Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/552
KARAR NO: 2019/1281
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2017
KARAR TARİHİ: 19/12/2019
DAVA:
Davacılar vekili Mahkememize sunduğu —- havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin lehtarı olduğu, keşidecisinin diğer müvekkili … olan — Şubesine ait, — nolu hesaba ait,- nolu, —TL bedelli ve — tarihli çekin müvekkil şirketin rızası hilafına elinden çıktığını, hamil müvekkil tarafından cirolanan çekin kaybedildiğinden bahisle çek hakkında İstanbul Anadolu – Asliye Ticaret Mahkemesi’nin — Esas sayılı dosyası ile çekin zayii olması nedeni ile kıymetli evrak iptali talepli olarak dava ikame edildiğini, çek hakkında ödemeden men kararı verildiğini, müvekkiline — tarihinde İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğü nün —- Esas sayılı dosyasından gönderilmiş olan ödeme emri ile bahse konu çekin bulunduğu ve icra takibine konu edildiği, her iki müvekkili şirket arasında organik bir bağ bulunduğunu, şahıs müvekkilinin, şirket müvekkili namına bir hatır çeki keşide ettiğini, çekin kaybedildikten sonra davalı … tarafından cirolanarak diğer davalı şirkete verildiğini, davalı şirketin ise —- tarihinde yetkili hamil olarak bankaya ibraz ettiğini, çek hakkında ödemeden men kararı bulunması nedeni ile ödeme yapılamadığının çekin arkasına şerh düşüldüğünün görüldüğünü, müvekkilinin davalı şirket ve davalı gerçek kişi ile bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, bahse konu çekten dolayı borcunun bulunmadığını, ticari defter incelemesi yapıldığı takdirde ticari ilişki bulunmadığının anlaşılacağını, çekin tahsil edilmesi halinde sebepsiz zenginleşmenin doğacağını beyanla — tarih ve — TL bedelli çekin istirdatı ile müvekkiline iadesine, mahkeme aksi kanaate ise müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine, İstanbul Anadolu – İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı dosyasına yatırılacak paranın dosya alacaklısına ödenmemesi yönünden tedbir kararı verilmesini, ayrıca asıl alacağın % 20 ‘sinden az olmamak kaydı ile davalıların kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, davalı .—vekilinin cevap dilekçesine karşı Mahkememize sunduğu —- havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: tedbir kararına itirazları kabul etmediklerini, davacılar arasında organik bağ bulunmakla aralarında ticari ilişki bulunmadığını, çek iptali davasında çeklerin ortaya çıkma ihtimaline binaen istirdat talebinin kabul görmeme ihtimaline binaen terditli olarak menfi tespit davası olarak açtıklarını beyanla cevap dilekçesindeki itirazların reddi ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili —- tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; celse arasında sunmuş oldukları yazılı beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı—vekili Mahkememize sunduğu —- havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: ihtiyati tedbir kararının yerinde olmadığını, dava dilekçesinde çekin keşidecisi ile lehdar şirket arasında organik bağ bulunduğunun davacı tarafça da kabul edildiğini, çekin lehtar şirket tarafından ciro edilmiş halde kaybedilmiş olduğu iddiasının kabul edilemez olduğunu, ihtiyati tedbir kararının yasal koşullara uymadığını, çekin müvekkili şirkete ciranta … tarafından cirolanarak devir ve teslim edildiğini, ticari bir ilişki karşılığında verildiğini, müvekkili şirketin çekin meşru ve haklı hamili olduğunu, çekin meşru hamili olana müvekkilinin temel ilişkiyi kanıtlamasının gerekmediğini, aksini davacı tarafın kanıtlaması gerektiğini, çekin ciro silsilesinin muntazam olduğunu, bir eksiklik bulunmadığını, kötü niyet ve ağır kusur var ise ispat külfetinin davacılarda olduğunu, davanın hem istirdat hemde menfi tespit davası olarak görülmesinin mümkün olmadığını, tedbirin verilmesinde telafisi imkansız bir durum bulunmadığını beyanla tedbir kararının kaldırılmasını, icra veznesindeki paranın müvekkiline ödenmesine ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili vekili Mahkememize sunduğu —- havale tarihli cevaplarımız ve delil listemizin sunumu konulu beyan dilekçesinde özetle: davanın