Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/464 E. 2020/41 K. 16.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/464 Esas
KARAR NO : 2020/41
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/04/2017
KARAR TARİHİ: 16/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın ——–markası adı altında akaryakıt bayisi olarak faaliyet gösterdiğini özel halk otobüsü işleten davalının müvekkili firmadan ekte sunulan akaryakıt satım raporunda plakaları belirtilen —— plakalı araçlarına düzenli olarak akaryakıt alması sebebi ile müvekkilinin müşterisi oldğunu, müvekkilinin davalı taraftan KDV dahil ———– TL alacağı bulunduğunu davalının araçlarının müvekkilinden almış olduğu akaryakıta ilişkin ———– tarihleri arasında ütm işlemlerin kurumsal bir marka olan —- tutulduğunu, buna ilişkin sistem üzerinde alınan araç plakaları, alım tarihleri ve saatleri akaryakıt litreleri ve tutarları tek tek belli olan rapor suretini sunduklarını tüm bu nedenlerle davalının takibe itirazının iptali ile takibin devamına ve davalının % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın itirazın iptali davası olduğunu ancak takibin cari hesaba yönelik olduğunu, davacı tarafın takibe konu cari hesabı kat edip usulüne göre müvekkilini temerrüde düşürmediğini bu nedenle cari hesap alacağından icra takibi yapılamayacağını davacı tarafın muavin defter kaydında görünen her türlü kayda itiraz ettiklerini keza sunulan faturalara ve sistem çıktılarına da itiraz ettiklerini, davacı taarfın müvekilinin satın almadığı mal faturaları kaydederek müvekkilini borçlandırdığını ayrıca müvvekkilinin birçok ödemeyi de kayda almadığını davacı tarafın sadece—– muavin dömükü sunduğunu ancak muavin kayda —yılı öncesine ait —— tutarlı borç kaydettiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin ——— yılına dayandığını, dolayısıyla davacının ———–dökümlerini de sunması gerektiğini, müvekkilinin davacıdan aldığı yakıt bedellerine karşılık düzenli olmayan aralıklarda davacıya toplu ödemeler yapıldığını davacının kayıtlarının fiktif olduğunu,————- yaptığını nakit ödemelere ilişkin belgelerin mahkemeye sunulacağını ancak kredi kartı ödemelerinin kayıtlarının ilgili bankalardan celbi gerektiğini, tüm bu nedenlerel haksız ve huka aykırı davanın reddine ve davacının % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatın ahükmedilmesine karar verilmesini mahkememizden talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, muhtelif tarihli ve bedelli faturalardan ve cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup İİK 67 vd maddelerine dayanmaktadır.
Davacı ve davalının bağlı olduğu vergi dairelerinden takibe konu döneme ilişkin fatura tarihlerini kapsayacak şekilde BA/BS formlarının celbine karar verilmiş, celp olunan BA/BS formlarının incelenmesinde her iki tarafında takibe konu faturaları vergi dairesine bildirdiği görülmüştür.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak dava dosyası ve ibraz edilen davacı şirkete ait tüm ticari defter , kayıt ve dayanakları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır. Alınan raporun dosyadaki verilere uygun ve denetime açık bulunduğu anlaşılmakla, hükme esas alınmıştır.
Davaya konu —– İcra müdürlüğünün —–esas sayılı takip dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde ; davacı şirket tarafından davalı aleyhine — tarihinde ——- alacağın cari hesaba ve faturalara dayalı olduğu belirtilerek tahsili için genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, davalının süresinde takibe itirazı üzerine durduğu görülmüştür.
Ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlık tespit edilmiş ve tarafların hazır olduğu duruşmada -mali müşavir bilirkişi aracılığıyla tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi yönünden ara karar oluşturulmuş ve —- nolu ara kararda TTK 80,81,82,83,84,85 ve 86 HMK 219-222 madde hükümlerinin uygulanacağı ihtar olunmuş ve bilirkişi raporu alınmış, bilirkişi dosyaya sunduğu —- tarihli kök raporunda özetle, davacı ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemeye göre taraflar arasındaki ticari ilişkinin —— öncesine dayandığı,——-yılı açılış maddesinin davalının — TL borç bakiyesi ile açıldığını, çeşitli satım ve ödemelerden sonra ——– tarihinde ticari ilişkinin sonlandığını, bu tarih itibariyle davalının borcunun —–TL olduğu, ancak davacının —– tarihinde davalı borcuna hesaplar arası —–açıklaması ile —– TL borç kaydettiği, bununla birlikte davalının borcunun —- olduğu, ancak bilirkişi incelemesi sırasında ——- açıklaması ile kaydedilen ——- TL yönünden davacı tarafça bir açıklama yapılmadığından bunun kabul görmediği, sonuç olarak davacının takip tarihi itibariyle davalıdan ——- alacaklı olduğu, davalının ise ticari defter ve kayıtlarını incelemeye sunmadığı yönünde rapor tanzim edilmiş, davacı ve davalının rapora itirazları üzerine mahkememizce hem davacının kök rapora ——— TL lik kısım yönünden yaptığı itirazların ve davalının da kök rapor için sunmadığı ticari defterlerinin incelenmesi yönünden ek rapor alınmasına karar verilmiş, tarafların hazır olduğu duruşmada da , davalıya ticari defterlerini incelemeye ibraz etmemesi halinde ihtarat yapılmış olup, bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu ——– tarihli ek raporunda davalının ihtara rağmen ticari defterlerini incelemeye sunmadığını, davacının — TL lik kısmi itiraz yönünden ise davalı tarafından yapılan -ayrı ödemenin tek bir ödeme olarak —— tarihli kayıt ile ——- TL olarak davacının kaydettiği, bu ödemelerin —– tarihinde ——-, —–tarihli ——–tarihli —–TL ödemeler olduğu, —– tarihli —— TL lik ödemenin davacı tarafından tekrar —– tarihinde tekrar tahsilat olarak girildiğini ve mükerrer kayıt oluştuğu, bu durumun yıl sonunda fark edilmesi üzerine —– tarihinde —— TL ————-yapılarak mükerrer hatanın düzeltildiği, yani aynı ödemenin hem —- tarihinden hem de ———- tarihinde davalı alacağına kaydedildiği, bu tespit sonrası davacının davalıdan takip tarihi itibariyle talebi gibi———-TL alacaklı olduğu yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiş olup, davalı tarafından ek bilirkişi raporuna itiraz edilerek davalının delilleri cevap dilekçesinde belirtmiş olduğu banka kredi kartlarından davacıya yapılan ödemeler incelenmeden rapor hazırlandığını beyan etmesi üzerine davalının ödeme yaptığını iddia ettiği bankalara müzekkere yazılmış ve gelen müzekkere cevapları ve davalının BA formları da değerlendirmek suretiyle ikinci ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu ——- tarihli ikinci ek bilirkişi raporunda BA ve BS formlarının incelenmesi yönünden davalının davacıdan alımlarına ilişkin BA formlarına göre davacıdan ——- yıllarında toplam ——–bildirimde bulunduğu, davacının ise —— formlarına göre ————- bildirimde bulunduğu, davalının iddiasının ise ödemelerinin davacı tarafından eksik kaydedildiği, bu iddianın çözümü için davalı taraf ticari defterlerini ibraz etmesi gerektiği, davalı ticari defterlerini sunmadığı takdirde bankalardan gelen yazılar ile uyuşmazlığın çözümünün mümkün olmadığı yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Bu durumda ticari defter kayıtları ile alacağın varlığı ispatlandığı halde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. – ——–
Yapılan yargılama sonucunda ; dosya kapsamındaki tüm deliller; vergi dairelerinden celbolunan BA/BS formları , alınan bilirkişi raporuna göre , taraflar arasında yakıt alımından kaynaklı ticari ilişki bulunduğu, davacı ve davalının BA ve BS formlarını ilgili vergi dairelerine bildirdiği, uyuşmazlığın çözümü için mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olmasına rağmen davalının ticari defter ve kayıtlarını ihtara rağmen incelemeye ibraz etmediği, davacı ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu usulüne uygun tutulan defter ve kayıtlara göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle dava değeri ———- TL alacaklı olduğu, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre alacağını Yargıtay içtihatları doğrultusunda ispatlamış olduğu, davalı her ne kadar kredi kartları ile ödeme yaptığını , yapılan bir kısım ödemelerin borçtan mahsup edilmediğini iddia etmiş ise de celp olunan banka kredi kartı ekstreleri ile taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünün mümkün olmadığı, davalı iddialarının davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak çözümlenmesi gerektiği, davalıya ticari defter ve kayıtlarını sunması için ihtarat yapılmasına rağmen davalının ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı, davacının delil olarak taraflara ait ticari defter ve kayıtlara dayandığı, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğu, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu, icra inkar tazminat hüküm ve koşullarının oluştuğu ve her iki tarafından da tacir olması nedeniyle alacağa ticari faiz uygulanması gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1.Davanın KABULÜ İLE,
2-Davalının —- İcra müdürlüğünün —– esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptaline,
3-alacağın % 20 si oranında hesap edilen 11.787,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 711,79 TL harcın alınması gerekli olan 4.025,85 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.314,06 TL karar ve ilam harcının davalı ‘dan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 711,79 TL, posta ve tebligat gideri 300 TL, bilirkişi ücreti 750 TL, olmak üzere toplam 1.761,79 TL yargılama masrafının davalı ‘dan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 6.832,85 TL avukatlık ücretinin davalı ‘dan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ————-Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/01/2020