Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/221 E. 2018/414 K. 11.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/221 Esas
KARAR NO : 2018/414

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/02/2017
KARAR TARİHİ : 11/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin toplam 170.000 m2’lik alanda kurulu yaklaşık (50.000 m2 kapalı alan(25 adet 40 ……………….. yaklaşık 5.0000 m2 konteyner) dahil olmak üzere etrafı 4 metre beton bloklarla, 1 metre yükseklikteki jiletli tellerle çevrili, kamera sistemi ve dört tarafa bekçi kulübeleri ile korunan, faaliyet alanının tamamı beton zeminden oluşan) pamuk ipliği, boyalı pamuk ipliği, melanj ipliği, iplik boyama, kumaş boyama, dokuma ve havlu konfeksiyon üretim tesisleri, stok ambarları, mamul ve hammadde stok depoları, idari binalar vesair tesislerde, ……………… adresinde faaliyet gösterdiğini, 06/06/2016 tarihinde belirtilen üretim tesislerinde işlem gören satışa arz edilmek için kalitelerine göre ayrıştırıldıktan sonra 9 nolu depoya götürülmek üzere geçici olarak 1 nolu iplik işletme binasının yanına forkliftler yardımıyla konulan elyaf teleflerinin aniden ve bilinmeyen bir sebeple yandığını, yangının rüzgarın da etkisiyle büyüdüğünü, gerek tahliye edilen gerekse serbest piyasada satılma sureti ile değerlendirilebilecek elyaf telefleri, ekonomik değeri olmayan toz ve çeper telefleri ile tırlardan boşaltılan ve farklı bölgelerden satın alınan pamuk balyalarının yandığını, yangın sonucunda meydana gelen hasar ve zararlarının miktarını tam olarak belirleme şansları olmadığından fazlaya ilişkin ve dava haklarının saklı tutmak koşuluyla ……………… üzerinden dava açmak zorunda kaldıklarını, yangının başlaması ve rüzgarın etkisi ile büyümesi üzerine derhal yangın tüpleri hidrantlar ve işletmenin bünyesindeki itfaiye aracı ile yangına müdahale edildiğini, ayrıca taşkent vilayeti itfaiye araçları da çağrılarak getirtilmek suretiyle yangın kontrol altına alındığını, yangına ilişkin rapor tutturulduğunu, yangın hasarı sonrasında taraflar arasında yapılan 07/11/2015 başlangıç tarihli ve ……….. sayılı işyeri sigorta poliçesi uyarınca hasar bedelinin ödenmesi için davalıya talepte bulunulduğunu, taraflarına Ekim 2016 tarihinde tebliğ edilen 23/08/2016 gün ve ………… sayılı yazı ile ” sigortalı firmaya ait pamuk elyaf teleflerinin bilinmeyen bir sebeple alev alması sebebi ile sigortalıya ait muhtlef emtiada hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini ve söz konusu hasarda zarar gören emtianın fabrika sahası içerisinde açık alanda istiflendiği belirlenmiş olup ilgili poliçede açık alanda bulunan muhteviyat başlığında yer alan ‘ poliçe üzerinde ayrıca belirtilmemişse, açık alanda bulunan muhteviyat teminat haricidir’ ifadesi gereği işbu hasar için adınıza tazminat ödenemeyeceği..” gerekçesi ile taleplerinin reddedilmiş olduğunu, daha sonraki görüşmelerden de sonuç alınamadığını belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı sigortalı şirkete ait olan………. adresinde bulunan işyeri, müvekkili tarafından ………. nolu ve …………vadeli işyeri ………. ile sigorta örtüsü altına alındığını, sigorta poliçesinin bulunması sigorta tazminatının herhalde ve otomatik olarak ödeneceği anlamına gelmemekte olduğu ve sigortacı müvekkil şirketin sorumluluğunun çerçevesi Sigorta Genel Şartları ve poliçe özel şartları ile çizildiğini, sigortalı iş yerinde meydana gelen yangın vakıası müvekkiline 06/06/2016 tarihinde ihbar edildiğini, gelen ihbara istinaden müvekkilinin nezdinde hasar dosyası oluşturulduğunu, hasar nedeninin ve maddi boyutunun tespiti ve maddi boyutunun tespiti amacı ile hasar dosyasına ……….. tevdi edildiğini, davacı vekili dava dilekçesinde her ne kadar yangının sebebinin izah edildiğini belirtmiş olsa da ekspertiz raporunda yangının neden ve nasıl başladığı hususlarının tespit edilmediğini, açık sahada stoklanmış emteada meydana gelen yangın hasarının teminat dışı olduğunu, müvekkili şirket ile davacı sigortalı arasında akdedilen sigorta poliçesinin 4. Sayfasında açık alanda bulunan muhteviyat başlığı altında ” Poliçe üzerinde ayrıca