Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/523 E. 2018/931 K. 20.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/523
KARAR NO : 2018/931

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2017
KARAR TARİHİ : 20/09/2018

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 10/05/2017 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın davalıya iş güvenliği ve iş sağlığı hizmeti verdiğini, bu hizmetin karşılığı olarak 3.033,00 TL alacağı bulunduğunu, bu alacağına karşılık fatura düzenlendiğini, hizmet sonrasında davalıya verildiğini, davalının itirazının haksız olduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20 ‘sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 20/09/2018 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; bilirkişi raporu ile alacağın sabit olduğunu belirterek davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 12/06/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: takibe itirazlarında da belirttikleri üzere davacı firma tarafından ilgili hizmet sunumu yapılmadığını, doktor hizmetinin hiç verilmediğini, bu nedenle takibe itiraz ettiklerini, süreç boyunca ayda en fazla bir saat iş güvenliği hizmeti verildiğini, durumun …. kayıtları ve benzeri delillerle ispatlanacağını, herhangi bir borcun doğmadığını, takibin tamamına itiraz ettiklerini beyanla haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili karar celsesine katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davalıya iş güvenliği ve iş sağlığı hizmeti verilip verilmediği, verilmiş ise cari hesap alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu ….. İcra Müdürlüğü’nün 2016/17715 Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 19/08/2018 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 24/08/2016 tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde davalı tarafça Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi 19/03/2018 havale tarihli raporunda özetle; davalı tarafça sunulan ve usulüne uygun düzenlendiği anlaşılan defter ve kayıtlara göre, davalı tarafın davacının 2015 yılına ait 1.444,00 TL toplam tutarlı üç faturasını davacı alacağı kaydettiği, söz konusu fatura bedellerinin 2015 yılı Aralık ayı içinde ödenmiş olduğunu, 31/12/2015 tarihi itibariyle davacı alacağının bulunmadığı, 2016 yılında davalı defterlerinde herhangi bir kaydın bulunmadığını, davacı tarafından dosyaya alacağı kanıtlar herhangi bir belgenin sunulmadığını, davacı tarafın Kocaeli ‘nde bulunan defterlerin ise istinabe yolu ile incelenmesi gerektiğini beyan ve rapor etmiştir.
Davacı tarafın ticari defterlerinin talimat yolu incelenmesi sonucu Mali Müşavir bilirkişi talimat mahkemesine sunduğu 25/07/2018 tarihli raporunda özetle; davacı şirketin 2015-2016 yılı incelenen ticari defterlerinin delil niteliğinde olduğunu, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, dava konusu faturaların davacı şirket defterlerinde kayıtlı olduğunu, buna göre davacı şirketin davalı şirketten 22/08/2016 tarihi itibariyle 3.033,00 TL alacaklı olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporları taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Ticari Defterlerin Delil Kabiliyeti
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır. (TTK m. 83)
Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir. (HMK m. 199)
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir. (HMK m. 219)
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. (HMK m. 220/1)
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. (HMK m. 222/2-3-5)
Temerrüt
İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur(TBK m. 90).
Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir(TBK m. 97).
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer(TBK m. 117/1).
Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; ( …. ) borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır(TBK m. 117/2).
Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar(TTK m. 10).
Faiz
Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur(3095 s.y. M. 2/1).
……… Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur(3095 s.y. M. 2/2).

Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, takip dosyası, bilirkişi raporları, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davcının ticari defterlerine göre 3.033,00 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya 1.444,00 TL bakiye borcunun bulunduğu, bu borca ilişkin olarak borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği (Yargıtay 23. HD’nin 10/02/2016 tarih ve 2015/4576 Esas – 2016/621 Karar sayılı ilam) davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olması nedeni ile davacı lehine delil teşkil edeceği, davacının 2015 yılı Aralık dönemine ilişkin üç ayrı faturasının davalı ticari defterinde kayıtlı olduğu ve bu faturaların toplamının ……olduğu, bunun dışında davacının davalı defterinde kayıtlı faturasının bulunmadığı, bunun yanı sıra her ne kadar davalı tarafın 1.444,00 TL ödemesi bulunsa da bu ödemelerin davacının ticari defterine göre 413,00 TL’sinin 01/01/2013 tarihinde 1.000,00 TL’sinin 09/10/2015 tarihinde olması nedeniyle 2015 Aralık döneminden önceki döneme ait olduğu, dolayısıyla davalının ticari defterinde kayıtlı olan …. fatura bedeli yönünden bir ödeme bulunmadığı, bu nedenle davalı takip borçlusunun bu miktar itibariyle icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu, buna karşı davacı tarafın davalı tarafın defterinde kayıtlı olmayan faturalar yönünden mal teslimi veya hizmet sunumuna ilişkin herhangi bir ispat bulunmadığı, davalı tarafın bu kısma yönelik takibe itirazının yerinde olduğu, davacının tacir olması ve taraflar arasında ticari ilişki bulunması(TTK m. 19/2) nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz(3095 sy. m. 2/2) uygulanması gerektiği, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, İstanbul Anadolu ……. İcra müdürlüğünün 2016/17715 Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 1.444,00 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen asıl alacağın %20 ‘si olan 288,80 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Başlangıçta peşin olarak alınan 51,80 TL harç ile icra dosyasına yatırılan 15,16 TL harcın, alınması gerekli olan 98,63 TL harçtan mahsubu ile bakiye 31,67 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına
5- Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 585,25 TL talimat, tebligat ve posta gideri, 700 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.285,25 TL yargılama masrafının davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 611,90 TL yargılama masrafına davacının başlangıçta yatırdığı peşin harç 51,80 TL ilave olunarak toplam 663,70 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 673,35 TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan …. ‘nin 13/2 maddesi uyarınca 1.444,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan…. ‘nin 13/2 maddesi uyarınca 1.589,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,
9- İstanbul Anadolu ……… İcra Müdürlüğünün 2016/17715 Esas sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, kesin olarak açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı..