Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/33 E. 2018/1119 K. 13.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/33 Esas
KARAR NO : 2018/1119
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/01/2017
KARAR TARİHİ : 13/11/2018DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 09/01/2017 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; İcra takibine konu senetler hakkında İstanbul Anadolu 7.Tüketici Mahkemesi’nin……. E. Sayılı dosyasından;……ödeme tarihli ve …..TL bedelli, …… ödeme tarihli….er TL bedelli, toplam bedelleri…..TL olan 10 adet senet ile ilgili davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, bu senetlerin davacı … yönünden geçersizliğine,” karar verildiğini, Menfi Tespit kararının kesinleştiğini, İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğünün …. E. Sayılı dosyasından başlatılan icra takibine konu senetlerin de; …… vade tarihli ve .-TL’şer toplam .0-TL bedelli yukarıda geçersizlik kararı verilen senet olduğunu, davalı tarafın haksız ve kötüniyetli olarak icra takibinde müvekkili de borçlu olarak gösterdiğini, müvekkil hariç diğer borçlulara karşı takip yürütülebilcek iken bile bile müvekkilini borçlu göstermesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davalı tarafın takipteki diğer borçlular hakkında hiçbir işlem yapmadığını beyanla, İİK 170.md gereğince takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına ve alacağın %10 oranında para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmekte, tüm yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yüklenmesine, icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 15/02/2017 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 13/11/2018 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; Davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu … havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: İstanbul Anadolu 7.Tüketici Mahkemesinin …. E. sayılı kararının incelenmesinde, davalının sadece ……olduğunu, müvekkilinin ve diğer ciro yoluyla alacaklı durumunda olan 3. kişilerin davalı olarak gösterilmediğini, bir kısım senetlerde son ciranta olan ….. 13.01.2016 tarihinde tüketici mahkemesi kararından 4 ay önce davacıya icra takibi açmasına rağmen senetlerin iptali için açılan davaya davacı tarafından dahil edilmediğinin görüldüğünü, davacı tarafından karardan önce tüm cirantalar bilinmesine rağmen açılan davada . şirketi dışında hiç bir cirantanın davalı olarak gösterilmediğini, kararın. şirketi tarafından temyiz dahi edilmeden kesinleştiğini, bunun davacının .şirketiyle birlikte hareket ederek alacaklıları zarara uğratmak kastıyla hareket ettikleri kanaati uyandırdığını, dosyada ..dışındaki tüm cirantaların savunma hakkının elinden alındığını, müvekkilinin taraf olarak gösterilmediğini davada verilen kararın müvekkilini bağlamadığını, davacının 7. Tüketici kararını icra dairesine sunmasına rağmen icra takibini durduramayınca yine aynı mahkemede bir kısım senetlerde son ciranta olan …..’e karşı senetlerin iptali için bir dava daha açtığını, mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğundan dolayı davanın reddine karar verdiğini, İstanbul Anadolu 7.Ticaret Mahkemesinin de görev yönünden davanın reddine karar verildiğini, Yargıtay 20.Hukuk Dairesi 2016/9911 E-10058 K. sayılı ilamıyla Anadolu 7.Ticaret Mahkemesinin görevli olduğuna karar verdiği ve dosyanın İstanbul Anadolu 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin …. E. sayılı numarasına kaydedildiğini, bir kısım senetlerde alacaklı olan ….. açısından bağlayıcı olacak kararın bu mahkeme tarafından verileceğini, müvekkili … için bağlayıcı olacak kararı ise bu mahkemenin vereceğini, davacının bir kısım senetlerde alacaklı olan …. aleyhine Anadolu 5.İcra Hukuk Mahkemesine senetlerin iptali için dava açtığını, davanın reddine karar verildiğini, icra takibine bakıldığında müvekkilden önceki tüm cirantaların borçlu olarak gösterildiği hepsine tebligat çıkartıldığını, yine davacının bir kısım senetlerde ( 10.000 TL ) alacaklı olan…. vekili olması nedeniyle müvekkillerden …’nin de müvekkillerinden hiç birisinin taraf olmadığı dolayısıyla müvekkillerini bağlamayacak Tüketici Mahkeme kararından haberdar olduğunu ileri sürmesinin kötüniyet olduğunu, davalı müvekkilinin davacının bahsettiği Tüketici mahkemesi kararının tebliğ edilmediğini beyanla, mahkemece verilen tedbirin kaldırılmasına ve davanın reddine, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına ve alacağın % 10’u oranında para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini, yargılama giderleriyle avukatlık ücretinin davacı tarafa yüklenerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 18/04/2017 havale tarihli ikinci(2.) cevap dilekçesinde özetle: cevap dilekçesini tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili hüküm duruşmasına katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacının dava dışı .. şirketine konut sözleşmesi kapsamında vermiş olduğu davaya konu bonolar nedeni ile İstanbul Anadolu 7. Tüketici mahkemesinin ……e sayılı kararı ile vermiş olduğu bonoların tüketici açısından hükümsüzlüğüne ilişkin kararın davalı