Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/320 E. 2018/312 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİKARAR

ESAS NO : 2017/320
KARAR NO : 2018/312

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/03/2017
KARAR TARİHİ : 22/03/2018

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 21/03/2017 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davalılardan oluşan …… Ortaklığının” müvekkiline olan borcundan dolayı İstanbul Anadolu ….. İcra Müdürlüğü’nün 2017/3490 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu, davalılar ile müvekkili arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, davalıların faturalar ve cari hesaptan kaynaklanan borcunun ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatılığını, ticari kayıtlar incelendiğinde davalının borçlu olduğunun anlaşılacağını, başlatılan icra takibinde faiz talep edilmediğini, taraflar arasında 29/11/2016 tarihinde yapılan hesap mutabakatında sabit olduğu üzere davalıların müvekkiline borçlu olduğunu, karşı tarafın açıkça ikrar ettiğini, borçlu olan davalıların müvekkiline gönderdiği hesap mutabakatı ile maili de dosyaya ibraz ettiklerini, 11/02/2017 tarihi itibariyle takip çıkış miktarı olan 79.817,11 TL borçlu olduklarının davalılarca kabul edildiğini, buna rağmen takibe itiraz edilmesinin haksız olduğunu, beyanla davanın kabulü ile her iki borçlunun yapmış olduğu kötü niyetli itirazın iptali ile takibin iki borçlu içinde devamına, alacığın % 20 ‘sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 22/03/2018 tarihli karar celsesindeki esas hakkındaki beyanında; talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalılar vekili Mahkememize sunduğu 20/04/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafça yapılan icra takibinin haksız olduğunu, davacı tarafın üstlenmiş olduğu edimini yerine getirmediğini, icra takibine konu hizmetlerin müvekkili şirkete teslim edildiğinde söz konusu hizmetin ayıplı olduğunun anlaşıldığını, konunun davacı tarafa aktarıldığını, ayıplı ifanın gereğinin yerine getirilmediğini, ayıplı olan mal ve hizmet için ödeme yapılmadığını, davada borcun var olduğunun ispatının davacı tarafta olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 22/03/2018 tarihli karar celsesindeki esas hakkındaki beyanında; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davalının cari hesaba ve faturaya dayalı olarak davacı tarafa borçlu olup olmadığı ve takibe konu alacağın dayanağı olan işin ayıplı olarak ifa edilip edilmediği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/3490 Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 08/02/2017 tarihli takip talebi ile davalı takip borçluları hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusu …i. ‘ne 08/03/2017 tarihinde, davalı takip borçlusu …….. ‘ne 08/03/2017 tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlularınca süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
29/11/2016 tarihli Hesap Mutabakatına göre; davalı ……. 89.424,07 TL alacak bakiyesi yönünden mutabakatı imzaladığı anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi 05/03/2018 havale tarihli raporunda özetle; ……… Adi Ortaklığı tarafından davacı……. 11/072017 tarihli acil ve önemli açıklaması ile 31/12/206 tarihi itibariyle TT 92 md. Gereği mutabakat yazısı gönderildiği, adi ortaklık tarafından bildirilen bu tutarın davacı tarafından kabul edildiği ve bu tutar üzerinden takibe geçildiği, davacının icra takibinde talep ettiği tutarın 20/08/2016 tarihli 6 nolu son taşeron hak ediş raporu kapak sayfasında yer alan bu hak ediş dahil toplam teminat kesintisi olan 79.817,13 TL tutarında (2 kuruş hariç) denk geldiği, bu tespitten davacının davalıdan adi ortaklık uhdesinde kalan teminat kesintilerini talep ettiği sonucunun ortaya çıktığını, davacı taraf taraflar arasında imzalandığı anlaşılan 01/09/2015 tarihli taşeron sözleşmesini dosyaya sunmadığını, sözleşme sunulmadığından teminat kesintilerinin hangi şartla ve tarihte taşerona iade edileceği hakkında bir bilgi edinilemediğini, davalı adi ortaklık ticari defterlerini ibraz etmediğinden davalı adi ortaklığın ticari defterleri üzerinde fiili imkansızlık nedeniyle inceleme yapılamadığını beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
TİCARİ DEFTERLERİN DELİL KABİLİYETİ
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır. (TTK m. 83)
Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir. (HMK m. 199)
