Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/186 E. 2019/240 K. 12.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/186 Esas
KARAR NO : 2019/240
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/02/2017
KARAR TARİHİ: 12/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının borçlu şirket ——–arihleri arasında yapılan ticari alış verişten kaynaklı oluşan cari hesap ilişkisinde davalıya fazla ödemeleri olduğunu, fazla yapılan ödemelere ilişkin davalıca geri geri dönüş ve para iadesine yapılmadığını, bu fazla ödemeler nedeniyle 28.659,00 TL alacaklı olduğunu, defalarca yapılan ihtara ihtara rağmen borç ödenmediğinden İstanbul Anadolu 15. İcra müdürlüğnün ———-esas sayılı dosyada alacağın icraya konulduğundu ve davalıya ödeme emrei tebliğ edildiğini, ancak davalının dosyaya kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalının kötü niyetli olduğunu tüm yapılan ödemelerin çekle yapıldığını, davalı itirazında borcunun olmadığını beyan etse de itirazın temellendirecek hiçbir belge ve bilgi sunmadığını, alacaklarının likit ve muaccel olduğunu, bundan dolayı davalı aleyhine inkar tazminatına hükmedilesi gerektiğini tüm bu nedenlerle borçlunun haksız olan itirazının iptaline ve takibim devamına % 20 icra inkar tazminatının davalıya yükletilmesine karar verilmesini mahkememizden talep v edava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; advalı vekili tarafından sunulan herhangi bir cevap dilekçesi görülmemiştir.
Uyuşmazlık Konusu: Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı olarak davalı tarafından düzenlenen faturalar karşılığı davacı tarafından yapılan fazla yapılan ödemeler nedeniyle takip tutarı kadar davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı ve davacının cari hesaba dayalı olarak icra takibi yapması konusunda haklı olup olmadığı konusunda olduğu anlaşıldı.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu 15. İcra Müdürlüğü’nün ——— Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 01/02/2016 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliğ üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından dosyaya sunulan taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacının davalıya kesmiş olduğu toplam 5 adet fatura bedeli toplamının 422.723,20 TL olduğu anlaşıldı.
Davacının bu faturalar karşılığı davalıya çek keşide ettiği, davalının keşide edilen çekleri ciro ederek 3. Şahıslara verdiği ve çeklerin karşılıksız çıkması sonucu davacı hamilin icra takibi ile tahsile giriştiği, toplam 5 adet icra takip dosya tutarını 245.995,00 TL tutarında olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce uyuşmazlık konusu hakkında tarafların ticari defterleri üzerinde bir mali müşavir aracılığıyla bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup, davalı tarafın ticari defterlerini incelemeye sunmaması üzerine, davacı ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede bilirkişi özetle; davacı şirketin———— yıllarına ilişkin ticari defterlerinde kebir ve envanter defterlerinin ibraz edilmediği, 2011 yılı yevmiye defterinin noter açılış onamasının süresinde yapıldığı ancak kapanış onamalarının bulunmadığı, buna göre davacının 2011-2012-2013-2014 ve 2015 yıllarına ait ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı ve birbirini teyit etmediği, ticari defterlerin incelenmesinde davacı tarafından inceleme konusu yıllara ait ticari defterler ile uyumlu olarak davalının takip edildiği cari hesap dökümlerinin ibraz edilmediği, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen yevmiye açılış ve kapanış maddelerine göre davalının borç alacak durumunun 2016 yılında davacının 159 verilen sipariş avansları ana hesabının altında ve 01/02/2016 takip tarihinde 107.353,97 TL alacaklı olduğu, alacak miktarının 31/12/2016 tarihli yevmiye kapanış maddesine göre davacının davalıdan 107.353,97 TL alacaklı olarak 2017 yılına devrettiğini görüldüğünü, davacı tarafından dosyaya sunulan cari hesap ekstresinin incelenmesinde 2011-2012 yıllarına ait açık hesap ekstresine göre davacının davalıdan 28.659,80 TL alacaklı olduğu, ancak davacının iddia ettiği bu alacağın davacının defterlerinde yapılan tespitler ile uyumlu olmadığı, davacının davalıdan olan alacağının ticari defterleri ile kanıtlanamadığı, davacı tarafından davalıya kesilen 5 adet faturalar toplamının 422.723,20 TL olduğu, ve sevk irsaliyesi düzenlenmeden teslim edildiğinin görüldüğü, sonuç olarak davacının iddia ettiği 28.659,80 TL alacağının davacının defterlerinde yapılan tespitler ile uyumlu olmadığı, bu anlamda davacının davalıdan olan alacağının usulüne uygun tutulmadığı anlaşılarak ticari defter kayıtları ile mevcut delillerle ispat edemediği yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, icra dosyası, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar, fatura suretleri, davacı tarafından keşide edilen çekler yönünden yapılan icra takip dosyaları ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında bir ticari ilişki olduğu ve davalı tarafından davacıya faturalar düzenlendiği, bu faturalar karşılığında davacı tarafından davalıya bir kısım çekler verildiği ve bu çeklerin davalının cirosu ile üçüncü kişilere geçtiği, çeklerin ödenmemesi nedeniyle yetkili hamiller tarafından icra takibine girişildiği ve davacı tarafından bildirilen icra takip dosyalarının takibe konu miktarın toplam 245.955,00 TL olduğu, davalı tarafından davacıya düzenlenen faturalar toplamının 422.723,20 TL olduğu, davacının bu faturalar nedeniyle fazla ödemeler yaptığını iddia ederek 28.659,80 TL yönünden icra takibine giriştiği ve davalının itirazı üzerine takibin durduğu ve huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmış olmakla, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde davacının ticari defterlerini usulüne uygun olarak tutulmadığı, kebir ve envanter defterlerinin ibraz edilmediği, yapılan incelemede davacının iddia ettiği takip tutarı alacağı davacının defterlerinde yapılan tespitlerle uyumlu olmadığının bilirkişi raporuyla tespit edildiği, ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfı taşımadığı, dolayısıyla davacının dosyaya sunulan deliller kapsamında davalıya fazla ödeme yaptığı iddiasını ispatlayamadığı sonuç ve kanaatine varılarak subut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1.Davanın REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 306,46 TL harcın, alınması gerekli olan 44,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 262,06 TL karar ve ilam harcının davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 3.428,28 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/03/2019