Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/280 E. 2018/262 K. 15.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİKARAR

ESAS NO : 2017/280
KARAR NO : 2018/262

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 15/03/2018

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 09/03/2017 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın yaklaşık 20 yıllık müşterisi olan müvekkili ………. ve annesi … ‘nin davalı bankanın …….. Şubesi nezdinde Ocak 2013 tarihi itibariyle müştereken açtıkları……. nolu vadeli mevduat hesabı sahipleri olduğunu, müşteri profili olarak müvekkillerinin banka işlemlerini istisnasız olarak müvekkili …’nun gerek şubeye giderek gerekse de şube nezdinde görevli müşteri temsilcisi …. ile görüşerek talimat vermek suretiyle gerçekleştirdiğini, müvekkillerinin yaşları itibariyle hiçbir zaman interaktif bankacılık hizmetlerinden yararlanmadığını, müvekkillerinin bugüne dek hiçbir zaman vadeli mevduat hesaplarının gününden önce vadesini bozdurmadıklarının sabit olduğunu, davaya konu olayın 28/07/2016 tarihinde davalı bankanın …….Şubesindeki söz konusu vadeli hesabından vadenin bozulması suretiyle 40.000,00 TL’nin müvekkillerinin rızası dışında müvekkillerinin hiçbir zaman tanımadıkları davalı … tarafından organize ve planlı bir şekilde ……….. Bankası…… Caddesinde bulunan …….. nolu kendi hesabına aktarılması sonucu olayın gerçekleştiğini, davalı bankanın ilgili şubeleri tarafından o anda İzmir ‘de bir yakınının cenazesine gittiği için otobüste olduğundan dolayı müvekkili … ‘ye ulaşılamadığını, müşterek hesap sahibi olarak … ‘ya telefon veya sms veya benzeri vasıtalarla iletişim kurulması gerekirken bu müvekkili ile de iletişim kurulmadığını, konu hakkında davalı bankadan edindikleri bilgilere ve görüntü kayıtlarına göre, davalı davalı bankanın …. Şubesine aynı gün bazı kişi veya kişilerin giderek müvekkillerine ait müşterek hesaptan sahte birtakım evraklarla havale yapmaya çalıştıkları ve nakit para çekmek istediklerini, banka yetkilisinin şüphesi karşısında vazgeçerek işlemi yerine getirmeksizin bankadan ayrıldıklarının öğrenildiğini, davalı bankanın olayda büyük ihmalinin bulunduğunu, olay gününden itibaren 20 yılı aşkın süredir ciddi bir itibar müessesesi olarak her zaman güvenle işlem yaptığını düşündüğü banka ve kendi şubesine defalarca başvurduğunu ve konu hakkında sayısız yardım talebinde bulunduğunu, buna rağmen sağlıklı bir yanıt alınamadığını, müvekkillerinin keşide etmiş oldukları ihtarnamesine dahi cevap verilmediğini, olayın …….. Başsavcılığına intikal ettirilerek …….Başsavcılığının ……….Soruşturma nosu ile soruşturmanın devam ettiğini, olaydan sonra tüm birikimlerini kaybeden müvekkillerinin bankalara ve insanlara güvenini kaybettiklerini, psikolojilerinin bozulduğunu, olayın müvekkillerinde oluşturduğu ruhi ve ekonomik çöküntü ve olayda davalıların kusur ve ihmali de nazara alınarak hak ve nesafet kurallarına uygun miktarda maddi ve manevi taleplerinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 40.000,00 TL maddi ve … içni 15.000,00 TL, … yönünden 15.000,00 TL manevi tazminatın davalı banka yönünden haksız fiil ve sözleşmeye aykırılık tarihinden itibaren işleyecek bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile davalı … yönünden yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili,……… A.Ş. ‘ye hitaben Mahkememize sunduğu 04/05/2017 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: cevap dilekçesini tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, davalı … ‘ya hitaben Mahkememize sunduğu 04/05/2017 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: söz konusu olay ile ilgili olarak yürütülen soruşturmada baş şüphelinin davalı … ‘nın olduğunu beyanla dava dilekçesinin kabulü ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı ………. vekili Mahkememize sunduğu 26/04/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: müvekkili bankanın adresi itibariyle mahkemenin yetkisiz olduğunu, davacı hesabından yapıldığı iddia olunan para transferinin … adına yapıldığını, davayı kabul etmemek kaydı ile ortada haksız bir işlem var ise tutarın iadesi için diğer davalı … ‘dan bunun istenmesi gerektiğini, söz konusu para transferlerinin davacının hesabından iradi bir şekilde gerçekleştiğini, müvekkili bankanın kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, savcılıkça yürütülen soruşturma sonucu bir isme ulaşıldığı takdirde husumetin bu isme yöneltilmesi gerektiğini, müvekkili bankanın davada pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davacının hesabından yapılan para transferinin kendisine gönderilen sms ‘lerde ki şifrelerin sisteme girilmesiyle gerçekleştiğini, müvekkili bankanın bir kusurunun bulunmadığını, davayı kabul etmemek kaydı ile davacının telefonunun yönlendirildiği ihtimalinde dahi müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, davanın ihbar edilmesini istedikleri …… A.Ş. ‘nin ağır kusuru nedeniyle sorumlu olacağını, savcılıkta ifade veren davacı … ‘in ifadesinde kendisine gönderilen şifreleri bizzat üçüncü kişilerle paylaştığını itiraz ve ikrar ettiğini, davacılar ile ilgili olarak hiçbir şekilde sahte hesap açılmadığını, dana önceki tarihlerde davacıların internet bankacılığını kullandıklarının müvekkili banka kayıtlarında sabit olduğunu, manevi tazminat şartlarınını oluşmadığını, davacıların kötü niyetli olduğunu beyanla öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini, olmadığı takdirde müvekkili yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, olmadığı takdirde davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ………… A.Ş. vekili Mahkememize sunduğu ……… havale tarihli cevap dilekçesinde özetle:
