Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/317 E. 2022/101 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/317
KARAR NO: 2022/101
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan), Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA TARİHLERİ: 20/03/2017 – 13/02/2018
KARAR TARİHİ: 16/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan), Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA
DAVA : Davacı vekili —– tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili —– olmak üzere — verecek şekilde yapılandığını —- aynı gün karşılanmasının sağlandığını, şirketin yaptığı anlaşmalar neticesinde —— konumunda olduğunu, —-bulunan ve kendi ürettiği —ithal eden —– ortaklığı olduğunu, müvekkili şirketin —— konumunda olduğunu, — yılından bugüne kadar doğrudan satış yaptığını, ancak —– müvekkili şirkete yönelik—– müvekkili şirketle sözleşmeye aykırı ve rekabet düzeninin bozulmasına yol açan zorlayıcı şartlar öne sürmeye başladığını, gerek doğrudan sözleşmeye aykırı davranışlarla gerekse —- ürünlerin fiyatının aşırı düşmesine sebep olan kampanyalarla sözleşme hükümlerine aykırı fiili durumlar yaratarak müvekkili şirketi piyasadan çekilmeye zorladığını, davalı —- — oranının, uygulayacağı pazarlama desteğini —- bildirdiğini, —-döneminde satın almak üzere sipariş hazırladığını ve — mail yolu ile ilettiğini, mail yolu ile sipariş edilen ürünlerin — teslim alınacak olup, mutabık kalındığı üzere siparişin ——- karşılaşılmadan tamamlandığını, — tarihinde —- ayında bildirilen siparişlerin akıbetinin sorulduğunu,—- limitinizin açılması durumunda vermiş olduğunu bu siparişin ——- olarak kabul edildiğinin anlaşıldığını, ancak henüz stoklarında bile bulunmayan bu mallar için fatura kesilmiş gibi davranılarak kredi limiti bahanesinin öne sürüldüğünü, bu hareketin müvekkili şirketi doğrudan satış yaptığı — nezdinde küçük düşürdüğünü, davalının müvekkili şirkete —- zam uygulamasının — tarafından yapıldığını, ayrıca — sipariş için fatura kesmediğini, borcun müvekkili için muaccel olmadığını, davalı şirketten ürünlerin zamlı alınmasının müvekkili nazarında malın artan değeri bakımından dahi minimum —-zararına tekamül ettiğini, ancak müvekkilinin net zararının belli olmadığını, satın alınamaya malların satın alınan tarihteki fiyatıyla ortaya çıkacak malın müvekkilinin zararı olacağını, müvekkili şirketin takriben — arası girilmemiş siparişinin bulunması ve takribi —oranında zam gelmiş olması sebebi ile yaklaşık — zararı bulunduğunu, halen davalıda müvekkilinin — bedelli teminat mektubu bulunduğunu, bunun da verilen siparişin reddinin hukuksuz ve dayanaksız olduğunu gösterdiğini, müvekkili şirket tarafından —ödeme yapıldığını, —vadesinden önce ödeme istemesinin ve müvekkili şirketi nakit ödemeye zorlaması, bununla da kalmayarak hakim konumda bulunduğu piyasa şartları içinde müvekkili şirketin zararına hareket etmesinin himaye göremeyeceğini, davalı — müvekkilinin siparişi verdiği tarihlerde sistemlerde tanımlı olan fiyattan —- ürün teslim etmemekle müvekkili şirketi olağanüstü zarara uğrattığını, müvekkili şirketin yıllardır ürün satın aldığı davalı şirkete duyduğu güven sebebiyle, anılan ürünleri başka mecradan temin edemediğini, kaldı ki davalı şirketin ürünleri bakımından tekel konumunda olduğunu, davalının ürün vermemesi nedeniyle müvekkilinin satışlarının düştüğünü, maddi kayba uğradığını, halihazırda davalı ile müvekkili şirket arasında davalı —- rekabete aykırı işlem ve fiilleri sebebiyle birden fazla davanın devam ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tahkikat sonucunda müvekkili şirketin maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere —maddi tazminatın, — manevi tazminatın zararın meydana geldiği tarih olan — tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili —- havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davaya konu maddi vakıaların; davacı şirketin dava dilekçesindeki iddialarının tamamının mesnetsiz olduğunu, Davacının taraflar arasında devam eden ticari ilişki kapsamında müvekkili şirketten müvekkilinin yurt dışından ithal ettiği —–satın aldığını, davacının —- çevrimiçi sipariş sistemi—–ürünü için siparişlerini girdiğini, — tarihinde —- limitinin yetersiz olması sebebi ile sisteme aktarılamadığını, —- kadar ödeme yapılmaması durumunda siparişlerin sistemden otomatik olarak —- bildirdiğini, bunun üzerine davacının —— nolu ihtarnameyi davalıya keşide ettiğini ve verilen siparişlerin sisteme girildikleri anda geçerli olan fiyatlardan kendisine gönderilmesini talep ettiğini, —- taraflar arasında süregelen ticari ilişkinin kurallarına ve uygulamalarına aykırı olduğu için —- tarafından yerine getirilmediğini, davacının dava dilekçesinde taraflar arasındaki ticari ilişkiyi ve uygulamaları gerçeğe aykırı bir şekilde aktardığını, davacının davalıya alım tahminlerini iletmesinin taraflar arasındaki ticari ilişkinin işleyişi uyarınca sipariş verilmesi anlaşıma gelmediğini, —-üretim ve tedarik planlaması yapabilmek için müşterilerinden alım tahminlerini aldığını, ancak bu alım tahminlerinin taahhüt veya sipariş olarak kullanmadığını, dolayısıyla alım tahminlerinin —- nezdinde bağlayıcılığı bulunmadığını, davacının taraflar arasındaki ticari ilişkide olagelen kredi limiti uygulamasına ilişkin yanıltıcı beyanlarda bulunduğunu, — ayında davacının kredi limitinin artırılması sürecinde davacının — limitinin dolması nedeniyle siparişlerinin alınamadığını, davacının — ek banka teminat mektubu verebileceğini belirtmesi üzerine müvekkili davalının iyi niyetli hareket ederek davacının ek kredi limitini ek teminat mektubunun değerinin iki katı artırarak —–çıkardığını, tüm bu hususların bilirkişi incelemesinde ortaya çıkacağını, kredi limiti uygulamasının müvekkili şirketin davacı dahil istisnasız tüm müşterileri için geçerli bir uygulama olduğunu, davacının dava dilekçesinde ürün siparişlerini — tarihinde—- çevrimiçi sipariş sistemi olan —sistemine sistemsel bir ikazla karşılaşmadan girdiğini belirttiğini, ancak —-sisteminin müşterilerin kredi limitlerinin belirlendiği sistemden bağımsız çalışan bir sistem olduğundan herhangi bir uyarı ile karşılaşmasının mümkün olmadığını. davaya konu olayda davacının