Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/240 E. 2022/127 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/240 Esas
KARAR NO: 2022/127
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 01/03/2017
KARAR TARİHİ: 22/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili — harç tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sattığı ürünlerin bedeli olarak davalı şirkete aralarındaki ticari ilişkiye dayalı — toplam bedelli irsaliyeli faturalar keşide ettiğini, irsaliyeli faturalar alacağının ödenmemesi üzerine davalı aleyhine icra takibine geçildiğini, takip borçlusu davalının herhangi bir borcu bulunmadığı iddiasıyla takibe, borca ve tüm ferilerine itirazda bulunduğundan takibin durduğunu, davalının haksız itirazı üzerine işbu davanın açıldığını, davalının itirazının kötü niyetli olduğundan İİK 67 md uyarınca alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla vaki itirazın iptaline, takibin devamına ve davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili —- tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafın borcun devri sözleşmesi yapıldığını ileri sürerek varlığını iddia ettiği sözleşmeyi delil olarak sunduğunu, delil olarak sunulan sözleşmede davalı müvekkilinin imzasının bulunmadığını, ayrıca bu sözleşmeden müvekkilinin bilgisinin olmadığını, müvekkili tarafından hazırlanmış, imzalanmış ve davalı tarafa iletilmiş böyle bir sözleşmesinin kesinlikle olmadığını, borcunu üstlendikleri iddia edilen —– müvekkili firmanın bir bağlantısı ve ticari ilişkisinin bulunmadığını, hiçbir bağı olmayan firmanın borcunu üstlenmelerinin ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalı tarafça varlığı iddia edilen sözleşmenin şeklen dahi geçersiz olduğunu, taraflarca imzalanmış bir sözleşme olmayıp, noter huzurunda yapılmamış delil niteliği olmayan bir metin olduğunu, açıklanan nedenlerle haklı davanın kabulüne ve davalının haksız itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili bila tarihli davaya yanıt dilekçesinde özetle; davacının iddialarının maddi dayanağının bulunmadığını, huzurdaki davanın haksız ve hukuka aykırı icra takibine dayalı olarak açılmış olup, ispat yükünün davacıda olduğunu, davacı tarafından imzalı borcun nakli sözleşmesi bulunduğunu, —- borcun nakli protokolü akdedildiğini, iş bu protokolde —olduğunu, bu protokole göre davacının dava dışı —–borcunu ödemeyi üstlendiğini, müvekkiline karşı borçlu duruma geldiğini, ödeme konusunda müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, alacak iddiasının dayanağı faturaların borcun nakline ve alacağın devrile ilişkin olduğunu, davacının haksız ve kötü niyetli takip sebebi ile kötü niyet tazminatı ödemesi gerektiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili—– dilekçesinde özetle; alacak iddiasının dayanağı faturaların borcun nakline ve alacağı devrine ilişkin olduğunu, borcun nakli için borçlu ile borcu yüklenmeyi kabul eden kişi arasında gerçekleştiğini ve alacaklının da bu nakle icazet verecek şekilde iki ayaklı gerçekleştiğini, somut uyuşmazlıkta, dava dışı — müvekkiline borçlu olduğunu, dava dışı ——-müvekkili arasında borcun nakline ilişkin bir anlaşma olduğunu, borcun naklinin müvekkili şirketçe kabul edildiğini, müvekkili ——- öncü bir kuruluş olduğu ve kendisinin de —– olduğu dikkate alındığında, davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği fatura konusu malların müvekkili şirketçe davacıdan satın alınmasının ticari hayatın akışına uygun olmadığını, müvekkili şirketin söz konusu ürünleri borcun nakli sözleşmesi uyarınca davacı tarafça yüklenilen borcun ödenmesi amacı ile müvekkili şirkete teslim edildiğini, yani söz konusu mal bedellerinin müvekkili şirketin alacağından mahsup edildiğini, bu nedenle müvekkili şirketin faturalar konusu mal bedellerinden kaynaklı bir borcunun bulunmadığını, dava dışı şirket ile müvekkili arasında yapılan mahsup virmanlarının müvekkili şirket kayıtları ile sabit olduğunu, yapılacak bilirkişi incelemesi tüm bu hususların tespit edileceğini, dava konusu faturalarda imzası bulunan—– söz konusu malların müvekkili şirkete teslim edilip edilmediği, edilmiş ise ne amaçla teslim edildiği hususlarında tanık olarak dinlenmesini talep ettiklerini, davacı tarafından imzalı borcun nakli sözleşmesi mevcut olduğunu, müvekkili şirketin borcu bulunmadığını, imza incelemesi taleplerinin bulunduğunu, zira davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde müvekkili tarafından imzalanmış sözleşme bulunmadığını iddia ettiğini, borcun nakli protokolünün — tarihinde akdedildiğini, —— şirket hislerini devraldığını, bu halde protokol tarihinde geçerli imza sirküleri vb ticari belgeler üzerinde protokolde mevcut imzan şirket etkilisinin el ürünü olup olmadığının —- tespitini talep ettiklerini, borcun nakli sözleşmesinin şeklen geçersiz olduğu iddiasının kabul edilemez olduğunu, yaptıkları açıklamalar doğrultusunda haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup İİK 67 vd maddelerine dayanmaktadır.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak dava dosyası ve ibraz edilen davacı ve davalı şirkete ait tüm ticari defter , kayıt ve dayanakları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır. Alınan raporun dosyadaki verilere uygun ve denetime açık bulunduğu anlaşılmakla, hükme esas alınmıştır.
