Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/182 E. 2018/626 K. 24.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİKARAR

ESAS NO : 2017/182 Esas
KARAR NO : 2018/626

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 24/05/2018

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 14/02/2017 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirket arasındaki ticari ilişki gereği olarak cari hesap alacakları doğduğunu, alacaklardan kaynaklı …….. tarihli faturalar tanzim edildiğini, ancak davalının vadesinde borçlarını ödemediğini, bunun üzerine İstanbul Anadolu ………. İcra Müdürlüğünün 2016/12590 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, itirazın üzerine takibin durdurulduğunu, bu sebeple icra dosyasında alacak görünen 51.686,97 TL üzerinden iş bu davanın açıldığını belirterek davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına , en az %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, avukatlık ücretinin ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu…….. havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: davalı şirketin takip dayanağı asıl alacak ile ilgili olarak ibra edildiği iddiası yerine olmadığını, fatura bedellerinin likit alacaklardan olduğunu ayrıca faturalardaki vade zaten belirli vade olduğu ve borçlu şirketin temerrüde düşürülmesini gerektirecek bir durum hukuken söz konusu olmadığını beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 24/05/2018 tarihli celsedeki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 25/04/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı şirket ile müvekkili şirket arasında 2006-2009 yıllarnıda herhangi bir sözleşme olmaksızın karşılıklı güvene dayalı olarak ……. kredili mevduat banka hesabı kanalıyla doğrudan borçlanma sistemiyle bir ticar ilişki gerçekleştiğini, müvekkilinin davacı şirketin yetkili bayiliğini yaptığını, taraflar arasında 1.300.000,00 TL ‘ye dayanan ticari ilişki gerçekleştiğini, ancak takibe ve davaya konu edilen faturalara ilişkin malları davacıdan talep ettiğine dair sipariş talep formu, talep e-posta veya müvekkil şirketin imza kaşesinin bulunduğu bir sevk irsaliyesi gibi hiçbir evrak bulunmadığını, davacının çalışma usulüne uymayarak talep edilmeyen mallardan dolayı müvekkilinin borçlandırıldığını, ayrıca müvekkili ile davacı şirket yetkilileri bu fatura bedelleri ile ilgili olarak o dönemde davacı şirketin satış danışmanlığının yapan ….. ve yine davcı şirkette yetkili müdürler olarak görev yapan……… ün herhangi maddi bir talepte bulunmayacağı konusunda mutabakata varıldığını, buna rağmen herhangi bir bildirim yapmaksızın doğrudan müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, ayrıca son fatura yapmaksızın doğrudan müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, son fatura üzerinden 6 yıl geçtiğini, davacının asıl alacak miktarı kadar işlemiş faiz ticari faiz talebinde bulunulmasını kabul edilmediğini, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini belirterek diğer lehe hususlar ışığında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 21/05/2018 havale tarihli ikinci(2.) cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafın davaya konu borç miktarına ilişkin olarak müvekkili şirketin ibra edilmediği yönündeki beyanlarının asılsız olduğunu, davacı tarafın icra takibi kapsamında işlettiği faizin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, alacak miktarının likit olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 24/05/2018 tarihli celsedeki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacı tarafın cari hesap ilişkisinden kaynaklı alacağı bulunup bulunmadığı, faturaya konu ürünlerin davalı tarafından talep edilip edilmediği, işlem ile ilgili olarak maddi hata yapılıp yapılmadığı kesilen faturalar ile ilgili davacı taraf yetkilileri ile fatura bedellerinin talep edilmeyeceğine ilişkin anlaşma yapılıp yapılmadığı ve bu suretle ibra edilip edilmediği, davalı tarafın temerrüde düşürülüp düşürülmediği, alacağın likit olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü ‘nün 2016/12590 Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 28/10/2015 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 06/11/2015 Tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi 13/02/2018 Havale tarihli raporunda özetle; incelenen davacı şirket ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 27.277,72 TL tutarında alacaklı olduğu, incelenen davalı şirket ticari defter kayıtlarına göre davalının davacıya takip tarihi itibariyle 27.277,72 TL tutarında borçlu olduğu, taraf kayıtlarının davacı faturaları yönünden birbirini doğrular şekilde mutabık olduğu, diğer bir değişle davacı faturalarının tamamının davalı kayıtlarında yer aldığı, davalının bu faturalar sebebi ile kendi kayıtlarında davacıya borçlu gözüktüğü tespit edildiği, konu alacak için davalının temerrüde düştüğünü gösterir bir belgenin dosyaya ibraz edilmediği rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