sisteme — tarihlerinde siparişlerini girdiğini, söz konusu siparişlerin müvekkili şirketin müşteri hizmetleri ekranına düşmesinin ardından sistemin— siparişlerini karşılayacak kadar kullanılabilir kredi limiti bulunmadığı uyarısı vermesi üzerine — tarihinde yani siparişten bir gün sonra —davacının kredi limitinin yetersiz olması sebebi ile sisteme aktarılamadığını, —kadar ödeme yapılmaması durumunda —— olarak silineceğini —bildirdiğini, davacı —- kadar kredi limitini açmak için ödeme yapmadığından ve başka bir çaba göstermediğinden siparişlerin kayıt altına alınamadığını, müvekkilinin davacının siparişlerini kötü niyetli. olarak sisteme girmemesinin söz konusu olmadığını, sonraki süreçte davacının yaptığı kısmi ödemeler neticesinde kullanılabilir kredi limitinin açılmasının ardından taraflar arasındaki ticari ilişkinin kuralları uyarınca davacının siparişlerinin kayıt altına alındığını ve ürünlerin davacıya gönderildiğini, müvekkilinin davacıdan erken ödeme talep etmesi veya ek edimler yüklemesinin söz konusu olmadığını, davacının taraflar arasındaki kredi limiti uygulamasını cari hesap ilişkisi olarak nitelendirerek —-cari hesap ilişkisi sona erinceye kadar tarafların alacaklı ve borçlu olarak kabul edilemeyeceğine ilişkin kararlarına dava dilekçesinde yer vermesinin huzurdaki davada bir öneminin bulunmadığını, davacının kredi limitinin dolmasının —-için ürünlerin fiyatını artırması ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, zira — tarihinden itibaren uygulanacak ürün fiyatlarının —- tarihinde tüm — müşterileri ile davacıya da iletildiğini, davacının siparişlerini — fiyatlar geçerli iken girdiğini,—– fiyatları uygulandığında davacının kredi limitinin olmadığının anlaşıldığını, davacının sipariş konusu ürünleri bir başka mecradan temin edemeyeceğine ilişkin iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının davalının piyasadaki faaliyetlerini zorlaştırdığı veya davacıyı piyasadan çekilmeye zorladığı yönündeki iddialarının da gerçeği yansıtmadığını, davacının maddi zarara uğradığı gerekçesi ile müvekkili şirketten tazminat talep etmesinin mümkün olmadığını, dava dilekçesinde ——— dayanmışsa da taraflar arasında bir satış sözleşmesi kurulmamış olmasından dolayı hükmün bu davaya uygulanmasının mümkün olmadığını, davacının manevi zarar talep etmesinin de mümkün olmadığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN—-
DAVA: Davacı vekili — tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının, yaptığı yıllık anlaşmalar neticesinde ——— olduğu, davalı şirketin ise, —— eden —- olduğu, davacı şirketin davalı ile uzun süredir cari hesap sisteminden kaynaklanan sözleşme ve ticari teamül uyarınca yürütülen bir ticari ilişki içerisinde olduğu, bu ticari faaliyet çerçevesinde davacı şirketin, davalı şirketten —– temin etmekte, bu ürünleri de—– satmak suretiyle faaliyet yürüttüğü, taraflar arasındaki ticari ilişkinin esaslarının; davalı şirket nezdinde davacıya ait teminat mektubu bulunmakta, davacının teminat mektubu ile garanti edilen bedelin minimum iki kati tutarında sipariş verebilmekte olduğu, siparişlerin davalı şirkete ait —— üzerinden girilmekte olduğu, ardından davalı şirketçe davacıya teslim edildiği, davalı şirketten temin edilen ürünlerin bedellerini ödeme hususunda davacının malın teslim tarihinden itibaren —– vadesi bulunduğu şeklinde olduğu, davacı şirketin her yılın başında —– yoluyla davacı şirkete sunduğu, açıkladığı ——- göre mal satışı gerçekleştirdiği, davacı şirketin, ülkenin ekonomi bakımından içinde bulunduğu belirsizlik nedeniyle davalıdan yaptığı — düşürülmesini kararlaştırdığı, bu durumun —- tarihinde davacı şirketin genel müdürü tarafından davalı şirket yetkililerine şifahen iletilerek, davalı şirket nezdinde mevcut teminat mektubu bedelinin — indirileceğinin ifade edildiği, akabinde davacı şirket tarafından — tarihinde davalı şirkete ait —– sistemi üzerinden siparişler girilmiş olup, davalı şirket tarafından söz konusu siparişlerin davacı şirketin kredi limitinin artıya geçtiğinden bahisle reddedildiği, gerekçe olarak davacı şirketin teminatını geri çektiği, davalı şirketin buna binaen aldığı yönetim kararı ile davacı şirketin sipariş verebileceği ürünlerin toplam bedelinin—-getirildiğinin —–yoluyla ifade edildiği, davacı şirketten —– teminat mektubu ibraz etmesinin talep edildiği, davalı şirketin taraflar arasındaki ticari ilişkinin şartlarında, davacının bilgisi ve rızası olmaksızın değişiklik yaptığı, davalı şirketin — bugüne kadar doğrudan satış yaptığı, ancak — —- başlamak üzere davacı şirkete yönelik satış pazarlama faaliyetlerinde değişikliğe giderek davacı şirkete ürün çıkışlarında davacı şirketle olan sözleşmeye aykırı ve rekabet düzeninin bozulmasına yol açan zorlayıcı şartlar öne sürmeye başladığı, gerek doğrudan aradaki sözleşmeye aykırı davranışlarla mal vermekten imtina ederek, ——yapılan ürünlerin fiyatının aşırı düşmesine sebep olan kampanyalarla davacı şirket jile kararlaştırılan sözleşme hükümlerine aykını fili durumlar yaratarak davacı şirketi piyasadan çekilmeye zorladığı, taraflar arasında bugüne dek uygulanagelen ticari teamül uyarınca, davacı şirketin davalıya vermiş olduğu teminat mektubu ile garanti edilen bedelin minimum iki katı tutarındaki siparişlerinin onaylanarak süresinde davacıya teslim edilmesini, aksi halde davalı şirketin, davacıya cari ilişkiye aykırı davranmak suretiyle verdiği maddi zararın tazminini sağlamak üzere dava ikame edileceğini —— nolu ihtarnamesi ile de davalıya ihbar edildiği, ihtarnameye rağmen siparişlerin sisteme girilmemesi sonucu davalı şirket sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve —- düştüğü, bunun neticesi olarak —- düzenlendiği üzere davacının zararını tazmin etmesi gerektiğini, taraflar arasında benzer bir olayın da — yılında olduğunu ve müvekkilinin uğramış olduğu zararın —– dosyası ile talep edildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tahkikat sonucunda müvekkil şirketin maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere — maddi tazminatın temerrüt tarihi olan —- tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili —-havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının sözleşmeden aykırılıktan dolayı mı talep ettiği yoksa, sözleşmeden dönme nedeniyle seçimlik hakkını kullanarak mı tazminat istediği, haksız rekabet hükümlerine mi dayandığını açıklaması gerektiğini; talebin konusunun, talebin dayanağının, bunlara ilişkin delillerin doğru ve anlaşılır şekilde belirtilmediği bir dava dilekçesiyle başlayan yargılamanın doğru ve sağlıklı yürütülmesinin mümkün olmadığını; davacıya talep konusu ve dayanağının açıklattırılması gerektiğini; taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını; ancak yıllardır süren bir ticari ilişki bulunduğunu; bu ilişkinin de müvekkili şirketinin binlerce müşterisiyle kurduğu ticari ilişkiden farksız olduğunu; —-biri olduğunu; müvekkili şirketinde bu ürünlerin ithalatını yaparak,—- satışını gerçekleştirdiğini; davacının müvekkili şirketin ürün sattığı binlerce müşteriden biri olduğunu, davacıya verilen kullanıcı—– ürün siparişi verdiğini, davacı tarafından verilen her bir siparişin —- olduğunu, müvekkili şirket tarafından verilen onay işleminin ise,—-sonucunu doğurduğunu, bu biçimde de satım sözleşmesi oluştuğunu, dolayısıyla davacının iltihakı sözleşme genel işlem şartları vb. anlatımlarının doğru olmadığını; ortada yazılı bir sözleşme bulunmadığından, genel işlem şartına dayalı iddiaların yerinde olmadığını, yine taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığını,—- uyarınca cari hesap sözleşmesinin yazılı olarak yapılmadıkça geçerli olmadığını, müvekkili şirketin davacıya veresiye mal sattığını, ilişkinin de bu kapsamda yürüdüğünü; davacının müvekkili şirket nezdinde teminat mektubu bulunduğunu, bu kapsamda garanti edilen bedelin iki katı tutarında sipariş verebileceği iddiasının gerçek dişi olduğunu, teminat mektubunun asıl ilişkiden bağımsız olduğunu, teminat mektubunun kambiyo senetleri gibi bir ödeme aracı değil, garanti amacı olduğunu, müvekkilinin veresiye satım yaptığı tüm müşterilerinden teminat aldığını, teminat mektubunun taraflar arasındaki satım sözleşmelerinin esaslı unsuru niteliğinde değil, bu sözleşmeden bağımsız bir müstakil sözleşme niteliğinde olduğunu, dava dilekçesinde de ifade edildiği üzere davacı tarafın müvekkil nezdindeki teminat bedelinin—— oranında indireceğini açıkladığını, davacının garanti ettiği miktarı asıl sözleşmeden bağımsız değiştirmeyi teklif ettiğini, böyle bir durumda da müvekkilinin mal bedelini gösterilen teminat ile sınırlı tutmasının en doğal hakkı olduğunu, müvekkilinin müşterilerine sunduğu teminat mektubu karşılığında veresiye mal verdiğini, bu kuralın istisnasız tüm müşteriler için geçerli ve yürürlükte olan bir uygulama olduğunu, öte yandan, teminat verilse de verilmese de, müvekkili şirketin herhangi bir nedenle mal satışını yanma yükümlülüğü bulmadığını; müvekkili şirketin ekonomik durumu daha iyi olan alacaklarını tahsil riski görmediği ve güvendiği müşterilerine teminatsız satış yapabileceğini, bunun bir ticari karar olduğunu, başka bir deyişle, teminat mektubu verilmesi/kredi limiti uygulamasının müvekkilinin herhangi bir müşterisine veresiye mal satmakla hukuken yükümlü kılmadığını, davacının müvekkili şirket nezdinde halen teminat mektubu bulunduğunu, paraya çevrilmediğini, mevcut ticari ilişkide davacının müvekkili şirkete borçlu olduğunu, müvekkili şirketin sözleşmeye aykırı ve rekabet düzenini bozmasına yol açan zorlayıcı şartlar öne sürerek, mal vermekten imtina ettiği ve piyasadaki faaliyetleri engellediği, başka yerlerden mal temin edemediği, piyasada güven kaybettiğine yönelik anlatımların mahkemenin kanaatini etkilemeye yönelik kötü niyetli iddialar olduğunu belirterek davacıdan talep konusunun ve talebinin dayanağının açıklattırılmasına ve haksız ve mesnetsiz olarak ikame edilen davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davacı vekili —– havale tarihli ıslah dilekçesi ile; ıslah taleplerinin kabulü ile taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı davalı tarafın sözleşmeye uygun davranmaması sebebi ile müvekkil şirketin uğradığı —– tutarındaki maddi zararın tazmini ve temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte tahsiline keza davalının tutum ve davranışları sebebi ile müvekkilin itibar kaybı yaşadığından bahisle —– manevi tazminatın davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücretinin vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEERKÇE :
Asıl dava:Asıl dava, davacı taraf davalı ile— yıllık anlaşmalar neticesinde davalının kendi ürettiği — satın alınması şeklinde ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafından davalıya —- tarihinde sipariş geçilmesine rağmen ürünlerin davalının etmediğinden bahisle uğranıldığı zararın tazmini istemine ilişkindir.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak dava dosyası ve taraf şirketlere ait ticari defter, kayıt ve dayanak belgeler üzerinde uzman bilirkişi aracılığı ile incelemeler yaptırılarak raporlar alınmıştır. Alınan kök ve ek raporların birbiri ile uyumlu, dosyadaki delillere uygun ve denetime açık bulunduğu anlaşılmakla hükme esas alınmıştır.
Davacı taraf, davalının— bugüne kadar müvekkiline doğrudan satış yaptığını,—– döneminde davacı şirkete yönelik satış, pazarlama faaliyetlerine değişikliğe giderek ürün çıkışlarında sözleşmeye aykırı ve rekabet düzeninin bozulmasına yol açacak zorlayıcı şartlar öne sürerek kendisini piyasadan çekilmeye zorladığını, davalı ile her yılın başında o yıl geçerli olacak fiyat, iskonto, tanım ve oranlarını e-mail yolu ile kendisine sunduğunu, açıkladığı net alım fiyat matrisine göre mal satışı gerçekleştirdiğini, —-döneminde satın almak üzere ürün bilgilerini hazırlayarak —- tarihinde davalı firmanın ilgili birimde görev yapana mail yolu ile ilettiğini, iletilen ürünlerin—- alınacak olup, mutabık kalındığı üzere siparişin ——-isimli sipariş ekranında da sistemsel herhangi bir ikazla karşılaşmadan tamamlandığını, ancak davalı tarafın mail yolu ile verdiği cevapta kredi limitinin açılması durumunda verilen siparişin —– teslim edilebileceğinin bildirildiğini, davalının ——- sipariş bulunan mal türünde yüksek oranlarda zam uygulaması yaptığını, davalı şirketin mallar henüz sipariş edilmişken, fatura düzenlenmemişken, malların teslimi dahi