Davalı … vekili Mahkememize sunduğu …….. havale tarihli ikinci (2.) cevap dilekçesinde özetle: davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili hakkında neye dayanarak dolandırıcılık yaptığından bahsedildiğini ve yine müvekkilinin ne gerekçe ile organize ve planlı bir şekilde hareket ettiğinin gerekçesini bulamadıklarını, müvekkili hesabına Mustafa isimli bir kişi ile arasındaki bir alacak ilişkisi nedeni ile para gönderileceğini bildiğini, ancak kimin hesabından geleceğini bilmediğini, hesaba gelen paranın alacağından daha fazla olması nedeni ile ………… isimli kişiye gelen paranın fazla kısmını iade ettiğini, müvekkilinin kimse ile organize ve planlı kişi veya kişilerle birlikte hareket etmediğini, kimseyi dolandırmadığını, manevi tazminat taleplerinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili Mahkememize sunduğu …… havale tarihli ikinci (2.) cevap dilekçesinde özetle: cevap dilekçesini tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacılara ait ortak hesaptan davacıların bilgisi ve rızası olmadan internet bankacılığı aracılığı ile davaya konu 40.000,00 TL’nin davalı … ‘ın hesabına havale edilmesi işleminde davacıların herhangi bir kusurunun bulunup bulunmadığı, davalı bankanın mevduatı korumak için gerekli güvenlik önlemlerini alıp almadığı, davalı bankaya husumet yöneltilip yönetilemeyeceği ve mahkememizin yetkisi noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği; Bankanın mevduatı koruma yükümlülüğünü yerine getirememesi nedeniyle mevduat hesabından meydana gelen kaybın tazmini, davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi; 6098 sayılı TBK’nın 112. maddesindeki “ – Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.
” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır(TTK m.4). Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.(TTK m.5).
Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir(TTK m.11 ).
Esnaf ise; ister gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri esnaf işletmesi için öngörülen sınırda kalan, sanat veya ticaretle uğraşan kişidir(TTK m.15 ).
Buna karşılık, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden(TKHK m.3/k) davacı ile ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan(TKHK m.3/ı) davalı arasında tüketici işlemi(TKHK m.3/l) bulunmaktadır.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, banka kayıtları, İstanbul …… Soruşturma sayılı dosyası, davacıların …………. sorgu kayıtları, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; uyuşmazlığın davacılara ait ……………. İstanbul-……….Şubesi ‘ndeki ……. nolu vadeli mevduat ortak hesaptan davalı … ‘nın ………. Bankasının………… Caddesi Şubesi’ndeki ……… nolu hesabına……… tarihinde 40.000,00 TL’nin havale edildiği, para çıkışının yapıldığı davacılara ait ortak hesabın davalı banka kayıtlarına göre bireysel hesap olduğu, davacılar ile davalı banka arasında ihtilafın bankacılık hizmetleri sözleşmesinden kaynaklandığı, bu işlem, 6502 sayılı kanun uyarınca tüketici işlemi olup, davacıların tüketici sıfatına haiz bulundukları, davalı bankanın ise sağlayıcı olduğu, buna göre dava tarihinde yürürlüğe girmiş olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3, 73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu, her ne kadar bankacılık işlemleri Ticaret Kanununda ticari dava olarak düzenlenmiş ise de yürürlük tarihi Ticaret Kanunundan daha sonra olan ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ayrıca tüketici hakkında öncelikle uygulanması gereken özel nitelikteki 6502 sayılı TKHK uyarınca uyuşmazlığın Mahkememizin görevine girmediği, görevin tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlıklara ilişkin olması nedeniyle tüketici mahkemesine (TKHK m.73) ait olduğu, her ne kadara davalı … ile davacılar arasında sözleşmesel bir ilişki bulunmasa da davalılardan biri hakkında özel görevli bir mahkemenin bulunması halinde uyuşmazlığın davanın tüm tarafları yönünden bu özel görevli mahkemece çözümlenmesi gerektiği, mahkemenin görevli olmasının(HMK m.114/1-c) dava şartlarından olduğu, mahkemece, dava şartlarının mevcut olup olmadığının, davanın her aşamasında kendiliğinden(HMK m. 115/1) nazara alınacağı, tespit edilen dava şartı noksanlığının giderilmesinin mümkün olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak yargılama harç ve giderleri görevli mahkemede değerlendirilmek üzere Mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı..