Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/325 E. 2021/760 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/325 Esas
KARAR NO: 2021/760
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 22/03/2017
KARAR TARİHİ: 26/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; olay günü olan — tarihinde, sürücü — sevk ve idaresindeki — plakalı aracı ile — istikametinden—seyir halinde iken ilçe —— istikametine gitmekte olan davacı müvekkil — kullandığı bisiklete çarpması sonucu maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, — — plaka sayılı araç sürücüsü —–a) Kavşaklara yaklaşırken,dönemeçlere girerken,—- yaya geçitlerine, —- —- kuralını ihlal ettiğinin belirtildiği, davacı müvekkil ——konusu kaza dolayısıyla yaralanmış, —- tedavi altına alındığını, Davacı müvekkilde sol humerus kırığı meydana gelmiş, —- kırık meydana geldiğini, Vuku bulan bu olay neticesinde; —-soruşturma numaralı dosyası ile soruşturma başlatılmış olup —numaralı kararı ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, Kazaya sebebiyet veren —- — kaza tarihinde sigortalı bulunduğunu, Kaza nedeniyle meydana gelen sakatlanma neticesinde oluşan maddi zararın davalı —karşılanması amacıyla doğrudan doğruya davalı — tarihinde yazılı başvuruda bulunulmuş olup, davalı —- içerisinde cevap verilmediği takdirde dava yoluna başvurulacağı başvuru dilekçesinde ihtaren bildirildiğini, İşbu başvuru neticesinde davalı—- yapılan yazışmalar sonucunda tazminat talebimizin değerlendirilebilmesi için tüm evraklar davalı — iletilmiş olup davalı —tarafından müvekkilim — daimi sakatlık tazminatı —olarak hesaplanmıştır. Tarafımızca davalı — yeniden tazminat hesaplanması talep edilmiş ancak davalı —- tarihinde tarafımıza —ödeme yapıldığını, ancak davalı — yapılan ödeme müvekkilimin hakkettiği tazminatın oldukça altında olduğundan tarafımızca kabulü mümkün olmayıp — tarihinde davalı — iade edildiğini, davalı— tarafından belirlenen daimi sakatlık tazminatının tarafımızca kabulü mümkün olmadığını, bu nedenlerle işbu davayı ikame etme zarureti hasıl olduğunu, Davacı müvekkil, — olup kaza tarihi itibariyle—yaşında ve memur olduğunu, Müvekkilin — kaynaklanan söz konusu kaza dolayısı ile işgücü kaybından doğan daimi sakatlık tazminatını ve geçici iş göremezlik tazminatını alabilmesi için işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu ve davanın kabulüne karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —- sigorta şirketine kanunda belirtilen evraklar ile müracaat edilmediğini, başvuru dilekçesinde bahsi geçen —plakalı araç, müvekkil şirkete —- tarihleri arasında geçerli olmak üzere — sigortalı olduğunu,—- faiz oranı esas alınması gerektiğini, karayolları trafik kanunu’ndaki düzenleme uyarınca derdest ve açılacak olan tüm davalarda tazminat hesaplaması yapılırken ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan — kullanılması gerektiğini, şayet aksi kanaatte ise mahkeme kazaya karışan sigortalı aracın poliçesinin genel şartlardaki — tarihli değişikliklerden önce tanzim edilmiş olması nedeniyle yargıtay uygulamaları gereği—— yapılması gerektiğini, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davacının kaskı takılı olmadığını, faiz talebinin reddi gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde meydana gelen kaza nedeniyle kusur ve maluliyet oranları ile davalının zararı tazmin yükümlüsü olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, geçici ve daimi iş göremezlik tazminatı (maddi tazminat) davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Celp ve tetkik olunan kaza tespit tutanağının incelenmesinde—plakalı aracı kullanan — aracı ile —-seyir halinde iken ilçe terminali kavşağına yaklaştığı sırada —- gitmekte olan —- isimli şahsın kullandığı bisiklete çarpması sonucu maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiği anlaşılmıştır.
