Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/336 E. 2019/87 K. 31.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/336 Esas
KARAR NO : 2019/87
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/03/2017
KARAR TARİHİ : 31/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; usule ilişkin olarak davalı tarafından yetkiye itiraz edildiğini, ancak davalı şirket merkezinin ——– kayıtlarında görüldüğü gibi Üsküdr/İstanbul olduğunu, icra takibinin de İstanbul Anadolu icra dairesinde yapıldığını, bu nedenle davalının hukuka aykırı yetki itirazının reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak, müvekkili şirketin davalı şirkete —– tarihli—- nolu fatura ile—– TL tutarında mal sattığını, fatura bedeline karşılık davalı tarafından bir kısım ödeme yapıldığını, ancak tüm taleplere rağmen bakiye —— TL borcunu ödemediğini, bunun üzerine alacağın tahsili için müvekkili tarafından davalı aleyhine icra takibine geçildiğini, davalının takibe haksız itirazı üzerine takibin durduğunu, tüm ticari defter ve kayıtlarla sabit olan ve hatta BA-BS formları ve karşıt inceleme neticesinde Vergi Daire kayıtlarında da yer alan borcun inkarının ödemeyi geciktirmek gayesi ile yapıldığını, izah edilen nedenlerle vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. cevaba cevap dilekçesinde ise davalının müvekkili şirkete borcu olmadığını, müvekkilinin başlattığı icra takibinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ve icra inkar talep etme hakkının olmadığını belirttiğini, oysa süreç içinde —-tarihinde icra takibinin başlatılıp —— tarihinde itirazın iptali davası ikame edildikten sonra davalı —– —- tarihinde müvekkili şirket hesabına ana para tutarı olan ——–TL tutarını ödediğini banka dekontunun ekte olduğunu, iyi niyet kurullarına aykırı hareket edenin davalı şirket olduğunu, gerekli mahsup yapılarak davanın kabulüne, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. :
SAVUNMA: davalı 27/02/2017 tarihli cevap dilekçesinde müvekkil şirketin davacının iddiasının aksine davaya konu tutar bakımından herhangi bir borcu bulunmadığının huzurda görülen davanın dava konusu icra takibinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafın icra inkar tazminatı talep etme hakkının bulunmadığını, icra inkar tazminatının ancak takip konusu meblağın likit ve bilinebilir olduğu durumlarda ve takibin yasal koşullarda yapılması durumunda talep edebileceğini ancak somut olayda icra takibinin usul ve yasaya aykırı olduğunu davacı şirketin bir alacağının bulunmadığını bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan İstanbul Anadolu 19. İcra Dairesinin ———Esas sayılı icra dosyasından takibe konu alacak nedeniyle taraflar arasında satış sözleşmesi niteliğinde ticari ilişki bulunup bulunmadığı, davacının davalıdan takibe konu miktar kadar alacaklı olup olmadığı ve dava açıldıktan sonra davalı tarafından ana para olan 32.995,20 TL ‘nin banka aracılığıyla ödenmesi nedeniyle icra inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda ihtilaf olduğu anlaşıldı.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından —– tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna ——- tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosyanın incelenmesinde; takip tarihinin ——— olduğu, dava tarihinin — olduğu, davalı tarafından davacı hesabına——–aracılığı ile —- tarihinde yani dava tarihinden sonra 32.995,20 TL ödeme yapıldığı, icra takip dosyasındaki asıl alacak miktarının da 32.995,20 TL olduğu anlaşıldı.
Mahkememizce tarafların uyuşmazlık konusu hakkında tarafların ticari defterleri üzerinde bir mali bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılmasına karar verilmiş olup, mali müşavir bilirkişi 18/05/2018 tarihli raporunda özetle; davacı tarafın 2016 yılı ticari defterlerinin noter açılış onamalarının sürelerinde yaptırılmış ve usulüne uygun tutulduğunu, 2017 yılında e-defter kapsamında elektronik ortamda defter tuttuğu, yevmiye ve büyük defter ve e-beratların sürelerinde yaptırılmış olduğu ve envanter defterinin noter açılış onamasının süresinde yaptırılmış olduğu, davacının defterleri üzerinde yapılan incelemede taraflar arasında satım sözleşmesi niteliğinde ticari ilişki kurulduğu, davacı tarafın davalı tarafa —– tarihinde ————nolu fatura ile —–TL tutarında ısı sistemleri malzemeleri sattığı ve fatura içeriği malı teslim ettiği, davalı tarafın bu fatura bedeline karşılık —– tarihinde—— TL banka havalesi gönderdiği ancak —-TL bakiye tutarı ödemediği, —– tarihli yevmiye kapanış maddesinin davalının —- TL borç bakiyesi ile kapandığı, davacı tarafça dosyaya sunulan 2016 yılı temmuz ayına ait mal ve hizmet satışlarına ilişkin bildirim formu, form —- incelendiğinden söz konusu form — 16. Sırada davalı———– bir adet fatura ile KDV hariç 45.495,00 TL tutarında mal ve hizmet bedeli verdiğini doğru olarak ——–Vergi Dairesine beyan ettiği, diğer yandan davacı vekili tarafından delil olarak dava dilekçesi ekinde davalı —– yeminli mali müşaviri ——- tarafından davacı taraf nezdinde davalının