gerçekleşmemişken, üstelik tarafların aralarındaki anlaşma uyarınca teslimden itibaren —— vade bulunurken sipariş ön şartı olarak ödeme talep edilmesinin kendisine maddi manevi zarar verme kastı ile hareket edildiğini, bu nedenle de maddi manevi zarara uğradığın iddia ederek uğradığı zararın tespiti ve tazmini ile manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Davalı taraf ise savunmasında; davacının devam edegelen ticari ilişki kapsamında yurt dışından ithal ettiği —– ürünlerini satın aldığını, davacının çevrim içi sipariş sistemi ——- tarihinde de —- tarihinde davalının—- tarihleri arasında girilen siparişleri— kredi limitinin yetersiz olması sebebiyle sisteme aktarılamadığını,—- kadar ödeme yapılmaması durumunda siparişlerin sistemden otomatik olarak silineceğini,——- bildirdiğini, bunun üzerine davacının noter aracılığı ile gönderdiği ihtarnamede verilen siparişlerin sisteme girildikleri anda geçerli olan fiyatlardan kendisine gönderilmesini talep ettiğini, davacının taleplerinin taraflar arasında süre gelen ticari ilişkinin kurallarına ve uygulamalarına aykırı olduğu için yerine getirilmediğini, davacının aralarındaki ticari ilişkinin uygulanmasında kredi limiti uygulamasının bulunduğunu, bunu kendisinin de bildiğini, — — ayında davacının kredi limitinin artırılmasına ilişkin süreç olduğunu, söz konusu tarihte davacının — dolması sebebiyle siparişleri alınamadığını, davacının —-ek banka teminat mektubu verebileceğini belirtmesi üzerine davacının kredi limitinin ek banka teminat mektubu değerinin iki katı kadar artırılarak —– çıkartıldığını, kredi limiti uygulamasının sadece davacı için değil istisnasız tüm müşterileri için geçerli ve yürürlükte olduğunu, bu çerçevede müşterilerinin kredi limiti ile söz konusu müşteriden olan alacaklarının ve müşterinin siparişi doğrultusunda ithalat sürecini başlattığı siparişlerin bedelinin toplamı arasındaki farkın söz konusu müşterinin kullanabileceği kredi limitini gösterdiğini, müşteri yeni bir sipariş vermek istediğinde kredi limitinin müşterinin vermek istediği siparişin bedelinden fazla olması şartının arandığını, bu şartın gerçekleşmemesi halinde müşterinin bilgilendirilerek ödeme yapılması yada ek banka teminatı sunularak kredi limitinin artırılması veya siparişin revize yada iptal edilmesinin istenildiğini, dolayısıyla ürünlerin müşteri tarafından sipariş edildikten ve ürünlerin ithalat süreci başlatıldıktan sonra ürünlerin bedeline ilişkin alacağının muaccel olup olmamasına, ürünlerin bedelinin ödenmesi için vadenin gelip gelmediğine, ürünler için fatura kesilip kesilmediğine, ürünlerin müşteriye teslim edilip edilmediğine bakılmaksızın ürünlerin bedelinin müşterinin kullanılabilir kredi limitinden düşüldüğünü, davacının belirtilen ölçütlere göre hesaplanan kullanılabilir kredi limiti ——- tarihlerinde verdiği siparişlerin bedelini karşılamadığı için davacıya gerekli bildirimde bulunularak ödeme yaparak kullanılabilir kredi limitinin açılabileceği aksi halde siparişin silineceğinin bildirildiğini, yani davacının siparişini verdiği ürünlerin ithalat sürecinin başlatılabilmesi için kullanılabilir kredi limitinin uygun hale getirilmesi gerektiğinin bildirildiğini, davacının kredi limitinin — yılına ilişkin fiyatlarda yapılan artışlardan önce verdiği siparişler sebebiyle dolu olduğunu, —– ürünlerin fiyatlarının artırılmasının kredi limiti ile bir alakasının bulunmadığını belirtmiştir.
Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı tarafından davalıya —- arasında girilen siparişlere konu ürünlerin teslim edilmemesi nedeniyle davacının zararının bulunup bulunmadığı, ürünlerin teslim edilmemesinin davalı tarafın kusurundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, ürünlerin teslimi için taraflar arasında kredi limiti uygulamasının bulunup bulunmadığı, böyle bir uygulama var ise sipariş tarihi itibariyle davacı tarafın kredi limitinin yeterli olup olmadığı, davalı tarafın siparişlere ilişkin zamlı fiyat uygulayarak davacıyı piyasadan çekilmeye zorlanıp zorlanmadığı, davacı tarafın ticari itibarının zedelenip zedelenmediği hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Asıl dava dosyasına taraf vekillerince sunulan delillerden;
—- yapılan incelenmesinde; davacının davalı aleyhine —uyguladığı kampanya aracılığı ile —suretiyle faaliyetlerini zorlaştırdığı belirtilerek ——- uyarınca rekabetin tesisi ve ihlalden önceki durumun korunması için yerine getirilmesi gereken davranışları kapsayan bir karar verilmesi, —uyarınca ihlalden önceki durumun korunması için geçici tedbir alınması, —- uyarınca davalının ve diğer tespit edilecek gerçek ve tüzel kişilerin idari para cezası ile cezalandırılmasını, —- uyarınca da davacının uğradığı zararın davalıdan tazmin edilmesi talebinde bulunduğu, kurulca yapılan inceleme sonucunda —- uyarınca şikayetin reddi ile soruşturma açılmamasına ve diğer taleplerin reddine karar verildiği,
Mail yazışmalarının incelenmesinde; davacı şirket çalışanı — tarafından davalı çalışanı—— ürünlerin ne zaman teslim edileceğinin sorulduğu, cevaben aynı günde —-davalı çalışanı —- tarafından davacı şirketin yeterli limiti olmadığı ve siparişlerin kayıt altına alınamadığı bilgisinin verildiği, yine davalı çalışanı—- tarafından saat —- açılması halinde verilen sipariş ürünlerinin—- teslim edilebileceğinin bildirildiği, — saatinde davalı çalışanı tarafından davacı çalışanına davacının verdiği ——-teminat olmak üzere — toplamda garanti teminatı olduğu ve toplamda — limit tanımlı olduğunun bilgisinin verildiği,
Davacı şirket tarafından davalı şirkete keşide edilen ——- tarihli siparişlerin sisteme girildikleri anda geçerli olan fiyatlardan kendisine gönderilmesini talep ettiklerini, kredi dolu olmasının ileri sürüldüğü, siparişlerin sisteme girilmesine rağmen şarta bağlanmasının hukuka aykırı olduğu ve haklarının gasp edildiğini, siparişin —–olarak kabul edildiği ve stoklarında bile olmayan bir mal için fatura kesmiş muamelesi yapılarak risk gibi görülerek kredi limitlerine bağlanması ve limit problemi var diyerek siparişin sisteme girilmemesi nedeniyle maddi manevi zarara uğradıklarını ve bu zararların tazmini için yasal yollara başvurulacağının” bildirildiği,
Görülmüştür.
Mali bilirkişi tarafından tarafların ticari defter, kayıt ve dayanaklarının incelenmesi sonucunda düzenlenen raporlarda özetle; davacı şirketin ibraz ettiği—– ticari defterlerinin noter açılış onamaları ile yevmiye defterlerinin kapanış onamalarının süresi içerisinde yaptırıldığı, defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve birbirini teyit ettiği, ——- yıllarına ait ticari defterlerinden yevmiye ve kebir defterlerinin —– olarak bilgisayar ortamında açılış ve kapanışlarının yaptırılarak süresinde—beratlarının yaptırıldığı, envanter defterinin de noter açılış onamasının süresi içerisinde yaptırıldığı, davalının—– ticari defterlerinin noter açılış onamaları ile yevmiye defterlerinin kapanış onamalarının süresi içerisinde yaptırıldığı, defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve birbirini teyit ettiği, —– yıllarına ait ticari defterlerinden yevmiye ve kebir defterlerinin— olarak bilgisayar ortamında açılış ve kapanışlarının yaptırılarak süresinde —– beratlarının yaptırıldığı, envanter defterinin de noter açılış onamasının süresi içerisinde yaptırıldığının tespit edildiği, davacının — tarihinde davalıya —- borçlu olduğu, davacının davalıdan aldığı faturalar ve ödemeleri sonrasında — tarihinde davacının davalıya —- tarihinde davacının davalıya—- borçlu olduğu, davacının davalıdan aldığı faturalar ve ödemeleri sonrasında —- borçlu olduğu, ——- davacının davalıya —- borçlu olarak mali yıla başladığı ve en son — tarihinde davacının davalıya yaptığı — banka ödemesi sonrasında davacının davalıya —-borçlu olduğunun tespit edildiği, davalı şirketin ticari defterlerine göre; davacı şirket ile olan ticari ilişkisinin davacının işyerlerine cari hesap kodları verilmesi, bu cari hesapların toplam bakiyesinin ise davacının borç/alacağını oluşturması şeklinde düzenlendiği, — açılış fişinde davacıya ait işyerlerinden dolayı davacının toplamda — borçlu olduğu, davalının faturaları ve davacının ödemeleri sonrasında davacının — tarihinde davalıya — borçlu olduğu, — tarihinde davalıya — borçlu olduğu, — tarihinde davalıya — borçlu olduğu, — yılında — tarihinde davacının mali yıla —borçlu olarak başladığı, davalının faturaları ve davacının ödemeleri sonrasında davacının— tarihinde davalıya —borçlu olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın sunduğu — yılı —- kayıtlarına dayalı davacı ile olan cari dökümde; davacının borcunun — tarihi itibariyle —tarihi itibariyle — borçlu olduğunun tespit edildiği, davacının davalı lehine —- davalı lehine — adet ve toplam — miktarlı teminat mektupları verildiği, — tarihi itibariyle davacının garantilerinin— sigorta ve — teminat mektupları olmak üzere — ek limit ile toplam limitinin —olduğu, bu hususta taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, davacının uyuşmazlığa konu edilen sipariş tutarının —olduğunun tespit edildiği görülmüştür. Ki taraflar arasında ek limit ile toplam — limit olduğu ve siparişe konu tutarın —olduğu hususunda tarafların bir itirazı bulunmamaktadır. ——–
Hukuk sistemimizde genel olarak kişiler, özel hukuk alanında diğer kişilerle olan ilişkilerini hukuk düzeni içinde kalmak şartıyla diledikleri gibi düzenler, diledikleri konularda diledikleri kişilerle sözleşme yapabilirler. Borçlar Kanununda öngörülen sözleşme özgürlüğü ilkesinin bir sonucu olarak doğan bu olanak hak irade özerkliği prensibi ile —— teminat altına alınmıştır. Sözleşme özgürlüğü çerçevesinde kanun tarafından düzenlenmiş olan sözleşme tiplerinden ayrı karma veya kendine özgü sözleşmeler yapmak ve bunların koşullarını diledikleri gibi tespit ederek emredici ve yasak koyan kurallara ahlak ve adaba aykırı olmamak koşulu ile yasanın düzenlediği, sözleşme tipini değiştirerek konusunu yasal sınırlar içinde tayin etmek hakkına sahip olunur.
Bu kapsamda, dosya kapsamındaki deliller ve tarafların beyanlarına göre davacı ile davalı arasında; davacıyı davalıdan sürekli mal alma borcu altına sokan ve davalıyı da davacının talebi halinde davacıya mal satma borcu altına sokan ve ileride akdedilecek olan münferit satış sözleşmelerinde uygulanacak temel kuralları kapsayan bir çerçeve sözleşme bulunmadığı sabittir. Sadece davacının sipariş sistemi olan eğer ki online sistemine sipariş vermesi üzerine ve davalının da kabul etmesi üzerine münferit satım sözleşmeleri akdedildiği ve bu sözleşmelere dayalı satış akdi ilişkilerinin kurulduğu ve bu akdi ilişkiler uyarınca da davalının davacıya mal teslim etme borcu ve davacının da bu malların bedelini ödeme borcu altına girdiği ve bu şekilde işleyen ticari ilişkinin taraflar arasında eskiden beri süregeldiği anlaşılmıştır. Tespit edilen taraflar arasındaki süregelen ticari ilişki çerçevesinde davalı tarafından davacıya ——- tanındığı ve bu kredi limiti kapsamında davacı ile veresiye, bedeli teslimden sonra ödenmek üzere satım sözleşmeleri yapıldığı, ancak her bir münferit satım sözleşmesi için davacıya tanınan kredi limiti hususunda taraflar arasında sürekli uygulanan tam ve kesin bir kuralın bulunduğuna ilişkin bir tespit yapılamadığı gibi bu yönde bir ispatta gerçekleşmemiştir. Dolayısıyla davalının her bir münferit satım sözleşmesinin kurulmasından önce somut satım sözleşmesinde uygulanacak kredi limiti hususunda değişiklik yapma hakkına sahip olduğu sahip olduğu sonucuna varılmıştır. Yeter ki bu değişiklik yapma hakkını somut satım sözleşmesi için —– Maddesinde düzenlenen dürüstlük kurallarına aykırı kullanılmasın.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından sipariş sistemi olan ———- tarihi itibarıyla — tarihlerinde belirli miktarlar mal satın almaya yönelik sipariş girildiği, fakat— tarihinde—- davalı çalışanı tarafından davacı çalışanına gönderilen —–mesajında; — geçmiş olduğunuz aşağıda detayı belirtilen siparişler kredi limitinizin yetersiz olması durumundan dolayı sisteme aktarılamamaktadır. —- kadar ödeme yapılmaması durumunda siparişiniz sistemden otomatik olarak silinecektir.” şeklinde cevap verildiği, dolayısıyla davacının kredi limiti yetersiz olduğu için siparişin kabul edilmediği açıkça anlaşılmaktadır. Davacının bu siparişinin davalı tarafından kabul edilmemesi taraflar arasında siparişe konu edilen ürünlere ilişkin olarak münferit bir satım sözleşmesinin henüz yapılmadığı sonucuna varılmaktadır. Davalı taraf kurulmak istenen satış sözleşmesinin—- esaslı noktalarından biri olarak kabul ettiği kredi limiti koşulunun gerçekleşmediğinden bahisle taraflar arasında sözleşme henüz kurulmamış olmaktadır.
Başka bir anlatımla tarafların beyanları ve delillere göre; taraflar arasında süre gelen ticari ilişki çerçevesinde oluşmuş olan—- davacının davalı nezdinde —tutarında bir kredi limiti bulunmakta olup, siparişlerin verildiği — tarihi itibariyle davacının — tarihi itibariyle de — borcu bulunmaktadır. Davacının davalının nezdinde ki kredi limitinin — olmasına ve bu miktarda bir bakiye borcunun bulunmasına rağmen davacı davalıdan —–daha ürün almak istemi, davalı da davacının kredi limitinin yetersiz olduğu gerekçesi ile bu siparişi reddetmiştir. Bu durumda taraflar arasında bu siparişe ilişkin bir satım sözleşmesi kurulmamıştır. Davacının davalıya —- borcu var iken davalının, davacının —- tutarlı veresiye mal satın almaya yönelik teklifini kabul etmek için davacıdan bir miktar ödeme yapılmasını istemesi ticari hayatın olağan akışına uygun olup, bu durumun—– dürüstlük kuralına aykırı olduğu söylenemez. Davacının, davalı tarafından sipariş verildikten sonra ek ödeme yapılmasına ilişkin talep ve verilen süre yönünden dürüstlük kuralına aykırı davranıldığı yönündeki iddiası değerlendirildiğinde de; davacının söz konusu siparişleri sisteme girmesinden sonra davalının söz konusu bildirimi yapması ve davacıya ek ödeme yapması için süre vermesi makul olup, ——- aykırılık oluşturmaz. Ayrıca taraflar arasında çerçeve bir sözleşmede bulunmadığından, sözleşmeye aykırılık olarak da değerlendirilemez.