belirtilmemişse açık alanda bulunan muhteviyatı teminat haricidir.” özel şartı yer aldığını, burada muhteviyattan kasıt poliçe ile teminat altına alınan her türlü maddi değer olduğu hükmünün anlaşılır ve net olduğunu, ilgili özel şart gereği açık alanda bırakılan elyafın alev alması sonucu gerçekleşen yangın vakıasının poliçe kapsamında olmadığını, taraflar arasında poliçe tanzim edilmeden önce müvekkili tarafından risk araştırması yapıldığını, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde iddia edildiğinin aksine davacı sigortalı lehine de poliçe düzenlenmeden önce müvekkilinin ilgili müdürlükleri tarafından gerekli inceleme ve araştırmalar yapıldığı ve davacı sigortalı şirket yetkililerine de risk analizi soru formu gönderildiğini, davacı sigortalının ilgili özel şartın niteliğini haiz olduğunu iddia ettiğini, poliçedeki özel şartın kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı olmadığı ve konusunun imkansız olmadığının açık olduğunu, poliçedeki özel şart Türk Ticaret Kanuna’ na, Borçlar Kanuna’ na ve Sigorta Genel Şartlarına uygun olduğunu, davacı yanın iddiaları hukuki ve mesnetten yoksun, kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, davalı sigorta şirketi tarafından davacı şirket lehine düzenlenen 07/11/2015 – 07/11/2016 vade tarihli iş yeri sigorta poliçesi kapsamında oluşan riziko nedeni ile davalı sigorta şirketinden sigorta tazminat talebine ilişkindir.
Tarafların tüm delilleri celp olunarak dosya üzerinde uzman bilirkişi heyeti aracılığı ile bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır. Alınan raporun dosyadaki delillere uygun, gerekçeli ve denetime açık bulunduğu anlaşılmakla hükme esas alınmıştır.
Davalı sigorta şirketi tarafından, davacı şirkete ait iş yerinin……… vadeli İş yeri Sigorta Poliçesi ile sigorta teminatı altına alındığı, davacı şirkete ait ……………….. adresinde faaliyette bulunan ……… Fabrikasında 06/06/2016 tarihinde saat 09:45 sıralarında yangın meydana geldiği, yangının . ………şehrinde görevli itfaiye istasyonları personelleri tarafından söndürüldüğü, ……i tarafından düzenlenen 15/08/2016 tarihli işyeri sigorta poliçesi Hasır Ekspertiz Raporunda özetle; ” ……………. A.Ş’nin talebi üzerine, ….. bulunan tesislerinde meydana gelen yangın hasarının ekspertizinin yapıldığını, sigortalının poliçesinde açık alanda bulunan muhteviyat için poliçe üzerinde ayrıca belirtilmemişse, açık alanda bulunan muhteviyat teminat haricidir notunun mevcut olduğunu,…… emtia bedelinin sadece …… firmasına ait olduğunu …………… tekstil firmasının yan kuruluşu olduğunu,……… firmasının ayrıca sigorta poliçesinin bulunmadığı bilgisinin alındığı, fabrika müdürünün; 06/06/2016 tarihinde saat 09:45 sıralarında açık alanda pamuk elyaf balyalarından aniden alev ve dumanların yükseldiğini, yangın tüpleri… İtfaiye aracı ile müdahalede bulunduklarını, dışarıdan itfaiye geldiğini ve yangının söndürülerek kontrol altına alındığını, yangının nasıl ve neden başladığını belirleyemediğini beyan ettiğini, tesiste güvenlik kameralarının mevcut olduğunu ancak yangının başladığı alana yakın güvenlik kamerası bulunmadığı için yangının nasıl başladığının kameralardan tespit edilemediğini, yangın anında çekilen fotoğraflar incelendiğinde fabrika binasına yakın bulunan balyaların alevlenerek yanmaya başlamış olduğunu görüldüğünü ve yerinde yapılan incelemede binadaki is lekeleri ve yanma izlerinden yangının bu alanda başladığının tespit edildiğini, fabrika müdürünün alevin ilk görüldüğü alanda elyaf teleflerinin bulunduğunu beyan ettiğini, elyaf teleflerinin bir nevi hurda pamuk olduğunu, üretimden arta kalan pamuk ve iplik parçalarını içerdiğini, elyaf teleflerinin ikinci kalite üretimlerde tekrar kullanılabildiğini, elyaf teleflerinin kendiliğinden alev alabilmesi için telef balyalarında bir ateş kaynağının teması veya güneş ışınlarının odaklanmasının gerektiğini, balyalar arasına karıştırılmış olan parlak bir metal veya cam parçasının güneş altında kızışarak elyafları tutuşturmasının bir ihtimal olduğunu, en güçlü ihtimalin sigara izmaritinin telef balyalarına yakın bir yere atılması