çeki elinde bulunduran cirantaya karşı açılması gerektiğini, müvekkili şirket yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, ayrıca davanın keşideci … tarafından açılmasının mümkün olmadığını, keşidecinin davada taraf olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile çek silsilesinin muntazam ve eksiksiz olduğunu, davacı şirketin müvekkiline yine iş ilişkisi karşılığında—- nolu — tarihli ve — TL bedelli çeki ciro ederek devir ve teslim ettiğini, devamında müvekkilinin bu çeki ticari ilişki karşılığında diğer davalıya ciro ederek teslim ettiğini, dava konusu çekin kaybolmadığını ve davacı şirket tarafından müvekkili şirkete cirolandığı, her iki çekin ibraz süreleri içerisinde son hamilleri tarafından muhatap bankaya ibraz edilmesine karşın ödeme yasağı nedeniyle işlem yapılamadığını, bunun üzerine diğer davalının müvekkiline başvurarak aralarındaki ticari ilişki ve dostluğa binaen —- Şubesi ‘ne ait- tarihli— nolu çekin diğer davalıya ödendiğini, müvekkilinin ticari ilişki ve dostluğa binanen dava konusu çeke ilişkinde diğer davalıya — TL haricen ödeme yaptığını, müvekkilinin kalan bedeli ödemek için makul bir zaman istemişse de aleyhine icra takibi başlatıldığını, devamında iş bu davanın açıldığını, davacının dava konusu çekin rızası hilafına elinden çıktığı ve yetkili hamili olduğunu kanıtlamasının yanında, yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğu iddiasını kanıtlaması gerektiğini, ispat külfetinin davacıda olduğunu, müvekkilinin çeki edinme nedenini kanıtlama gibi bir yükümlülüğünün bulunmadığını, istirdat ve menfi tespit davasının birlikte açılmasının davacının çeki kaybetmediği, borcu ödemekten kurtulma maksadı taşıdığının göstergesi olduğunu, beyanla davanın reddi ile % 20 ‘den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılarca ikinci cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Davalı – vekili —- tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; celse arasında sunmuş oldukları yazılı beyanlarını tekrarla kanıtlanamayan davanın reddine, davacının % 20 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili —- tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; celse arasında sunmuş oldukları yazılı beyanlarını tekrarla dosyanın tekemmül ettiğini, müvekkili şirket yönünden davanın öncelikle husumet yokluğu nedeniyle reddine, mahkeme aksi kanaatte ise ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde Takibe konu çekin davacı şirketin elinden rızası hilafında çıkıp çıkmadığı, davalıların düzgün ciro silsilesine istinaden iyi niyetli ve meşru hamil olarak çeki devralıp devralmadıkları, davalı …’a husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği, noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, takibe konu çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti(menfi tespit) ve çekin istirdatı davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Menfi tespit davasını düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 72/1. Maddesindeki ” Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu -. İcra Müdürlüğü’nün—- Esas sayılı dosyasında; takip alacaklısı -.tarafından takip borçluları —-… hakkında – tarihli takip talebi ile -keşide tarihli – TL bedelli çeke dayalı ilamsız/kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Dosyaya celbedilen İstanbul Anadolu -. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin- Esas sayılı dosya sureti incelendiğinde, davacısının — olduğu ve istemin—- çek nolu – TL bedelli -tarihli çek ile —- nolu hesaba ait — çek nolu – tarih ve -TL bedelli çekin iptali istemine ilişkin olduğu, dava sonunda İstanbul Anadolu-Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin – Esas ve İstanbul Anadolu – Asliye Ticaret Mahkemesi’nin -Esas sayılı dosyalarında istirdat davası açılmış olması nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verildiği anlaşılmıştır.
Dosyaya celbedilen İstanbul Anadolu -. İcra Müdürlüğü’nün- Esas sayılı dosyasına sunulu, — seri nolu– tarihli – TL bedelli çek incelendiğinde, keşidecisinin …, lehtarının— olduğu, çekin lehdar ciro ile … ‘a daha sonra ciro ile — devredildiği anlaşılmıştır.