Taraflar arasında —–yılından beri mevcut olduğu tartışmasız kabul edilmekle birlikte taraflar arasındaki ticari ilişkinin başından itibaren bu dava dosyasına konu somut uyuşmazlığın meydana geldiği tarih arasındaki gelişiminin tüm kapsamları ile birlikte incelenerek davalının kredi limit uygulamasının gerek davacı gerekse tüm müşteriler yönünden mevcut olup olmadığı, davacı ile olan ticari ilişkide davalının uygulandığını iddia ettiği kredi limitine ilişkin uygulama yönünden bir teamül oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise bu teammülün şekli; —— sisteminin ve bu sistemden ürün alım talebinde bulunan —- müşterinin kredi limitlerinin tutulduğu sistemin işleyiş şekli, sistemlerin birbirinden bağımsız çalışıp .çalışmadığı, davacının davalıdan ürün temini için —— girdiği tarihlerde davacının davalıya borç tutarlarının tespiti ——davacının iddia ettiği gibi sipariş tarihleri itibari ile davacının davalıya muaccel olan borç tutarlarının mı yoksa ticari ilişki uyarınca muaccel olsun ya da olmasın oluşan cari hesap uyarınca davalının alacak miktarının mı esas alınıp alınmadığı, taraflar arasındaki kredi limitinin arttırımına ilişkin sürecin şekli – ayında davacının siparişlerinin alınma şekli ile davacının—- kredi limitinin dolu olması nedeni ile ürün alması üzerine kredi limitinin ne şekilde arttığı,——- olmasına ilişkin hesabın ne şekilde yapıldığı, davalının davacıya ürün temininden sonra mı yoksa ürün talebinin hemen akabinde mi limitinin arttırılıp arttırılmadığı), davacının davalının uyguladığı kredi litine göre limitinin dolmuş olmasına rağmen davacıya siparişine binaen daha önceden ürün verip vermediği, vermiş ise tarihleri, davacının davaya konu ettiği ürünleri başka firmalardan temin etme imkanının bulunup bulunmadığı, var ise bedelinin ne kadar olabileceği yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Yapılan inceleme sonucunda sunulan —– tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; ” Davacının anlaşmazlık konusu siparişlerden önce davalıdan limit dolmuş olmasına rağmen siparişe rağmen ürün verilip verilmediği hususu davacıya ait hesabın ——-üzerinden kapatıldığından tespitin yapılamadığı, ancak davacının sipariş tarihi belirtilmiş olsa idi, dasabase üzerinden siparişin görülebileceğinin ancak davacının bu yönde incelemeye esas alacak şekilde bilgi veremediğini, davacının sipariş tarihlerinde borcu ve kredi limiti birlikte değerlendirildiğinde sipariş vermek istediği ürün bedeline göre limitin bulunmadığı, —– sistemi üzerinde yapılan incelemede —– sisteminde herhangi bir kredi limiti bilgisi veya kontrolünün mevcut olmadığı, sipariş geldikten sonra müşteri cari hesaplarına ve şirket nezdinde ki müşteri teminatlarına bakılarak kontrol edildiği ve ayrı bir cari hesap sistemi üzerinden çalışıldığı, ——sisteminde ürünün stokta olup olmadığı, —- ekranda çıktığı, ürün stokta ise — gösterildiği, sepete atılan ürünle ilgili sipariş ekranında belirtilen —olduğunda sepete atılmaya izin verilmediği, davalı şirketin limit ile ilgili diğer firmalara gönderdiği mail örneklerinin alınarak inceleme evrakına eklendiği, davalının diğer dava dışı müşterileri olan firmalara kredi limiti uygulaması yaptığının tespit edildiği…” bildirilmiştir.
Asıl davada yapılan yargılama sonucunda tüm dosya kapsamındaki deliller, alınan bilirkişi raporları, taraf beyanları birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında eskiden beri süre gelen ticari ilişki kapsamında uygulanacak temel kuralları, özellikle kredi limitine ilişkin kuralları kapsayan bir çerçeve sözleşmenin bulunmadığı gibi bu hususlarda taraflar arasında ticari ilişkide uygulanacak temel kurallar yönünden bir takım ticari teamüllerin oluştuğu yönünde bir tespitte yapılamadığı, taraflar arasındaki kredi limiti uygulamasında tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden olan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten vazgeçmesi ve tarafların birbirlerinden olan alacaklarını kalem kalem kaydederek hesabın kesinleşmesinden sonra ortaya çıkacak tutarı istemeleri şeklinde bir ticari ilişki bulunmadığı, her bir siparişin bedelinin ürünlerin davacı şirkete teslim edilmesinden — sonra yapıldığı, tarafların beyanlarından ihtilafsız anlaşılmakla; taraflar arasındaki kredi limiti uygulamasının cari hesap ilişkisi kapsamında değerlendirilemeyeceği anlaşılmakla davacının davalı tarafça — ödeme vadesine uygun davranılmadığı yönündeki iddiası mahkememizce varit görülmemiş olup, davacının— tarihinde uyuşmazlığa konu edilen siparişlerin verildiği tarihte yalnızca — tutarında kredi limiti ve davacının—borcu olduğu, buna göre davacının —-tutarlı malı önceki fiyattan gönderilmesi talebi yönünden de taraflar arasında bu yönde gelişmiş bir teamülün olması gerektiği halde varlığı ispat edilememiş olup, davalının davacının bu yöndeki kısmi mal gönderilmesi talebi bulunmadıkça davalının da o anda geçerli olan fiyattan kısmi mal gönderme yükümlülüğü bulunmayacağı, bu nedenle davalının o anda geçerli olan fiyattan kısmi mal göndermediği için davacıya karşı akdi veya haksız fiil kapsamında maddi ya da manevi tazminat sorumluluğu doğmayacağı sonuçlarına varılarak asıl davada maddi ve manevi tazminat isteminin reddine karar vermek gerektiği vicdani kanaatine varılmıştır.
Birleşen dava;
Birleşen dava, davacı taraf davalı ile —- yılından itibaren yıllık anlaşmalar neticesinde davalının kendi ürettiği —- alınması şeklinde ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafından davalıya —tarihinde sipariş geçilmesine rağmen ürünlerin davalı tarafın teslim etmediğinden bahisle uğranıldığı zararın tazmini istemine ilişkindir.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak dava dosyası ve taraf şirketlere ait ticari defter, kayıt ve dayanak belgeler üzerinde uzman bilirkişi aracılığı ile incelemeler yaptırılarak raporlar alınmıştır. Farklı bilirkişi heyetlerinden alınan raporların birbiri ile uyumlu, dosyadaki delillere uygun ve denetime açık bulunduğu anlaşılmakla hükme esas alınmıştır.