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir. (HMK m. 219)
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. (HMK m. 220/1)
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. (HMK m. 222/2-3-5)
TEMERRÜT
İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur(TBK m. 90).
Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir(TBK m. 97).
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer(TBK m. 117/1).
Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; ( …. ) borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır(TBK m. 117/2).
Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar(TTK m. 10).
FAİZ
Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur(3095 s.y. M. 2/1).
……… Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur(3095 s.y. M. 2/2).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, ticaret sicil kayıtları, faturalar, hesap mutabakatı, takip dosyası, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine süresinde takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin ayıplı olarak ifa edilip edilmediği hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davalının ticari defterlerini kabul edilebilir bir mazeret bildirmeksizin bilirkişi incelemesine sunulmak üzere ibraz etmediği, davacının ise kendi ticari defterlerine göre davalı taraftan 79.817,13 TL alacaklı olduğu, davacının ticari defterlere delil olarak dayandığı ve tarafların ellerinde bulunan belgeleri-ticari defterler dahil – ibraz zorunluluğu bulunduğu, bu zorunluluğa ve verilen kesin süreye rağmen davalının ticari defterlerini ibraz etmediği, HMK’nun 220′ inci maddesinde, bir tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesinin sonuçlarının düzenlendiği, karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılması gerektiği ve tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebileceği(Yargıtay ……. Hukuk Dairesi’nin 12/09/2017 tarih, 2016/3858 Esas ve 2017/2944 Karar sayılı İlamı – Yargıtay 11. HD’nin 07/02/2017 tarih ve 2015/12365 Esas – 2017/648 karar sayılı ilamı – Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 28/01/2016 Tarih, 2015/5491 Esas ve 2016/506 Karar sayılı ilamı) davacının ticari defterlerinin Türk Ticaret Kanunu’na ve Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunun düzenlemelerine göre(TTK’nın 18. Maddesinin birinci fıkrasına …. Genel Kurulunda eklenen “bu Kanun hükümleri uyarınca” ibaresinin gerekçesinden) usulüne uygun tutulmuş olması ayrıca alacağın dayanağı faturaların mevcut olması karşısında belgeleme ve kaydın belgeye(evrak-ı müsbiteye) dayanması ilkesi[“belge yoksa kayıtta yoktur” ilkesi]’ne(TTK’nın 64/2. Maddesi ve gerekçesinden) uygun olması nedeni ile davacı lehine delil teşkil edeceği, kaldı ki taraflar arasında 26/09/2016 tarihi itibariyle cari hesabın 89.424,07 TL alacak bakiyesi verdiğine ilişkin hesap mutabakatı bulunduğu, davalı tarafın bu mutabakata herhangi bir itirazının olmadığı, davalı taraf her ne kadar takip dayanağını oluşturan hizmetlerin ayıplı olarak ifa edildiğini iddia etmiş ise de, ayıp iddiasının somutlaştırılmadığı gibi ayıp ihbarında bulunulduğunun da iddia edilmediği, bu nedenle hizmetin ayıplı ifa edildiğine ilişkin savunmaya itibar edilmediği, davalı takip borçlusu adi ortaklığın icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu, davacının tacir olması ve taraflar arasında ticari ilişki bulunması(TTK m. 19/2) nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz(3095 sy. m. 2/2) uygulanması gerektiği, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlularının İstanbul Anadolu …… İcra Müdürlüğünün 2017/3490 Esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline,
3-Davaya konu asıl alacağın %20 si olan 15.963,42 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4- Başlangıçta peşin olarak alınan 1.363,08 TL harç ile icra dosyasında alınan 399,09 TL harcın, alınması gerekli olan 5.452,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.690,13 TL karar ve ilam harcının davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu 1.363,08 TL peşin harç, 106,50 TL tebligat ve posta gideri, 700,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 2.169,58 TL yargılama masrafının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan …… uyarınca 9.129,88 TL avukatlık ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,
8-Karar kesinleştiğinde, İstanbul Anadolu ……….. İcra Müdürlüğünün 2017/3490 Esas sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.