ve sürüklenen izmaritin teleflere temas ederek tutuşmasına neden olacağını… Elyaf teleflerinde başlayan yangının yaklaşıl 10 metre mesafedeki ham pamuk balyalarına da sirayet ettiğini, bu alanda bulunan 1.300 balya pamuğun hasarlı olduğunun belirtildiği, yapılan incelemelerde pamukların aşırı ısı, is ve sıkılan sular nedeni ile tamamen hasarlanmış olduklarının belirlendiğini, ekspertiz çalışmalarında yanan pamuk balyalarının yaklaşık olarak 1220 adet sayıldığını, ayrıca yanarak tamamen hasarlanan ve dağılan pamuk balyalarının bir kısmının kendileri tarafından tespit edilebilmesi için çuvallara doldurulmuş olduğunun görüldüğünün, bu alandaki hasarlı pamukların da tamamen yandığı dikkate alındığında 1300 balya pamuğun hasarlı olduğunun tespit edildiğini… Yanan pamukların belediyenin çöp döküm sahasına sevk edilerek imha edildiğini, 3 parti halinde tartılan pamuk ve teleflerin toplam ağırlığının 333.893 kg’ın tamamen yanan ve müdahalede atılan pamuk ve teleflerde ilave edildiğinde talep edilen 360.118,50 kg emtianın uygun olduğu kanaatine varıldığının…” belirtildiği tespit edilmiştir.
Mahkememizce yaptırılan teknik bilirkişi incelemesinde; somut uyuşmazlığa konu yangın olayının güneş enerjisi kaynaklı ısıdan kaynaklandığı, güneş ışığının özellikle metal ve yansıtıcı olmayan yüzeyler üzerinde sıcaklık artışına neden olduğundan bu tip yüzeylerin altında bulunan kolay yanıcı maddelerin tutuşmasına veya buharlaşmasına neden olabileceği, davaya konu yangın olayında fotoğrafların incelenmesinde pamuk balyalarının polipropilen sargı ve çelik çemberlerle sarılarak sıkıştırıldığı, güneş ışığının şişe ve cam kırıkları gibi optik elemanlar tarafından odaklanması sonucu yangınların oluştuğu bilgisine göre somut uyuşmazlıktaki yangının yanan sigara izmariti, kendi kendine tutuşma, statik elektrik ve güneş ışınları şeklinde yangının başlama ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğu bildirilmiştir.
Somut uyuşmazlık riziko anlamında geçerli ve yürürlükte olduğu çekişmesiz olan işyeri sigorta poliçesi teminatından yangın hasarı için tazminat istemine ilişkindir. Davacı taraf işbu davada faaliyet konusu iplik fabrikası olarak kayıtlı Özbekistan’daki işyeri için brüt 106.447,11 USD sigorta primi karşılığında (poliçede kararlaştırılan özel ve poliçenin bağlı olduğu genel şartlar ve teminatlar dahilinde) yararına tanzim edilmiş olan yangın rizikolarına karşı emtia için ……. teminat bedeline kadar sigorta güvencesi de sağlayan işyeri sigorta poliçesine dayandırmaktadır. Davalı sigorta şirketi 6102 sayılı TTK ‘nun 1400 ve 1421 maddeleri hükmü uyarınca geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra kural olarak sigorta sözleşmesinin geçerli ve yürürlükte olduğu dönemde oluşan rizikolardan sorumludur. Sigorta Poliçesi Genel Şartlarında ve/veya Özel Şartlarda yer alan rizikonun gerçekleşmesi ve bu sebeple sigortalının menfaatinin zarara uğraması halinde sigortacının tazminat ödeme yükümlülüğü doğar. Sigortacı, sigortalının kasti bir eyleminden kaynaklanmadığı sürece sigorta güvencesi sağladığı rizikoya bağlı olan ancak düzenlendiği poliçenin bağlı olduğu genel ve/veya poliçede kararlaştırılan özel şartlarla çelişmeyen hasar için kasıt unsuru olmadığı sürece 6102 sayılı TTK 1427. 1429 ve 1459 veya 1462 ile 1463. Maddeleri uyarınca tazminat ödemekle yükümlüdür. Sigortacıya tazminat ödeme yükümlülüğü getiren sigorta sözleşmeleri; sigortacının, bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun meydana gelmesi halinde bunu tazmin etmeyi yükümlendiği sözleşme türüdür. Sigortacılık Kanunu 11. Maddesi hükmüne göre sigorta sözleşmelerinin ana konusu müsteşarlıkça onaylanan ve sigorta şirketlerince aynı şekilde uygulanacak olan genel şartlara uygun olarak düzenlenmelidir. Ancak sigorta sözleşmelerinde işin özelliğine göre özel şartlar konulabilir. Bu hususlar sigorta sözleşmesinde ve özel şartlar başlığı altında herhangi bir yanılgıya neden olmayacak şekilde açıkça belirtilir ve sigorta sözleşmelerinde kapsam dahiline alınmış olan riskler açıkça gösterilir. Sigorta sözleşmelerinde kapsam dahiline alınmış olan riskler haricinde kapsam dışı bırakılmış risklerde açıkça belirtilir. Belirtilmemiş olan riskler ise teminat kapsamında sayılır. 