açısından hüküm ifade edip etmeyeceği, davaya konu bonolar nedeni ile davacının davalıya borçlu olup olmadığı, davacının temel ilişkiden kaynaklanan def’ilerini davalıya karşı ileri sürüp süremeyeceği ayrıca davalının iyiniyetli yetkili hamil olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, davaya konu bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespiti(menfi tespit) davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Menfi tespit davasını düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 72/1. Maddesindeki ” Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğü’nün….. Esas sayılı dosyasında; davacı/takip borçlusu hakkında 30/11/2016 tarihli takip talebi ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, davacı/takip borçlusunun süresinde takibe itiraz etmemesi nedeni ile takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davaya konu icra dosyasındaki bonolar incelendiğinde; Keşidecisinin …, lehtarının …..Olduğu, senetlerin . tarihinde .er TL bedelli olarak tanzim edildikleri, ödeme tarihlerinin sırası ile …… olduğu, lehtar tarafından bonoların önce Halil’e ve onun tarafından da . ….. ve sonunda …’ye cirolandığı anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez İstanbul Anadolu 7. Tüketici Mahkemesi’nin . tarih . e . k sayılı kararı incelenmesinde; Davacısının …, davalının .. olduğu, yapılan yargılama sonunda davamıza konu senetlerin tüketici senedi olduğunun kabulü ile keşideci … yönünden geçersizliğine karar verildiği ve bu kararın ….. tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davaya konu senetler ile ilgili olarak davacı tarafça İstanbul Anadolu 9. İcra hukuk mahkemesine yapılan itirazın reddi üzerine İstanbul Bam 22. HD’nin 30/11/2017 tarih 2017/1768 e ve 2017/2007 K sayılı ilamı ile TTK’nın 825. Maddesi uyarınca borçlu ile senedi düzenleyen kişi arasında var olan ilişkiye dayanan def’ilerin hamile karşı ileri sürülemeyeceği gerekçesi ile istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. (TTK’nın 778/1-a maddesi atfı ile TTK m. 687/1)
Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir(6502 Sayılı TKHK m. 4/5)
Beşinci fıkrada yapılan düzenlemeyle, sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceği belirtilmiş, tüketici dışındaki kişiler yönüyle kambiyo senedi geçerli sayılmış, dolaşıma giren kambiyo senedi yönüyle işlem güvenliği sağlanmış, aynı zamanda da tüketicinin mağdur olmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır(6502 Sayılı TKHK’nun 4/5. maddesi gerekçesi).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, takip dosyası, İstanbul Anadolu 7. Tüketici mahkemesinin …… e sayılı dosyasında verilen gerekçeli karar, bono suretleri, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından .i. Lehine 6 adet bono düzenlendiği, bu bonoların daha sonra ciro edilerek … tarafından iktisab edildiği, davacı keşideci ile lehtar…. arasında tüketici mahkemesinde görülen davada, davaya konu bonoların keşideci yönünden geçersizliğine karar verildiği, ancak tüketici mahkemesinde görülen davada hamil …’nin taraf olmadığı, her ne kadar davacı tarafça davaya konu senetlerin tüketici senedi olduğu iddiası ile eldeki dava açılmış ise de TTK’nun 687. maddesi hükmü gereği keşideci borçlunun, lehtara karşı ileri sürebileceği def’ileri (senedin tüketici senedi olarak verilmesi nedeni ile 4077 Sayılı Tüketici’nin Korunması Hakkında Kanun’un 6/A maddesi gereğince nama yazılı düzenlenmesi gerektiği iddiasını) takip alacaklısına karşı ileri süremeyeceği, (İstanbul BAM 21. HD’nin 19/12/2017 tarih 2017/1973 E 2017/2296 K sayılı ilamı; İstanbul BAM 22. HD’nin 14/06/2017 tarih 2017/1235 e 2017/1053 k sayılı ilamı), davalı alacaklının Tüketici Mahkemesindeki kararın tarafı olmaması nedeniyle TTK’nun 778 ve 687 maddeleri gereğince keşidecinin senet metni dışındaki def’i ve itirazlarını iyiniyetli üçüncü kişi olan alacaklıya karşı ileri sürümeyeceği (İstanbul BAM 20. HD’nin 01/02/2017 tarih 2017/82 e 2017/97 k sayılı ilamı), davacının davalı hamilin davaya konu senetleri keşidecinin zararına bile bile iktisab ettiği veya kötüniyetle iktisab ettiği hususlarının ispatlanamadığı, ihtiyati tedbir kararı nedeniyle davalı/alacaklı alacağına geç kavuştuğundan davalı yararına kabul edilen alacak üzerinden yüzde yirmi oranında tazminata hükmedilmesi gerektiği(İİK m. 72/4), sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Verilen ve uygulanan ihtiyati tedbir nedeniyle davaya konu alacalağın %20′ si olan 6.000,00 TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Başlangıçta peşin olarak alınan 512,33 TL karar ve ilam harcının işin hitamında ödenmesi gereken 35,90 TL harçtan fazla olduğu anlaşıldığından 492 sayılı harçlar kanunun 31. maddesi gereğince fazla alınan 476,43 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya ödenmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 3.600,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya, artan istinaf avansının davalıya iadesine,
7- Karar kesinleştiğinde İstanbul Anadolu 25. İcra müdürlüğünün 2016/24751 e sayılı dosyasının mercine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/11/2018
imzalanmıştır.