin açılış ve kapanış Noter onaylarının tastikinin yapıldığı, tarafların 2016-2017 hesap yılı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, takip ve dava konusu faturaların davacı … davalı şirketlerinin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafın defter ve belgelerine göre icra ttakip-/teblğ tarihi(20/07/2017) itibarı ile davaclı taraftan 96.745,24 TL alacaklı bulunduğu, davalı tarafın defter ve belgelerine göre ise icra takip/tebliğ tarihi itibarı ile davacı tarafa 96.745,24 TL borçlu bulunduğu, incelenen taraf defter ve belgelerinin birbirini doğruladığı, birebir örtüştüğü, taraflar arasında ödeme tarihleri ve temerrüt ile ilgili herhangi bir sözleşme veya davacı tarafından davalı yana gönderilmiş herhangi bir borç ihtarnamesi olmadığı, davacının işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, dava dosyasından da anlaşılacağı üzere, Temerrüdün icra takip tebliğ tarihi(20/07/2017) itibarı oluştuğu, takip talebinde alacaklının asıl alacağa işleyecek %9,75 ticari avans faizi talebinin yerinde ve değişen oranlarda uygulanabileceği, bu nedenle davalının faize, faiz oranına tüm borca itirazının haklı bulunmadığını, alacağın itiraza uğramayan faturaya dayalı likit alacak olması icra takibine rağmen hem takip dosyası hem de dava dosyaına geçerli bir itiraz nedeni ileri sürülmemesi nedeniyle davacının % 20 icra inkar tazminatı talebinin mahkemenin takdirinde olduğunu rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur(TBK m. 90).
Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir(TBK m. 97).
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer(TBK m. 117/1).
Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; ( …. ) borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır(TBK m. 117/2).
Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar(TTK m. 10).
Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur(3095 s.y. M. 2/1).
……Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur(3095 s.y. M. 2/2).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, icra dosyası, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, davacı vekilinin gerek cevaba cevap dilekçesinde gerekse 11/10/2018 tarihli celsedeki beyanı ve gerekse de 05/04/2018 tarihli ön inceleme duruşmasındaki beyanı ile takibe konu aslı alacağın takipten sonra ve fakat davadan önce 28/01/2016 tarihinde haricen davalı tarafça ödendiğinin beyan edildiği, icra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından ödeme yapılması halinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerektiği, dolayısıyla, takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödeme yönünden dava açılmasında davacı tarafın hukuki yararının bulunmadığı(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.04.2007 gün ve 2007/19-159 E., 2007/220 K.; 04.07.2007 gün ve 2007/13-453 E., 2007/453 K; 19.10.2011 gün ve 2011/19-532 E., 2011/640 K.; 09.02.2011 gün ve 2011/13-29 E., 56 K.; 03.05.2017 gün ve 2017/11-80 E., 2017/889 K. sayılı kararları), davalı tarafın davadan önce kısmi ödemede bulunması halinde dahi ödenen miktar yönünden davacı alacaklının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı(Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2017 Tarih, 2016/796 Esas ve 2017/135 Karar sayılı ilamı), icra takibinin itirazın iptali davasının reddine rağmen halen devam ettiği ve bu nedenle Borçlar Kanunu’nun 84. maddesine göre icra giderleri ve faiz hesaplamasının, icra prosedürü içinde ilgili icra müdürlüğünce yapılabileceği, icra müdürlüğünce yapılan işlemlere karşı da şikayet yoluyla İcra Tetkik Merciine başvurulabileceği, alacağını almış olan alacaklının, itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının olmadığı(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 21/09/2011 Tarih, 2011/15-494 Esas ve 2011/555 Karar sayılı İlamı), borçlu tarafından takipten sonra ve davadan önce asıl borç ödenmiş ise de takip tarihinden sonra işleyecek faiz, takip masraf ve vekalet ücreti gibi fer’ilerin ödenmediği ileri sürülerek bunlarla ilgili olarak dava açıldığı, takip masraf ve vekalet ücreti, takip giderleri cümlesinden olup takipden sonra işleyecek faizin hesabında takip masraf ve vekalet ücreti ile birlikte infaz sırasında icra müdürlüğünce yapılacak kapak hesabı ile belirleneceği, davaya konu edilen takip giderlerine ilişkin taleplerin, İİK’nın 67. maddesi uyarınca genel mahkemelerde açılacak itirazın iptali davası ile talep edilebilecek olan, takip hukukuna ilişkin alacaklardan olması nedeniyle, bu istemler hakkında ayrıca alacak davası açılamayacağı(Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 05/05/2016 Tarih, 2015/17452 Esas ve 2016/8310 Karar sayılı ilamı), bunun gibi takipden sonra davadan önceki tarihte davalı ödemeleri nedeniyle aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilemeyeceği(Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 18/03/2015 Tarih, 2014/16757 Esas ve 2015/3798 KARAR sayılı İlamı) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın takipten sonra ve fakat davadan önce yapılan ödeme nedeniyle hukuki yarar yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Başlangıçta peşin olarak alınan 31,4 TL harcın, alınması gerekli olan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,5 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 1.000,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
7-Karar kesinleştiğinde, İstanbul Anadolu 18. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/10/2018