Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/550 E. 2019/327 K. 02.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/550 Esas
KARAR NO : 2019/327
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/05/2017
KARAR TARİHİ: 02/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki sonucu müvekkil şirketin davalı şirketten cari hesaba dayalı olarak toplam 56.934,54 TL alacağının bulunduğunu, bu cari hesaptan kaynaklanan alacağı ödenmediği için davalı borçlu aleyhine İstanbul Anadolu 1. İcra Müdürlüğü’nün ——– Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin borçluya 30/12/2016 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak borçlu vekili tarafından 04/01/2017 tarihinde takipteki borca faize ve tüm ferilere itiraz edildiğini, müvekkil şirketin ve gerekse davalı şirketin muhesabe kayıtları ve ticari defterlerinde de alacağın sabit olmasına rağmen davalı borçlu hukuki mesnetten yoksun ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğinden davanın kabulüne karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——-Esas sayılı dosya tedbir kararının da ortaya koyduğu üzere, müvekkil firmanın 29/01/2016 tarihinden bu yana, ikame ettiği iflas erteleme davası kapsamında tesis edilen ihtiyati debir kararı ile 29/01/2016 dan itibaren hakkında hiçbir takip yapılmaması ve yapılan takiplerin durdurulmasına karar verildiğini, davacı mahkeme tedbir kararına rağmen icra takibine geçmiş ve bilahare de huzurdaki davayı açtığını, itirazın iptali davası açma koşulu bulunmadığından davanın bidayette hukuki yarar dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, müvekkil firmanın davacıya borçlu olmadığını, iddia takip ve açılı davanın mesnetsiz ve haksız olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddini arz ve talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan dava konusu takip doyasında takibe konu alacak nedeniyle taraflar arasında cari hesap şeklinde işleyen satım sözleşmesinden kaynaklı ticari ilişki bulunup bulunmadığı ve davacının takibe konu tutar kadar davalıdan alacaklı olup olmadığına yönelik açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşıldı.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu 1. İcra Müdürlüğü’nün ————- Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 29/12/2016 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliğ üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafından cevap dilekçesiyle müvekkili şirket hakkında Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin ———- Esas sayılı dosyası ile tedbir kararı verildiğini beyan ettiği anlaşılmış olup, mahkememizce celp ve tetkik olunan Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin ———- dosyanın incelenmesinde,29/05/2016 tarihli ara karar ile davalı tarafından açılan iflasın ertelenmesi dosyasında davacı şirket hakkında ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile icra iflas kanununun 179/A ve 179/B maddeleri gereğince (icra iflas kanunun 260. Maddesinin 1. Sırasında yazılı alacaklara ilişkin takipler hariç olmak üzere) 6183 sayılı kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere, hiçbir takiip yapılmamasın ve yapılmış olan takiplerin durdurulmasına dair karar verildiği, ara karar tarihinin 29/01/2016 olduğu, anlaşılmıştır.
İİK.nun 179/b maddesi hükmü gereğince, iflasın ertelenmesi kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Yasaya göre yapılan takipler de dahil olmak üzere İİK.m.179/b/f.2 cüm.1 ve f.3’de belirtilen istisnaları dışında hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler de durur. Bu hukuki sonuç, erteleme kararının içeriğine ve ilana bağlı olmayıp, mahkemenin erteleme kararını vermesi ile birlikte kanun hükmü gereği kendiliğinden doğar.
Davacı tarafından, davalı aleyhine erteleme süresi içersinde icra takibi başlatıldığı ve yukarıda belirtilen emredici mahiyetteki yasa hükmünün ihlal edildiği, bu itibarla takibin iptalinin gerektiği ———– anlaşılmıştır.
“Davalı vekili, davaya konu takibin müvekkili hakkında verilen iflasın ertelenmesi kararından sonraki bir tarihte yapıldığını ve karar tarihinden itibaren açılacak tüm takiplerin tedbiren önlendiği halde davacı yanın buna aykırı davrandığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı yanca davalı şirket hakkında verilen iflasın ertelenmesi süresi içinde takip başlatılmasının İİK.’nun 179/6. maddesine aykırılık oluşturduğu ve somut olayda usulüne uygun olarak başlatılmış bir icra takibi bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 01.07.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.————-
İtirazın iptali davaları için, usulüne uygun icra takibi bulunması dava şartı olduğundan ve açıklanan hal itibariyle dava şartı gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Takibin, kötüniyete dayalı olduğu kanıtlanmış olmadığından da davalının tazminat isteği reddedilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın HMK 114/2 maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 687,63 TL karar ve ilam harcının işin hitamında ödenmesi gereken 44,40 TL harçtan fazla olduğu anlaşıldığından 492 sayılı harçlar kanunun 31. maddesi gereğince fazla alınan 643,23 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya ödenmesine
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Artan gider avansının karar kesinleştiğinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca davacıya iadesine,
5-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 6.612,80 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/04/2019