Birleşen davacı — beri süregelen davalı ile ticari ilişkisinde ticari teamül uyarına davacı şirketin davalıya verdiği teminat mektubu ile garanti edilen bedelin —– tutarındaki siparişlerin onaylanarak süresinde davacıya teslim edilmesi gerektiği halde davalının —- tarihinde ——sistemine girdiği siparişlerin onaylanmamasının taraflar arasındaki ticari ilişkiye / sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğinden bahisle zararının tazminini talep etmektedir.
Birleşen davalı, taraflar arasında yazlı sözleşme bulunmadığını, davacı ile ilişkisinin binlerce müşteri ile kurduğu ticari ilişkiden farksız olduğunu, yine taraflar arasında cari hesap sözleşmesinin bulunmadığını, davacıya veresiye mal sattığını, ticari ilişkilerinin bu kapsamda yürüdüğünü, davacının kendisinde teminat mektubu bulunduğunu, bu kapsamda garanti edilen bedelin iki katı tutarında sipariş verilebileceği iddiasının doğru olmadığını, teminat mektubunun asıl ilişkiden bağımsız olduğunu, teminat mektubunun kambiyo senetleri gibi bir ödeme aracı değil garanti amacı taşıdığını, tüm veresiye satış yapılan müşterilerden teminat alındığını, davacı tarafın teminat bedelinin % 50 oranında indireceğini açıklaması üzerine mal bedelini gösterilen teminat ile sınırlı tutmanın kendisi için en doğal hak olduğunu, müşterilere sunulan teminat mektubu karşılığında veresiye mal verildiğini, bu kuralın istisnasız tüm müşteriler için geçerli olduğunu, ayrıca teminat verilse de verilmese de şirketin herhangi bir nedenle mal satışı yapma yükümlülüğünün bulunmadığını, davacının halen teminat mektubu bulunduğunu, paraya çevrilmediğini, davacının kendisine borçlu olduğunu belirterek sözleşmeye ya da rekabet düzenini bozmaya yönelik davranışları bulunmadığından davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
Birleşen davada dosya kapsamına taraflarca sunulan delillerden;
Davacı şirket tarafından davalı tarafa keşide edilen —— sistemi üzerinden girilen siparişlere davalı şirket tarafından verilen yanıtın kabul edilebilir olmadığı; teminat mektubuyla —– bedelin iki katı tutarındaki siparişlerin onaylanarak süresinde müvekkiline ürünlerin teslimini; aksi halde cari ilişkiye aykırı davranılmasına dayalı uğranılan maddi zarar ile müvekkilinin uğradığı itibar kaybının giderilmesine yönelik manevi zararın tazmini için dava açılacağının—-bildirildiği,
Davalı Şirketin —- başlığı altında —-Tarafınıza bildirilen fiyat artış bilgisi kapsamında yeni fiyatlara geçiş öncesinde yaşanan sipariş taleplerinin yoğunluğu nedeniyle, müşterilerin —-sisteminden verdiği sipariş taleplerinin karşılana bilmesi ve işleme alınabilmesi için bugün — tarihinde kredi limiti yetersiz olan müşterilerin —kadar kredi limitlerini açtırmaları, aksi takdirde sipariş taleplerinin sistemden silineceği ve işleme alınmayacağı; her halükarda mesai saati bitimi olan—–itibariyle kredi limiti yetersiz olan müşterilerin sipariş taleplerinin sistemden silinerek karşılanmayacağının” bildirildiği,
görülmüştür.
Taraf şirketlerin ticari defter kayıt ve dayanak belgeler üzerinde yaptırılan mali bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporlarda özetle; —davacı şirketin ibraz edilen —uyarınca ilgili kanun maddeleri hükümlerine göre yasal süresi içinde — gönderildiği ve beratlarının oluşturulduğu, — Hükümleri uyarınca tutulduğu, buna göre — göre kendi lehine delil teşkil ettiği,— yılında; davacının, davalıya önceki dönemden — borç bakiyesi bulunduğu, —mal satın aldığı, — ödeme yaptığı ve — borç bakiyesi kaldığı,— yılında; davacının, davalıya önceki dönemden — ödeme yaptığı ve — yılında; davacının, davalıya önceki dönemden — borç bakiyesi kaldığı, ——- borç bakiyesi kaldığının tespit edildiği, davalı şirketin incelemeye sunulan ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, dolayısıyla lehine delil niteliği taşıdığı, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında da —yılında; davalının, davacıdan önceki dönemden —alacak bakiyesi bulunduğu, — mal satışı yaptığı, —ahsilat yaptığı ve — alacak bakiyesi kaldığı, —yılımda; davalınım, davacıdan önceki dönemden — alacak bakiyesi bulunduğu, — mal satışı yaptığı, — tahsilat yaptığı ve —– tarihi itibariyle — atacak bakiyesi kaldığı,— yılında; davalının, davacıdan önceki dönemden — alacak bakiyesi bulunduğu, –mal satışı yaptığı —- alacak bakiyesi kaldığı, — yılında; davalının, davacıdan önceki dönemden — alacak bakiyesi bulunduğu, — mal satışı yaptığı —tahsilat yaptığı ve — tarihi itibariyle — alacak bakiyesi kaldığının tespit edildiği, davacı şirket tarafından davalı şirkete mal siparişi için toplamda —- bedelli davalı lehine teminat mektupları verildiğinin, davacı tarafından davalıya verilen teminat mektuplarının süreleri dolanlara — teminat mektubu verildiği, uyuşmazlığa konu sipariş tarihinde davacının davalıya —-bulunduğu; buna karşılık davalı nezdindeki teminat miktarının —- bildirilmiştir.
Hukuk sistemimizde genel olarak kişiler, özel hukuk alanında diğer kişilerle olan ilişkilerini hukuk düzeni içinde kalmak şartıyla diledikleri gibi düzenler, diledikleri konularda diledikleri kişilerle sözleşme yapabilirler. Borçlar Kanununda öngörülen sözleşme özgürlüğü ilkesinin bir sonucu olarak doğan bu olanak hak irade özerkliği prensibi ile —– teminat altına alınmıştır. Sözleşme özgürlüğü çerçevesinde kanun tarafından düzenlenmiş olan sözleşme tiplerinden ayrı karma veya kendine özgü sözleşmeler yapmak ve bunların koşullarını diledikleri gibi tespit ederek emredici ve yasak koyan kurallara ahlak ve adaba aykırı olmamak koşulu ile yasanın düzenlediği, sözleşme tipini değiştirerek konusunu yasal sınırlar içinde tayin etmek hakkına sahip olunur.
