Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1329 E. 2018/555 K. 15.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1329
KARAR NO : 2018/555

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 15/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; ……. günü davalı şirkete sigortalı …… plaka sayılı aracın seyir halinde yapmış olduğu kaza neticesinde müvekkilinin ağır bir biçimde yaralandığını ve müvekkilinde kalıcı maluliyetin söz konusu olduğunu, müvekkilinin kazanın oluşumunda bir kusuru olmadığını ve kusurun tamamının ……… plakalı araçta olduğunu, davalı … şirketinin limitler oranında ve ancak kusur oranından bağımsız olarak sorumlu bulunmakta olduğunu belirterek trafik kazasında davacının bedensel zararına uğraması nedeniyle , tazminat tutarının belirlenerek sigortacı yönünden limiti aşmamak üzere kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıya ödetilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan aracın müvekkili sigorta şirketine sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin poliçeye müstenit müşterek müteselsil sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, keza masraf ve vekalet ücreti sorumluluğunun da bu miktara isabet eden oranlarda olacağını, poliçe limiti üzerindeki zararlardan müvekkili şirketin sorumlu bulunmadığını, davacı vekilinin müvekkilinin trafik kazası neticesinde kalıcı sakat olduğu iddiasının tespiti gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının zorunlu mali mesuliyet sigortası genel şartları uyarınca ….. sorumluluğunda bulunduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı vekili bilahare cevap dilekçesini ıslah ettiğini belirterek ……. tarihli dilekçesini sunmuş ve bu dilekçesinde davaya konu taleplerin zamanaşımına uğradığını, davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini , kazanın ……. tarihinde meydana geldiğini , uzamış ceza zamanaşımı süresinin …. tarihinde dolduğunu, davanın zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığını belirterek , davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, …… tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası nedeniyle uğranılan bedensel zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davacının davalı … şirketinin ZMMS kapsamında sigortalısı olan dava dışı …..plakalı araçta yolcu olarak bulunduğu sırada meydana gelen tek taraflı trafik kazasında yaralandığı sabit olmakla, davacının kaza nedeniyle bir maluliyetinin oluşup oluşmadığı ve maluliyeti nedeniyle davalı … şirketinden maddi tazminat talep edip edemeyeceği hususu uyuşmazlık konusudur.
Davalı … vekili ıslah edilmiş cevap dilekçesi ile, dava konusu talebin zamanaşımına uğradığını savunmuştur. Savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi, 2.cevap dilekçesi ile serbestçe yapılabileceğinden ön inceleme aşamasında ancak davacının açık muvafakatı ile mümkün olduğundan , davacı ön inceleme aşamasında açıkça muvafakat etmezse davalı savunmasını ıslah yolu ile tahkikat aşamasında değiştirebilir veya değiştirebilir. Davalı cevap dilekçesi sunduktan sonra cevaba cevap dilekçesi dahi gelmeden cevap dilekçesini sunarak zamanaşımı nedeniyle davanın reddini talep etmiştir.
Haksız ilamlardan doğan tazminat davalarına ilişkin zamanaşımı süresi 818 sayılı Borçlar Yasasının 60.maddesi 1.fıkrasında ; “zarar görenin zarar ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği günden başlayarak bir yıl ve zararı doğuran eylemin işlemdiği günden başlayarak 10 yıl” olarak açıklandıktan sonra, aynı maddede ” tazminat davası Ceza Yasaları uyarınca daha uzun süreli zamanaşımına bağlı cezayı gerektiren bir eylemden doğmuşsa, kişisel davaya o zamanaşımı uygulanır” hükmü yer almıştır. 6098 sayılı yeni yasanın 72.maddesi 1.fıkrasında da ; ” tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yılın ve her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak 10 yılın geçmesi ile zamanaşımına uğrar” denildikten sonra , gene 1. Fıkranın 2.cümlesinde; ” ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır” denilmiştir.
Buna göre haksız eylemin ceza yasaları gereğince suç niteliği varsa ve bu eylem için daha uygun bir zamanaşımı öngörmüşse, tazminat davasına ceza yasasındaki veya özel yasalardaki daha uzun olan zamanaşımı süreleri uygulanacaktır. Tazminat davalarında ceza davalarına ilişkin zamanaşımı uygulanması için, eylemi işleyen hakkında ceza kovuşturması yapılmış yada hükümlülük kararı verilmiş bulunması gerekli olmayıp, sadece haksız eylemin suç niteliği taşıması yeterlidir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 109.maddesi 1.fıkrasında; ” motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların giderilmesine ilişkin istemler , zarar görenin , zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği günden başlayarak 2 yıl ve her halde kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar denildikten sonra 2.fıkrasında dava, cezayı gerektiren bir eylemden doğar ve ceza kanunu bu eylem için daha uzun bir zamanaşımı süresini öngörmüş bulunursa , bu süre maddi tazminat istemleri içinde geçerlidir” hükmü yer almıştır.
818 sayılı BK nun 60/1.maddesi ile 6098 sayılı TBK nun 72/1.maddesi yalnızca haksız eylemi işleyenler hakkında uygulanır. Buna karşılık KTK nun 109/2.maddesi yalnızca eylemi işleyenlere değil yasanın 85/son maddesi hükmü gereği aracın işletilmesinden çıkar ve yarar sağlayan işleten , araç maliki , girişimci, onarımcı, aracı, satıcı vb ile yasanın 88. ve 91.maddeleri ile Sigorta Genel Şartları C8 maddesinde de yinelendiği üzere sigortacıya da uygulanır. Kısaca 2918 sayılı KTK nun 109/2.maddesindeki uzamış ceza zamanaşımı motorlu araçlarla ilgili tüm sorumlular için geçerlidir.
Yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamındaki tüm delillere göre, davaya konu trafik kazasının 05.01.2009 tarihinde meydana geldiği, bu kaza nedeniyle uygulanması gereken zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu, bu sürenin davanın açıldığı 19/12/2017 tarihinden çok önce 05.01.2017 tarihinde dolduğu ve davalının yasal süresi içerisinde ayrıca ıslah edilmiş cevap dilekçesi ile zamanaşımı def’inde bulunduğu anlaşıldığından Yargıtay 17 HD nin 2015/1673 esas, 2017/11685 karar sayılı ilamı da nazara alınarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yazılı gerekçe ile ;
1-Davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 35.90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31.40 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 4.50 .-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan harç ve giderlerin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … şirketi tarafından yapılan 38.00 TL tebligat ve yazışma giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Hüküm tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca, davalı yararına tayin ve taktir edilen (vekâlet ücretine konu olan 100,00 TL asıl alacak tutarı, tarifede yer alan maktu ücret olan 2.180,00 TL tutarından daha düşük olduğundan) 100,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra ve tarafların talepleri üzerine yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.