Kaza nedeniyle davacı tarafından — tarihinde — şirketine zarar tazmini için başvuruda bulunulduğu, davalı —- ödeme yaptığı ancak davacı tarafından sigorta tarafından yapılan ödemenin aynı gün davalı şirket hesabına iade edildiği, dosyaya sunulan dekontlardan anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik olunan araç tescil bilgilerine göre — plakalı aracın kaza tarihinde — adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu kaza nedeniyle —-dosya açıldığı ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan — incelenmesinde — plakalı aracın davalı — tarihleri arasında sigortalandığı, poliçe limitinin sakat kalma ve ölüm kişi başına —- olduğu anlaşılmıştır.
—- davacı—–dosyası celp edilmiş, davacının 4/c sigortalı olduğu ve kaza nedeniyle geçici iş göremezlik ödeneği ödenmediği anlaşılmıştır.
Davacının sosyo ekonomik durum tespiti araştırması yapılmış olup davacının emekli olduğu ve aylık —- geliri olduğu anlaşılmıştır.
Kaza nedeniyle davacının tedavi gördüğü ilgili hastanelerden tüm tedavi evrakları celp edilmiş ve davacının maluliyet oranının ve geçici iş göremezlik süresinin tespiti yönünden —- rapor alınmış olup, dosyaya sunulan, — tarihli raporda davacının —-tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasına bağlı özürlülük ölçütü , sınıflandırılması ve özürlülere verilecek —- hakkında yönetmelik hükümlerine göre değerlendirildiğinde kişinin tüm vücut engellilik oranının —iyileşme süresinin ise— aya kadar uzayabileceği yönünde rapor tanzim edilmiştir. İşbu raporda geçici iş göremezlik yönünden yapılan değerlendirmede dosyada —-bordrolarına göre davacının —– olarak çalıştığı, geçici iş göremezlik döneminde maaşını eksiksiz aldığının tespit edildiği görülmüştür.
Mahkememizce bu rapor dikkate alınarak kusur ve aktüer bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olup, kusur yönünden yapılan değerlendirmede kazanın meydana gelmesinde davalı tarafa sigortalı —- sürücüsünün —— bölünmüş yolda —— istikametine seyir halinde iken mahal şartlarını ve kavşak şartlarını da dikkate alarak hızını tedbir alabilecek düzeye düşürüp kontrollü şekilde seyrine özen göstermediği, hızı nedeniyle almış olduğu fren tedbirinin de yetersiz kaldığı kanaatine varılarak olay mahallinde yatay güzergahın düz olduğu ve görüşün açık olduğu hususu da dikkate alındığında —- ihlal ettiği, dikkatsiz ve özensiz davranışlarından dolayı % 25 oranında kusurlu olduğu, davacı —- ise olay yeri kavşak mahallinde kontrolsüz bir şekilde bölünmüş yola çıktığı, bölünmüş yolda düz seyir halinde olan — uzaklık ve hızını dikkate almadığı, — sürücüsüne geçiş hakkını vermediği ve — maddelerini ihlal ettiği ve kazanın meydana gelmesinde % 75 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş olup, aktüer bilirkişi ise yapmış olduğu değerlendirmede hesaplamaya —— göre ve maluliyet oranını ise dosyada mevcut özürlülük ölçütü, sınıflandırması, özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmelik hükümlerine hazırlanan — raporuna göre yapmıştır.
Kaza tarihinin —olduğu anlaşılmakla — düzenlenecek raporda kazanın meydana geldiği tarih itibariyle maluliyet tespiti işlemleri yönetmeliği —- bu yönetmelik hükümlerine göre rapor düzenlenmesi istenmiş olup, —-raporda, resmi gazetede yayımlanan çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak hazırlanan raporda — cetveline göre davacının —-oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren — aya kadar uzayabileceği yönünde rapor düzenlenmiştir.
Tarafların tüm delilleri celp olunmuş ve —- ilamı ve benzer yöndeki içtihatları doğrultusunda — dikkate alınmak suretiyle rapor alınmış olup, aktüer bilirkişiden yeniden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, aktüer bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu, — tarihli raporunda özetle; hesaplamada — dikkate alınmasının gerektiğini ve hesaplamada—- yönteminin kullanılmasının gerektiği ve bilinmeyen devredeki gelirlerin her yılı için —- iskonto edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması gerektiğini, davacının —bünyesinde memur olarak çalıştığı dosyada mevcut—- dosyasına göre davacının — yılından itibaren kazançlarının yasal asgari ücretin— göre kıyaslanarak hesaplamanın yapılacağı, davacı — itibariyle aylık net ortalamasının — olduğunun kabulü durumunda —uygulanan aylık net yasal asgari ücretin—– yılından itibaren kazançları da aynı şekilde yasal asgari ücretin katına göre aynı şekilde kıyaslanarak değerlendirme yapılabileceğini ve yapılan hesaplama sonucu davacının — oranındaki sürekli iş göremezlik sebebiyle nihai ve gerçek zararının —- olduğu yönünde rapor tanzim edilmiştir.
“Dosya kapsamında davacının geçici iş göremez olduğu—- ay boyunca maaşını almaya devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının maaşını eksiksiz aldığı dönem için maaşı üzerinden iş göremezlik zararının doğmayacağı açıktır. Buna rağmen hükme esas alınan aktüerya hesabı uzman bilirkişi, davacı yararına geçici iş göremezlik tazminatının —- maaşa esas alınarak hesaplama yapılmıştır. Davacı bu sürede maaşını almaya devam ettiğine göre, davacının geçici iş göremez bulunduğu dönemde maaş gelirinde bir azalma olup olmadığının araştırılması, eğer kesintisiz olarak maaş almakta ise bu döneme ilişkin maaş zararına hükmedilmemesi gerekir.————-
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler(TBK m. 51).
Maddi Tazminat
Haksız fiil sonucunda ölüm gerçekleşmemişse 6098 sayılı TBK’nın 54. Maddesine göre; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar bedensel zararlar olarak kabul edilir.
Aynı Kanunun tazminatın belirlenmesine ilişkin 55/1. Maddesine göre ise; bedensel zararlar, Borçlar Kanunu hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.
UYGULANACAK MEVZUAT
—— kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında —– fiillere ilişkin hükümleri uygulanır—–
—– tarihinde yürürlüğe giren—-yürürlüğe giren —- tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenen—– yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanır.” şeklindedir.
———tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır——
Kaza tarihinin ve sigorta poliçe tarihinin genel şartlarının yürürlüğe girdiği — tarihinden önce olması dikkate alındığında eldeki davada — tarihinden önce yürürlükte bulunan —–uyarınca değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerekir.
SORUMLULUK VE SİGORTA TEMİNATI
Müteselsil Sorumluluk
TBK’nın 61. Maddesine göre; birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.
Aynı şekilde —– motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
Sigortanın Sorumluluğu
Zarar görenin, —- öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç —- içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.(KTK Madde 97)
Sigorta şirketinin sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitlerle sınırlıdır.(KTK Madde:93)
Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez(KTK Madde:95/1).
MALULİYET/İŞ GÖREMEZLİK ORANININ TESPİTİ
Maluliyet/iş göremezlik/çalışma gücü kaybı oranının, kazalının şikayetleri dikkate alınarak trafik kazası-haksız fiilin gerçekleştiği tarihe göre —tarihinden önce ise— uygun olarak düzenlenmesi gerekir—–
— tarihinde yürürlüğe giren—- eklenen düzenlemeye göre bedeni zararlardan sürekli sakatlık tazminatına esas sağlık kurulu raporunun —– Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmesi gereklidir.
Buna göre trafik kazası-haksız fiilin gerçekleştiği tarih itibariyle Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği [bu yönetmelikte düzenleme bulunmayan hususlar yönünden—– gereklidir.
TEMERRÜT VE FAİZ
Sigortacılar, hak sahibinin —–sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, —- birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde —— içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.—–
3095 sayılı yasanın 2. Maddesine göre; Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için aynı Kanunun 1. maddesinde belirlenen orana göre(yasal faiz) temerrüt faizi ödemeye mecburdur.