Bu kapsamda, dosya kapsamındaki deliller ve tarafların beyanlarına göre davacı ile davalı arasında; davacıyı davalıdan sürekli mal alma borcu altına sokan ve davalıyı da davacının talebi halinde davacıya mal satma borcu altına sokan ve ileride akdedilecek olan münferit satış sözleşmelerinde uygulanacak temel kuralları kapsayan bir çerçeve sözleşme bulunmadığı sabittir. Sadece davacının sipariş sistemi olan eğer ki online sistemine sipariş vermesi üzerine ve davalının da kabul etmesi üzerine münferit satım sözleşmeleri akdedildiği ve bu sözleşmelere dayalı satış akdi ilişkilerinin kurulduğu ve bu akdi ilişkiler uyarınca da davalının davacıya mal teslim etme borcu ve davacının da bu malların bedelini ödeme borcu altına girdiği ve bu şekilde işleyen ticari ilişkinin taraflar arasında eskiden beri süregeldiği anlaşılmıştır. Tespit edilen taraflar arasındaki süregelen ticari ilişki çerçevesinde davalı tarafından davacıya ——- tanındığı ve bu kredi limiti kapsamında davacı ile veresiye, bedeli teslimden sonra ödenmek üzere satım sözleşmeleri yapıldığı, ancak her bir münferit satım sözleşmesi için davacıya tanınan kredi limiti hususunda taraflar arasında sürekli uygulanan tam ve kesin bir kuralın bulunduğuna ilişkin bir tespit yapılamadığı gibi bu yönde bir ispatta gerçekleşmemiştir. Dolayısıyla davalının her bir münferit satım sözleşmesinin kurulmasından önce somut satım sözleşmesinde uygulanacak kredi limiti hususunda değişiklik yapma hakkına sahip olduğu sahip olduğu sonucuna varılmıştır. Yeter ki bu değişiklik yapma hakkını somut satım sözleşmesi için —– düzenlenen dürüstlük kurallarına aykırı kullanılmasın.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından sipariş sistemi olan —– sistemine ———- itibarıyla belirli miktarda mal satın almaya yönelik sipariş girildiği, fakat davalının siparişlerin teminat miktarı kadar verilebileceği gerekçesi ile ürünlerin teslim edilmediğini ve kredi limitinin üzerinde sipariş veremediği için zarara uğranıldığı iddiası ile maddi zararın tazmini talep edilmektedir.
Davacının kredi limiti yetersiz olduğu için siparişin kabul edilmediği açıkça anlaşılmaktadır. Davacının bu siparişinin davalı tarafından kabul edilmemesi taraflar arasında siparişe konu edilen ürünlere ilişkin olarak münferit bir satım sözleşmesinin henüz yapılmadığı sonucuna varılmaktadır. Davalı taraf kurulmak istenen satış sözleşmesinin —– maddesinde ki subjektif esaslı noktalarından biri olarak kabul ettiği kredi limiti koşulunun gerçekleşmediğinden bahisle taraflar arasında sözleşme henüz kurulmamış olmaktadır.
Başka bir anlatımla tarafların beyanları ve delillere göre; taraflar arasında süre gelen ticari ilişki çerçevesinde oluşmuş olan teamüle istinaden davacının davalı nezdinde — olduğu, — tarihinde verdiği — tutarlı teminat mektubu dikkate alınmaksızın davalı nezdindeki teminatının — tarihinde uyuşmazlığa konu sipariş tarihleri olan—- tenzili sonrasında — davalı uhdesinde teminat kaldığı; davacının — tarihinde verdiği — tutarlı teminat sonrasında toplam teminat —ulaştığı; bu durumda davacının — tarihinde sona eren teminat mektupları dikkate alındığında tamamlamak amacıyla — tarihinde verdiği teminat mektubuyla —yılında ticari ilişkiyi yürütmesi halinde davalı nezdindeki teminat miktarının — olduğu, dolayısı ile teminatını bir misli ve hatta daha da azalttığı, tarafların ihtilaf konusu olmayan ticari defter kayıtlarına göre siparişin verildiği —-ayında yani sipariş tarihi itibari ile davacının davalıya — borcu bulunduğu, buna karşılık davalı nezdindeki teminat miktarının—- olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Davalı şirket, davacı şirketin teminatını geri çekmesi ve davalı şirketin de buna binaen aldığı yönetim kararı ile sipariş verilebilecek ürünlerin toplam bedelinin limit garantisi ile birebir hale getirildiği, bu nedenle siparişin kabul edilebilmesi için —–teminat mektubu ibraz edilmesi gerektiği bildirilerek, davacı tarafın sipariş talebi reddedilmiştir.
Davacının veresiye mal satın almaya yönelik teklifini kabul etmek için davacıdan mal bedeline ulaşacak kadar ek teminat istenilmesi ticari hayatın olağan akışına uygun olup, bu durumun — dürüstlük kuralına aykırı olduğu söylenemez—- girildiğinde uyuşmazlık olmayan siparişin onaylanmama sebebinin taraf beyanlarından ve dosya kapsamında sabit bir şekilde anlaşıldığı üzere teminatın yetersizliği gerekçesine dayanmıştır. Davacıya —- giriş ve kullanıcı şifresi verilmesinin sistem üzerinden dilediği kadar ve dilediği zamanda mal alma hakkı tanıdığının düşünülemeyeceği, çünkü belli bir kota ve limite göre satıcının onay vermesini gerektirdiği, dolayısıyla eğer ki online sisteminde davacıya şifre tanımlanmış olmasının, satıcının onayı olmadan dilediği kadar sipariş verme hakkı tanımamaktadır. Mali bilirkişi incelemesinde de tespit edildiği gibi —–buna karşılık teminat tutarının —– olduğu, davacının davalı ile arasında süregelen ticari ilişkide verilen teminat tutarının iki katı tutarında sipariş vererek mal alabiliyorken, davalının daha sonraki siparişlerde teminat mektubu tutarı kadar sipariş almayı kabul etmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki süregelen ticari ilişkide bir çerçeve sözleşme dahilinde olmadan birbirinden bağımsız olarak yapılan satış sözleşmeleri mevcut olup, önceki sözleşmelerin sonraki sözleşmeleri bağlayan bir yanı bulunmadığı açıktır. Nasıl ki davacı şirket —- tarihinde davalı şirket nezdindeki mevcut teminat mektubu bedelini —— indireceğini bildirdiğine göre, taraflar arasında teminatın belli bir miktarda ve/veya satın alacak ürün bedelinin teminata göre belirlenmesi konusunda yazılı bir sözleşme bulunmadığı gibi bu yönde bir ticari teamülün oluşmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu nedenle davalının ticari kararı olarak siparişe onay vermemesi —- anlamında dürüstlük kuralına aykırı davranış olarak değerlendirilemeyeceği ve bu nedenle davalının davacıya karşı akdi veya haksız fiil kapsamında tazminat sorumluluğu doğmayacağı sonuçlarına varılarak birleşen davanın reddine karar vermek gerektiği vicdani kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi açıklandığı üzere;
1.Asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı REDDİNE,
ASIL DAVADA :
1-Başlangıçta peşin olarak alınan —harcın ıslah/tamamlama harcı —ile birlikte alınması gerekli olan — harçtan mahsubu ile fazla alınan —-karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Tamamı reddedilen maddi tazminat davası yönünden davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T 13/4 maddesi uyarınca 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalı ‘ya verilmesine,
4-Tamamı reddedilen manevi tazminat davası yönünden davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T 10/3 maddesi uyarınca 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalı ‘ya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Birleşen—–
1-Başlangıçta peşin olarak alınan 170,78 TL harcın alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 90,08 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Tamamı reddedilen maddi tazminat davası yönünden davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalı ‘ya verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, asıl ve birleşen davacı vekili ve asıl ve birleşen davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———— Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2022