Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/316 E. 2018/1199 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/316 Esas
KARAR NO : 2018/1199

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/03/2017
KARAR TARİHİ : 06/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının yasa uyarınca kurulan bir insan kaynakları firması olduğunu, bankalarıa finans kurumlarına ve diğer şirketlere yardımcı personel temin ettiğini, personellerin yarım veya tam zamanlı olarak şirketlerde istihdam edilerek temizlik hizmetleri ve çay-yemek servisi gibi diğer işleri yaptıklarını, cari hesap ekstrelerine göre, borçlu-davalıya verilen hizmetlere karşılık çeşitli tarihlerde fatura kesildiğini, 25/07/2016 tarihinden 58.926,73 tl devren alacak bakiyesinin 26/09/2016 tarihinde 7.423,07 TL olduğunun, başka bir anlatımla o davacının davalıya 58.926,73 TL faturalar kestiğini, her iki firmanın defter ve kayıtları incelendiğide beyanlarıın doğrulancağını, ekstrede yer alan kameller incelendiğnde 3 adet fatura kesildiğni, davalının banka kanalıyla borçlarnına karşılık kısmi ödemelerde bulunduğunu, davalı firmanın yetkililerinin, muhtelif tarihlerde e-mail yoluyla borcu defalarca teyit ettiğini, davalı borcun ödemmesi konusunda telefonla ve e-mail ilie uyarılsa da borç ödenmeyince İstanbul Anadolu ——–. Müdürlüğün 2016/21226 Esas, sayılı icra takibi yapıldığını, ödeme emrini karşı tarafa 14/10/2016 günü tebliğ edildiğini, davalının yasal dayanak olmadan takibe itiraz ettiğini, karşı tarafın resmi defter ve kayıtlarına dayandıklarını, davalının borcunu ödemediğin bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını, tüm bu nedenlerle davalının İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğünün ——. Müdürlüğünün 2016/21226 Esas sayılı dosyaya yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, davalının % 20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davalının medya sektöründe hizmet verdiğini, davacının davalı aleyhine İstanbul Anadolu ———-. İcra Müdürlüğünün 2016/21226 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, süresi içinde takibe itiraz ettiklerini, davacının bu dosya ile itirazın iptali davasını açtığını, söz konusu davanın usul ve yasaya aykırı olup reddi gerektiğini, yaptıkları icra takibine itirazda belirtildiği üzere davacıya böyle bir borcun bulunmadığını, alacağın dayanağının olan belgelerin kabulünün mümkün olmadığını, davalının ticari defter kayıtları incelendiğinde davacının haksız olarak başlattığı icra takibine kötü niyetli olduğunn anlaşılacağını yargılama sonunda toplanacak deliller ve bilirkişi raporu ile davalı firmanın davacıya herhangi bir borcunun olmadığını, davalı borçlu olmadığından advacının % 20 icra inkar tazminatının reddi gerektiğini, tüm bu nedenlerle haksız takip sebebi ile % 20 den aşağı olmamak üzere davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacı tarafından yapılan icra takibinde takibe konu alacak nedeniyle taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi uyarınca cari hesap ilişkisi olmadığı ve davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu ———. İcra Müdürlüğü’nün 2016/21226 Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 11/10/2016 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliğ üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce bir mali müşavir aracılığıyla bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, bilirkişi 08/06/2018 havale tarihli raporunda özetle, davacı şirketin 2016 yılına ait, ticari defterlerinden yevmiye ve kebir defterlerinin e-defter olarak bilgisayar ortamında açılış ve kapanışlarının yapılarak süresinde e-defter beratlarının yaptırılmış olduğu, envanter defterlerinin ise noter açılış onamasının süreleri içinde yaptırılmış olduğu, defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve birbirlerini teyit ettiği, 2016 yılına ait, 120 alıcılar açık hesap ekstresine göre, davacı ile davalının ticari ilişkilerine 2016 yılı öncesinde başladığı ve 01/01/2016 tarihli açılış fişinde davacının, 1.913,35 TL alacaklı olduğu, davacının kestiği faturalar ve karşılığında davalının yaptığı banka ödemeleri sonrasında, 11/10/2016 icra takip tarihinde davacının 7.423,07 TL davalıdan alacaklı olduğu, davacının 7.423,07 alacağının 128 şüpheli ticari alacaklar hesabına virman yoluyla aktarıldığı, bu aktarım sonrasında davacının davalıdan 7.423,07 TL alacaklı olarak 2017 yılına devrettiği, davacının Temmuz, Ağustos ve Eylül 2016 aylarında bir tam ve üç parttime olmak üzere, davalıda çalışan temizlik personelleri için, aylık 2.474,36 Tl olmak üzere, 3 adet fatura ile toplamda, 7.423,07 TL irsaliyeli fatura kestiği rapor edilmiş, davalı ise bilirkişi incelemesine esas defterleri inceleme günü kendisine tebliğ edilmiş olmasına rağmen, davalı taraf inceleme günü ticari defter ve dayanak belgelerini ibraz etmemiştir, rapor taraflara tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce, celp ve tetkik olunan davalının uyuşmazlık konusu fatura dönemlerine ait,———– Vergi Dairesinden temin edilen BA formlarında davalının fatura dönemlerine ait, beyannamelerde ilgili faturaların vergi dairesine beyan edilmiş olduğu, KDV 2 beyannamelerinin birer örneğinin gönderildiği görülmüştür.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, icra dosyası, vergi dairesinden temin edilen BA formları, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba ve faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, davacının ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde, takip konusu tutarın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının kısmi ödemeler yaptığı, dolayısıyla taraflar arasında bir ticari ilişkinin olduğu, davalının faturalara ilişkin vergi dairesine bildirimde bulunduğu, bilirkişi raporu sonucunda davacının davalıdan 7.423,07 TL alacaklı olduğu, davalının yapmış olduğu kısmi ödemelerin sabit olduğu ve bakiye takip tutarı borcu ödediğine ilişkin makbuz dekont veya başka bir belge sunamadığı, davacının icra takibi yapmakta ve huzurdaki itirazın iptali davasını açmakta haklı olduğu, davacının icra takibinden önce davalı borçluyu temerrüte düşürdüğüne ilişkin bir ihtarının olmadığı, bu nedenle takip tarihinden önce temerrütünün şartlarının oluşmadığı, davacının 69,04 TL işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, davalının itirazının yerinde olmadığı, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1.Davanın KISMEN KABULÜ İLE
2-Davalının İstanbul Anadolu ——–. İcra müdürlüğünün 2016/21226 esas sayılı dosyasında vaki itirazın 7.423,07 TL yönünden iptaline,
3-Takip tarihinden itibaren % 10,5 değişen oranlarda ve kademeli olarak avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Alacağın % 20 si oranıdan hesap edilen 1.484,61 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Başlangıçta peşin olarak alınan 90,51 TL harcın alınması gerekli olan 507,06 TL harçtan mahsubu ile bakiye 416,55 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
6- Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 150 TL, bilirkişi ücreti 750 TL, olmak üzere toplam 900 TL yargılama masrafının, davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 891,60 TL yargılama masrafına, peşin harç 90,51 TL, eklenerek sonuç olarak 982,11 TL’nin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 8,39 TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ———— uyarınca 2180 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ———— uyarınca 69,93 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.