Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/26 E. 2021/461 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/26 Esas
KARAR NO : 2021/461

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 04/01/2017
KARAR TARİHİ :

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı —- davalı ..– sermayesinin %30 u oranında hisseye —-ortaktan biri olduğunu, aynı zamanda ——kurul kararı ile —- verildiğini, şirket ——- olağan — diğer bir ortağı —-yönelik davranışlarda bulunduğunu —- verme gereği duymaksızın şirketin—- olduğunu, kendisine—— ve karşılaştırılmalı gelir — gerçeğe aykırı bir beyanla sunulduğunu, davalı şirketin haklı bir gerekçe belirtmeksizin 2011 yılından itibaren şirketin oldukça kar etmesine rağmen kar payının dağıtılmadığını—herhangi —- ayrılmaksızın tamamının yasal ve olağanüstü —ayrılmasına” karar verildiğini, makul ve haklı— kararın keyfi olarak alındığını, tamamı ile ortaklıktan doğan haklardan yoksun kalınmasının amaçlandığını, ———- rağmen aylık olarak herhangi bir ücret almadığını iddia ederek;—- haklı sebeplerle şirket ortaklığından ayrılmayı, —— tespit edilerek kendi hissesi oranında karını talep ve dava etmiştir——
CEVAP :
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde, müvekkili davalı ———– dava ile herhangi — bulunmayan ——- yönelik —- bulunduğunu iddia ettiğini, bunlara ————– değiştirilmesi——— aday gösterilmemesini sunmakta olduğunu davacının bu gerekçelerinde haklı olmadığını,—– TTK m.573 ile 644 arasında düzenlendiğini, —– —- edilen varlıklar olduklarını, TTK m. 616 (1) (b)’de—- atanmaları ve görevden alınmaları —— devredilmez yetkileri arasında sıralandığını, Dolayısıyla iddia edilenin aksine davacı …’—– aday gösterilmemesi ve seçilmemesi —olmasının aksine, —- hak ve yetkisi olduğunu, davacının da katılmış olduğu ———-müdürü olarak seçilmesine OY BİRLİĞİ ile karar verildiğini davacı aynı toplantıdaki bir başka karara muhalefet etmiş olmasına rağmen bu karara muhalefet şerhi koymadığını, bununda rızasını gösterdiğini,–görevinin zorla sona erdirildiği —– şirketten uzaklaştırmaya çalıştığını iddia ettiğini, bu iddiasının yerinde olmadığının ortada olduğunu söz konusu genel kurul kararını mahkemeye sunduklarını,— sona eren davacının—— ifa sırasında gerekli olan—— ihtiyacı bulunduğunu,— atanmasıyla birlikte işlerin olağan akışı gereği ilgili şifreler —-tarafından atanan— kullanımına sunulduğunu, görüldüğü üzere, davacı tarafın, şirketten uzaklaştırılmaya çalıştırılması gibi bir durum söz konusu değildir. müdürleri görevden almak ——– devredilmez yetkileri arasındadır. müvekkilimiz işbu yetkisini kullanmış ve ——– davacının artık görev alanına girmeyen — —— ilgisi kalmadığını, davacının —- ulaşamadığı iddiası da gerçek dışıdır. zira davacının —— aktiftir, hiçbir zaman —— edilmemiştir. mevcut —- ulaşımında — yaşamasının söz konusu olmadığını İddia edildiği üzere diğer ortaklar tarafından herhangi bir şirketten uzaklaştırmaya çalışma söz konusu olmadığını, davacının — olduğunu ve tüm ortaklık haklarından faydalandığını, TTK m.638/2’de şirket ortaklarının ortaklıktan çıkma haklarını dava yolu ile kullanmaları öngörülmüş olsa dahi, dürüstlük ve iyi niyet kuralları gereği, öğretide, mahkemeye başvuru öncesinde ——— bildiriminde bulunması kabul edilmeyeceğini, şirket’in bu bildirimi reddetmesi halinde dava yoluna başvurulması iyi niyet kurallarına uygun olduğunu,—– arasında, bu şekilde bir başvuruyu olanaksız —–husumet bulunmadığını,—- şekilde bir bildirimde bulunmadan doğrudan dava yoluna başvurması kötü niyet göstergesi olduğunu, davacı müvekkil şirkete 19/04/2016 tarihinden beri gelmediğini,———– şirkete ulaştırmadığını, dava dilekçesinde müvekkilinin makul bir gerekçeye dayanmadan 2011 yılından itibaren şirketin oldukça kar etmesine rağmen, şirket karını haklı bir sebebe dayanmaksızın — iddia edilmekte ve —– yılları arasındaki döneme ilişkin kar payı talep ettiğini, tüm bu nedenlerle davacının müvekkil şirketten herhangi bir kar payı alacağı bulunmadığını belirtmiş olup davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, davacının %30 hissedarı olduğu davacı şirketten haklı nedenlerle çıkma ve çıkma payının tespit edilerek ödenmesi istemine ilişkin olup, TTK 638 ve devamı maddelerine dayanmaktadır.
Tarafların tüm delilleri celp olunarak dava dosyası ve davacı şirkete ait tüm ticari defter kayıt ve dayanakları belgeler üzerinde bilirkişi incelemeleri yaptırılarak raporlar alınmıştır.