Davaya konu —-sayılı takip dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde ; davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine ——- alacağın faturaya dayalı olduğu belirtilerek tahsili için genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, davalının süresi içerisinde takibe itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Takibe dayanak yapılan davacı tarafından davalı adına düzenlenen toplam — irsaliyeli faturalar toplamının — olduğu irsaliyeli faturalar altında davalı adına teslim alan kısmında —isim ve imzasının olduğu görülmüştür.
Davacı tarafından icra takip talebinde—- işlemiş faiz talebinde bulunulduğu, ancak dava dilekçesinde asıl alacak üzerinden harç yatırıldığı ve dava dilekçesi sonuç kısmında davalının takibe itirazının iptaline karar verilmesi talep edildiği anlaşılmakla davacı vekiline takip öncesi işlemiş faiz talebinin bulunup bulunmadığı hususu ——- tarihli duruşmada sorulmuş olup, davacı vekili beyanında takip öncesi işlemiş faiz talebi bulunmadığını, talebinin asıl alacağa yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğu hususunda beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce ön inceleme duruşmasında dava konusu uyuşmazlık tespit edilmiş ve tarafların—- yıllarına ilişkin tüm ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişiden inceleme yapılmak üzere rapor alınmış olup, bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu — tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre usulüne uygun tutulduğu anlaşılan — icra takip tarihi itibariyle davalı taraftan takibe konu edilen faturalardan dolayı— alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerinde yapılan incelemeye göre ise davacı tarafın düzenlediği takip ve dava konusu — irsaliyeli faturanın davalı ticari defterlerinde aynen kayıtlı olduğu, ancak davalı tarafın —tarihinde davacının borcuna ” protokole istinaden —-açıklaması ile faturalar bedeli kadar —kaydederek hesabı kapattığının görüldüğü şeklinde rapor düzenlediği ve raporun taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür.
Davalı tarafından dosyaya sunulan —–tarihli borcun nakli protokolünün incelenmesinde, taraflarının davacı, davalı ve ihbar olunan—- olduğu, konusunun üstlenen, devredenin alacaklıya olan cari hesaptan kaynaklanan — borcunu devreden adına bizzat alacaklıya ödeneceği olduğu, borcun nakli protokolü sözleşmesinin son sayfasında alacaklı olarak davalı —- İsminin bulunduğu, bu kısımda kaşe ve imza olmadığı, devredenin —-olduğu, bu şirkete ait kaşe ve imza olduğu, üstlenen kısmında ise davacı şirket kaşe ve imzası olduğu, protokolün ekinde ise tarafların imza sirkülerinin olduğu, davacı şirket imza sirkülerinin incelenmesinde şirket yetkilisinin—–olduğu görülmüştür.
Davacı vekili ön inceleme duruşmasındaki beyanında davalı tarafından dosyaya sunulan borcun nakli protokolünün bilgileri dahilinde olmadığını, sözleşme altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığı yönünde beyanda bulunmuştur.
Davacının imza itirazı üzerine mahkememizce davacı şirketin protokolün imzalandığı tarih olan —- tarihindeki şirket yetkilisinin tespiti yönünden davacı şirket —celp edilmiş olup, incelenmesinde bu tarihte davacı şirket yetkilisinin — olduğu görülmüş olup, şirket yetkilisinin mahkememiz huzurunda imza örnekleri alınmış ve sözleşmenin imzalandığı tarih olan — tarihi öncesine ait imza asıllarının bulunduğu yerlerden imza örnekleri celp edilmiş olup, grafoloji uzmanı bilirkişiden borcun nakli protokolündeki davacı şirket imzasının davacı şirket yetkilisi olan — eli ürünü tespiti olup olmadığı yönünden rapor alınmış olup, bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu— tarihli raporunda davacı şirket yetkilisi —- tarihli nüfus cüzdan talep belgesi aslı ve borcun nakli protokolüne ilişkin sözleşme tarihi —-tarihinden sonrasına ait imza asıllarında yaptığı inceleme sonucu inceleme konusu borcun nakli porotokolünde üstlenen davacı şirkete atfen atılmış imza ile davacı şirket yetkilisi —- ait karşılaştırma imzaları arasında imza incelenmesinde kullanılan —– unsurları bakımından önemli farklılıklar saptandığını, söz konusu imzanın mevcut karşılaştırma imzalarına kıyasla davacı şirket yetkilisi —- eli ürünü olmadığı yönünde rapor düzenlemiştir.
