Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/173 E. 2018/201 K. 22.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİKARAR

ESAS NO : 2017/173 Esas
KARAR NO : 2018/201

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 22/02/2018

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 13/02/2017 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı aralarında asansör imalatı yapılması hususunda sözleşme imzaladıklarını, davalının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sözleşme gereğince müvekkili tarafından 15/09/2016 tarihinde 20.000,00 TL, 15/10/2016 tarihinde 25.000,00 TL, 15/11/2016 tarihinde 25.000,00 TL değerinde çekler keşide edildiğini bu çeklerin davalı tarafından tahsil edildiğini, söz konusu çeklerin yanında müvekkili tarafından davalıya yine avans olarak ………… Şubesi …………… çek numaralı 15/03/2017 vade tarihli çekin keşide edilerek verildiğini, davalıya yapılan ödemelere ilişkin istirdat veya talep hakkını saklı tuttuğunu, bununla birlikte dava konusu olan …….. Sultanbeyli Şubesi ……… çek numaralı 15/03/2017 vade tarihli çekin ciro edilesinin önlenmesi amacıyla aslının davalı taraftan istenmesi gerektiğini, çekin bozdurulmaması için teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalının çek asıllarını teslim etmesine, avans olarak davalıya verilen ……. çek numaralı 50.000,00 TL değerinde çekin iptali ile çekin iadesine müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, dava konusu çek hakkında ödemeden men kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 22/06/2017 havale tarihli dilekçesinde özetle; davaya konu çekin 3. Kişi tarafından bankaya ibraz edilerek tahsil edildiğini ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davacı vekili 22/02/2018 tarihli esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davalı ile yapılan asansör yapım işi nedeniyle davaya konu çekin avans olarak verilip verilmediği ve bu çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti(menfi tespit), bedelinin ödenmesi halinde istirdat davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Menfi tespit davasını düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 72/1. Maddesindeki ” Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Davaya konu çek sureti incelendiğinde keşidecesinin, ……….. Lehtarının …………. olduğu, çekin ………… tarihinde 50.000,00 TL bedelli olarak keşide edildiği anlaşılmıştır.
………. bankasının 29/06/2017 tarihli yazı cevabı incelendiğinde, davaya konu çekin …………Ltd. Şti tarafından takas merkezine ibraz edilerek ödendiğinin bildirildiği anlaşıldı.
Dosyada mübrez 15/07/2016 tarihli sözleşmenin …………. A.Ş. İle yüklenici ………….. Asansör tarafından imzalandığı, iş bedeli olarak 139.948,00 TL ile belirlendiği anlaşılmıştır.
…………..asansör tahsilat makbuzu incelendiğinde, 08/09/2016 tarihinde ………. bankası ………….. şubesi15/03/2017 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli ve ………… nolu çekin, ……… AŞden tahsil edildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, ticaret sicil kayıtları, çek, tahsilat makbuzu, sözleşme, isticvap, banka kayıtları, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 15/07/2016 tarihli asansör imalatı sözleşmesinin imzalandığı ve davaya konu çekin davalı yükleniciye avans olarak verildiği, davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilen isticvap davetiyesine rağmen mazeretsiz olarak duruşmaya gelmemesi nedeni ile davalının bahsi geçen sözleşme ve tahsilat makbuzundaki imzaları ikrar etmiş sayıldığı, davalının davaya konu çeki başka bir ticari ilişkiye istinaden aldığını iddia ve ispat etmediği, bu hali ile çekin bedelsiz kaldığı, buna rağmen davalının çeki 3. Kişilere devrederek çek nedeni ile menfaat temin ettiği, davalının mal varlığında davacının zararını olarak sebepsiz artışın meydana geldiği, bu nedenle davacı tarafça da 3. Kişilere ödenen çek bedelinin iadesi talep edildiğinden çek bedelinin davalıdan istirdatının gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davaya konu çek bedeli 50.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Başlangıçta peşin olarak alınan 853,88 TL harcın, alınması gerekli olan 3415,5 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.561,62 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına
3-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 853,88 TL peşin harç, 142,5 TL tebligat ve posta gideri, olmak üzere toplam 996,38 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürülükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 5.850,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.