Davalı şirketin— dosyasının celp olunarak yapılan incelemesinde şirketin ana sözleşmesini — tarihinde — —- edildiği, davacı … —– olduğu, şirketin—— seçildiği, şirketin —— karar——– sermaye —-kısmını —böylece şirket ortaklık yapısının———– davacı ..— (%30) 100 pay karşılığı 5.000,00 TL——- (%10) , 50 pay karşılığı 2.500,00 TL sinin —— (%5) ait olduğu, —— toplantısında alınan karara göre;——- ——3 yıl süre ile uzatılmasına, ————— altında ——— her konuda temsil ve ilzam etmesine,——- veya —– etmesine yetkili kılındığına karar verildiği, ——-alınan karar —–görevine son verileren 3 yıl görev yapmak üzere —– .—- seçilmesine, kendisinin ———–koyacağı imza ile her zaman ve her yerde sınırsız olarak münferiden temsil ve ilzam etmesine, ticari mümessil veya vekil tayin etmeye, toplantıya katılan ortakların oy birliği ile karar verildiği, kararların alındığı bu toplantıda davacı ..—- bulunduğu ve kararın alınmasında olumlu oy verdiği tespit edilmiştir.
Çıkma ve çıkarılma başlığı altında düzenlenen TTK 638 maddesi; “(1) Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir. (2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine… Diğer önlemlere karar verebilir.” hükmünü ihtiva etmektedir. Yasal düzenlemenin 1. Fıkrasına göre,—- sözleşmesinde, haklı nedenler olmaksızın, ortaklar için çıkma hakkının tanınabileceği ön görülmektedir. Bu kural çerçevesinde sözleşmeye, şirketin bölünebileceği veya haklı nedenlerin varlığı halinde çıkma hakkının kullanılabileceği hükmü de getirilebilir. 2. Fıkrasına göre, şirket sözleşmesinde herhangi bir özel düzenleme yoksa her ortak haklı nedenlerle şirketten çıkma davası açabilir. Hangi nedenlerin haklı nedenler olduğu şirket sözleşmesi ile öngörülebilir. Haklı nedenler için bir belirleme güçlüğü bulunmakla birlikte, TTK 245 maddesi ile TTK 531 maddesi hükmü ve öğretideki bu konuda olan çözüm yollarına da başvurulabilir. Somut uyuşmazlıkta davacı taraf haklı neden olarak— azledilmesini,– yüksek olmasına rağmen düşük gösterildiği, uzun süre ———çıkartılarak şirketten dışlandığı hususlarını ileri sürmektedir.
Davalı —- kayıt ve dayanak belgelerinin mali bilirkişi aracılığı ile yaptırılan incelenmesinde; 2012-2016 döneminde —-yapılmadığının tespit edilmiştir. Her ne kadar davalı —yapıldığını iddia etmiş ise de bu durumu ispatlar şekilde herhangi bir genel kurul kararı ya da ticari defter kayıt dayanakları sunulmamıştır.
Haklı neden olarak ileri sürülen yukarıda yazılı hususların ortaklığın devamını çekilmez kılacak nitelikte olması gerekmektedir. Bu itibarla Yargıtay bir ortağa sürekli bilgi verilmemesini, şirketten dışlanılmasını ve şirketin kötü yönetimini haklı neden olarak kabul etmektedir. Somut uyuşmazlıkta davacının müdürlük görevinden azledilmesinin haklı neden olarak kabulü mümkün değildir, çünkü—- ortaklıklarda bir hak olarak değerlendirilemez, kaldı ki davacı —— seçilmesi kararında olumlu oy kullanmıştır. Şirketin— bilançonun yanlış verildiği iddiası bakımından bunun ispatlanması gerektiği bir yana, davacının —dönemde bu tür faaliyetlerde bulunulması zaten söz konusu olmayacaktır, zira bilanço düzenleme yükümlülüğü — üzerindedir. Dolayısıyla bu kısım ile ilgili olarak hangi döneme ilişkin bu tür hukuka aykırılıklarda bulunulduğu ve bunların ispatlanması gerekmektedir. İddiaya konu edilen dönemde davacı —- olarak görev yapmaktadır. Yargıtay tarafından uzun süre—yapılmamasının haklı neden olarak kabulü genel olarak — haklı neden olarak kabul edilmemektedir. Ancak eklenen diğer sebeplerle birlikte çıkma için haklı sebep niteliğinde değerlendirmek mümkündür. Yinede burada —yapılmamasının gerekçelerine bakılması gereklidir. Yine bu dönemde davacı yetkili müdür olarak görev yapmakta, kar dağıtılmamasına ilişkin genel kurul kararlarının iptali yönünde yasal hakkını kullanabilecekken kullanmadığı da dosya kapsamında sabittir. Davacının şirketten dışlanmasının çıkmada haklı sebep olarak değerlendirmek mümkündür ancak bunun da Yargıtay içtihatlarına göre dışlanmanın belirli bir yoğunlukta olması ve ortaklıktan kaynaklanan hakların kullanılmasında sorunlar yaşanması, eşit işlem ilkesine aykırılık oluşturacak sonuçlara sebebiyet verilmesi gerekmektedir. Dosya kapsamındaki delillere göre davacının bu iddiası —-görülmeyerek aşağıdaki şekilde davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1.Davanın REDDİNE,
2.Başlangıçta peşin olarak alınan 853,88 TL karar ve ilam harcının işin hitamında ödenmesi gereken 59,30 TL harçtan fazla olduğu anlaşıldığından 492 sayılı Harçlar Kanunun 31. maddesi gereğince fazla alınan 794,58 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya ödenmesine,
2. Davacı tarafça yapılan masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
3.Davalı tarafça yapılan 41,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
4.Davalı taraf yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte —- uyarınca hesaplanan 7.300,00 TL nispi avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5.Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı ve vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.