Davacı tanığı — tarihli duruşmadaki beyanında; “Ben davacı şirkette yaklaşık on yıldır inşaat kalfası olarak çalışmaktayım, benim bildiğim kadarıyla davaya konu çek şirketin patronu tarafından kaybedilmiş ve bir şekilde davalı tarafça iktisap edilmiş, davalıların çeki ne şekilde iktisap ettiler bilmiyorum, ancak çeki bulmuş olduklarını düşünüyorum…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı – tanığı …— tarihli duruşmadaki beyanında; “Ben davalı şirket yetkilisinin yakın arkadaşıyım, ayrıca arada sırada giderek şirket işlerine yardımcı oluyorum, benim bildiğim kadarıyla davaya konu çek davalılar arasınrdaki oto satış sözleşmesi ve aracın bakımına ilişkin olarak gerçekleşen ticari ilişki kapsamında davalı … tarafından davalı —– şirketine verilmiş, davalı … arabayı galeriden almak istedi ancak galerici çek karşılığında araç satmadığını söyleyince galeriye aracın ücretini —ödedi bunun üzerine çeki … davalı şirkete verdi, ayrıca alınan aracın arıza yapması nedeniyle – aracı onardı, bu nedenle de — borçluydu, ben çekin sahibini görmedim…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı- tanığı ..— tarihli duruşmadaki beyanında; ” Ben davalı şirkette muhasebe bölümünde çalışıyorum, ayrıca davalı şirket yetkilisinin eşiyim, davalı şirket galeriden almış olduğu— marka araçları davalı …’ a sattı, ayrıca … bu araçların bakımını da davalı şirkete yaptırıyordu, bu ticari ilişki kapsamında davalı …’dan iki adet çek alındı, bunlardan birisi de davaya konu edilen — keşide tarihli ve —TL bedelli çektir, … davaya konu çeki yanında siyah takım elbiseli biri ile gelerek çeki bize teslim etti, yanında gelen kişinin nalburcu olduğunu söyledi, çekin bu kişinin çeki olduğunu da söyledi…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, çek sureti, İstanbul Anadolu -.Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin —- Esas sayılı dosyasında verilen karar, tanık beyanları, icra takip dosyası, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/senet borçlusu/Keşideci tarafından keşide edilen kambiyo senedinin davalı/senet alacaklısı/Hamil tarafından iktisap edildiği, menfi tespit davasının icra takibinden sonra açıldığı, davacı çek lehdarı şirketin cirodaki imzasını inkar etmediği, aksine çeki ciroladıktan sonra kaybettiğini beyan ettiği, davacı … ‘ın çeki zayi eden (hamil) olmadığı gibi çekten dolayı lehdar ile olan def’ilerini davalılara karşı ileri süremeyeceği, ayrıca lehdarın def’ilerine de dayanamayacağı, bu nedenle davacı … ‘ın açmış olduğu davanın yerinde olmadığı, davacı —— davalılarla kendi arasında herhangi bir şekilde ticari ilişki olmadığını beyan etmiş olması nedeniyle ticari defterlerin incelenmesine gerek olmadığı, davacı şirketin dava aşamalardaki dilekçelerinde davalıların “çeki davacıların zararına veya kötü niyetle iktisap ettikleri” ‘ne ilişkin somut bir isnat bulunmadığı gibi bu yönde herhangi bir ispat da bulunmadığı, bu nedenle davacı şirketin açmış olduğu davanın da yerinde olmadığı, takibe konu edilen —- TL bedelli çekin ibraz tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinin yerinde olduğu, ayrıca çek bedelinin % 03 ‘ü çek komisyonu ve % 10 çek tazminatı talebinin de yerinde olduğu, ihtiyati tedbir kararı nedeniyle davalı/alacaklı/hamil alacağına geç kavuştuğundan davalı yararına kabul edilen alacak üzerinden yüzde yirmi oranında tazminata hükmedilmesi gerektiği(İİK m. 72/4), sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Verilen ve uygulanan ihtiyati tedbir nedeniyle takibe konu alacağın % 20′ si olan 3.781,31 TL tazminatın davacılardan alınarak davalı ..— verilmesine,
3-Mahkememizce verilen —-tarihli ihtiyati tedbir kararının İİK’ nın 72/4 maddesi uyarınca kaldırılmasına,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 379,13 TL harcın alınması gerekli olan 44,40 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 334,73 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı tarafa iadesine,
5-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı —– Tarafından istinaf incelemesi nedeniyle yapılan yargılama masrafları hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalılar yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa; artan delil avanslarının yatıran davalı tarafa ayrı ayrı iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/12/2019