——- davacı lehine sürekli iş göremezlik tazminatı yanında geçici iş göremezlik tazminatına da hükmedilmiştir. Davacı —- doğumlu olup, kaza tarihinde — yaşında bulunmaktadır. Davacı tarafça, küçük —- gelir getiren herhangi bir işte çalıştığı ileri sürülmemiştir. Davacı küçüğün herhangi bir işte çalışması söz konusu olmadığı, dolayısıyla tedavi süresi boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından, davacının geçici iş göremezlik zararı bulunmadığının gözetilerek bu yöndeki talebin reddine karar verilmesi gerekirken, davacı lehine geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır—— Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, HMK 353/1-b/2 maddesi gereğince, tahkim komisyonunca verilen kararın kaldırılmasına, davacı tarafça geçici iş göremezlik talebiyle açılan davanın reddine karar verilmesi suretiyle yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir. ———
Yargı yetkisini,—- adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda—- iddia ve beyanlar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; — tarihinde davalı — poliçesi ile sigortalanan — plakalı araç sürücüsü —- davacıya çarpması sonucu maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, davacının tedavi gördüğü ilgili tüm hastanelerden tedavi evrakları celp olunarak alınan ——düzenlenen trafik kazası-haksız fiilin gerçekleştiği tarih itibariyle geçerli mevzuat hükümlerine göre kaza nedeniyle davacının kaza nedeniyle maluliyeti oranının —-olduğu, geçici iş göremezlik süresinin ise —ay olduğu, kazanın meydana gelmesinde davalıya sigortalı araç sürücüsünün % 25, davacının ise % 75 oranında kusurlu olduğu, davada trafik—poliçesini düzenleyen sigorta şirketinin taraf olması nedeni ile poliçe tarihi itibariyle — tarihinden önce yürürlükte bulunan —gerektiği, bu doğrultuda hazırlanan gerekçeli, denetime elverişli ve somut olaya ve — uygun olması nedeniyle hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporuna göre davacının kaza tarihinde — memur olduğu ve geçici iş göremezlik döneminde maaşını eksiksiz olarak aldığı, yukarıda anılan — uyarınca davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinde bulunamayacağı, sürekli iş göremezlik zararının ise — olduğu ve davalı sigortaya başvuru sonrası davacıya ödenen — aynı gün davacı tarafça davalı hesabına iade edildiği, bu nedenle yapılan hesaplamadan bu tutarın mahsup edilmemesi gerektiği, kask takılmaması, alkollü sürücünün aracına binme, istiap haddinin aşılması, hatır taşıması gibi kazanın meydana gelmesinde değil ve fakat zarara etkili olan müterafik kusur indirimi nedeni bulunmadığı, —plakalı aracı kaza tarihini kapsar şekilde— sigortalayan davalı —– davacı tarafın maddi zararından kaza tarihindeki poliçe limitleri içinde kalmak kaydıyla —- göre sorumlu olduğu zararın haksız fiilden doğmuş olması ve bir ticari işletmeyi ilgilendirmemesi nedeni tazminat alacağına yasal faiz uygulanması gerektiği, davalı — temerrütün davalı sigortaya başvuru tarihi olan —-gerçekleştiği, sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın iş gücü kaybı tazminatı yönünden kabulüne, geçici iş göremezlik tazminatı talebinin ise reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile
2—- sürekli iş göremezlik tazminatının—- tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Başlangıçta peşin olarak alınan 31,40 TL harcın ıslah harcı 80,00 TL ile birlikte, alınması gerekli olan 970,88 TL harçtan mahsubu ile bakiye 859,48 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
4- Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 306,63 TL, bilirkişi ücreti 1.950,00 TL, Adli Tıp Kurumu(Maluliyet) fatura bedeli 1.382,00 TL, olmak üzere toplam 3.638,63 TL yargılama masrafının, davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 3.613,20 TL yargılama masrafına, peşin harç 31,40 TL, ıslah harcı 80,00 TL ile birlikte, eklenerek sonuç olarak 3.724,60 TL’nin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 25,42 TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——- Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/10/2021