Davalı vekili bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde davalı şirket yetkilisinin imzasının bulunduğu yerler bildirilmiş olmasına rağmen imzalar toplanmadan imza incelemesi yapıldığını, dosyadaki mevcut imzalara göre rapor alındığını ve daha önce bildirilen imza örnekleri toplanarak —yeniden rapor alınmasını talep etmiş olup, mahkememizce davalı vekilince bildirilen ilgili kurum ve kuruluşlardan davacı şirket yetkilisi — borcun nakli protokolünün imzalandığı — tarihi öncesine ait imza asılları celbedilmiş ve — imza incelemesi yönünden rapor alınmış olup — tarihli raporda inceleme konusu borcun nakli protokolü başlık belgede—— mukayese imzaları arasında; ——-saptandığından söz konusu imzanın mevcut mukayese imzalara kıyasla —-eli ürünü olmadığına dair rapor düzenlenmiş, rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Davalı vekilinin talebi üzerine, dava borcun nakil protokolünde borcu devreden olarak görünen —— uygun olarak —– ihbar edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, İcra Takip Dosyası ve Takibe Dayanak Faturalar, Borcun Nakil Protokolü, Bilirkişi Raporları, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine — sayılı dosyasından muhtelif tarihli irsaliye faturalar dayanak yapılmak suretiyle —- alacağın tahsili için genel haciz yolu ile ilamsız takip yapıldığı, davalı takip borçlusunun süresi içerisinde takibe itirazı üzerine, takibin durduğu ve itirazın iptali istemli huzurdaki davanın ikame edildiği, alınan mali müşavir bilirkişi raporuna göre davacı tarafından takibe dayanak yapılan faturaların ticari defterlere kayıtlı olduğunu, davacının defter kayıtlarına göre takip tarihi itibari ile —alacaklı olduğu, davacı ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu davalının ticari defter ve kayıtlarına göre takibe dayanak faturaların aynı şekilde davalı defterlerinde kayıtlı olduğu ve davalının davacıya— borçlu gözüktüğü ancak davalının davacı borcuna —– açıklamasıyla —- kaydederek davacı hesabını kapattığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde davacı, ihbar olunan—– ve davalı arasında—- tarihinde borcun nakil protokolü imzalandığını, iş bu protokol ile ihbar olunan —–davalıya olan borcunun davacı tarafça üstlenildiğini ve takibe dayanak irsaliye fatura içeriği ürünlerin davalı şirkete iş bu protokole istinaden teslim edildiğini, bu nedenle davacıya borçlu olmadığını iddia etmiş olup, davalı beyanında sabit olduğu üzere takibe dayanak irsaliye fatura içeriği ürünlerin davacı tarafından davalıya teslim edildiği hususunda bir ihtilaf bulunmayıp, ihtilaf borcun nakil protokolünün geçerli olup olmadığı hususunda kaynaklanmaktadır.
TBK madde 196: borçlunun yerine yenisinin geçmesi ve borcundan kurtarılması, borcu üslenen ile alacaklı arasında yapılacak sözleşme ile olur. Hükmüne istinaden davalı her ne kadar davacı ile borcun nakline ilişkin protokol imzalandığını iddia etmiş ise de, davacı beyanında borcun nakil protokolüne ilişkin sözleşmeden haberdar olmadıklarını ve müvekkili şirket adına atfen atılan imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını iddia etmiş olup, mahkememizce celp edilen davacı şirket— dosyasının incelenmesinde, borcun nakil protokolünün düzenlendiği—-tarihinde davacı şirket yetkilisinin —-olduğu tespit edilmiş, imza incelenmesine esas olmak üzere şirket yetkilisinin imza örnekleri alınmış ve imza asılları ilgili kurum ve kuruluşlardan celp edilerek imza incelenmesine ilişkin —- bilirkişi raporu alınmış olup, her iki raporda da borcun nakil protokolünde davacı şirkete atfen atılan imzanın davacı şirket yetkilisi —- eli ürünü olmadığı rapor edilmiş olup, davalı tarafından takibe dayanak irsaliyeli fatura içeriği ürünlerin borcun nakil protokolüne istinaden teslim alındığı ve davacıya borçlu olmadığı yönündeki savunması ispatlanamadığından ve davacının imzasını içerir bir borcun nakli sözleşmesi olmadığından mahkememizce nazara alınmamıştır. Bu haliyle davacı ve davalının usulüne uygun olarak tutulduğu anlaşılan ticari defter ve kayıtlarının birbirini teyit ettiği ve davacının takip tarihi itibari ile davalıdan —- alacaklı olduğu, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu ve icra inkar tazminatı hüküm ve koşullarının oluştuğu ve her ne kadar taraflar tacir ise de davacının takip talebinde asıl alacağı takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasını talep ettiği, taleple bağlılık ilkesi uyarınca asıl alacağa yasal faiz uygulanması gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1.Davanın kabulü ile; davalının ——- esas sayılı dosyasına vaki itirazının ——yönünden iptaline,
2-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-Hükmolunan alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 10.256,00 TL harçtan daha önceden peşin olarak olarak ödenen toplam 1.810,43 TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 8.445,57 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 18.213,21 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvuru harcı, 1.774,43 TL peşin harç, 4,60 TL vekalet ücreti, 1.688,00 TL tebligat, bilirkişi, posta ve diğer masraflar olmak üzere toplam 3.498,43 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——-Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/02/2022