Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/403 E. 2023/424 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/403
KARAR NO : 2023/424

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/04/2017
KARAR TARİHİ : 23/05/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı —–sürücüsü olduğu —— plakalı aracıyla 27.01.2016 tarihinde müvekkiline çarpması neticesinde müvekkilinin yaralanmasına ve vücudunun birçok yerinde kırıklara-ezilmelere sebep olduğunu, davalı tarafından kaza sonrasında herhangi bir kaza tespit tutanağı tutturulmadığını, aynı gün—— düzenlenen Geçici Adli Rapor Formunda da müvekkilinin sol dizindeki kırıklar ve yine vücudunun çeşitli bölgelerinde oluşan çarpmaya bağlı kırıklar ve ezilmelerin olduğunu, müvekkilinin çarpma neticesinde ameliyatlar geçirdiğini, birçok kez hastanede tedavi görmek zorunda kaldığını, müvekkilinin vücudunda çarpmaya bağlı olarak oluşan kırıklar ve ezilmeler sebebiyle günlük hayatında ihtiyaçlarını karşılayamayacak hale geldiğini, vücut bütünlüğünün zarar gördüğünü, davalı tarafından müvekkilinin maddi manevi hiçbir zararının karşılanmadığını, müvekkili tarafından davalı şahıs hakkında —– Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulduğunu ve —— Esas sayılı dosyasıyla yürütülen soruşturmada —— sayılı karar ile şikayet şartı gerçekleşmediğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, bahse konu —–kararına karşı -müvekkiline tebliğ edilmeden, haricen öğrenilerek- müvekkili tarafından 21.04.2017 tarihinde—– Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla—–Cumhuriyet Başsavcılığı’na itirazda bulunulduğunu, müvekkilinin vücut fonksiyonlarını kaza öncesi gibi kullanamadığını, müvekkilinin yaşadığı tarifi mümkün olmaz acı ve işgörememezliği karşısında psikolojik olarak yıprandığını beyan ederek öncelikle kazaya sebebiyet veren araç başta olmak üzere davalıların taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine“ihtiyati tedbir” konulmasına, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 5.000 TL maddi tazminatın davalı şahıs yönünden olay tarihinden yasal faiziyle, sigorta şirketi yönünden ise temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte, yargılama giderleri ve vekalet ücretiyle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olarak davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesine, 30.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek yasal faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücretiyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı —— vekili cevap dilekçesinde işbu davayı görmeye asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu, davacının iddia ettiği maddi tazminatı, haksız yere kendisinden tedavi masrafı alan hastanelerden talep edebileceğini, tedavi masraflarından mürekkep maddi tazminat kalemi açısından husumet nedeniyle davanın reddini talep ettiğini, davacının talep ettiği 5.000 TL si maddi tazminat kalemlerinin nelerden oluştuğunu somutlaştırmamış olup, netice-i talebinin davacıya açıklattırılmasını , davacının iddia ettiği bütün masrafları belirli muayyen olup, belirsiz alacak davasına da konu olamayacağını, müvekkilinin 27.01.2016 tarihinde saat 18:00-18:30 civarlarında —- mahallesindeki, —–sokaktan—-caddesine kontrollü giriş için yarım metre kadar aracının burnunu caddeye verip, beklemekte olduğunu , davalının tali yoldan caddeye girmek için bekler iken caddenin sol tarafından araç gelmediğini görmesi üzerine yola çıkmak için ayağını firenden kaldırdığı anda, davacıyı aracın sol ön far hizasında görmesi üzerine zaten hareket etmediğini, aracında tekrardan frene bastığını, davalının sevk ve idaresindeki aracın davacıya hiçbir teması olmadığını, vakıanın hemen akabinde tutulan geçici —— raporu ile davacıda araç çarpmasına bağlı hiçbir yaralanma, berelenme ve travmaya rastlanmadığının sabit olduğunu, bu itibarla davacı vekilinin “çarpma neticesinde müvekkilinin yaralandığı ve vücudunun birçok yerinde kırıklar-ezilmelere sebep olduğu” şeklindeki iddialarının samimi olmadığını, soyut ve mesnetsiz olduğunun rapor ile ortaya çıktığını, davacının tutanaktaki ifadesinden ve bütün raporlardan sadece ve sadece sol diz sağlık sorunu bulunduğunu, bu sorunun ise iddia ettiği gibi çarpma nedeniyle meydana gelmediğini, davacının, dava dilekçesinde iddia ettiği trafik kazası ile ilgili hiçbir ayrıntıya yer vermemesi ve iddialarını somutlaştıramaması, öte yandan huzurdaki davasını vakıa tarihinden 15 ay sonra ikame etmesinin, iddialarının ve davasının samimi olmadığının karinesi olduğunu, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemesi kaydıyla, bir an için davalının arabasıyla kalkış yaparken davacıya bir teması olduğu kabul edilse dahi davacının tam kusurlu olup, müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığını, meydana geldiği iddia edilen netice ile fiil arasında uygun illiyet bağı bulunmadığını, oluşa göre davalının duran aracını harekete geçirir geçirmez davacıya temas ettiği kabul edilse dahi, bu temasın davacının dizindeki sağlık soruna yol açmayacağının tıbben ve ilmen sabit olduğunu, talep edilen maddi ve manevi tazminat bedellerinin fahiş olduğunu , tazminatın bir zenginleşme aracı olmadığını beyan ederek evvelemirde görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli ve yetkili —– Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesine, usuli itirazları değerlendirilerek davanın usulden reddine, haksız ve mesnetsiz davanın esastan da reddine, masraf ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline dair karar ıttıhazını talep etmiştir.

Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen —— plakalı aracın 08.01.206/2017 tarih ——- poliçe nolu Zorunlu Karayolu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalanmış bulunduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğunun Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası meblağ sigortası olmadığından, poliçede üst limit olarak belirlenen tutarın her olayda otomatik olarak ödenmesinin mümkün olmadığını, bunun için öncelikle kazada araçların kusur durumunun tespiti gerektiğini, manevi tazminat taleplerinin ZMM poliçe teminatı dışında olduğunu, zarar görenin müterafik kusurunun bulunması durumunda tazminattan uygun bir oranda indirim yapılması gerektiğini, dava konusu olayla ilgili olarak ceza soruşturma dosyasındaki tüm delillerin, ifade tutanaklarının, tanık beyanlarının ve nihayet bilirkişi raporunun temini gerektiğini , hukuk mahkemesi ceza mahkemesi bilirkişi raporu ile bağlı olmayacağından, kusura ilişkin incelemenin resen yapılmasını talep etiklerini, ceza dosyası ve varsa kusur durumunu gösteren bilirkişi raporu celp edildikten sonra meydana gelen kazada kusur durumlarının tespiti için dosyanın —– sevk edilmesini talep etiklerini, davacının sosyal ve ekonomik durumlarının ve hangi —- tabi olduğunun, davacıların ——geçici iş göremezlik ödeneği, tedavi gideri ya da peşin sermaye değeri dolayısıyla herhangi bir ödeme alıp almadığının tespitini talep ettiklerini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere sigorta şirketi açısından ödeme yükümlülüğünün doğabilmesi için gerek hasar gerekse de kusura ilişkin tüm belgelerin tam ve ödemeye esas alınabilecek nitelikte olması gerektiğini, dava konusu olayın haksız fiilden kaynaklandığını ve ticari iş niteliğinde olmadığını, bu nedenle davacı vekilinin avans faizine yönelik taleplerinin de reddi gerektiğini beyan ederek haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde davalı şahsın müvekkilini “hatır için aracına alması” veya “bir yere götürürken kaza olması” gibi bir durumun söz konusu olmadığını , müvekkilinin gerçekleşen olayda herhangi bir kusuru ya da ihmali bulunmadığını, davalı sigortanın mesnetten yoksun bir biçimde “hatır taşıması” yapıldığı ve “müterafik kusuru bulunduğu” yönündeki iddialarıyla tazminatta indirim yapılması talebinde bulunmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkilinin vücut bütünlüğünün bozulmasına sebep olunduğunu, şuan dahi müvekkilinin vücut fonksiyonlarını kaza öncesi gibi kullanamadığını beyan ederek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 5.000 TL maddi tazminat talep etmekle birlikte kazadaki kusur oranı da belirlenerek, davalı şahıs yönünden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, sigorta şirketi yönünden ise temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte müşterek ve müteselsil sorumlu tutularak tazminine, 30.000 TL manevi tazminat talep etmekle birlikte olay tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tazminine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkememizce tensip zaptı ile İlçe Emniyet Müdürlüğünden dava konusu kazaya karışan —– aracın kaza tarihi olan 27/01/2016 tarihi itibariyle tescil bilgilerinin ,—-Cumhuriyet Başsavcılığının —–soruşturma dosyasının bir suretinin , —— Hastanesinden dava konusu kaza ile ilgili olarak davacının tüm tetkik, teşhis ve tedavi belgeleri, epikriz ile film ve grafilerinin istenilmesine , dava konusu kaza ile ilgili olarak davacı tarafa rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması için —– İl Müdürlüğüne , davacı tarafın ve davalı —– dava tarihi itibariyle sosyal ve ekonomik durumunun tespiti için kolluğa müzekkere yazılmasına, ——Sigorta şirketine müzekkere yazılarak davaya konu kaza nedeniyle herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının sorulmasına, ödeme yapılmış ise buna dair belgenin onaylı suretinin istenmesine, Ayrıca sigorta poliçesinin onaylı sureti ile varsa ödeme/hasar dosyasının onaylı suretinin istenmesine karar verilmiş olup, müzekkere cevapları dosya içerisine alınmıştır.
