Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/235 E. 2019/239 K. 12.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/235 Esas
KARAR NO : 2019/239
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/02/2017
KARAR TARİHİ: 12/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, dergi yayıncılığı, ilan ve reklam işi ve dergi dağıtım hizmeti ile iştigat ettiğini, davalı borçlu şirket adına yayınlanan ——–Sayısının dağıtımı hizmetinin müvekkili tarafından istlenildiğini, müvekkilinin, üstlendiği işi ifa ettiğini ve tanzim ettiği – tarih —nolu ———TL tutarlı faturayı davalı şirkete tevdii ettiğini, davalının işbu faturaya karşı herhangi bir itirazının veya ihtirazı kaydının vuku bulmadığını, bu suretle fatura içeriğinin kesinleştiğini, bu faturanın davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi ile subut bulacağını, fatura tutarının davalı tarafından ödenmemesi üzerine tahsilini temin için, davalı borçlu şirket aleyhine ——— tarihinde İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğü ——– esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalının haksız ve usulsüz yere ve kötü niyetle—– tarihli dilekçesi ile icra takibine itiraz ederek icra takibi durdurduğunu ve bu nedenle işbu davanın ikamesine zaruret hasıl olduğunu beyanla davalı şirketin icra takibine vaki itirazının haksız ve usulsüz olduğu, icra takip tarihi itibarı ile müvekkil şirketin icra takibine konu edilen tutarda alacağının bulunduğu subut bulacağı cihetle davalarının aynen kabulüne, davalı şirketin icra takibine vaki itirazının iptaline, icra takibinin devamına, icra takiben haksız yere itiraz eden davalı şirketin % 20 icra inkarz tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı firma tarafından müvekkil aleyhine İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğü’nün———- esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, süresi içerisinde vermiş oldukları itiraz dilekçesi ile icra takibinin durdurulduğu ve davacı yan huzurda görülen itirazın iptali davasını ikame ettiğini, söz konusu dava maddi ve hukuki olgu ve dayanaktan yoksun olup daacının tüm taleplerinin reddinin gerektiğini, davacı yan dilekçesinde “davacının dergi yayıncılığı, ilan ve reklam işi, dergi dağıtım hizmeti ile iştigal ettiğini, müvekkil şirket adına yayınlanan ——Sayısının dağıtımı işinin davacı tarafından üstlenildiğini ve davacı tarafın üstelendiği işi ifa ettiğini ancak bunun karşılığında buna ilişkin ödemelerin gerçekleşmediğini iddia ettiğini, ancak aşağıda bahsedilen nedenlerden dolayı başlatılan dava ve icra takibi tamamen dayanaksız olduğunu, davacı firma dergi yayıncılığı ve reklam alanında faaliyette bulunmakla birlikte müvekkil şirketle reklam alanında hizmet vermek için anlaşmış bulunduğunu, davacı taraf üstlenmiş olduğu edimi yerine getirmediğini, davaya ve icra takibine konu alacağın dayanağını oluşturan dergiler müvekkil şirkete teslim edildiğinde söz konusu dergi ve reklamların ayıplı olduğu anlaşıldığını, bu konu ile ilgili davacı tarafa durum aktarılmış fakat ayıplı ifanın gereği yerine getirilmediğini, davacı tarafından verilen hizmet ayıplı olduğu için hizmet bedeli ödenmediğini, alınmayan hizmet için Müvekkil şirket tarafından ödeme yapılmasının beklenmesi hayatın olağan akışına da aykırı olacağını,Türk Medeni Kanunu madde 6 “ Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Hükmünü içerdiğini, dolayısıyla TMK madde 6 gereği iş bu davada borcun var olduğunu ispat yükü davacı üzerinde olup, sunmuş olduğu hiçbir delille borcun varlığını ispatlayamayan davacının tüm taleplerinin reddi gerektiğini, alacaklının kötü niyetli olarak açtığı itirazın iptali davasının reddini ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve davanın reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacı tarafından davalıya takip konusu faturalar nedeniyle fatura bedeli olarak davalıdan dava değer kadarı kadar alacaklı olup olmadığına yönelik açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşıldı.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğü’nün ———-Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından ——–tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliğ üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik olunan İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğü’nün ——— Esas sayılı dosyasından davacı tarafından davalıya karşı—- TL bedelli çek yönünden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile ——- tarihinde takip başlatıldığı, davacı vekili tarafından icra dosyasından ——- tarihi ile feragat edildiği ve feragat nedeniyle dosyanın işlemden kaldırıldığı anlaşıldı.