Vergi iadesi alabilmesi için söz konusu faturanın gerçeği yansıtıp yansıtmadığını belirlemek için 25/11/2016 tarihinde karşıt inceleme yapıldığı, karşıt inceleme tarihinin 25/11/2016 , icra takibinin ise 27/02/2017 olduğu, bu nedenle davalı taraf icra takibi tarihi itibariyle fatura karşılığı mal aldığını bildirmekte, buna rağmen icra takibine itiraz etmekte olduğunu, takip alacaklısının icra takibinde asıl alacağına 1.831,91 TL işlemiş faiz talep ettiği, ancak dosya içeriğinde davalı tarafın icra takibinden önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir ihtar bulunmadığı, davacının işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, ayrıca davacı tarafından icra takibinde takip tarihinden itibaren % 10,5 oranında avans faizi yürütülmesi talep edilmiş ise de takip tarihi itibariyle avans faiz oranının yıllık % 9,75 olduğu rapor edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Bilirkişi ara kararının oluşturulduğu ve davacı ve davalı vekilinin hazır olduğu ön inceleme duruşmasının 5 nolu ara kararında incelemenin 14/05/2018 günü saat 10:00 da mahkememiz duruşma salonunda yapılmasına, inceleme gününden önce ——- üzerinden gönderilen yerinde inceleme talepleri hakkında karar verilmeyeceği, yerinde inceleme talebinin inceleme gün ve saatinde mahkemede hazır bulunarak talep edilmesi halinde değerlendirileceği hususunun ihtar edildiği, bu ihtara rağmen inceleme günü davalının hazır olmadığı, bu nedenle ticari defterlerin üzerinde bilirkişi incelemesi yapılamadığı anlaşıldı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, faturalar, takip dosyası, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı ve faturaya dayalı olarak davacının davalıdan takip tutarı kadar alacaklı olup olmadığı hususunda olduğu, alınan bilirkişi raporunda faturanın davacı defterlerinde usulüne uygun olarak kayıtlı olduğu, bakiye borcun takip tutarı olan ———- TL olduğu, davacı tarafından BS formlarının vergi dairesine bildirildiği ve usulüne uygun olduğu, takip tarihinin 27/02/2017 olduğu, davalının takibe itirazının 07/03/2017 olduğu, dava tarihinin 24/03/2017 olduğu, davalının takibe itirazında borçlu olmadığını bildirmiş olmasına ve takip durmasına rağmen 16/05/2017 tarihinde takip tutarı asıl alacak olan 32.995,20 TL yi ——- Bankası aracılığıyla davacıya gönderdiği, dolayısıyla davalının takibin durması ve davanın açılmasından sonra ödeme yaparak borcu kabul ettiği, bu nedenle de icra takibine itirazının haksız olduğunun sabit olduğu, icra takibine yapmış olduğu itiraz nedeniyle davacının alacağına geç kavuştuğu, alacak miktarının likit ve belirlenebilir olduğu, davalının dava açılmasına sebebiyet verdiği, dava açıldıktan sonra davalının borcu ödemekle itirazında haksız olduğunu kabullenmiş olduğu, davacının icra takip tarihinden önce davalının temerrüdünü düşürmediği, bu nedenle takip öncesi faiz talebinin yerinde olmadığı, davacı takip tarihinden sonra % 10,5 avans faizinin uygulanmasını talep etmiş ise de takip tarihi itibariyle avans faiz oranının yıllık % 9,75 TL olduğu, davacının asıl alacağına 27/02/2017 takip tarihinden davalının ödeme tarihi olan 16/05/2017 tarihine kadar 714,90 TL işlemiş faiz talep edebileceği ve bu tutara takip tarihinden itibaren % 9,75 oranında yıllık avans faizi uygulanması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davalının İstanbul Anadolu 19 İcra Müdürlüğü’nün ——– esas sayılı dosyasında takibe konu 32.995,20 TL asıl alacak yönünden İİK 67 maddesi uyarınca itirazın iptaline,
Takibin % 9,75 ve değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile devamına.
Davalı tarafından dava açıldıktan sonra ödenen 32.995,20 TL nin infaz aşamasında icra müdürlüğü’nce dikkate alınmasına,
Takibe konu 32.995,20 Tl asıl alacağın % 20 si oranında hesap edilen 6.599,04 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 420,61 TL harcın ve icra takibi peşin harcı 174,14 TL’nin, alınması gerekli olan 2.302,67 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.707,92 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
3- Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 95,00 TL, bilirkişi ücreti 1.500,00 TL, olmak üzere toplam 1.595,00 TL yargılama masrafının, davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 1.543,80 TL yargılama masrafından, davalı tarafından yargılama sırasında yapılan bilirkişi ücreti 500,00 TL, olmak üzere toplam 500,00 TL’den, kabul-ret oranına göre davacıya isabet eden 16,04 TL’nin mahsubu ile kalan 1.527,75 TL’ye peşin harç 420,61 TL, eklenerek sonuç olarak 1.948,36 TL’nin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 51,19 TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına, davalının yapmış olduğu yargılama masrafından kalan 483,95 TL’nin davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 4.045,104 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 1.117,01 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya; artan delil avansının davalıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/01/2019