Mahkememizce üzerine tedbir konulması talep edilen —– plakalı araç ile davalıların taşınır malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının dava konusu olmaması ve bu nedenle uyuşmazlık konusu olmayan mal varlığı değerleri hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün olmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce davacı vekiline maddi tazminata ilişkin talebini açıklaması için ön inceleme duruşmasına kadar süre verilmiş , davacı vekili beyan dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak müvekkilinin cismani zarara uğraması nedeniyle yaptığı ve yapacağı tedavi giderlerini, iyileşme giderlerini, iyileşme sürecinde yapılan her türlü masrafı ve iş gücü kaybına ilişkin 5.000 TL maddi tazminat talep ettiklerini beyan etmiştir.Mahkememizce davacı vekiline 2918 Sayılı KTK’nın 97. maddesi uyarınca, davalı sigorta şirketine yazılı olarak başvuruda bulunduğuna ve bu başvurunun teslim alındığına ilişkin başvuru tarihini ihtiva eder belgenin dosyaya sunulması için HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde başvuru belgesinin sunulmaması halinde davalı sigorta şirketi yönünden davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddedileceğinin ihtarına karar verilmiş olup, davacı vekilinin davalı sigorta şirketine başvurduğuna ilişkin evrakları sunduğu görülmüştür.

Mahkememizce davalı—— vekilinin görev itirazının davalılar arasında sigorta şirketinin bulunması ve bu davalı yönünden davanın sigorta poliçesinden kaynaklanıyor olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.Mahkememizce dosyanın—–gönderilerek davacının maluliyet oranının tespitine karar verilmiş , alınan 11/05/2018 tarih ve —–sayılı raporda davacının trafik kazasına bağlı sol diz hareket kısıtlılığı arızasının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre %28.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir.
Mahkememizce —— İhtisas Kurulu tarafından mululiyet tespitinin Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaydı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ‘ne göre tespit edildiği, kaza tarihinde yürürlükte mevzuat hükümlerine göre maluliyet oranı maluliyet tespit işlemleri yönetmeliğine göre yapılması gerektiği anlaşıldığından dosyanın yeniden—– İhtisas Kurulu’na gönderilerek davacının Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ‘ne göre maluliyet oranının tespitinin istenmesine karar verilmiş, alınan 10.12.2018 tarih ve—–sayılı raporda 03/08/2013 tarih, —- sayılı —– yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 11/10/2008 tarih ve —- sayılı ——yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin sadece Ek-1 bölümünde yapılan değişiklikler içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvellerin, meslek grupları bölümünü içermediği, dolayısıyla 03/08/2013 tarih ve—–sayılı ——- yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile sadece beden çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine (hangi hastalık ve arızaların malulen emeklilik kriterlerine uyduğu) ilişkin değerlendirme yapılabileceği, bu nedenle söz konusu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği cihetle davacının 27.01.2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı sol diz hareket kısıtlılığı arızasının, 11.10.2008 tarih ve —- sayılı——- yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri uyarınca E cetveline göre %28.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir.Mahkememizce davalı vekilinin itirazları doğrultusunda kaza tarihi olan 27/01/2016 tarihinde yürürlükte bulunan yönetmeliğe göre davacıda maluliyet oluşup oluşmadığı yönünden rapor alınması için dosyanın—– İhtisas Kuruluna gönderilmesine karar verilmiş , alınan 29/04/2019 tarihl ve—–sayılı raporda 03/08/2013 tarih,—– sayılı —— yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 11/10/2008 tarih ve—–sayılı —— yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin sadece Ek-1 bölümünde yapılan değişiklikler içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri, meslek grupları bölümünü içermediği, dolayısıyla 03/08/2013 tarih ve —–sayılı —— yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile sadece beden çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine (hangi hastalık ve arızaların malulen emeklilik kriterlerine uyduğu) ilişkin değerlendirme yapılabileceği, bu nedenle söz konusu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği, —–İhtisas Kurulunun 10.12.2018 tarih —– sayılı mütalaasına eklenecek husus bulunmadığı bildirilmiştir.Mahkememizce dosyanın matematiksel kusur oranı yönünden —–ihtisas dairesine gönderilmesine karar verilmiş , 21.02.2020 tarihli ön raporda dava konusu olaya ilişkin kaza tespit tutanağının tutulmadığı, mevcut ifadelerden olayın oluş şekli tam anlaşılamadığı ve mevcut dosya içerinde olayın oluş şekli ve mahal şartları ile ilgili herhangi bir verinin olmadığı, sağlıklı rapor tanzim edilebilmesi için mümkünse tarafların ve varsa tanıkların katılımı ile olay mahallinde keşif yapılarak davalı sürücü ve davacı yayanın seyir istikameti, davacı yaya karşıdan karşıya geçmiyor ise davacı yayanın konumu, davacı yaya karşıdan karşıya geçiyor ise çarpma noktasının yeri ve yol kenarlarına uzaklığı, yol ve mahal şartları, mahalde bulunan trafik levhalarının tespiti ve mahaldeki azami hız limiti hususlarının gösterilmesine ihtiyaç duyulduğu bildirilmiştir.Mahkememizce ——hazırlanan ön rapor nedeniyle trafikçi bilirkişi marifeti ile kaza yerinde tarafların da hazır bulunacağı şekilde kaza tespitine dair rapor aldırılmasına karar verilmiş , alınan 15/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda davalı —–şirketi tarafından siportalı—– plakalı araç sürücüsü davalı ——- kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğu, davacı yayanın kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğu bildirilmiştir.

Mahkememizce —–Dairesi’nin 21/02/2020 tarihli ön raporu doğrultusunda —– dairesi tarafından kusur raporu gönderilmesini sağlayacak eksikliklerin tespiti ile yetinilmesi gerekirken, trafikçi bilirkişi tarafından kusur raporu da düzenlendiği anlaşılmakla kaza mahallinde keşif yapılmasına karar verilmiş, keşif sonucu alınan 27/01/2021 tarihli trafik bilirkişisi ek raporunda kazaya karışan davalı araç sürücüsü, davacı yaya, olay tanık beyan ifadeleri hareket noktaları, çarpma noktası keşif yeri gösteriminde 27.01.2016 günü saat 18:45 sıralarında davalı sürücü —- sevk ve idaresindeki —– plakalı otoyla tek yönlü gelişin olduğu —-sokak içerisinden gelip önündeki —–caddeyle kesişen kavşak ağzına geldiğinde durma yaparak önündeki cadde üzeri trafiğin boşalmasını beklediği, bekleme noktasına göre sağındaki yaya kaldırım üzerinden bulunan davacı yaya yolun karşısına geçmek üzere olaya tanık kızının arkasını takiple sokak ağzından yola girip 3 metre yürümeyle davacının durduğu aracın ön sol far ön kısmına geldiğinde, araç sürücünün bulunduğu noktadan önündeki cadde üzeri sol tarafi kontrolü altından bulundurma yaparken sağdaki yayanın yola giriş yönü tarafını kontrolü altından bulundurmadan fark etmeden sağa manevrayla caddeye katılmak üzere ileri hareket ettiği sırada davacı yayanın acıyla bağırıp araç ön tamponuna kısmına eliyle vurması ve sürücünün durmasıyla olayın meydana geldiği bildirilmiştir.
Mahkememizce kusur durumunun tespiti yönünden dosyanın yeniden ——sevkine karar verilmiş , alınan 05/04/2021 tarih ve —— sayılı raporda davalı sürücü —– sevk ve idaresindeki otomobille seyri sırasında yola gereken dikkatini vermesi gerektiği, kavşak başını kullanarak karşı tarafa geçmek isteyen yayaya ilk geçiş hakkını vermesi gerekirken bahsedilen bu hususlara riayet etmediği , geçmekte olan yayalara rağmen dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde aracını tekrar hareket ettirerek olaya sebebiyet verdiği, asli ve tam kusurlu olduğu, davacı yayanın kavşakbaşını kullanarak nizami bir şekilde yolun karşı tarafına geçmek isterken kontrolsüz bir şekilde harekete geçen davalı idaresindeki aracın sadmesi ile yaralandığı olayda alacak bir önlemi olmadığından atfı kabil kusuru bulunmadığı bildirilmiştir.