TİCARİ DEFTERLERİN DELİL KABİLİYETİ
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır. (TTK m. 83)
Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir. (HMK m. 199)
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir. (HMK m. 219)
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. (HMK m. 220/1)
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. (HMK m. 222/2-3-5)
TEMERRÜT
İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur(TBK m. 90).
Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir(TBK m. 97).
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer(TBK m. 117/1).
Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; ( …. ) borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır(TBK m. 117/2).
Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar(TTK m. 10).
FAİZ
Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur(3095 s.y. M. 2/1).
………. Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur(3095 s.y. M. 2/2).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, ticaret sicil kayıtları, faturalar, takip dosyası, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davalının ticari defterlerini göre davacıya takip tarihi itibariyle 27.277,72 TL borcunun bulunduğu, davacının ise kendi ticari defterlerine göre davalı taraftan 27.277,72 TL alacaklı olduğu, davalı takip borçlusunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği (Yargıtay ………. HD’nin 10/02/2016 tarih ve 2015/4576 Esas – 2016/621 Karar sayılı ilam) davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olması nedeni ile davacı lehine delil teşkil edeceği, davalı taraf her ne kadar faturaya konu ürünlerin davalı tarafından talep edilmediği, maddi hataya dayalı kesilen faturalarla ile ilgili davacı şirket yetkilileri ile görüşüldüğünü, davacı şirket yetkililerinin fatura bedellerinin tahsil edilmeyeceğini belirterek davalıyı ibra ettiklerini beyan etmiş ise de bu iddialarını ispatlayacak dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı, tarafların ticari defterlerinin mutabık olduğu, bu nedenle davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu, aksine bir sözleşme olduğu veya taraflarca vade belirlendiği iddia ve ispat edilmediği gibi icra takibinden önce davalı/takip borçlusu temerrüde düşürülmediğinden takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, her ne kadar davacı vekili faturadaki ödeme tarihlerinde davalının temerrüdün oluştuğunun beyan etmiş ise de tek taraflı tespit edilen vadenin davalıya temerrüde düşürmek için yeterli olmadığı, bu sebeple takibe konu edilen işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, davacının tacir olması ve taraflar arasında ticari ilişki bulunması(TTK m. 19/2) nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz(3095 sy. m. 2/2) uygulanması gerektiği, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
H.Ü.K.Ü.M: Gerekçesi Yukarıda Açıklanacağı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, İstanbul Anadolu ……. İcra müdürlüğünün 2016/12590 Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 27.277,22 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-Takibe konu asıl alacağın %20 ‘si olan 5.455,44 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 624,26 TL harç ile icra dosyasına yatırılan 258,43 TL harcın, alınması gerekli olan 1.863,31 TL harçtan mahsubu ile bakiye 980,62 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 116,00 TL tebligat ve posta gideri 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 816,00 TL yargılama masrafının davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 430,63 TL yargılama masrafına davacının başlangıçta yatırdığı peşin harç 624,26 TL ilave olunarak toplam 1054,89 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 385,37 TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürülükte bulunan …… uyarınca 3.273,27 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan …….. uyarınca 2.929,17 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,
9-Karar kesinleştiğinde, İstanbul Anadolu……. İcra müdürlüğünün 2016/12590 Esas sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.