Mahkememizce 1 nolu celse ile tarafların 2016-2017 yıllarına ilişkin ticari defterleri üzerinde uyuşmazlık konusu hakkında bilirkişiden rapor alınmasına karar verildiği ve bilirkişi ara kararına ilişkin duruşma zaptının davalıya tebliğ edildiği, bilirkişinin dosyaya sunduğu 15/02/2018 havale tarihli raporunda özetle, davacı şirketin 2016 yılına ilişkin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve birbirini teyit ettiği, 2017 yılına ilişkin ticari defterlerinin noter açılış onamalarının süreleri içerisinde yaptırılmış olduğu, yevmiye defterinin kapanış onamasına henüz süresinin olduğu anlaşıldığının, davalı şirketin incelenen ticari defterlerinde davalı şirketin 2016-2017 yılları yevmiye ve kebir defterlerinin e-defter oluşturmaları ile 2016 yılı yevmiye defterinin kapanış oluşturmasının sürelerinde yaptırılmış olduğu, 2016-2017 yılları envanter defterlerinin noter açılış onamalarının sürelerinde yapılmış olduğunu, davacıya ait 2016 yılına ait defterlerinin incelenmesinde davacı ile davalının ticari ilişkilerine davacının davalıya kestiği —– TL bedelli 06/05/2015 tarihli fatura ile başladığı, davacının bu tutar üzerinde kestiği 3 adet ve toplamda 25.960,00 TL faturalar sonrasında davalıdan -TL alacaklı hale geldiği, davalının ——— tarihinde banka yolu ile davacıya yaptığı -TL ödeme sonrasında davalıdan ——- TL alacaklı olarak 2017 yılına devir ettiği, davalının —- TL bedelli çek ile tahsilat yapılması sonrasında davacının takip tarihinde davalıdan 5.310,00 TL alacaklı olduğu, davalı şirket ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde davacı tarafından kesilen 4 adet faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı defter kayıtlarında davacıdan 1.240,00 TL borçlu olduğu, davalı taraf muhasebecisi davacının karşılıksız çıkan çekin arkasını yazdırırken bankanın garanti ettiği 1.240,00 TL tutarı bankadan aldığını, bu tutarı da bankaya ödediklerinden bu tutar kadar alacaklı olduklarını ifade ettiğini, davalının 20.650,00 TL bedelli çekin karşılıksız çıkması üzerinde aleyhlerine başlatılan İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğü’nün ———- Esas sayılı dosyasında 3 aylık tarihte ——– TL ödediklerini iddia ettiğini, davacı tarafın bu ödemelere karşılık davalı alacağının —- TL tutarında kaydettiğini, arada – TL fark bulunduğunu, bu farkında ———-TL fatura bedeli ve- TL bankanın ödediği sorumluluk bedeli tutarından oluştuğunu, sonuç olarak davacının ticari defter kayıtlarından davalıdan 5.310,00 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın ticari defter kayıtlarında ise davacı tarafın 1.240,00 TL borçlu olduğu, taraflar arasında 6.550,00 TL fark olduğu, uyuşmazlığın çözümü için davalı tarafın çek nedeniyle ödediğini iddia ettiği 27.200,00 TL toplam ödeme belgelerinin dosyaya sunulması gerektiği yönünde rapor tanzim etmiş rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili 13/03/2018 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna itirazlarında özetle; davalı tarafından verilen ve icraya konu 20.650,00 TL bedelli çekin takasa verilmek suretiyle ibraz edildiğini, dolayısıyla muhatap bankadan çek garanti tutarının tahsil edilmediğini, davalının çek nedeniyle yapılan icra takibine ödediği tutarın çek tazminatı icra vekalet ücreti, çek komisyon bedeli, icra takip masrafı vb. giderler olduğunu, ve davalıdan haricen çek nedeniyle ——– TL alındığını, huzurdaki davanın konusu —- TL nin çek keşidesine dayanak olan -TL ve – TL tutarlı faturalar ile — tarihli ——TL tutarındaki fatura bedelinin tenzilinden sonra kalan tutar olduğunu, bu nedenle bilirkişi raporundaki farka itiraz ettiği ve ek rapor talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde bilirkişinin eksik olarak gördüğü dava dışı çek nedeniyle yapılan —— tarihli – TL, – tarihli- TL ve – tarihli -TL tutarındaki banka ödeme dekontlarını dosyaya sunduğu anlaşılmış, mahkememizce bilirkişi kök raporu doğrultusunda —- TL tutarlı çek yönünden yapılan İstanbul Anadolu 25 icra müdürlüğü’nün 2——– esas sayılı dosyası celp edilmiş ve tarafların kök rapora karşı itirazlarına karşılamak üzere aynı bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup bilirkişi 14/08/2018 tarihli ek bilirkişi raporunda İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğü’nün -sas sayılı dosyasının incelenmesinde takip konusu borcun —— TL bedelli çek alacağından kaynaklandığını , asıl alacağı 66,19 TL işlemiş faiz, 61,95 TL çek komisyonu, 