Mahkememizce dosyanın hesap uzmanı aktüerya uzmanı bilirkişiye tevdine karar verilmiş , alınan 04.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda KTK uyarınca kazaya sebebiyet veren —— plakalı aracın davalı sigorta şirketine başlangıç tarihi 08.01.2016 bitiş tarihi 08.01.2017 olmak üzere —— numarası ile poliçelendiği, davalı sigorta şirketine sigortalı aracın maliki/işleteninin, sürücüsünün kusuru nispetinde —— Şirketi“nin kişi başı ölüm ve sakatlanma tazminatı limitinde sorumluluğu bulunduğu dikkate alınarak hesap yapılacağı, —–Sigorta Şirketi“nin KTK m. 93 hükmü gereği kaza tarihi olan 27.01.2016 tarihi itibariyle cari 310.000 TL limit ile gerçek zarardan sorumlu olduğu esasları benimsenerek, teminatı aşan miktarlarda davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilemeyeceği, —–Müdürlüğünün 18.05.2017 tarihli yazısında davacının çalışmışlığına dair sosyal güvenlik kaydının olmadığı belirtilmiş olup, davacı vekilinin 24.09.2020 tarihli dilekçesinde de beyan ettiği üzere kaza tarihi itibariyle davacının ev hanımı olduğu bilgisiyle tazminata esas gelirinin AGİ’siz asgari ücret olarak alındığı, Yargıtay—— Hukuk Dairesi ‘nin—– sayılı ilamında belirtildiği şekilde TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak Teknik Faiz uygulamaksızın Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığı, davacının geçici iş göremezlik zararının 7.064,76 TL olduğu, sürekli iş göremezlik zararının 207.539,12 TL olduğu, tedavi giderleri yönünden tazminat talepleri yönünden hesap raporu düzenlenmesinin uzmanlık alanı dâhilinde olmayıp, tedavi giderleri yönünden tazminat hesaplamaları ile ilgili alanında uzman doktor bilirkişiden rapor alınmasının uygun olacağı bildirilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay —–. HD’nin 25/03/2021 tarih ve ——-Sayılı içtihadına istinaden kaza tarihi olan 27.01.2016 tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü Yönetmeliğine göre davacının maluliyetinin bulunup bulunmadığı, bakıcı yardımına muhtaç olup olmadığı, bakıcı yardımına muhtaçlık süresi hususlarında yeniden rapor aldırılmasına karar verilmiş , alınan 16.08.2021 tarih ve —— sayılı raporda davacının 27.01.2016 tarihinde geçirdiği kazaya bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve —— sayılı ——-yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik kapsamında davacının tüm vücut engellilik oranının %19 olduğu, iyileşme ( iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği, kişinin dava konusu yaralanmaya bağlı olarak başka birisinin geçici veya sürekli olarak bakımına muhtaç durumda olmadığı bildirilmiştir.

Mahkememizce maluliyet oranının değişmesi nedeniyle dosyanın önceki aktüer bilirkişi ve uzman bir hekimden oluşan bilirkişi heyetine tevdii ile davacının maddi zararının hesaplanmasının istenilmesine karar verilmiş , alınan 06.12.2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda kök rapor sonrası dosyaya kazandırılan ——- İhtisas Kurulu”nun 16.08.2021 tarih ve——-sayılı raporu dikkate alınarak davacının geçici iş göremezlik zararının 7.064,76 TL olduğu, sürekli iş göremezlik zararının 139.336,64 TL olduğu, davacının dava konusu trafik kazası sonucu oluşan yaralanmasının niteliği dikkate alındığında tıbbi sarf malzemesi gibi giderler ve tedavisi ve kontrolleri sırasında sağlık kuruluşuna ulaşım harcamaları için 500,00 TL belgesiz tedavi ve yol gideri olabileceği bildirilmiştir.
Mahkememizce dosyanın önceki aktüerya uzmanı bilirkişiye tevdii ile TRH-2010 yaşam tablosuna göre davacının kadın olduğu belirtilerek ve 2022 yılı asgari ücret artışına göre ek rapor aldırılmasına karar verilmiş , alınan 10.05.2022 tarihli aktüerya ek bilirkişi raporunda 06.12.2021 tarihli ek raporda TRH-2010 (kadın) yaşam tablosu kullanılarak hesaplamaların yapıldığı, “sürekli iş göremezlik zararına ilişkin dosya bilgileri” tablosunun “mortalite tablosu” kısmında sehven “erkek” yazıldığı, 2022 Asgari Ücret verileri dikkate alınarak davacının sürekli iş göremezlik zararının 186.732,29 TL olduğu, geçici iş göremezlik zararının 7.064,76 TL olduğu bildirilmiştir.

Davacı vekili ıslah dilekçesi ile 10.05.2022 tarihli raporda yapılan hesaplamalar doğrultusunda 7.064,76 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 186.732,29 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 3.750 TL (3.250 TL belgeli, 500 TL belgesiz) tedavi giderleri olmak üzere toplam 197.547,05 TL maddi tazminatın; 30.000 TL manevi tazminatın davalı şahıs yönünden olay tarihinden itibaren, sigorta şirketi yönünden ise temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücretiyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkememizce dosyanın daha önce rapor sunan doktor bilirkişiye tevdii ile 6111 sayılı yasa ile değiştirilen KTK’nın 98. Md. Uyarınca belgeli tedavi giderleri yönünden hangilerinin bu kapsamda olduklarına dair açıklayıcı ek rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş , alınan 28.09.2022 tarihli —-bilirkişi ek raporunda davacı hakkında —— tarafından düzenlenmiş 27.01.2016 yatış tarihli —– Nolu epikrizde davacının kurumunun “——” olduğunun kayıtlı bulunduğu görüldüğünden, ilgili hastaneden —– fatura edilmiş tedavi gideri olup olmadığı, —– sisteminden davacının 27.01.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle ilgili hastaneye ödeme yapılıp yapılmadığı, ayrıca —— tarafından düzenlenmiş 30.01.2016 tarih, —— nolu faturalarda, “hizmet dökümü” ile ilgili bilgi bulunmadığından söz konusu faturaların “fark ücreti” ne ait faturalar olup olmadıkları, “fark ücreti” ne ait değil iseler hizmet dökümünün—— kodlarına göre düzenlenmiş haliyle temini halinde istenilen hususta rapor düzenlenebileceği bildirilmiş , Mahkememizce —– isimli hastaneye ve —– müdürlüğüne müzekkere yazılmış , müzekkere cevapları geldikten sonra dosya tekrar adli tıp uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiştir. Adli Tıp uzmanı bilirkişi 08.02.2023 tarihli ek raporunda—— tarafından düzenlenmiş —— No.lu “fark ücreti”ne ait faturalardaki toplam 3.250 TL belgeli tedavi giderinin ve tıbbi sarf malzemesi gibi giderler ve tedavisi ve kontrolleri sırasında sağlık kuruluşuna ulaşım harcamaları için takdiren 500,00 TL belgesiz tedavi ve yol gideri olmak üzere toplam 3.750 TL tedavi giderinin —— sorumluluğunda bulunmadığını bildirilmiştir.Mahkememizce dosyanın daha önce rapor sunan aktüerya uzmanı bilirkişiye tevdii ile davacı vekilinin 22/12/2022 tarihli dilekçesi doğrultusunda bilirkişiden güncel asgari ücret tutarı doğrultusunda hesaplama yapılarak ek rapor sunulmasının istenilmesine karar verilmiş , alınan 20.01.2023 tarihli ek bilirkişi raporunda davacının hesaplanan geçici iş göremezlik zararının 7.064,76 TL olduğu, yerleşik Yargıtay kararlarına istinaden kaza tarihi itibariyle geçici iş göremezlik zararının karşılanacağı kişi başına sağlık ve tedavi giderleri teminatı limitinin 310.000 TL olduğu, teminat limitini aşan zararının olmadığı, davacının hesaplanan sürekli iş göremezlik zararının 343.694,28 TL olduğu, yerleşik Yargıtay kararlarına istinaden kaza tarihi itibariyle geçici iş göremezlik zararının karşılanacağı kişi başı ölüm ve sakatlanma tazminatı Limitinin 310.000 TL olduğu, teminat limitini aşan zararının 33.694,28 TL olduğu bildirilmiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı —– sürücüsü olduğu ve diğer davalı sigorta şirketine sigortalı olan —– plakalı aracıyla, 27.01.2016 tarihinde Müvekkili—— çarpması neticesinde müvekkilin yaralanmasına ve vücudunun birçok yerinde kırıklara-ezilmelere sebep olduğunu, ev hanımı olan müvekkilin zararının tazmini için sigorta şirketine 03/02/2016 tarihinde yapılan başvuruya olumlu cevap alınamadığını, bu nedenle davalılar aleyhine maddi ve manevi tazminat talepli olarak —–Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin——Esas sayılı dosyasıyla dava açıldığını, bu dosya kapsamında alınan kusur raporu ile davalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, yine söz konusu dosyada alınan bilirkişi raporuyla müvekkilin maluliyet oranının %19 olarak tespit edilerek geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı raporun alındığı tarihte yürürlükte bulunan asgari ücret üzerinden hesaplandığını, yargılama devam ederken asgari ücretin değişebileceğinin öngörülemediğini ve HMK gereği aynı davada ikinci kez ıslah talebinde de bulunulamayacağı için —–. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin ——Esas sayılı dosyasında “halihazırda yürürlükte olan asgari ücret” esas alınarak yapılan son hesaplama dikkate alınarak müvekkili lehine ek maddi tazminata hükmedilmesi amacıyla iş bu ek davayı açma zarureti doğduğunu beyan ederek dosyasının ——. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin—–Esas sayılı dosyasında birleştirilmesine, 156.961,99 TL ek maddi tazminatın sigorta şirketine yapılan başvuru tarihi 03.02.2016’dan itibaren, diğer davalı yönünden ise olay tarihi 27.01.2016’dan itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müşterek ve müteselsilen davalılardan alınarak müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dava dilekçesinin davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalıların ek dava mahiyetinde olan birleşen dava yönünden cevap dilekçesi sunmadıkları görülmüştür.
Tüm dosya kapsamına göre ; 27/01/2016 tarihinde davalı —– sürücüsü olduğu ——plakalı aracın , yaya olan davacıya çarpması neticesinde davacının yaralandığı, Mahkememizce alınan kusur raporuna göre davalı sigorta şirketine Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı —— plakalı araç sürücüsü olan diğer davalının meydana gelen kazada birinci derecede asli kusurlu olduğu , davacının ise kusursuz olduğu , davacının meydana gelen trafik kazasında müterafik kusurunun bulunmadığı, kaza tarihi itibariyle geçerli mevzuat hükümleri doğrultusunda alınan 16.08.2021 tarih ve —– sayılı ——raporuna göre davacının kaza nedeniyle %19 oranında sürekli maluliyetinin oluştuğu , 6 ay geçici işgöremezliğinin bulunduğu, davacının ev hanımı olduğu, davacının asgari ücret üzerinde bir geliri olduğu ispat edilmediğinden asgari ücret üzerinden hesaplama yapılarak TRH 2010 yaşam tablosuna göre, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen progresif rant yöntemi kullanılarak karar tarihine yakın verilerle (asgari ücretin kamu düzenine ilişki olması ve resen gözönüne alınması gerektiği ) hazırlanan gerekçeli, denetime elverişli ve hükme esas alınan 20.01.2023 tarihli aktüerya bilirkişisi ek raporuna göre davacının geçici iş görmezliği nedeniyle zararının 7.064,76 TL olduğu, kaza tarihi itibariyle geçici iş göremezlik zararının karşılanacağı kişi başına sağlık ve tedavi giderleri teminatı limitinin 310.000 TL olduğu, davacının sürekli iş göremezlik zararının 343.694,28 TL olduğu, kaza tarihi itibariyle sürekli iş göremezlik zararının karşılanacağı kişi başı ölüm ve sakatlanma tazminatı limitinin 310.000 TL olduğu, davacının tedavi sürecinde yapılması muhtemel ve belgelenmemiş tedavi giderlerinin miktarı konusunda alınan adli tıp uzmanı bilirkişinin 08.02.2023 tarihli ek raporunda —–sorumluluğunda olmayan tedavi giderleri ve belgesiz tedavi giderlerin 3.750 TL olduğu——plakalı aracın kaza tarihini kapsar şekilde KTK Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalayan davalı sigorta şirketinin, davacı tarafın maddi zararından kaza tarihindeki poliçe limitleri içinde kalmak kaydıyla KTK’nın 97. Maddesine göre sorumlu olduğu, davalı sürücü ——haksız fiili gerçekleştiren olarak davacının maddi zararın tamamından sorumlu olduğu anlaşıldığından asıl dava yönünden 7.064,76 TL geçici iş göremezlik, 186.732,29 TL sürekli iş göremezlik, 3.750,00 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 197.547,05 TL maddi tazminatın davalı —–yönünden 27/01/2016 (olay) tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden 15/02/2016 (temerrüt) tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi -kazaya karışan aracın hususi araç olması sebebiyle- ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine; TBK 56. maddesi hükmüne göre kişilik hakları saldırıya uğrayan kimsenin manevi tazminata hükmedilmesini isteyebileceği, hakimin manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alması gerektiği, somut olayda dosya içerisine alınan bilirkişi raporlarından davacının meydana gelen trafik kazası neticesinde yaralandığı, davacının kişilik haklarının zarar görmesi nedeniyle manevi zarara uğradığı , manevi tazminat taleplerinin zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı dışında kalmasından dolayı davalı sigorta şirketinin manevi tazminat yönünden sorumluluğunun bulunmadığı ancak davalı sürücünün haksız fiili gerçekleştiren olarak manevi tazminat yönünden sorumluluğunun bulunduğu anlaşıldığından olayın özelliği, oluş şekli , tarafların sosyal ve ekonomik durumları göz önüne alınarak manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 15.000 TL manevi tazminatın 27/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine; asıl davada ıslah hakkının kullanılması nedeniyle fazlaya ilişkin saklı tutulan kısım yönünden açılan ek davanın Mahkememizin iş bu dosyasıyla birleştirilmesine karar verildiği, 20.01.2023 tarihli aktüerya bilirkişisi ek raporunda sürekli işgöremezlik tazminatından asıl davada karara bağlanan kısmın mahsubu ile (343.694,28 TL -186.732,29 TL) bakiye 156.961,99 TL sürekli işgöremezlik tazminatından davalı sürücünün haksız fiili gerçekleştiren olarak sorumluluğunun bulunduğu, davalı sigorta şirketinin ise teminat limitine kadar (310.000 TL sigorta limitinin asıl davada 186.732,29TL sinin tüketilmesi nedeniyle bakiye kalan 123.267,71 TL ) olan kısımdan sorumluluğunun bulunduğu anlaşıldığından birleşen dava yönünden davanın kabulü ile 156.961,99 TL maddi tazminatın davalı —— yönünden 27.01.2016’dan itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden ise 15.02.2016 (zarar görenin, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya ilişkin olarak temerrüt tarihinden itibaren faiz isteme hakkına sahip olduğu) tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müşterek ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya ödenmesine ancak davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun 123.267,71 TL ile sınırlı tutulmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