6102 sayılı TTK’nun 1425 maddesine göre genel şartların yanı sıra özel şartların da sözleşmede hüküm doğurabilmesi için poliçe metninde açıkça yer alması gerekir. Genel şartlar tasdike tabi olmasına rağmen kanunun emredici düzenlemesine göre özel şartlar tarafların serbest iradesi ile belirlendiği için tasdike tabi değildir. Sigortacı tarafından düzenlenen poliçede teminat altına alınan rizikonun kapsamının bilinmesi ve sigortalıya sağlanan himayenin sınırlarının tanımlanması genel şartların yanı sıra özel şartların kapsamına göre tespit edilir. Bu bağlamda genel şartlar her sigorta şirketi için aynı ve tek ise de; özel şartlar her sigorta şirketine sağlanan sigorta korumasının kapsamına ve tahakkuk ettirilen pirime göre değişir. Bu değişiklikler ve/veya poliçede kararlaştırılan şartlar için sigortacı veya acentenin sigortalısını gerektiği gibi bilgilendirmemiş ve sigortalı da, sigorta sözleşmesinin kurulduğu tarihten itibaren 14 gün içinde kendisinin yeteri kadar aydınlatılmadığını öne sürmemiş ise sözleşmenin düzenlenmiş olan poliçede yazılı şartlarla yapıldığı kabul edilir.
Somut uyuşmazlığa dayanak yapılan işyeri sigorta poliçesinin incelenmesinde; davalı tarafından davacı yararına sigorta güvencesi sağlanan işyerinde açık alanda bulunan muhteviyatın ” Ayrıca belirtilmemiş olması halinde ” (ki dayanak poliçede belirtilmemiştir.) teminat dışı tutulduğu, yani açık alandaki muhteviyat için herhangi bir ayrım yapılmadığından tamamının davalının düzenlediği poliçenin kapsamı dışında bırakıldığı, poliçenin son sayfasında da bu poliçede sağlanan teminatın sadece poliçenin bağlı olduğu genel ve poliçenin özel şartlarında teminata dahil olduğu belirtilmiş olan hususlarla sınırlı olduğuna, teminata dahil olduğu açıkça öngörülmüş bulunan hallerin dışındaki hiçbir halin (teminat dışında kalan haller arasında ayrıca sayılmış olmasa bile ) kesinlikle sigorta koruması altında olmadığına dair önemli olduğu vurgulanmak sureti ile yazılı bir uyarı konulduğu görülmüştür.
Yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamındaki tüm delillere, alınan bilirkişi raporuna göre; somut uyuşmazlığa dayanak sigorta poliçesinde satışa hazırlama, tahmil/tahliye veya elleçleme sürecinde (yada başka amaçla), (her ne kadar davacı taraf somut uyuşmazlığa konu rizikonun meydana gelişinde emtianın kısa bir süreliğine zorunluluktan dolayı çok kısa bir süreliğine depolara kaldırılmak üzere yangının meydana geldiği yerde bulunduğunun tespiti yönünden tanık dinletmek istemiş ise de; davacının bu iddiası doğrultusunda yani emtianın iddia edildiği şekilde kısa bir süreliğine bulunduğu yerde bırakıldığı hususu kabul edilmiş olması halinde bile sigorta poliçesinde teminata dahil olduğu açıkça öngörülmüş bulunan hallerin dışındaki hiçbir halin teminat dışında kalan haller arasında ayrıca sayılmış olmasa bile kesinlikle sigorta koruması altında olmadığına dair yasal uyarı konulmuş olması nedeni ile tanık dinlemenin sonuca etkili olmayacağı anlaşıldığından talebe itibar edilmemiştir.) sigorta poliçesinde belli bir miktara kadar açık alanda bulundurulan herhangi bir muhteviyata miktarı ve teminat limiti poliçede belirtilmek sureti ile sigorta güvencesi sağlanmadığından davalının somut uyuşmazlık nedeni ile düzenlediği poliçe şartları ile teminat dışı tuttuğu hasar nedeni ile ödeme yükümlülüğünün doğmadığı sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde davanın reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcının peşin olarak alınan 5.319,95 TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 5.284,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya yada ahzu kabza vekiline iadesine,
3-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ………… uyarınca 24.641,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Yapılan yargılama giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra ve talep edilmesi halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.