Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/257 E. 2023/116 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2017/257
KARAR NO : 2023/116

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/03/2017
KARAR TARİHİ : 08/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 03/03/2017 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ———– ——–üzerinden —— sitelerinin sahibi olan önde gelen —— olduğunu, —– belgesine sahip olduğunu, müvekkili şirketin,——- düzenleyeceği turlar için —–Davalı ….—– imzaladığını, —– Sözleşmesi’nin 10. Maddesine göre —-Sözleşmesi’nden doğacak uyuşmazlıklarda Türkiye Cumhuriyeti Kanunları uygulanacak olup, —– münhasıran yetkilidir. Kaldı ki, Türk Medeni Kanunu’nun 25. Maddesinin son fıkrasına göre davacıya kişilik haklarının korunması için kendi yerleşim yerinde dava açma hakkı da tanındığını, — Sözleşmesi’nin 2. Maddesine göre, Davalı ——— göndereceği müşteriler için ————yapacak,——–arasında —— sağlayacağını, Ayrıca, —- kaldıkları süre içinde karşılaşabilecekleri sorunlar konusunda rehberler ile müşterilere yardımcı olacaktır şeklinde düzenlendiği,— Sözleşmesi’nin 3. Maddesine göre, Davacı — hizmetlere karşılık Davalı ——— bedellerini —– bedellerini fatura karşılığında ödeyecektir. Davalı ——- aldığı bu bedeller üzerinden karını aldıktan —- konaklama ücretlerini ve —– ücretlerini ödeyeceğini, —- Sözleşmesi’nin 4.1 ve 4.4. Maddesinde ise rehber hizmetlerinde çalışan tüm rehberlerin sosyal ve ekonomik haklarından Davalı —- olacağı, rehberlerin Davacı—–herhangi bir işveren-çalışan ilişkisi olmayacağının kayıtlı olduğunu, davacı Müvekkili Şirketin esasen—- Davalı —– sözleşme ile yenilenmek kaydıyla çalıştığını, davacı müvekkili şirketin işbu davanın konusu—-imzalayacağı günlerde, aynı anda ————– onlarla görüşmeleri de sürdürmekteyken davalı —– ödeme sıkıntıları içinde olduğunu ve kendisi Davalı ——– —– ödemelerini zamanında yapmasına rağmen, Davalı —— ödemeleri ——yapmakta geciktiğini öğrendiğini davacı Müvekkili Şirketin bu durum karşısında, —– için —- önden yapılacak avans ödemelerinin— ulaşmasını —- almak istediğini, bunun için de ekteki ———- Sözleşmesi’nin 3.1. Maddesine özel bir paragraf eklediğini, —-, Davacı Müvekkil —–ve lehtar olarak Davalı ——- tarafından hemen ciro edilerek erken ——–yapılan —– altına alındığını, nitekim, daha sonra Davacı Müvekkil Şirket ile Davalı ——- arasında imzalanmak üzere —- hazırlandığını, —– Davacı Müvekkil Şirket ve Davalı —— Sözleşmesi’nin—– imzasından hemen sonraki günlerde, Davacı Müvekkil Şirket müşterilerini—– yaptığı görüşmelerde Davalı —ödemelerindeki gecikmelerin arttığını,—– Davalı —— ödemeleri alamadıkları için Davacı Müvekkil Şirket’in ödeme kapasitesinin de sorgulandığını, müşterilerini kabul etmekte istekli olmadıklarını, daha yüksek ücretlerle, daha ———– tehlikesinin doğduğunu anladığını, bu durumun — bölgesindeki ticari itibarına kabul edilemez bir zarar vermesi ve geleceğe yönelik olarak da ticari faaliyetine ve gelirlerine yönelik tehdit yaratması nedeniyle, Davacı Müvekkil — yılından beri çalıştığı davalı —- feshini müzakereye başladığını, — Sözleşmesi’ni hiç bir zarar görmeden derhal feshetme hakkına sahip olduğu ve Davalı —- açıklanacağı gibi — hukukuna aykırı şekilde ticari itibarına zarar vermiş olduğu halde, Davacı Müvekkil Şirketin fesih işlemini iyi niyetle karşılıklı mutabakatla gerçekleştirmeye çaba gösterdiğini, Bu nedenle, —– ziyaret etmiş———- tarihinden itibaren feshetmeyi ve o ana kadar yapılan konaklamalar nedeniyle karşılıklı alacak verecek konusunu mutabakata bağlamayı kararlaştırdıklarını, Gerek bu yazı, gerekse de yukarıda açıklanan ——– nezdinde zedelendiğini tespit ettiğini ve itibarına verilen bu zararı gidermeye çalıştığının en açık kanıtı olduğunu, —- Sözleşmesi’nin 4.1 Maddesinde, davacı Müvekkil Şirket’in göndereceği müşterilerine hizmet verecek tüm rehberlerin sosyal ve ekonomik haklarından davalı —-sorumlu olacağı, rehberlerin davacı —- herhangi bir işveren-çalışan ilişkisi olmayacağının kayıtlı olduğunu, ayrıca, yine 4.1. Maddesinde rehberlerin hizmet verirken Davacı Müvekkil Şirket’in ——— hizmet verecekleri, 4.4. Maddesinde ise Davalı ——— hizmetlerinde —– istihdam edeceği, müşterilerden şikayet gelmemesi için azami dikkat ve özen göstereceği ve dikkat ve özene rağmen doğan zararları derhal gidereceği bildirilmekte olduğunu ancak davacı Müvekkili Şirketin davalı—— sonra, Davalı ——Davacı Müvekkil Şirket’in hizmetlerinde kullandığı —– ödemediği gibi çalıştıkları sürede —– kayıt ve ödemelerini de yapmadığını, rehberlerin de —– konuda şikayet ve başvurular yaptıklarını öğrendiğini bu nedenlerle, Davalı —– Davacı ——-ticari itibarına—— nezdinde de zarar verdiğinin açık olduğunu, Sonuç