Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1322 E. 2018/299 K. 21.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİKARAR

ESAS NO : 2017/1322
KARAR NO : 2018/299

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 21/03/2018

DAVA :
Davacılar vekili Mahkememize sunduğu 18/12/2017 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin murisi … ‘ın 17/04/2015 tarihinde …… A.Ş. ‘nin ……. Şubesi ‘nden kredi çektiğini bu krediye istinaden murisin davalı sigorta şirketi tarafından …….. nolu uzun süreli …… Sözleşmesiyle sigortalandığını, kredi çeken muris ……… ‘nin 09/06/2017 tarihinde bel ağrısı suretiyle ilgili olarak ………. …….Hastanesine başvurduğunu, hastane tarafından yapılan tetkiklerde murise akciğer kanseri teşhisi konulduğunu, müvekkilinin murisinin tedavi sürecinde iyileşemeyerek ………… tarihinde vefat ettiğini, vefat üzerine müvekkillerinin kredilerin sigorta tazminatı olarak ödenmesi talebiyle…………… ve …….. ‘ye başvurulduklarını, …………. A.Ş. Tarafından müvekkillerinin tazminatının ödendiğini, davalı şirketin müvekkillerine ödeme yapmayacaklarınına ilişkin 04/10/2017 tarihli yazı gönderdiklerini, gönderilen yazı cevabına göre murise akciğer kanseri teşhisinin ölüm tarihinden 12 yıl önce konulmuş olduğunu,…………. Şartları C.2 yapılması sırasındaki beyan yükümlülüğünü gerekçe gösterildiğini, murisin akciğer kanseri olduğu yönünde bilgisinin bulunmadığını, murisin 12 yıl önce kadın hastalığı olan rahim rahatsızlığı nedeniyle ameliyat olduğunu, bunun dışında başka bir teşhis konulmadığını, murisin 09/06/2017 tarihli hastane müracaatının bel ağrısı şikayeti olacağını, müvekkillerinin murisinin iyi niyetli olduğunu, müvekkillerine gönderilen yazıda cayma beyanı veya prim farkı talebinin bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte olduğunu beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL tazminatın murisin ölüm tarihinden başlayarak reeskont faizi ile müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 12/01/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: uyuşmazlığın davacıların murisi ile müvekkili arasında akdedilen…………. Poliçesinden kaynaklandığını, sözleşmede dain-i mürtehin kaydı ile lehtar olarak ……. Şubesi ‘nin tayin edildiğini, yargılamanın dain-i mürtehin bankayı etkileyeceğini, bu nedenle davanın ihbarının gerektiğini, hayat sigortası başvuru formu ve sigorta sertifikasında dain-i mürtehin olarak belirtilmiş olduğundan davacıların davayı açma ehliyetlerinin bulunmadığını, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddinin gerektiğini, kredi hayat sigortası poliçesinde bedelin belirlendiğini, kısmi dava açılmasının usule aykırı olduğunu, davacıların murisinin sigorta poliçesi akdedilirken ve devamı süresince kanun ve poliçe ile öngörülen beyan yükümlülüğünü yerine getirmediğini, sağlık sorunlarının gizlenmesinin kasıt ve kusuru gösretmekte olduğunu, davacının talep ettiği faiz başlangıç tarihine itibar edilemeyeceğini, taraflar arasındaki sigorta sözleşmesinin tabi olduğu şartaları ve sigortalının beyan yükümlülüğüne aykırı davranışlarını müvekkilinin tazminat ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırdığını beyanla, davanın…….. A.Ş. ‘ye ihbarına, aktif husumet ve talep niteliği itibariyle bölünebilir olamaması nedeniyle kısmi dava açılamayacağından davanın reddine, beyan yükümlülüğüne aykırı davranılması ve kusurlu olması nedeniyle tazminat yükümlülüğü ortadan kalktığından davanın reddine, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili aleyhine karar verilmesi halinde müterafik kusur ilkeleri gereği tazminat tutarından indirim yapılmasına, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydı ile usul ve yasaya aykırı faiz başlangıç tarihi talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın Hukuki Niteliği; ………….Sigortası nedeniyle sigorta bedelinin tahsili davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi; 6102 sayılı TTK’nın 1487/1. maddesindeki “Hayat sigortası ile sigortacı, belli bir prim karşılığında, sigorta ettirene veya onun belirlediği kişiye, sigortalının ölümü veya hayatta kalması hâlinde, sigorta bedelini ödemeyi üstlenir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır(TTK m.4). Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.(TTK m.5).
Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir(TTK m.11 ).
Esnaf ise; ister gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri esnaf işletmesi için öngörülen sınırda kalan, sanat veya ticaretle uğraşan kişidir(TTK m.15 ).
Buna karşılık, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden(TKHK m.3/k) davacı ile ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan(TKHK m.3/ı) davalı arasında tüketici işlemi(TKHK m.3/l) bulunmaktadır.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, poliçe, İngbank kredi kayıtları, …. sorgu raporu, ……… Sigortası poliçesi, sigorta başvuru formu, sigorta bilgilendirme formu, veraset ilamı, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacıların murisi … ‘ın ………’ tan 17/04/2015 tarihinde tüketici kredisi kullandığı, yine .. aracılığı ile 17/04/2015 tarihinde muris … ‘ın kredi grup hayat sigortası sertifikası ile uzun süreli kredili hayat sigortası ile sigortalandığı ve …. A.Ş. …………. Şubesi ‘nin poliçede dain-i mürtehin olduğu, kredi başvurusuna göre, davacıların murisinin emekli çalışmıyor şeklinde beyanda bulunduğu,………… sorgusunda ise Ssk çalışanı kaydının bulunduğu, bu hali ile muris … ‘ın tüketici olduğu, her ne kadar sigorta poliçesinde sigorta ettiren………… A.Ş. ise de sigorta başvuru formunun muris tarafından doldurulduğu ve bu formda muris ile birlikte davalı sigorta şirketi yetkilileri imzasının bulunduğu, bu nedenle davacıların murisi ve davalı arasında bir hukuki işlem bulunduğu, uyuşmazlığın hayat sigortası poliçesinden kaynaklandığı, davalı sigorta şirketi ile davacıların murisi sigortalı arasında sigorta ilişkisi bulunduğu, davacıların murisinin tacir olmadığı, kredinin iki kez ödenmemesi halinde temerrüdün oluşacağını düzenlemesi nedeniyle karakteristlik tüketici kredisi olduğu, davacıların murisinin tüketici, davalının ise sağlayıcı olduğu ve taraflar arasında tüketici işleminin bulunduğu, davacıların ırs ilişkisine dayanarak murisin halefi sıfatıyla davada taraf oldukları, buna göre dava tarihinde yürürlüğe girmiş olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3, 73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu(Yargıtay 20. HD. 13/10/2016 tarih ve 2016/4643 Esas – 2016/8859 Karar sayılı ilam), her ne kadar hayat sigortaları Ticaret Kanununda düzenlenmiş ise de yürürlük tarihi Ticaret Kanunundan daha sonra olan ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ayrıca tüketici hakkında öncelikle uygulanması gereken özel nitelikteki 6502 sayılı TKHK uyarınca uyuşmazlığın Mahkememizin görevine girmediği, görevin tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlıklara ilişkin olması nedeniyle tüketici mahkemesine (TKHK m.73) ait olduğu sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak yargılama harç ve giderleri görevli mahkemede değerlendirilmek üzere Mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL ANADOLU NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı..