Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1354 E. 2023/277 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1354
KARAR NO : 2023/277

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2017
KARAR TARİHİ : 29/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 25/12/2017 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından davacı aleyhine —-. İcra Müdürlüğünün—– Esas sayılı dosyası üzerinden Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yalu ile 960.000 TL senet asıl alacağı, 43.594,52 TL işlemiş faiz alacağı ve 2.880,00 TL komisyon olmak üzere, toplam 1.006.474,52 TL tutarlı icra takibi başlatıldığını, takibe konu senedin, davacı tarafından boşa imza atılmak suretiyle davalıya verildiğini, davalı şirket yetkilisinin senedi verilme sebebi ve iradesine aykırı biçimde fahiş rakamlar yazmak suretiyle doldurmuş olduğunu ve açığa atılan imzayı kendi yararları doğrultusunda kötüye kullanmış olduğunu, davacının davalıya hiçbir borcu bulunmadığın, davalı alacaklı şirketin ortağı—— Bölgesinde 745 Ada 3 Parseldeki taşınmazın alımında aracı olmak üzere ortağı olduğu davalı şirket adına, davacıyı 19.11.2015 tarihinde yetkilendirdiğini, 11.12.2015 tarihinde de —-Noterliği’nden—– yevmiye nolu vekaletnameyi çıkarttığını, davalı şirketin, davacının yapacağı masraf ve komisyon için davacının hesabına 11.11.2015 tarihinde 20.000 TL ve 20.11.2015 tarihinde de 10.000 TL olmak üzere toplam 30.000 TL tutarında avans ödemesi yatırdığını, yatırdığı ve bu süreçte yatırabileceği diğer masraf tutarları karşılığında da teminat olarak davacıdan boş senet aldığını, davalının davacıya, “bu senedi teminat olarak aldığını ve vereceği avans kadar dolduracağını” belirtip, davacıya bu yönde güven sağlayarak bu senedi aldığını, davalının daha sonra senedi, tarafların arasındaki sözlü mutabakata aykırı olarak 960.000 TL bedel yazmak suretiyle olarak doldurduğunu, davalının, senedin icraya konulacağı tehdidi ile davacıdan toplam 53.000 TL ödeme aldığını, davacının daha fazla ödeme yapmak istememesi üzerine de davalının söz konusu senedi icraya koyduğunu, taraflar arasında, 960.000 tutarlı bir mal alışverişi olmadığı gibi banka hareketi de olmadığını, davacının davalıya işbu senetten dolayı borçlu olmadığını belirterek —–Esas sayılı dosyası üzerinde müvekkiline karşı başlatılan icra takibinin tedbiren durdurulmasına, davacının takip konusu senet nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitine, davacı aleyhine icra tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı şirkete dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmiş, davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, ——- Esas sayılı takip dosyasına dayanak yapılan senet nedeniyle davalıya borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişki olup, İİK.nun 72 vd.maddelerine dayanmaktadır.Tarafların tüm delilleri celbolunarak dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Her ne kadar tarafların ticari defterleri ve dayanak belgelerinin incelenmesine karar verilmiş ise de taraflarca ticari defter, kayıt ve dayanak belgeler incelemeye sunulmadığından defter, kayıt ve dayanak belgeler üzerinde inceleme yapılamamıştır.
Davaya konu —– Esas sayılı takip dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde; dosyamız davalısı —–Tarafından dosyamız davacısı —– aleyhine 960.000,00 TL asıl alacak, 43.594,52 TL işlemiş faiz, 2.880,00 TL komisyon olmak üzere toplam 1.006.474,52 TL alacağın 26.05.2017 tanzim tarihli 06.06.2017 vade tarihli bono dayanak yapılmak suretiyle Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yoluyla takip yaptığı, takibin kesinleştiği görülmüştür. Delil olarak bildirilen—–İcra Hukuk Mahkemesinin —–Karar sayılı dava dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde; dosyamız davacısı tarafından dosyamız davalısı aleyhine —–İcra Müdürlüğünün ——Esas saylı takip dosyasında takibe dayanak yapılan senedin kambiyo niteliğini taşımadığı, ayrıca senedin veriliş sebebi avansların iade edildiğinden borcun olmadığı iddia edilerek takibin iptalinin talep edildiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda takip dayanağı bonoda tanzim yerinin ayrıca ve açıkça gösterilmediği, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde sadece —– ibaresinin yer aldığı, dolayısıyla keşide yeri olarak kabul edilebilecek bir idari birim adı olmadığı anlaşıldığından İİK.nun 170/a maddesi uyarınca şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği, kararın İstinaf ve Yargıtay incelemesinden geçmek suretiyle 01.06.2020 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.—–Asliye Ceza Mahkemesi ‘nin——- Karar sayılı dava dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde; dosyamız davacısının dosyamız davalısı aleyhine yaptığı şikayet neticesinde açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan bahisle kamu davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “…aksi kanıtlanamayan savunma karşısında sanığın müştekiye iş yapması için para verdiği, karşılığında güvence olarak müştekinin imzaladığı senedi aldığı, ancak müştekinin iş yapmadığı ve sanığın parasını iade etmediği, bunun üzerine sanığın senedi işleme koyduğu şeklinde gelişen olayda taraflar arasındaki ihtilafın tazminat ya da alacak davasına sonu olabilecek nitelikte olduğu anlaşıldığından suç oluşturmayan fiil nedeniyle…” sanığın beraatine karar verildiği, kararın istinaf edilmeksizin 18.01.2022 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.Davacı taraf somut uyuşmazlıkta takibe dayanak yapılan senedin davalı tarafa davalı firmanın yetkilisi—– Mahallesinde 745 ada, 3 parselin alımında aracı olmak üzere kendisini yetkilendirdiğini, vekaletname çıkarıldığını, yapılacak masraf ve komisyon için davalının kendisine 11.11.2015 tarihinde 20.000,00 TL, 20.11.2015 tarihinde 10.000,00 TL olmak üzere 30.000,00 TL tutarında para gönderdiğini ve bu gönderilen bedeller karşılığında teminat olmak amaçlı boş senet imzalı senet aldığını, senedin aslında kendisine ödenen avans kadar doldurulması gerektiğini, kaldı ki taşınmaz satım işi gerçekleşmediğinden davalı şirket ortağı ve yetkilisi —— kendisine 30.000,00 TL avansı iade ettiğini, dolayısıyla davalı tarafça bu sözleşmeye aykırı şekilde doldurulan senet nedeniyle borçlu olmadığını iddia etmiştir.Davalı taraf, davaya karşı yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı gibi yazılı beyanda da bulunmamıştır. Ancak 17.03.2021 tarihli duruşmada—–bizzat hazır bulunarak; “—şirketim aleyhine açılan davayı kabul etmiyorum, uyuşmazlığa konu edilen olaylar nedeniyle aslında ben mağdur edildim, yetkilisi olduğum şirketinde davacının satıcı vekili olarak hareket ettiği dava dışı——adına kayıtlı taşınmazın şirketimize satışı için 11.000.000 TL bedel karşılığında anlaştık, satış tapudan gerçekleşmeden davacı, şirketten 200.000.,00 USD istedi, biz satış bedelini satışa konu taşınmaz şirket adına tapuda devredilmeden bedeli ödemeyeceğimizi söyledik, ancak dava dışı üçüncü şirketten satın alacağımız taşınmazın——ait olduğunu, bunun şirketime satışının yapılabilmesi için önceden 335.000 TL bedel ödemem gerektiği söylendi, önce 350.000,00 TL, sonrada 400.000,00 TL ‘yi davacıya ödedim, bu ödemelerin karşılığında davaya konu senedi teminat senedi olarak aldım, ancak sonrasında taşınmaz şirketim adına tapuda devredilmediği gibi davacıya ödediğim bedel de iade edilmediği için senedi bende davacıya iade etmedim, takibe koydum, ben davacıdan alacaklıyım, bu nedenle davayı kabul etmiyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
“Satış Protokolü” başlıklı sözleşmenin incelenmesinde; davalı şirketin alıcı, davacının da dava dışı —— vekili olarak düzenledikleri, protokolün konusunun dava dışı olup, davacının vekili olduğu şirkete ait taşınmazın tapu harç masrafları hariç diğer tüm masrafları dahil olmak üzere 11.000.000,00 TL bedelle davalı şirkete satışı olduğu, sözleşmenin 11.12.2015 tarihinde imzalandığı,—- Noterliği’nin 07.06.2016 tarih —— yevmiye sayılı ihtarnamenin davalı şirket tarafından davacıya keşide edildiği, 11.12.2015 tarihli satış protokolü gereklerinin yerine getirilmediğinden bahisle ihtarın tebliğinden itibaren 10 gün içinde protokolün ifasının gerektiğinin bildirildiği, aksi takdirde cezai şart tazminat alacağının tahsili için yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiği,
Görülmüştür.Dosya kapsamına sunulan tüm deliller, tarafların iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde; davacının dava dışı —— ait taşınmazın davalı şirkete satışı konusunda vekil sıfatı ile satış protokolü imzaladığı, protokol uyarınca yapılacak masraflar için davalı şirketin davacıya 20.11.2015 tarihinde 10.000,00 TL, 11.12.2015 tarihinde 20.000,00 TL ödeme yaptığı, davacının da davalıya 11.05.2017 tarihinde 17.000,00 TL, 29.06.2017 tarihinde 15.000,00 TL, 03.07.2017 tarihinde 4.000,00 TL, 24.07.2017 tarihinde 7.000,00 TL, 31.07.2017 tarihinde 10.000,00 TL, 07.08.2017 tarihinde 4.000,00 TL, 10.08.2017 tarihinde 9.000,00 TL, 11.08.2017 tarihinde 2.000,00 TL, 20.09.2017 tarihinde 5.000,00 TL ve 20.09.2017 tarihinde de 10.000,00 TL olmak üzere toplam 83.000,00 TL ödeme yaptığı, protokol uyarınca taşınmazın davalı şirkete satışının yapılmadığı ihtilafsız anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı şirket yetkilisi duruşmada alınan beyanında; satış işleminin gerçekleştirilebilmesi için davacıya 350.000,00 TL ve 400.000,00 TL olmak üzere 750.000,00 TL gönderdiğini, davaya konu edilen senedi de bu ödemelere karşı teminat senedi olarak aldığını savunmuştur. Dolayısıyla davacı tarafa satış bedeli olarak 750.000,00 TL tutarı ödediğini, ödeme karşılığında teminat niteliğinde olmak üzere aldığı bu senedi de davacıya iade etmediğini kabul ettiğinden yaptığını iddia ettiği 750.000,00 TL’lik ödemeyi yazılı delille ispat yükümlülüğü altına girmiştir. İş bu ispat yükümlüğü doğrultusunda davaya konu edilen teminat senedinin karşılığının davacıya ödendiği yönünde dosyaya yazılı delil sunulmamıştır. Aksine davacı taraf protokol uyarınca yapılacak harcama karşılığında kendisine gönderilen 30.000,00 TL ve karşılığında davacıya gönderdiğini iddia ettiği 83.000,00 TL’lik ödemeyi dekontlarla delillendirmiştir.Yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamındaki toplanan delilere göre aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; davacının—– İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı takip dosyasına dayanak yapılan borçlusu davacı —– olan 26.05.2017 düzenleme tarihli 06.06.2017 vade tarihli 960.000,00 TL bedelli bono nedeni ile davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davacının kötü niyet tazminat talebinin yasal koşullar oluşmadığından REDDİNE,
3-Başlangıçta peşin olarak alınan 16.394,40 TL harcın alınması gerekli olan 65.577,60 TL harçtan mahsubu ile bakiye 49.183,20 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 31,40 TL, peşin harç 16.394,40 TL, posta ve tebligat gideri 491,75 TL, bilirkişi ücretleri 3.500,00 TL olmak üzere toplam 20.417,55 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 123.600,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile—–Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.