olarak, mevcut ve dava açıldıktan sonra elde edilebilecek deliller kapsamında, gerek Acentelik Sözleşmesi maddeleri, gerekse de TTK’nun — hakkındaki emredici hükümleri uyarınca haksız eylem ve işlemleriyle Davacı Müvekkil ———— nezdindeki, hem de kendisine verilen hizmetlerde sigortasız çalıştırdığı ve maaşını ödemediği—- nezdindeki ticari itibarına zarar veren Davalı —- Davacı —– Manevi Tazminat ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili 17/04/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından davalı müvekkili şirket aleyhine mahkemede açılmış olan davanın haksız, kötü niyetli ve hukuka aykırı olduğunu reddi gerektiğini, davalı müvekkili şirket ile davacı şirket arasında ——– bu sözleşme öncesinde de tarafların yaklaşık olarak 6 yıl boyunca beraber sözleşme ile çalıştıklarını,davacı tarafın dilekçesinde sunmuş olduğu beyan ve iddiaların birlikte değerlendirildiğinde huzurdaki davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu açıkça ortaya koymakta olduğunu, zira ilk başta ödeme sıkıntısı olduğu iddia edilen bir firma ile basiretli bir tacir olan davacı şirketin neden yeniden sözleşme imzaladığının anlaşılmaz bir durum olduğunu, yine sözleşmeden sonra da yapılan fesih müzakerelerinin daha önceden müvekkili şirket tarfından davacı şirket için —–bildirilmesinin ticari itibarının zedelendiği ve itibarına verilen zararın gidermeye çalıştıklarının kanıtı olarak sunulması aksine bizzat davacı tarafın otellere göndermiş olduğu bu yazı ile müvekkili şirketin ticari itibarının zedelendiğini, davalı müvekkili şirketin gerek sözleşmeyle gerek yasal olarak (TTK, BK) gerekse ticari örf ve adete göre; davacı tarafından yapılan bu haksız ve kötü niyetli feshe rağmen, üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini—- yapmış, kendi ticari itibarının zedelenmesi ve maddi zarara uğramasına rağmen üzerine düşen tüm sorumlulukları eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davacı tarafın iddia ettiği gibi ticari itibarının zedelenmesi gibi bir durumun olmadığı, davacı tarafın ticari itibarının nasıl zedelendiği ve bunun sonucunda nasıl bir zarara uğradığı hususunu kendisi dahi izah edemediğini, davacı tarafın dilekçesinde iddia ettiği gibi ortada ne bir ticari itibar zedelenmesi mevcut ne de bu sebepten dolayı bir zararın mevcut olmadığını belirtmiş olmakla davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında imzalanan——– Sözleşmesi ‘nin davalı tarafça haksız eylem ve işlemleri ile ihlal ederek davacının ticari itibarına zarar verildiğinden bahisle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflarca bildirilen deliller celbolunmuştur. Davacı tarafça bildirilen delillerin bir kısmının temini için mahkememizce —- istinabe evrakı ————yazı cevabı ile istinabe talepnamesindeki talep edilenlerin davayı ıslahla yükümlü olan davacı tarafça mahkeme huzuruna getirilmesinden bahisle iade olunmuştur. Davacı tarafça bildirilen tanığın adresi mahkememizce verilen sürelere rağmen sunulmadığı gibi tanık da mahkememizde hazır edilememiştir. Davacının kendisine verilen yasal süre içerisinde bildirilen tanığın dışında başka bir tanığın dinlenmesine davalı taraf muvafakat etmediğinden dinlenememiştir.
6098 sayılı TBK.nun;
Sorumluluk başlıklı 49.maddesi; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zararın ve kusurun ispatı başlıklı 50.maddesi; “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” şeklinde düzenlenmiştir. Keza; Manevi tazminat talep koşulları TBK.nun 58.maddesinde; “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir…” şeklinde düzenlenmiştir.
Davacı taraf, davalı tarafın sözleşmeye aykırı eylemleri ve ticari itibarına zarar verecek eylemleri nedeniyle zarara uğradığını iddia ederek manevi tazminat talep etmektedir. Ancak somut uyuşmazlıkta davacı taraf somut uyuşmazlıkta sözleşmeye aykırılık nedeniyle kişilik haklarının ne şekilde zedelendiğini ve ticari itibarına ne şekilde zarar verildiğini ispata elverişli delil sunamamıştır.
Yapılan yargılama sonucunda, davacı taraf iddialarını ispatlayamadığından—– Karar sayılı vb.kararlarda dikkate alınarak) ve aşağıdaki şekilde davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1.İspatlanamayan davanın REDDİNE
2.Başlangıçta peşin olarak alınan 1.707,75 TL harcın alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.527,85‬ TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine
3.Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4.Manevi tazminat davası yönünden davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —- 10/3 maddesi uyarınca 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa; artan delil avansını davalıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.