2.065,00 TL çek tazminatı olmak üzere takip çıkışının 22.843,14 TL olduğunu, davacı vekilinin kök rapora itirazındaki gibi takip dosyasının kapanması için % 10 çek tazminatı , % 12 icra vekalet ücreti , % 4,55 tahsil harcı , binde 3 çek komisyonu vs. Gibi masrafların ödenmesi gerektiğini, icra dosyasında bulunan çekin arkasında bankanın garanti ettiği —-TL tutarın ödendiğine ilişkin bir kayıt bulunmadığı, davalı tarafında buna ilişkin bir ödeme belgesi ibraz etmediğini, kök raporda davalı şirketin hesabında görülen —-TL tutarın ———-esas sayılı dosyada takibi yapılan çeke karşılık yapılan ödeme olduğu, huzurdaki davaya konu fatura ödemesi ile bir ilgisinin bulunmadığını, sonuç olarak ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeye göre davacının davalı taraftan 5.310,00 TL alacaklı olduğu, söz konusu faturanın davalı defterlerinde de aynen kayıtlı olduğu yönünde rapor tanzim edilmiş rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre,——– Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, icra dosyası, bilirkişi kök ve ek raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasında yapılan sözleşme ile davalıya ait ———- adlı derginin içeriği ve tasarımlarının hazırlanması , basıma hazır hale getirilmesi ve dergiye ilişkin mali hakların devri konusunda sözleşme imzalandığı, daha sonra taraflar arasında şifahi sözleşme yapılarak derginin dağıtımı konusunda da anlaşıldığı, davacı tarafından davalıya yapılan iş karşılığında faturalar kesildiği ve bir kısım fatura bedeli olarak çek verildiği ve çekin davalı tarafından ödendiği, ancak takibe konu fatura bedelinin davalı tarafından ödenmediği, davalının cevap dilekçesi ile fatura bedelinin davacının üstlenmiş olduğu edimi yerine getirmemesi nedeniyle ve dergi ve reklamların ayıplı olduğu sebebiyle ödenmediğinin beyan edildiği anlaşılmakla taraflar arasında şifahi bir sözleşme yapıldığı ve takip konusu faturanın ödenmediğinin sabit olduğu, davacının ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde, taraflar arasında bir ticari ilişkinin bulunduğu, takip konusu faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, yine davalı defterlerinde de dava konusu faturanın aynen kayıtlı olduğu, davalı her ne kadar davacının fatura karşılığı hazırlanması gereken dergi ve reklamların ayıplı olduğunu bu nedenle ödeme yapmadığını iddia etmiş ise de dava konusu faturanın derginin içerik ve tasarımlarının hazırlanması, basıma hazır hale getirilmesi için düzenlenmediği, derginin dağıtımı için düzenlendiği, kaldı ki davalı, ifanın ayıplı olduğunu iddia etmiş ise de derginin basıma hazır hale getirilmesi ve içeriğinin hazırlanması için davacı tarafından düzenlenen faturayı ödediği dosya içerisindeki mevcut ödeme dekontlarından ve ticari defter kayıtlarından sabit olduğu, davalının ödeme yaparak dergilerin taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak hazırlanıldığını kabul etmiş sayılacağı, davalının dergilerin dağıtımının ayıplı olduğu yönünde bir iddiasının bulunmadığı, cevap dilekçesinde sadece söz konusu dergi ve reklamların ayıplı olduğunu iddia ettiği, dava konusu faturanın dergilerin dağıtımına ilişkin düzenlendiği, davalının fatura bedelini ödemediğini cevap dilekçesi ile beyan ettiği anlaşılmakla davacının dava konusu takip nedeniyle fatura bedeli kadar davalıdan alacaklı olduğu ve huzurdaki itirazın iptali davasını açmakta haklı olduğu, davacının icra takibinden önce davalı borçluyu temerrüte düşürdüğüne ilişkin bir ihtarının olmadığı, bu nedenle takip tarihinden önce temerrütünün şartlarının oluşmadığı, davalının icra takibi ile takip tarihinden itibaren faiz talebinde bulunduğu, davalının itirazının yerinde olmadığı, davacının takip tarihinden itibaren avans faizi talebinin yerinde olduğu, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla, davanın kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın KABULÜ İLE
Davalının İstanbul Anadolu 25. İcra müdürlüğünün ———– Esas sayılı vaki itirazın iptaline,
Alacağın % 20 si olan 1062 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 64,14 TL harcın ve icra takibi peşin harcı 26,55 TL’nin, alınması gerekli olan 362,72 TL harçtan mahsubu ile bakiye 272,03 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 64,14 TL, posta ve tebligat gideri 179,5 TL, bilirkişi ücreti 750 TL, olmak üzere toplam 993,64 TL yargılama masrafının davalı taraftan davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/03/2019