Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/510 E. 2018/442 K. 19.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİKARAR

ESAS NO : 2017/510 Esas
KARAR NO : 2018/442

DAVA :Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/05/2017
KARAR TARİHİ : 19/04/2018

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 08/05/2017 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 03/11/2016 tarihinde ………..sevk ve idaresindeki davalı şirkete sigortalı ……. plakalı aracın kaza yapması sonucu yaralandığı ve sakat kaldığını, müvekkilinin bir kusuru bulunmadığını, kaza anında müvekkilinin yocu konumunda olduğunu, kaza sebebiyle …..Cumhuriyet Savcılığı’ nın 2016/5767 Soruşturma numaralı dosyası ile ceza takibatı yapıldığını, müvekkilinin kaza sonrası ……. Devlet Hastanesi’nde tedavi gördüğünü, trafik kazasında bedensel zarar nedenile 6100 sayılı Hukuk Yargılama Yasası m. 107 uyarınca toplamcak delillere göre tazminat hesabı yaptırılarak olay tarihindeki sigorta limiti aşılmamak üzere, temerrüt tarihinden işleyecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 06/04/2018 havale tarihli dilekçesinde özetle: Davalı ile yapılan sulh nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı …. vekili Mahkememize sunduğu 30/05/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafın müvekkili şirkete işbu davadan önce yaptığı başvuru üzerine şirket nezdinde ……… numaralı hasar dosyası açıldığını, müvekkili şirkete maluliyet oranını gösteren rapor ibraz edilmediğini, müvekkili şirket tarafından maluliyet oranının tespiti amacıyla hastane evrakı talep edildiğini, ancak davacı tarafın işbu evrakı da ibraz etmediğini, bu nedenle davacının maluliyet oranı taraflarına tespit edilemediğini, müvekkili şirkete yapılan başvuruda yeterli ve gerekli evrakın bulunmaması sebebiyle başvurunun neticelendirilemediğini, zarar görenin dava yoluna gitmeden önce sigorta şirketine başvuruda bulunması gerektiğini, ancak davacı tarafın huzurdaki davadan önce müvekkili sigorta şirketine yapmış olduğu başvuruda gerekli ve yeterli evrakların temin edilmediğini, bu sebeple işbu dava anılan maddeye ve KTK’ nun değiştirilen 97. Maddesine aykırılık teşkil ettiğinden dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerektiğini, dava konusu kazanın sigortalıları ……a ihbarını talep ettiklerini, müvekkili şirketin açılan dava sebebiyle sorumluluklarına karar verilmesi halinde sürücünün ehliyetsiz olması nedeniyle sigortalıları ….’ a taraflarınca mahkeme ilamına göre rücu edileceğini, davacı taraf ehliyetsiz ve alkollü sürücünün aracına binerek müterafik kusuru ile zarara uğradığını, bu nedenle hesaplanan tazminattan müterfaik kusur indirimi yapılması gerektiğini, zira müvekkili şirketin sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu beyanderek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 22/02/2018 havale tarihli dilekçesinde özetle: Davacı taraf ile sulh olduklarına ilişkin beyanda bulunarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davaya konu trafik kazası nedeniyle kusur ve maluliyet oranları ile davalının zararı tazmin yükümlüsü olup olmadığı hususlarında uyuşmazlığa düşdükleri noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, geçici ve/veya daimi iş göremezlik tazminatı(maddi tazminat) davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER
03/11/2016 tarihli trafik kazası tespit tutanağı incelendiğinde dava dışı …… ın sevk ve idaresindeki davalı şirkete sigortalı …. plakalı aracın davacı … ‘ e çarpması sonucunda trafik kazası meydana geldiği anlaşılmıştır.
25/07/2016 tanzim tarihli sigorta poliçesi incelendiğinde ……… plakalı aracın davalı … nezdinde …… tarihleri arasında geçerli olmak üzere trafik sigortası ile sigortalandığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Sulh, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan ve görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir(HMK m.313). Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir(HMK m.314) ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur(HMK m.315).
Sulh halinde Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir(HMK m.315).
Vekilin aracılığı ile sulh halinde, bu konuda vekaletnamesinde özel yetki bulunmalıdır(HMK m.74).
Sulh sözleşmesinde yargılama masrafı ve vekalet ücreti de düzenlendiğinden bu hususta ayrıca bir değerlendirme yapılmamıştır.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, sulh, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; tarafların yargılama sırasında sulh oldukları ve davanın konusuz kaldığını beyan ettikleri, sulh sözleşmesinin yasal şartları taşıdığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Sulh nedeni ile Konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 31,40 TL harcın, alınması gerekli olan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,50 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Sulh sözleşmesi gereğince taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.