A)Asıl dava yönünden:
Davacının maddi tazminat isteminin kabulü ile 7.064,76 TL geçici iş göremezlik, 186.732,29 TL sürekli iş göremezlik, 3.750,00 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 197.547,05 TL tazminatın davalı —— yönünden 27/01/2016 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden 15/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacının manevi tazminat isteminin davalı sigorta şirketi yönünden REDDİNE, Davalı —— yönünden KISMEN KABULÜ ile 15.000,00 TL manevi tazminatın 27/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
-Maddi tazminat yönünden alınması gereken 12.755,68 TL harcın başlangıçta peşin olarak alınan 119,55 TL harç ile 660,00 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye kalan 11.976,13 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına
-Davacı tarafça yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 119,55 TL peşin nispi harç ile 660,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 810,95 TL harç giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine
-Manevi tazminat yönünden alınması gereken 1.024,65 TL harcın davalı ——-alınarak Hazineye irat kaydına
-Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan beş adet —— rapor ücreti 3.208,50 TL, trafik bilirkişi ücreti 700,00 TL, aktüerya bilirkişi ücreti 1.300 TL, adli tıp uzmanı bilirkişi ücreti 750,00 TL, posta masrafı 241,73 TL, 19 adet tebligat gideri 220,00 TL, 18 adet e tebligat gideri 89,77 TL olmak üzere toplam 6.510 TL yargılama giderinin dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranına göre (%93,40) 6.080 TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine , bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
-Davalı —— tarafından yapılan posta masrafı 55,00 TL, 33 adet e tebligat gideri 221,23 TL olmak üzere toplam 276,23 TL yargılama giderinin davanın red oranına göre 18,23 TLs inin davacıdan alınarak davalıya verilmesine , bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına
-Manevi tazminat talebi yönünden davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 9.200 TL avukatlık ücretinin davalı —— alınarak davacıya verilmesine,
-Manevi tazminat talebi yönünden davalı ——kendini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 9.200 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Manevi tazminat talebi yönünden davalı sigorta şirketi (davaıl ——ile manevi tazminatın ret sebebinin ortak olmaması sebebiyle) kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 9.200 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine,
-Maddi tazminat talebi yönünden davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 30.602,06 TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine
-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
B)Birleşen dava yönünden:
156.961,99 TL maddi tazminatın davalı —– yönünden 27.01.2016’dan itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden ise 15.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müşterek ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya ödenmesine ancak davalılardan Sigorta şirketinin sorumluluğunun 123.267,71 TL ile sınırlı tutulmasına,
-Alınması gereken 10.722,07 TL harcın başlangıçta peşin olarak alınan 536,11 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 10.185,96 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına (davalı sigorta şirketinin 8.420,41 TL karar ve ilam harcından davalı —— ile birlikte sorumlu tutulmasına )
-Davacı tarafça yatırılan 179,90 TL başvurma harcı, 536,11 TL peşin nispi harç olmak üzere toplam 716,01 TL harç giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine (davalı sigorta şirketinin 562,28 TL harç giderinden davalı —— ile birlikte sorumlu tutulmasına )
-Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan 2 adet e tebligat gideri 20,00 TL, posta masrafı 49,23 TL olmak üzere toplam 69,23 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine (davalı sigorta şirketinin 54,36 TL yargılama giderinden davalı ——- ile birlikte sorumlu tutulmasına )
-Davalı —— tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına
-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 24.544,30 TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine (davalı sigorta şirketinin 19.490,16 TL vekalet ücretinden davalı ——- ile birlikte sorumlu tutulmasına ) -Karar kesinleştiğinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,Dair, asıl ve birleşen dava davacı vekilinin, asıl ve birleşen dava davalısı —— vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —— Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.